Haber Merkezi
Mersin'deki 9 bin yıllık Yumuktepe Höyüğü'nde arkeopark projesi kapsamında Prof. Dr. Giulio Palumbi'nin başkanlığında başlatılan kazı çalışmaları sona erdi. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın 'Geleceğe Miras Projesi' kapsamında kazı koordinatörü İnönü Üniversitesi'nden Doç. Dr. Burhan Ulaş tarafından gerçekleştirilen kazılar ise Kasım ayı sonuna kadar devam edecek. Milattan önce 7 binli yıllara uzanan geçmişiyle Anadolu'nun en eski yerleşim yerlerinden merkez Toroslar ilçesindeki Yumuktepe Höyüğü'nde Ağustos ayında başlayan kazılar, İtalya'nın Bari Aldo Moro Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Giulio Palumbi başkanlığında gerçekleştirildi. Bu yıl ki kazılarda, daha önce bulunan Hitit sur duvarının temeli genişletilerek yapı tekniği hakkında bilgiler edinildi. Demirçağ tabakalarında ise tandır biçiminde ocaklar ile Neolitik dönemden beri bölgenin endemik bitkisi olan zeytin çekirdekleri ile hayvan kemikleri bulundu.
“MERSİN’DEKİ TÜM KURUMLARIN BU HEDEFE ODAKLANMASI GEREKİR”
Yumuktepe ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Mersin Ticaret Borsası Başkanı Abdullah Özdemir, “Mersin kent merkezinde bulunan Yumuktepe, dokuz bin yıllık kesintisiz bir tabakalanmaya sahip olması özelliği ile öne çıkmaktadır. En az 33 farklı döneme ait tabakalanma olduğu ortaya çıkarılmıştır. 1930’larda başlayan kazı çalışmaları, kesintili olarak ve yavaş bir tempo ile günümüze kadar gelmiştir. Yumuktepe, tarihsel olarak mühür kullanımının, metalürji faaliyetlerinin, savunma sistemlerinin, merkezileşme öğelerinin ve hiyerarşik toplum yapısının en erken örneklerine dair kanıtları barındırmaktadır. Bugüne kadar yapılan araştırmalar önemli bulgular sağlamış olsa da yerleşim hakkında hâlâ aydınlatılması gereken pek çok nokta mevcuttur. Böylesine önemli bir projenin neredeyse bir asır geçmesine rağmen istenilen noktaya ulaşamaması, Mersin adına büyük bir kayıptır. 1961 Yılında keşfedilen Çatalhöyük ve 1995 yılında keşfedilen Göbeklitepe birer çekim merkezi haline gelirken, Yumuktepe’nin halen içinde bulunduğu durumu izah etmek mümkün değildir. Şanlıurfa’nın kent merkezinden 22 km uzakta bulunan Göbeklitepe’yi 2024 yılının ilk yedi ayında 326 bin kişinin ziyaret ettiğin göz önünde bulundurulduğunda, Mersin’in tam kalbinde yer alan Yumuktepe’nin nasıl bir turizm potansiyeli taşıdığını öngörebiliriz. Böylesi büyük bir kültürel mirası koruyarak geleceğe taşımak ve kent turizmine kazandırmak, Mersin’in öncelikli stratejik hedeflerinden biri olmalıdır. Önümüzdeki süreçte Mersin’deki tüm kurumların bu hedefe odaklanması gerekmektedir” dedi.
