Necdet TAŞ
Akdeniz Belediyesi, Haziran ayı Meclis toplantısını, Eş Başkanlar Hoşyar Sarıyıldız ve Nuriye Arslan başkanlığında gerçekleştirdi. Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan toplantıda, bir önceki birleşim tutanak özeti oylanıp kabul edildi. Meclise sunulan önergelerin kabul edildiği ve komisyonlardan gelen gündem maddelerinin karara bağlandığı, atama ve görevlendirmelerle ilgili üyelerin bilgilendirildiği toplantıda, Hakkâri Belediye Başkanı’nın görevden alınıp yerine kayyum atanması konusu tartışıldı, ayrıca 2 Haziran 2024 Pazar günü bazı bölgelerde tekrarlanan yerel seçimlerin sonuçları ele alındı.
ÇAĞLAR; “KAYYUM İRADE GASPIDIR, DEMOKRASİYE DARBEDİR”
Konuyla ilgili ilk olarak DEM Parti adına söz alan Özgür Çağlar, Hakkari Belediyesine kayyum atanmasına tepki göstererek, “Bütün güçlü ülkeler bir ülkeyi çökertmek isterse o ülkenin adalet sistemini çökertmek ister. Adliyelerin mahkeme salonlarında ‘adalet mülkün temelidir’ yazar ki burada mülk devlettir. Bir ülkede adalet olmazsa o ülke yıkılmaya mahkumdur. Tarihte de bu böyledir. Adalet sistemi bozulmaya başladıktan sonra o ülkeler çökmeye mahkumdur. Bugün Hakkari’de kayyum atandı. Aslında Hz. Ali’nin bir sözü var; ‘Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır’ der. Kayyum meselesi sadece DEM’in değil CHP’nin de, AKP’nin de tüm siyasi partilerin meselesidir. Kayyum irade gaspıdır, demokrasiye darbedir. Maalesef bu uygulamalardan bir türlü vazgeçilemiyor ama vazgeçilmesi gerekiyor. Vazgeçilmesi için toplumun tüm kesimlerinin bu kayyum uygulamasına karşı çıkılması, bu anti demokratik, anti hukuk uygulamalara güçlü bir şekilde tepki verilmesi gerekiyor. Kayyumu kabul etmiyoruz, hukuk çerçevesinde tepkimizi göstereceğiz” ifadelerini kullandı.
AK PARTİLİ TURAN; “KAYYUM ATANMASINI HOŞ KARŞILAMIYORUM AMA HUKUKA SAYGILI OLUN”
AK Partili Meclis üyesi Mustafa Turan ise, hukuk kararlarına saygı duymak gerektiğini ifade ederek, “Kişisel bireysel olarak seçilmiş belediyelere kayyum atanmasını hoş karşılamıyorum, içime sindirmek konusunda zorluk yaşıyorum. Ama Türkiye’de eleştirilse de bir hukuk, düzen var. Acaba bu istenmeyen irade gaspı gibi görünen kayyum atayanlar mı suçlu, yoksa suça bulaşmış hukuk konusunda problemli insanları aday gösterip onların seçilmesini sağlayanlar mı suçlu? Biz kayyum atanan belediyede görevden alınan belediye başkanının neden alındığını bilmiyoruz. Varsayımlar üzerinden beyan etmeyi doğru bulmuyorum. Ama suça bulaşmış kişilerin aday, belediye başkanı yapılmasını da hoş karşılamıyorum” şeklinde konuştu. Yine AKP’li Meclis Üyesi Aydın Eğin de, “Genel seçimleri yerelde meclisimizde konuşmamakta yarar görüyorum., Çünkü geçmişte biz bunları gördük yaşadık. Burada irade sizde tavsiyem genel seçimi meclisimizde konuşmamakta yarar olacaktır” dedi. CHP’li Meclis Üyesi Hamit Mert Avcı ise, “Eğer ki kayyum açısından da tüm siyasi partiler ses çıkartmazsa bir gün sıra onlara da gelir. Kayyum açısından bu anlamda herkesin tek ses olması gerektiğini söylüyorum” şeklinde konuştu. Bir başka CHP’li Meclis Üyesi Mahmut Dönmez de, CHP olarak kayyum mantığına karşı olduklarının altını çizerek, “Suç kişiye aittir. Kayyum mantığı ak parti grubu döneminde çıkmıştır. Keşke meclis kendi içinden bir başkan seçilse. Ama öyle olmuyor bakanlık kayyum atıyor. Geçmişte biz de benzer bir durum yaşadık. Yeni seçilmiştik 2 yıl olmuştu, buraya kayyum atandı. Bizim suçumuz ne? O dönemde AK Partili, HDP’li, CHP’li meclis üyeleri arkadaşlarımız vardı. Biz 3 yıl boyunca bir görev yapmadık. Ben de bunu doğru bulmuyorum” dedi.
