Neşet TORUN
Anayasa Mahkemesinin daha önce iptal ettiği, eğitim emekçileri sendikalarının öğretmenlik mesleğini değersizleştirdiği, öğretmenlerin iş güvencesini tehdit ettiği, kurulacak Eğitim Akademileri üzerinden AKP kadrolarını yetiştirmeyi hedeflediği, eşit işe eşit ücret ilkesini ortadan kaldırdığı. özlük haklarını zayıflattığı, ayrımcılığı ve eşitsizliği derinleştirdiği, eğitim emekçilerinin kazanılmış haklarını ortadan kaldırdığı, özel okul ve kurslarda öğretmenlik yapanların başta taban ücret düzenlemesi olmak üzere temel ekonomik ve sosyal haklarına, ücret ve çalışma koşullarına ilişkin bir düzenleme içermediği gerekçesiyle karşı çıktığı Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi'nin birinci bölümünü içeren 22 maddesi kabul edildi. Teklifin 14. maddesinde AKP tarafından verilen önergeyle değişiklik yapıldı. Buna göre öğretmen adaylarına hazırlık eğitim sürecinde her ay 23 bin 310 TL ödeme yapılacak. Sözleşmeli öğretmenlerin istihdamını kapsayan teklifin 15. maddesi de değiştirildi. Yerleştirildikleri eğitim kurumlarında mazaretsiz olarak göreve başlamayanlar ile göreve başladığı halde mazeretsiz olarak görevlerinden ayrılanlar hazırlık eğitimi sonunda aldıkları atamaya esas başarı puanıyla sözleşmeli öğretmenlik için yeniden başvuruda bulunamayacak ve yerleştirdikleri tarih itibarıyla 1 yıl süreyle hazırlık eğitimine alınmayacak. Genel Kurul'da kabul edilen maddeler, eğitim öğretim hizmetlerini yürüten öğretmenlerin seçilmeleri, yetiştirilmeleri, atanmaları, hakları, ödev ve sorumlulukları, ödül ve cezaları, kariyer basamaklarında ilerlemeleri ve öğretmenlik mesleğine ilişkin diğer hususlar ile Milli Eğitim Akademisinin kurulması, görevleri, teşkilat yapısı ve personeline ilişkin konuları düzenliyor. Bunun yanı sıra öğretmenlerin nitelikleri ve seçimi hazırlık eğitimine alınacakların belirleniyor.
ÖMK NELER GETİRİYOR?
İlk 6 maddesi kabul edilen adında öğretmen olan ama öğretmenlerin dinlenmediği kanun teklifi neler getiriyor? Öğretmen adaylarının mesleğe hazırlanması, gelişimi ve kariyer basamaklarında ilerlemeleri için MEB bünyesine bağlı olarak “Milli Eğitim Akademisi” kurulacak. Milli Eğitim Akademisinde aday öğretmenler için 3 veya 4 dönemden oluşan ‘hazırlık eğitimi’ verilecek. Hazırlık eğitimi, teorik ve uygulamalı derslerden oluşacak. Her bir dönem en az 10 en fazla 14 haftadan oluşacak. Hazırlık eğitimine alınacak adayların birçok şartı yerine getirmesi de gerekiyor. Öğretmen adayları hazırlık eğitiminde teorik dersler için en az iki yazılı sınavdan geçecek, “yazılı sınavların ortalaması 60 ve üzeri olanlar” başarılı sayılacak. Uygulama derslerinde ise birinci değerlendirmenin yüzde 20’si, ikincinin yüzde 30’u ve üçüncü değerlendirmenin ise yüzde 50’si alınarak geçme notunda 70 ve üzerinde puan alanlar başarılı sayılacak. Hazırlık eğitiminin sonunda, teorik derslerinden ortalama yüzde 40 uygulamalı derslerin ortalamasından yüzde 60’ının toplamı alınarak atanabilecek. Hazırlık eğitimini tamamlayarak yapılacak sınavda başarılı olan aday öğretmenler, sözleşmeli öğretmen olarak atanacak. Bakanlık müfettişi veya eğitim müfettişi tarafından haklarında yapılan denetim ve inceleme sonucunda öğretmenlik mesleği yeterlikleri çerçevesinde görevini yerine getirmede yetersizliği tespit edilen kadrolu öğretmenler, Akademi tarafından eğitime alınacak. Yetersizliği tespit edilenler, genel idare hizmetleri sınıfında durumlarına uygun kadrolara atanacak. Yönetici adayları da eğitim kurumu müdürü veya müdür yardımcısı olarak ilk defa görevlendirildiklerinde akademi tarafından yönetici yetiştirme programına alınacak. Öğretmen ve yöneticiler hakkında 657 sayılı Kanun’un disiplin hükümleri uygulanacak. Öğretmenlik mesleğiyle bağdaşmayacak şekilde söz, davranış, hal ve hareketlerde bulunanlara aylıktan kesme cezası verilecek. Son zamanlarda artan eğitimde şiddete ilişkin ise öğretmenlere karşı işlenen suçlarda cezaların ‘yarı oranında’ artırılması ve hapis cezasının ertelenmemesi hükümleri yer aldı. A kararı gereğince yeni kanunda uzman öğretmen ve başöğretmenlikte sınav kalktı. Öğretmenlikte en az on yıl hizmeti olan, kademe ilerlemesinin durdurulması cezası bulunmayan ve Akademi tarafından uzman öğretmenlik için düzenlenen eğitimi tamamlayanlara uzman öğretmen ünvanı verilecek. Milli Eğitim Bakanlığının (MEB) daha önce de gündeme getirdiği ÖMK’nin 6 maddesi 2023’te Anayasa Mahkemesi (AYM) tarafından iptal edilmişti. AYM, öğretmenlik mesleğinin kariyer basamaklarına ayrılması, aday öğretmenlik ve aday öğretmenliğe atama usullerine ilişkin düzenlemelerin iptaline karar vermişti. Kanun teklifi Mecliste yasalaşırsa yeniden iptali için AYM’ye taşınacak.
DEM PARTİLİ KOCA; “KRİTİK BİR DÖNÜŞÜM HEDEFLENİYOR”
Mecliste görüşülen ÖMK yasasıyla ilgili söz alan DEM Parti Mersin Milletvekili Perihan Koca, “Ben bu maddede özel olarak bu kanun teklifinin siyasal muhtevasına ve niteliğine dair söz kurmak istiyorum. Zira, Millî Eğitim Bakanlığı, bu kanun teklifiyle iktidarın çıkarları doğrultusunda Maarif Modeli müfredatının Millî Eğitim Akademisi’yle tamamlayıcısı olacak olan son derece kritik bir ideolojik dönüşümü hedefliyor. Çünkü iktidara geldiği ilk günden beri eğitim sistemi üzerinden toplum mühendisliğine soyunmuş bir siyasi iktidar var ne yazık ki bizim karşımızda. Bu açıdan AKP, eğitimi ideolojik olarak aslında, 2 boyutlu araçsallaştırıyor; hem milliyetçilik, muhafazakârlık, dincilik ekseninde hem de neoliberal politikalar ekseninde eğitimi kendi ihtiyaçlarına, kendi çıkarlarına göre yeniden ve yeniden müdahalelerle şekillendirdiğini görüyoruz. Adı bile AKP'nin seçim kampanyası sloganından devşirilmiş olan yeni bir müfredatla karşı karşıyayız: Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli. Bu yeni müfredatla ve devamında gelen bu kanun teklifiyle birlikte, aslında faşist rejimin inşasında kapıkulu öğretmen modelini hayata geçirmeye çalışıyorlar; aynı şekilde, her türlü bilimsel, eleştirel yetisini yitirmiş itaatkâr bir nesil modelini hayata geçirmeye çalışıyorlar; insan haklarını ve çocuğun üstün yararını değil, saray rejiminin makbul gördüğü vatandaşı muazzam bir toplum mühendisliğiyle yine, hayata geçirmek istiyorlar” ifadelerini kullandı.
“AKP'NİN YÜRÜYÜŞÜNÜN ASLINDA ZİRVESİ MAHİYETİNDE”
Dolayısıyla, pedagojik değil, ideolojik bir kanun teklifiyle ve hatta daha da ötesinde, bir parti programı niteliği taşıyan bir eğitim müfredatıyla ve bu eğitim müfredatını donatacağını iddia eden Koca, “Uygulayacak olan bir kanun teklifiyle karşı karşıyayız. Değerli hazırun, ne yazık ki yirmi iki yıldır eğitimi oyun hamuru gibi evirmiş çevirmiş ve eğitim sistemini yazboz tahtasına dönüştürmüş bir siyasi iktidar pratiğiyle karşı karşıyayız. Dile kolay, 2002 yılından bu yana -birçok hatip de ifade etti- 9 farklı isim Millî Eğitim Bakanlığının başına getirilmiş ve bu süre içerisinde -gerçekten dile kolay- 17 kez müfredat değiştirilmiş, 17 kez müfredatla ve aslında toplumla, çocukların geleceğiyle oynanmış. Dışarıdan bakıldığında, aslında gelen her Bakanın kafasına göre müfredat değişikliği yaptığı bir tablo varmış gibi görünüyor ama değişen aslında isimlerin keyfîlikleriyle ya da sadece istikrarsızlıkla, sadece çelişkilerle açıklanamayacak bir tabloyla karşı karşıyayız. Bu açıdan, yapılmak istenen şey faşist rejimin inşasında bir toplumsal mühendisliğin ta kendisidir. Bu toplumsal mühendisliği aslında hepimiz yirmi iki yıl içerisinde yaşayarak gördük değerli hazırun. Toplumsal mühendisliğin dozu yıldan yıla arttı. Dinci, milliyetçi, ırkçı, cinsiyetçi, piyasacı ideolojinin dozajı yine yıldan yıla arttı ve gelinen aşamada yeni müfredat bu ideolojik hedefin, bu yürüyüşün, AKP'nin yürüyüşünün aslında zirvesi mahiyetinde” dedi.
“ERKEK EGEMENLİĞİ TAHKİM EDİLMEK İSTENİYOR”
Koca, “Zorunlu din derslerinden çarpıtılmış tarih derslerine, 4+4+4 sistemine, ÇEDES’e, MESEM’lere hepsinin birbirine kovaladığı, hepsinin birbirini izlediği ve bu müdahalelerle çocuklara gerici, ırkçı, tekçi, cinsiyetçi ideolojinin aşılandığını hepimiz yaşayarak gördük. Yeni Maarif Modeli’ni de aslında tam da bu bağlamda değerlendirmek gerekiyor değerli hazırun çünkü modelin ders içeriklerine baktığımız zaman; yeni müfredatta yurttaşlık yok, yeni müfredatta temel insan hakları yok, bilim yok, laiklik yok, kadın hakları yok, kültürel, etnik, inançsal çoğulluk yok; eleştirel düşünce zaten yok. “Ne var?” diye baktığımızda: Nesilcilik var, bilim karşıtı inanış ve düşünce sistemi var, inkârcı, tekçi, işte asimilasyoncu politikalar var, kadın düşmanlığı var; var da var. Biçimsel olarak baktığımızda bile, din eğitimine 572 sayfalık bir yer verilmiş ama mesela felsefeye 67 sayfa ayrılmış. Bu bile aslında nasıl bir ideolojik dönüşümün hesaplandığını, hedeflendiğini bize gösteriyor. Yine AKP'nin aile temelli patriyarkal zihniyetinin yansıması olarak bu yeni müfredat ve devamındaki kanun teklifiyle beraber cinsiyetçilik derinleştirilmek isteniyor, erkek egemenliği tahkim edilmek isteniyor. Burada özel olarak şunu ifade edeyim: Bu, aslında kitlesel bir çocuk istismarıdır. Topyekûn bu gerici anlayışın anlamı çocuk istismarının ta kendisidir. Bu çocuk istismarı suçundan vazgeçilmelidir” dedi.