Necdet TAŞ
Çukurova Basketbol Kulübü Mersin Başkanı Serdar Çevirgen Final Four sonrası gündeme dair açıklamalarda bulundu. Mersin’in olanakları dışında aldıkları tek yardımın bütün süreçte yanlarında olan ve desteğini esirgemeyen Türkiye Basketbol Federasyonu olduğunu ifade eden Çevirgen, “Onlar olmadan bu işin altından kalkabilmemiz mümkün değildi. Buradan başta Türkiye Basketbol Federasyonu Başkan’ı Hidayet Türkoğlu olmak üzere bütün Türkiye Basketbol Federasyonu çalışanlarına da desteklerinden ve emeklerinden dolayı teşekkür ediyorum. Kulüp başkanı olarak şehrimizi bütün Avrupa’ya layıkıyla tanıttığımızı düşünüyorum. Bilinmesini isterim ki Avrupa’da Mersin için “Turkish Miami” diyorlar. FIBA yönetimi bize uluslararası büyük organizasyonlar için şehir olarak ev sahibi olabileceğimizi söylüyor. Sahil şeridimizin dünyaya örnek olduğunu, şehrin adını hiç duymayanlar şehrin modernliğine şaşırdıklarını ifade ediyorlar” ifadelerini kullandı.
“SPORTİF OLARAK İSTEDİĞİMİZ BAŞARIYI YAŞATAMADIK ŞEHRİMİZE”
“Tüm bunların üstesinden gururla geldiğimiz bu büyük organizasyon sayesinde şehrimizin kazanımlarıdır. Sportif olarak istediğimiz başarıyı yaşatamadık şehrimize. 7 senelik bir kulüp için burada olmanın büyük başarı olduğunu bütün spor kamuoyu biliyor tabi ama bizim için yeterli değil. Çukurova Mersin olarak FIBA’nın da gözünde bizzat onların ağzından duyduğumuz Avrupa’nın en önemli kadın basketbolu organizasyonlarından biri olabilmenin gururunu da yaşıyoruz” ifadelerini kullanan Çevirgen, “Şunu da belirtmeden geçmek istemiyorum, Avrupa üçüncülüğü maçında taraftarımızın ilgisizliği bizi gerçekten üzdü. Tarihi bir maç, tarihi bir organizasyon 300 bilet satılmış maalesef. Sağ olsun sponsorumuz Novacar bütün biletleri almış, duyuru yapmışız, ona rağmen 1500 taraftar yakışmadı Mersin’e. İnşallah Çarşamaba günü saat 19.30’da oynayacağımız final serisinde bizi yalnız bırakmazlar. Geçen sene Avrupa ikincisi olmuştuk. Hedefimiz evimizde bunun üstüne çıkıp Avrupa’nın en büyüğü olmaktı. Maalesef başaramadık. Buradan çok konuşulan turnuvanın güzelliklerinin önüne geçen şarkı olayına da açıklık getirmek istiyorum. Bana göre turnuvanın en kötü olayı tamamen bireysel bir hata. Maalesef bazen ne yaparsanız yapın holiganizmin ve cahilliğin önüne geçemiyorsunuz. Olayların başlangıcında benim sinirlendiğim bir konu da (Elbette bireysel bir olay, olayı Fenerbahçe camiasına mal etmiyorum.) Kim olduğunu bilmediğim Fenerbahçe kadın takımı yöneticisi ile oturan şahsın benim oturduğum yere bakıp sürekli, el kol işareti yaparak hadsiz ve saygısız tavırlar sergilemesiyle bir anlık bir gerginlik yaşanıyor. Tabi ki bizim de kendi evimizde böyle bir saygısızlığı kabul edecek yok” şeklinde konuştu.
“FENERBAHÇE’DEN ÖZÜR DİLERİZ”
O anda Fenerbahçe takımının salona getirdiği, basketbol seyircisi olmayan, holiganizm duyguları yüksek olan taraftar grubunun ÇBK’ya çok ağır küfürler ettiğini hatırlatan Çevirgen, “Bunu da ben Fenerbahçe’ye mal etmiyorum ama basketbol salonlarından uzak tutulması gereken gruplar bunlar. Basketbola yakışmayan durumlar. Kadın, çoluk çocuk, aile var tabi yine asla tasvip etmemekle birlikte çok büyük ayıp ettiğimizi düşündüğüm, yaptığımız çok özenli turnuvanın en büyük kusuru olarak gördüğüm o şarkı açılıyor. Tamamen bireysel, cahilce, holiganca, düşüncesizce bir olay. Kulübün başkanı olarak bu hatayı üstüme alıyorum.. Daha dikkatli özenli olmamız gerekirdi.. Hatta şöyle bir şey söyleyeyim, bunu yapan ve o şarkıyı açtıran arkadaşımız koyu Fenerbahçeli tabi ki yıllardır bizimle beraber olduğu ve verilen emekleri yakından bildiği için o an maçın atmosferinden ve küfürlerden etkilenip böyle bir hata yapıyor. Herkesin haddini bilmesi lazım. Biz 100 yıllık Fenerbahçe camiasına bizim içimizden birinin saygısızlık etmesini asla kabul etmiyoruz. Bunun için kırdığımız, kızdırdığımız, bütün Fenerbahçe camiasından ve bizi tanıyan, bu davranışı bize yakıştıramayan herkesten kendim ve kulübüm adına özür dilerim. Bununla birlikte şunu da not düşmek isterim, buradan kendi ekibimde bu olaya sebep olan arkadaş hakkında neler düşündüğümü açık yüreklilikle söyledim. Ancak 100 yıllık koca Fenerbahçe kulübünün tarihe geçmiş nice başarılar kazanmış takımının başındaki yöneticisi, “Fener ağlatmaz, ağlatır.” Diye tweet atarak kendi seviyesinin o şarkıyı açan arkadaş kadar olduğunu göstermiştir umarım kendi yönetimine. Bu tarz yöneticilerin ilgi görebilmek adına üç tane holigandan Retweet alabilmek, adını konuşturmak için yaptıkları Türk sporunu bu hale getirmiştir. Bu tarz yöneticiler ne basketboldan anlar ne spordan ne de sporun ruhundan. Amaçları elde edilen başarıyı sahiplenmek ve şov yapmaktır.. Bu tarz yöneticiler faydadan çok zarar veriyor kulüplerimize. Ama kendilerine sorarsanız iki senedir takımını şampiyon yapıyorlardır. Üç tane holiganı arkasına alıp camiasına ben de buradayım diyor.. Tek söyleyebileceğim şey üzücü. Fenerbahçe büyük camia, çok büyük bir spor kulübü. Eminim ki bunlar da göz önünde bulundurularak notu veriliyordur. Son olarak şampiyon olan Fenerbahçe’yi tekrar kutluyorum. Sporsever ve vatansever olarak bizi tekrar gururlandırdılar. Sonuçta Çukurova Mersin olarak senelerdir Avrupa’nın en büyüğüyle mücadele etmenin, rakip olabilmenin gururunu duyuyoruz” dedi.