“KAZI SAHASINI VE ÇEVRESİNİN GÜVENLİĞİ SAĞLANMALI”
Öncelikli olarak, kazı sahasının ve çevresinin 7/24 güvenliğinin sağlanmasının büyük önem taşıdığını kaydeden Özdemir, “Kazı çalışanları ve ziyaretçilerin ihtiyaç duyduğu sosyal donatı tesislerinin bir an önce yapılması gerekmektedir. Bu doğrultuda Büyükşehir Belediyemizin bir projesi olduğunu biliyoruz; bu projenin hayata geçirilmesi son derece faydalı olacaktır. Göbeklitepe ve Çatalhöyük örneklerinde olduğu gibi, kazı alanlarının üzerlerinin örtülmesi, yapılması gereken öncelikli işlerden biridir. Ziyaretçiler için yürüme yolları ve galeriler yapılmalıdır; böylece ziyaretçiler 33 tarihsel katmanı görerek zamanda yolculuğa çıkmış hissine kapılacaklardır. Ayrıca, kazı ekibinin elzem olarak gördüğü bioarkeoloji laboratuvarın oluşturulması, kazı çalışmalarında elde edilen fiziki bulguların analiz edilmesinde çok önemli bir işlev görecektir. Kazı çalışmaları, ağırlıklı olarak insan gücü ile yapılmaktadır. Çalışan sayısının artırılması, bugüne kadar yavaş giden çalışmaların ivmesini hızlandıracaktır. Çalışmalarda karşılaşılan en önemli sorun finansman teminidir. Mersin olarak, bu konuda yerel imkanlarımızı kullanarak acil bir Can Suyu Fonu oluşturmamız gerektiğini düşünüyoruz. Bu şekilde yerel bir fon oluşturabilirsek, çalışmalar hız kazanacak, ulusal ve uluslararası kuruluşlardan proje bazlı olarak ilave fonlar bulmanın yolu açılacaktır. Göbeklitepe’ye ana sponsor olan Doğuş Grubu’nun rolüne benzer şekilde, ilimizdeki holdinglerin ve şirketlerin Yumuktepe’ye sahip çıkmalarını bekliyoruz. Başta Büyükşehir Belediyemiz olmak üzere ilgili ilçe belediyelerimizin bu proje için bütçe ayırmaları, tarihimizin gün ışığına çıkmasında önemli bir işlev görecektir” ifadelerini kullandı.
“YUMUKTEPE’YE SAHİP ÇIKIN”
Yumuktepe’nin hemen yanından geçen Müftü Deresi’nin ıslah edilmesi, her mevsim su akışının sağlanması ve çevre düzenlemesinin yapılması Yumuktepe Projesi ile entegre biçimde yürütülmesi gerektiğini kaydeden Özdemir, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Tüm bu adımlar hayata geçirildiğinde, Yumuktepe bir Açık Hava Müzesi ve Arkeopark haline gelecektir. Kazı çalışmalarında ortaya çıkarılan eserlerin sergileneceği bir müzenin kurulması da son derece önemlidir. Bugüne kadar çıkarılan ve farklı illerdeki müzelere gönderilen eserler geri toplanarak burada sergilenmelidir. Buradaki medeniyetlere ait yerleşim yerlerinin orijinal hallerini yansıtan maketler yapılması, buradaki toplumların hayatlarından kesitler sunan animasyonlar hazırlanması ve tarihi gerçeklere dayalı hikayeler oluşturulması çok faydalı olacaktır. Yumuktepe’nin ulusal ve uluslararası ölçekte tanıtımının yapılması için; Yumuktepe’nin UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesine alınması için girişimlerin başlatılması, Tur operatörleri ve rehberlere yönelik tanıtım faaliyetleri yapılması, Okul turları organize edilmesi, Bölgede uygun bir toplantı ve etkinlik alanı oluşturularak, burada etkinlikler düzenlenmesi, Buradan elde edilen tarihi bilgilerin ders müfredatlarına konulması ve benzeri çalışmalar faydalı olacaktır. Netice olarak, buraya kadar anlatılanlar yapıldığında Mersin ve ülkemiz yeni bir çekim merkezi kazanacaktır. Bu konuda ilgili tüm kurum ve kuruluşları Yumuktepe’ye sahip çıkmaya ve elini taşın altına koymaya davet ediyoruz” dedi.