DEM PARTİLİ DANIŞ; “BUNU KABUL ETMEYECEĞİZ”
DEM Parti Meclis Üyesi Yakup Danış ise, “Kayyumlara karşıyız denilerek cümleye güzel bir şekilde başladılar. Süslediler püslediler. Sonrasında da Türkiye’de ne kadar eleştirilse de bir hukuk sistemi olduğu söylendi. Bir suç unsuru var ise bununla ilgili gerekli işlemler yapılır denildi. O zaman seçim öncesi doğum yerimizi bizden daha önce bilen, tüm adli sicil kayıtlarımızı alan, bizi ilk başta değerlendirmeye alıp, aday olup olmama konusunda YSK’nın günlerce karar alma sürecini bekleyen adayların suçu yok muydu da, seçim kazanıldıktan sonra hemen 2 ay içinde suç işlediler. Bunu da sorgulayın. Kendi adalet sisteminizden endişe duyuyorsanız bu da şuan kayyumun, darbenin ne kadar adaletsiz olduğunu gösteriyor. Hukuk sisteminde çok iyi biliyorsunuz aday belirleme sürecinde YSK bizim kütüğümüze, yolda yürüdüğümüz her ana kadar inceleme yapar, sonra ‘adaysınız’ der. Halkın önüne çıkan tüm adaylar kazanır veya kazanmaz. Neticede bir seçim yapıldı ve Hakkari ‘DEM Parti’ dedi, adayını seçti. 2 ay sonra Ali cengiz oyunları ile gözaltına almalar, polis zoruyla gasp edin kayyum atanıyor. Böyle bir dünya yok. Bunu kabul etmeyeceğiz. Bitti eski devran” şeklinde konuştu.
AK PARTİLİ TURAN; “AKDENİZ BELEDİYESİNİ İLGİLENDİRMİYOR”
DEM Partili Danış’a tepki gösteren AK Partili Mustafa Turan, “Burada meclis üyesi arkadaşlarımız herkes kendi düşüncelerini ifade ediyor. Biz öyle süslü püslü ifadelerle birilerini etkileme çabasında değiliz. Evet ben kayyum olayından rahatsız oluyorum ama Türkiye’de bir kanun var. Ben bir hukukçu değilim ama benim aklıma şu geliyor devam etmekte olan bir mahkeme vardı ve kararını yeni verdi. Mahkemenin karar vermediği bir konuda, herhangi bir ceza almadıysak, ‘senin adaylığın kabul edilmiyor’ denebilir mi? Denemez. Akdeniz Belediyesini ilgilendirmiyor, Akdeniz’in gündeminde olmayan konuların meclisi getirilmesini, meclisin zamanının alınmasını şık bulmuyoruz. Evet bizim temsil ettiğimiz bir rozet, partimiz var ve haksızlığa uğrarsak cevap vermek zorunda kalıyoruz. Akdeniz ile ilgili sorunları sıkıntıları konuşalım ve hizmet üretmeye çalışalım. Sizin iyi niyetli güzel çalışmalarınıza destek olmaya çalışalım” dedi.
