Öğretmenler yarın iş bırakıyor


İstanbul’da özel bir lisenin okul müdürü İbrahim Oktugan’ın okuldan atılan yabancı uyruklu bir öğrencisi tarafından öldürülmesi sonrası eğitim sendikaları iş bırakma kararı aldı. Sendikalara bağlı öğretmenler cuma günü iş bırakacak ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde basın açıklaması yapacak. Konuyla ilgili bir açıklama yapan Eğitim-Sen Mersin Şube Başkanı Mahmut Sümbül, okullarda siyah giyilmesi ve siyah kurdele/kokart takılması kararı alırken, 10 Mayıs Cuma günü 1 günlük iş bırakılma ve saat 12.00’de İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde açıklama yapma kararı aldıklarını duyurdu.

 

Tarih : 9 Mayıs 2024 Perşembe 12:56

Necdet TAŞ

İstanbul’daki özle bir okulda müdür olarak görev yapan İbrahim Oktugan’ın bir öğrenci tarafından öldürülmesi sonrasında tepkiler artıyor. Öğretmenler birlik olarak eylem kararı aldı, derslere girmeyecek. Eyleme Mersin’den de destek verilecek. İş bırakma kararı alan eğitimciler Mersin’de ayrıca milli Eğitim Müdürlüğü önüne giderek yapacakları eylem ile tepkilerin idile getirecek. Konuyla ilgili bir açıklama yapan Eğitim-Sen Mersin Şube Başkanı Mahmut Sümbül, okullarda siyah giyilmesi ve siyah kurdele/kokart takılması kararı alırken, 10 Mayıs Cuma günü 1 günlük iş bırakılma ve saat 12.00’de İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde açıklama yapma kararı aldıklarını duyurdu.

“CİMER, VELİLERİN ELİNDE BİR SOPAYA DÖNÜŞTÜRÜLDÜ”

İstanbul'un Eyüp ilçesinde bulunan özel bir okulda müdür olarak görev yapan emekli öğretmen İbrahim Oktugan'ın bir öğrencisi tarafından öldürülmesinin herkesi derinden üzdüğüne dikkat çeken Sümbül, “Toplum olarak hayatımızın her aşamasında evde, sokakta, iş yerlerinde her gün karşı karşıya kaldığımız şiddet olgusu, okullarımızı da sarmalamış, eğitim emekçilerini de şiddetin hedefi haline getirmiştir. Son olarak bugün İstanbul'da yaşandığı gibi ölümle sonuçlanan ağır sonuçların ortaya çıkmasına neden olmuştur.  Türkiye’nin her yerinde eğitim kurumlarında birbirine benzer şekillerde eğitim emekçilerini hedef alan şiddet olaylarının yaşanması, şiddetin arkasındaki nedenlerin ortaya çıkarılmasını, eğitim kurumlarında eğitim emekçilerinin can güvenliğinin sağlanmasını gerektirmektedir. Yaşanan bu şiddet olayları adeta bir bakanlık politikasına dönüştürülen eğitim emekçilerinin itibarsızlaştırılmasından ayrı düşünülemez. Bugün bir Eğitim emekçisini hayattan koparan ne basit bir öfke krizi ne failin öğrenci ya da veli oluşu, ne de öğrencinin uyruğu ile ilgilidir. Bizzat bakanın yaptığı açıklamalarla eğitim sisteminin tüm başarısızlığının nedeni olarak öğretmenlerin gösterilmesi, CİMER uygulamasının velilerin elinde bir sopaya dönüştürülmesi, MEB’in eğitimde yaşanan tüm sorunlara çözüm üretmek yerine öğretmeni ve idarecileri veli ve öğrenci karşısında tek muhatap olarak bırakması, bugün yaşananlara zemin oluşturmuştur. Okullarda yaşanan şiddetin ve öğretmenlere yönelik saldırıların önlenebilmesi, öncelikle her fırsatta öğretmenleri, eğitim emekçilerini hedef haline getiren politika ve uygulamalara son verilmesinden geçmektedir. Okulda şiddet olaylarının durması için Milli Eğitim Bakanlığını acilen harekete geçmeye ve önlem almaya çağırıyoruz” ifadelerini kullandı. Yıllardır yaptıkları tüm uyarılara rağmen alınmayan önlemler nedeniyle 40 yılını çocukların eğitimine adamış bir öğretmeni maalesef bakanlığın ideolojik örgütlenme alanına çevirdiği, yapboz tahtasına dönüştürdüğü eğitim politikalarının sonucu olarak kaybetmiş olmanın derin üzüntüsünü yaşadıklarını kaydeden Sümbül, “İbrahim Oktugan öğretmenimizin ailesi başta olmak üzere tüm meslektaşlarımıza ve eğitim camiasına başsağlığı diliyoruz. Şubemizin olayla ilgili eylem/etkinlik takvimi şöyle; Şube Başkanımızın diğer eğitim sendikaları ile eylemlerin ortaklaşması için görüşmeler yapması, 9 Mayıs Perşembe günü saat 17.30’da Emek ve Demokrasi Platformu meclis toplantısında konu ile ilgili bilgilendirme ve destek çağrısı yapılması; diğer eğitim sendikalarının bu konuyla ilgili yapacağı açıklamalara temsili düzeyde katılım sağlanması,  10 Mayıs Cuma günü 1 günlük iş bırakılması, saat:12.00’de İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde açıklama yapılması kararları alınmıştır” dedi.

