Haber Merkezi
12 Haziran Uluslararası Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Günü dolayısıyla yazılı bir açıklama yapan Mersin Çocuk Hakları Derneği Başkanı Sabahat Aslan, “Çocuk işçiliği Ülkemizin ve Dünyanın yaşadığı acil çözüm bekleyen sorunlardan biridir. Bugün milyonlarca çocuk, çalıştığı için düşlerini yaşayamamakta “çocuk olma hakkını” kullanamamakta, eğitim hakkından yararlanamamaktadır. Çocukların erken yaşlarda çalışma yaşamında yer almaları, çeşitli alan ve işkollarında çalışan çocuk sayısının artması, Ülkemizde önemli bir toplumsal sorun haline gelmiştir. Çocuk işçiliği Ülkemizin ve Dünyanın yaşadığı acil çözüm bekleyen sorunlardan biridir. Dünyada ve Ülkemizde uygulanan neoliberal politikaların sonucunda artan işsizliğin, yoksulluğun, eğitimsizliğin, gelir dağılımındaki adaletsizliğin ve dengesizliğin, göçün toplumun geleneksel bakış açısı, sosyal devletin tasfiye edilmesi, yasal düzenlemelerin yetersizliği, hızlı nüfus artışı son yıllarda çocuk işçi sayısının artmasına neden olmuştur. Milyonlarca çocuk, sokakta, tarımda ve sanayide tehlikeli ve ağır işlerde, fuhuş, porno kaset üretimi, uyuşturucu üretimi ve satışı gibi alanlarda yoğun bir biçimde çalıştırılmaktadır. Bugün Dünyada ve Ülkemizde halen milyonlarca çocuk ağır iş koşullarında çalışmaya zorlanmaktadır” ifadelerini kullandı.
“ÇOCUK ÇALIŞTIRMAK DA İSTİSMARDIR”
Yapılan araştırmalara göre, çocukların en çok çalıştırıldıkları alanlar; tarım, sanayi, sosyal ve kişisel hizmetler, ticaret, lokanta, otel hizmetleri ve sokaklar olduğuna dikkat çeken Aslan, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Bazı işkollarındaki İşverenler de çalıştırmak için özellikle çocukları tercih etmektedirler. Bunu sebebi, çocukların düşük ücretle çalışmaları ve kolayca işten atılabilmeleridir. Ayrıca çocuklar işyerlerinde sigortasız olarak çalıştırılmakta, dolayısıyla işverene ucuz işgücü sağlamaktadır. Çocuk işçiliği, emek sömürüsünün en vahşi biçimidir. Nedenleri ne olursa olsun çocukların ailenin sıcak ortamından alınıp, serbest piyasanın görünmez eline teslim edilmesi, erken yaşlarda çalıştırılmaları, çocukların çocukluklarını yaşayamamalarına, eğitimden uzaklaşmalarına, fiziksel ve ruhsal gelişimlerinin olumsuz etkilenmelerinin yanı sıra çeşitli istismara uğramalarına yol açmaktadır. Çocukların çalıştırılmaları biçimindeki istismar, çocuk istismarının en yaygın biçimidir. Çünkü daha oyun çağındayken kendi doğal ortamından alıkonulup çeşitli iş alanlarına sürüklenmekte, çok ağır iş koşullarında çalıştırılmaktadır. Bugünün ve geleceğin kaynağı olan çocukların, gelişim ve eğitim çağında zor ve tehlikeli koşullarda çalıştırılmaları, uygulanmakta olan sosyo-ekonomik politikaların, her türlü ihmalin ve denetimsizliğin mağdurları durumuna düşmelerine neden olmaktadır. Ekonomik ve sosyal koşulların iyileştirilmesiyle çocuk işçiliği büyük oranda azalacaktır. Bu toplumsal soruna karşı hepimiz duyarlı olmalı, çocuk işçiliğine karşı toplum olarak mücadele vermeliyiz. Çocukların birer yetişkin gibi sırtlarında hayatın yüküyle değil de çocukça sevinçlerle ve coşkularla yaşamaları için üzerimize düşeni hemen şimdi yapmalıyız. Çocuklarımızın haklarına sahip çıkarak onları korumak, Çalışmaları yerine okullarda eğitim almalarını sağlamak için herkesi göreve davet ediyoruz.”