ARSLAN; “AÇIKÇA HAK GASPDIRI”
Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Eş Başkan Nuriye Arslan da, “Genel siyaset yapmayı doğru bulmuyorum ancak kayyum meselesi böyle bir konu değil. Yerel idareyi gasp eden bir durum. Türkiye tarihinde böyle bir şey görülmemiştir. Cumhur İttifakı ile birlikte AKP iktidarından sonra böyle bir uygulama getirildi. Bu halkın vicdanında yeri olmayan bir uygulamadır. Kişi suçlu olabilir. Kanun nezdinde kusurlu olabilir. Bu seçimde sonra da tespit edilmiş olabilir. Onu alır ama mevzuat belli ortada, seçilmiş belediye meclis üyeleri arasından bir başkan seçilir. Belediye meclislerinde tüm siyasi partilerin temsilcileri var. Bu iradeyi tanımamaktır. Halka zulümdür. AKP’nin son yıllarda yaptığı bu hukuksuz uygulamalardan kaynaklı halk nezdinde bir geçerliliğinin kalmadığının cevabını seçimlerde vermiştir. Bu toplumu huzursuzluğa götüren bir pratiktir. Tüm Türkiye halkları tarafından bu uygulamanın kabul edilmeyeceğini bir kez daha söylüyoruz. Umut ediyoruz ki bu yanlıştan bir an önce dönülür. Toplumu daha fazla kutuplaştırmaya kimsenin hakkı yoktur” ifadelerini kullandı.
BAŞKAN SARIYILDIZ; “KAYYUM POLİTİKALARI TOPLUMUN VİCDANINI YARALIYOR”
İlk olarak tekrarlanan yerel seçimlere değinen Akdeniz Belediyesi Eş Başkanı Hoşyar Sarıyıldız da “Seçimler demokrasi şölenidir. Kimin kazandığına bakılmaksızın, önemli olan halkın iradesinin tecelli etmiş olmasıdır. Günün sonunda, seçimlerde yaşanan aksaklıklar düzeltilir. Önemli olan halkın iradesinin önünde engel olmayışı, önemli olan halkın iradesinin, doğrudan demokrasiye yakın temsili bir demokrasi ile tecelli etmiş olması, bunun önündeki engellerin de ilgili mercilerce kaldırılmasının sağlanmasıdır. Çünkü vatandaşlığın en temel unsuru, seçme ve seçilme hakkıdır. Bunun elinden alınması, Anayasal anlamda da sıkıntılar yaratır. Bu açıdan gecikmiş de olsa seçimler sonucunda kazanan belediye başkanlarına, eş başkanlara tebriklerimizi sunuyoruz. Kayyum politikası, toplumdaki adalet duygusunu zedeliyor. Akdeniz de kayyımdan nasibini almış bir ilçemizdir. Bir önceki dönemin belediye başkanı, ‘Biz belediyeyi borçlarda devraldık’ demiştir. Çünkü kayyımlar, belediyeyi yönetirken toplumun vicdanını yaralayan tarzda hareket ediyordu ve belediyeleri ağır borçlarla devrediyordu. Bu durum, Akdeniz Belediyesi’nin de borçla devredildiği bir pratiğe girmesine neden olmuştur. Hele hele bazı belediyelerimizde, milyarları bulan borç yükünden bahsediliyor. Bu, gerçekten insanın vicdanını yaralayan bir durumdur. Seçimden önce YSK, adaylarla ilgili kararını veriyor, engeli olanlar seçime giremiyor. Vatandaşlarımız, anayasal hakkını kullanıp seçimlerde oyunu kullanıyor. Seçime girilmiş, halk oyunu kullanmış, seçim de demokratik şekilde yürümüş. Aradan 3-5 ay veya 1 yıl geçiyor ve kayyum uygulaması yapılıyor. Kayyım politikası toplumun hiçbir kesimi tarafından benimsenmiyor. Geçmiş dönemdeki kayyım uygulamalarının belediye meclislerini boşa düşürdüğünü burada da gördük. Kayyım uygulaması, Türkiye’nin demokrasi tarihinde kara bir leke olarak kalmalıdır; Meclis olarak, toplumun iradesini yansıtıyorsak, bu meclisin görev süresince çalışabilir olması için kayyım uygulamaları son bulmalıdır” şeklinde konuştu.