EĞİTİM-İŞ; “ARTIK YETER! YAŞAMAK İSTİYORUZ”

İş bırakma eylemine destek veren Eğitim-İş Mersin Şubesi’nden de konuyla ilgili şu açıklama yapıldı; “Savaşlarda bile hedef alınmaması üzerine uluslararası anlaşmalar olan, dünyanın en güvenli mekanları olması gereken okullar, Türkiye’de şiddet sarmalının kucağına itilmiştir. İstanbul Eyüpsultan’daki özel bir lisede dehşet filmlerini aratmayan bir silahlı saldırının yaşanması ve bu saldırı sonucunda bir eğitimcimizin yaşamını yitirmesi, okullarımızın güvenlik açısından geldiği son durumu da gözler önüne sermiştir.   Okuluyla, öğretmeniyle ve müdürüyle yaşadığı sorunlar nedeniyle, yönetmelikler çerçevesinde okuldan atılan Iraklı bir öğrenci, 5 ay önce atıldığı okula silahla girmiş ve okul müdürünü makam odasında kurşun yağmuruna tutmuştur. Silahlı saldırı sonucunda ağır yaralanan okul müdürü İbrahim Oktugan, ne yazık ki ağır yaralı olarak kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetmiştir.   5 el silah sesini duydukları için öğrenciler ve öğretmenler koridora doluşmuşken, burada başka bir canın daha kaybedilmemesi bu elim olayın tek tesellisi olmuştur.   Şimdi Eğitim-İş olarak soruyoruz:   “İtibardan tasarruf” olmuyor da güvenlikten olur mu?! Gerekli adımların atılması için daha kaç eğitim emekçisinin, kaç öğrencinin can vermesi gerekiyor? İktidarın plansızlığı sebebiyle ülkenin demografik yapısı ve güvenliği ciddi risk altındadır. Planlama ve rehabilitasyon süreçleri sağlıklı işletilmediği için güvenlik anlamında ciddi sorunlar yaşanmaktadır. Bu güvenlik açığının faturası bizlerin canı mı olacaktır? Bu sorulara yanıt vermeden bizler başsağlığı dileyecek hiçbir yöneticinin samimiyetine ve ciddiyetine inanmıyoruz.   Sendika olarak altını çiziyoruz: Okulda şiddet olaylarındaki korkutucu tırmanışı engellemek için atılması gereken acil adımlar vardır:   Özel ya da devlet okulu ayırmaksızın, tüm okulların güvenliği derhal sağlanmalıdır. Devleti yönetenler hem devlet okullarını güvenli hale getirmeli, kadrolu güvenlik personeli atamalı ve giriş kapılarına dedektörler koymalıdır. Özel okullarda da aynı güvenlik önlemlerinin alınması şart koşulmalı ve bu konuda sıkça denetim yapılmalıdır. Failler toplumun vicdanını rahatlatacak ve yeni olaylar açısından caydırıcı olacak şekilde cezalandırılmalı, bunun yasal altyapısı yoksa derhal oluşturulmalıdır. Ahlak bekçiliğine soyunan RTÜK’ün toplumsal şiddeti başlıca gündemi haline getirip, mafya ve suç temalı TV yapımlarını denetlemesi sağlanmalıdır. İçine bin bir tane gereksiz ve hatta zararlı içerik doldurulan müfredat yerine şiddetin çağdışı ve yanlış olduğunu öğreten toplumsal yaşam dersleri içeren programlar hazırlanmalıdır.  Kendimizin ve öğrencilerimizin canından endişe ederek okula gitmek istemiyoruz. Can ağızda, kelle koltukta bir eğitim sistemini kabul etmiyoruz! Artık yeter! Yaşamak istiyoruz.”

 

 

Paylaş :
Etiketler :  

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!





 
  Akdeniz Gazetesi




 
  FLAŞ HABER
 

  BASIN İLAN KURUMU İLANLAR

 
  EN ÇOK OKUNANLAR
  • Bu Ay
  • Bu Hafta
  • Dün
  • Bugün


  SOSYAL MEDYA
 
 

 


  

 
 
ANASAYFA BİK İLANLAR İLETİŞİM KÜNYE GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
akdenizgazetesi.net © Copyright 2019-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA