Necdet TAŞ
Maliye Bakanlığı görevlileri eczaneleri denetlemeye başladı. Ülke genelinde yapılan denetlemelerde, çok sayıda eczaneye ceza kesildi. Maliye Bakanlığı’nın uygulamasına tepki gösteren Mersin Eczacı Odası Başkanı Ecz. Aliye Akgül Aydın, “6 Ağustos tarihi itibariyle Hazine ve Maliye Bakanlığı ekipleri tarafından Türkiye’deki tüm eczanelere yönelik mali denetimler başlatıldı. Denetimlerde kontrol edilen bir konu entegrasyon zorunluluğudur. Eczanelerdeki entegrasyon zorunluluğu dört taraflı bir işlemdir. Bu taraflar; YN ÖKC üreticileri, Eczane Otomasyon Programcıları, Eczaneler ve bu üç tarafı zorunluluklarını yerine getirmesi için yaptırımlarda bulunacak olan Hazine ve Maliye Bakanlığıdır. Türkiye’de 15 adet YN ÖKC üreten firma ve yaklaşık 13 adet otomasyon sistemi vardır. Bu 15 adet cihazla 13 programın entegre bir şekilde çalışmasını sağlayamayan firmalara hiçbir cezai işlem yapılmadan son kullanıcı olacak eczanelere entegrasyon denetimi abesle iştigal etmektir. Henüz hazırlanmamış bir entegrasyonu kullanmamızı bekliyorlar” dedi.
HİÇ ZAM ALMAMIŞ VE SATILMAMIŞ İLACA VERGİ ÖDEYECEĞİZ
Diğer bir konunun ise satış fişleri olduğuna dikkat çeken Akgül, “Eczanelerde yapılan satışların yüzde 90’ını ilaçlar oluşturmaktadır. Bu ilaçların yüzde 80’inin Sosyal Güvenlik Kurumuna fatura edilmesi sebebiyle zaten vergiden kaçması imkansızdır. Kuruma fatura edilmeyen tutarın ise büyük bir bölümünü kurum tarafından ödenmeyen onkoloji ilaçları oluşturmaktadır ki; hastaların Sosyal Güvenlik Kurumundan dava yoluyla ilaç bedellerini alabilmesi için bu satışlara da fatura kesilmemesi ihtimali yoktur. Türkiye’de bazı işletmelerde hala kredi kartı veya havale/EFT yoluyla ödeme kabul edilmezken, bugün ortalama bir eczanenin kasasına giren paranın yüzde 75’i kredi kartı ödemesi şeklindedir. Eczaneler her yönüyle açık bir şekilde denetlenen, yaptıkları her satışı takip edilen, vergi konusunda yasal sorumluluklarını en iyi şekilde yerine getiren sağlık kuruluşlarıdır. Bizleri büyük bir vergi yükü altına sokacak diğer bir husus ise enflasyon düzeltmesidir. Enflasyon düzeltmesi, enflasyonun artmış olduğu ortamlarda gerçek durumu ifade etmeyen mali tabloların, gerçek durumu ifade eder hale gelmesi amacıyla düzeltme işlemine tabi tutulmasıdır. Aslında yapılması haklı bir işlemdir. Ancak uygulamada enflasyon düzeltmesi ile işletmelerin henüz elde etmediği kazançlarından vergi talep edilmektedir. Elbette bu da yüksek enflasyon nedeniyle zaten dar boğaza düşen başta eczaneler olmak üzere tüm işletmelere ciddi bir vergi yükü oluşturmaktadır. Enflasyon düzeltmesinin iptali için şimdiye kadar gösterilen tüm çabalar faydasız kalmıştır. Ocak-Haziran 2024 geçici vergi döneminde enflasyon düzeltmesi zorunluluğu ile karşı karıya bırakılmaktayız. Eczanelerimiz için enflasyon muhasebesinde en çok vergi yükü oluşturacak kalem olan ilaçlara Ocak-Haziran 2024 tarihleri arasında hiç zam yapılmamış olması ise bu duruma bambaşka bir boyut kazandırmaktadır. Enflasyonist ortamlarda, mali tabloların güvenilirliği ve gerçeği yansıtması için enflasyon düzeltmesi gerekli bir işlem olsa da hesap dönemi sonunda uygulanmalı ve düzeltme sonrası -oluştuğu ifade edilse de aslında oluşmayan- kar vergilendirilmemeli, zarar oluşması halinde ise, zarar olarak kabul edilmemelidir” ifadelerini kullandı.
İLAÇTAKİ AVRO KURU HAYATİ İLAÇLARDA YOKLUĞA NEDEN OLUYOR!
Öte yandan Tüm Eczacı İşverenleri Sendikası’ndan (TEİS) ilaçlardaki fiyatlandırma sorununa ilişkin "MS, kanser, hormon, antibiyotik, ağrı kesici, bazı göz ve kulak damlaları, hemoroit ilacı gibi birçok hastalıkta kullanılan ilaca ulaşmakta sorun yaşanıyor. Bu sürecin başlıca sebebi; ilaç fiyatlandırma politikasında izlenen fiyatları baskılayıcı tutumdur" açıklaması geldi. Konuyla ilgili TEİS’ten yapılan açıklama şöyle; “Bulunamayan ilaçlar, eczacıların en önemli mücadele alanı haline geldi. Hala piyasada birçok ilaca ulaşmakta sıkıntı yaşanıyor. Özellikle, aralarında kanser, MS, hormon, antibiyotik, ağrı kesici, göz damlası, kulak damlası ve hatta hemoroit ilaçları gibi birçok ilaç hala bulunamıyor. Tüm Eczacı İşverenler Sendikası Genel Başkanı Ecz. Nurten Saydan, “1 Euro neredeyse 37 lira. Buna karşılık ilaç fiyatı hesaplanırken kullanılan Euro 17,5 lira. Üreticiler ve ithalatçılar ilaçları üretmekte ya da ithal etmekte zorlanıyor. Kurlar arasındaki bu makas açıklığıyla ilaç bulunabilirliği çok zor gözüküyor” diyerek şöyle devam etti: “Piyasada ilaç yokları günden güne artıyor. Global firmalar muadili olmayan (majör) ilaçlarını ülkemizden çekmeye başladı, hastalarımızın tedavileri yarım kalıyor, bazı tedavilerde hekimlerimiz ikame ilaç bulamıyor. Özellikle ithal olarak yurtdışından gelen ilaçlar başta olmak üzere aralarında MS, kanser, hormon, antibiyotik, ağrı kesici, bazı göz ve kulak damlaları, hemoroit ilacı gibi birçok hastalıkta kullanılan ilaca ulaşmakta sorun yaşanıyor. Bu sürecin başlıca sebebi; ilaç fiyatlandırma politikasında izlenen fiyatları baskılayıcı tutum olmakla birlikte, üretici ve aracı paydaşların maliyetin karşılanmadığı noktada üretimden ya da tedarikten vazgeçmesidir. Her türlü girdi maliyeti ve işletme gideri arttığı halde Bakanlıkça ilaç fiyatlandırmasında belirlenen Euro kuru bugün hala reel kurun ancak %50sine erişebilmiş durumdadır. Bu ekonomik gerçekler maalesef tüm sektöre ağır bir yük getirmektedir. Netice olarak birçok ilaç bulunmamaya ve ‘yok’ta olmaya devam etmekte, ithal edilen ürünler ithal edilmemekte, yeni çıkan, tedaviye yeni verilen ilaçlar ülkemize getirilmemekte. Büyük bir emek, zaman ve işgücü kaybının yanı sıra ilacın bulunabilir olmaması halk sağlığını olumsuz etkileyen ciddi bir sorundur. Olumsuz etkilerinin ekonomik değeri maalesef ki paha biçilemez büyüklüktedir. İlaç Fiyat Kararnamesi’nde (İFK) yapılan kısmi düzenlemeler de ilaç arzındaki sorunları gidermeye yetmiyor. İlaç gibi hayati bir ürünün üretilebilmesi, ulaşılabilmesi ve bulanabilmesi için en kısa sürede sektörün tüm paydaşlarının kabul edeceği yeni bir sisteme geçilmesi gerekiyor İlacın bulunabilir hale gelmesi için gereken düzenlemelerin bir an evvel yapılması gerektiğini kamuoyunun bilgisine sunuyoruz.”