Neşet TORUN

"Kadına Şiddete Hayır!", "Kadın Cinayetlerini Durdurun!" Çağrısıyla eylem yapan kadınlar, Silifke Kent Kadın İnsiyatifi’nin çağrısıyla Silifke Anıt Meydanında açıklama yaptı. Açıklamaya STK’ler destek verdi. “Kadın cinayetleri politiktir” “ILO’nun şiddet ve tacizi önlemesi sözleşmesi imzalansın“, "Kadınız, anayız şiddete karşıyız”, “Bize rahat yoksa size de yok” dövizleri taşındı. Açıklamayı Silifke Kent Kadın Konseyi adına KESK temsilcisi Şerife Coşkun okudu.

“KADIN YALNIZLAŞTIRILIP İTİBARSIZLAŞTIRILAMAZ”

Kadınlar adına açıklama yapan Silifke Kadın İnisiyatifi üyesi Şerife Coşkun, “Gün geçmiyor ki bir kadın ya boşanmak istediği erkek tarafından, ya teklifini kabul etmediği erkek tarafından, ya da boşandığı erkek tarafından öldürüldü haberlerini duymayalım” diyerek, yaşanan şiddetin boyutuna dikkat çekti. “Reddedilmeyi kabullenemeyen, kadını kendi malı gibi gören isteğine ulaşamayınca canileşen erkeklerin şiddetinden bıktık!!!” diyen Coşkun, “Daha üç gün önce 24 saat içerisinde 6 kadın hayattan koparıldı. Kadınları şiddete karşı koruyacak tedbirlerin alınması ve faillerin cezalandırılması caydırıcı olmalıdır. Kadınların cinsiyetleri nedeniyle maruz kaldıkları ayrımcılık ve erkek şiddetinin göz ardı edilmediği, kadını koruyan 6284 sayılı yasa, tam anlamıyla gözetilip uygulanmalı ve taviz verilmemelidir. Aile Mahkemeleri bu yasanın koruyucusu ve uygulayıcısı olarak güvenli adımları atmakla yükümlüdür. İlişkilerinde şiddete maruz kalmış kadınların boşanma davalarında şiddetin hızlandırıcı bir unsur olarak kabul görmemesi, kadınların şiddet yaşadıkları ilişkiden uzaklaşmaları ve sosyal desteklere erişmelerinin önündeki engeller kaldırılmalıdır. Kadın giyim tarzı ve tercihlerinden dolayı toplumun dışına itilemez ve uğradığı saldırı meşrulaştırılamaz. Basın ve faili yargılayan mahkemeler bu noktada önemli unsurlardır. Kadın yalnızlaştırılıp itibarsızlaştırılamaz. İnandığı değerler uğruna mücadele eden kadın Anayasal haklarını kullanabilmeli buna engel konulmamalıdır. Doğduğu coğrafyanın kaderine mahkum edilen kız çocuklarının çocuk yaşta gelin edilmesinin fıtrat olmadığını ve imam nikahı diye bir uygulamanın yasal evlilik olmadığını biliyoruz. Kız çocuklarını istismar edenler ve bunu olağanlaştıranlar kadın mücadelesini küçümseyerek kendileri küçük duruma düşmekteler” ifadelerini kullandı.

“KADIN YALNIZ DA YAŞAYABİLİR, MİNİ DE GİYEBİLİR, SOKAĞA DA ÇIKABİLİR”

Geleceğin kadınları kız çocuklarına sahip çıkacaklarının altını çizen Coşkun, “Eğitim hakkı elinden alınmak istenen, ‘cahil kalırsa kocasına itaat etmek zorunda kalır’ zihniyetinin önünde duvar gibi duracağız. Kadın yalnız da yaşayabilir, mini de giyebilir, sokağa da çıkabilir, iş hayatında da yer alabilir, kendisi isterse çocuk doğurabilir haklılığının sonuna kadar arkasındayız” diyen Coşkun, “Kadınların üzerindeki din baskısını kabul etmiyoruz. İran'da mollalara karşı direnen kadınların yanındayız. Her kadına 6284 sayılı yasanın bize doğurduğu hakları anlatıp dayanışmayı genişleteceğiz. Nerede bir kadın zordaysa yanında olacağız. Erkek egemen toplum anlayışını yıkacağız. Yerel yönetimlerden başlayarak tüm Türkiye'ye, tüm dünyaya sesimizi duyurup kanuni haklarımızı korumaya yönelik mücadelemizi sürdüreceğiz. Gidecek yerim yok diye şiddet gördüğü evliliği sürdürmek zorunda kalan kadınlarımıza sahip çıkacağız. Kadınlarımızın boşanma ve nafaka hakkına sahip çıkacağız. Biz kadınlar ülkeyi yönetenlerden ve kanun uygulayıcı mahkemelerden canımıza kast edenleri, hafifletici nedenler göstermeden hak ettikleri cezalara çarptırılmasının önünü açmalarını istiyoruz. Siz sesimizi duyana kadar söyleyeceğiz. Kadınları özgür bırakın. Birlikte göreceğimiz güzel günlere hep beraber yürümeye devam edeceğiz” dedi.