Necdet TAŞ
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Mersin Şubeler Platformu, Özgür Çocuk Parkı’nda ‘Geçinemiyoruz. Yoksulluğa karşı mücadelede birleşiyoruz’ başlıklı basın açıklaması gerçekleştirdi. Özgür Çocuk Parkı’ndaki basın açıklamasına; KESK Eş Genel Başkanı Ayfer Koçak, Akdeniz Belediye Eş Başkanı Nuriye Arslan, siyasi parti temsilcileri, KESK’e bağlı sendikaların üyeleri, Mersin Emek ve Demokrasi bileşenleri katıldı. Burada konuşan Tüm Bel-Sen Mersin Şube Başkanı KESK Dönem Sözcüsü Mustafa Özbay, “Aslan payını ise faizden, ranttan beslenen bir avuç kan emiciye, sermayeye, patronlara, 5’li çeteye, silahlanmaya, ayırmayı hedefleyen bir bütçe ile karşı karşıyayız. 4 kişilik bir ailenin tüm bireyleri asgari ücretle çalışsa dahi hane gelirinin yoksulluk sınırının altında kaldığı bir ülkede, her 4 emekliden 1’nin kök maaşının en düşük maaş olan 12 bin 500 TL’nin altında kaldığı, ancak hazine yardımı ile 12 bin 500 TL’ye tamamlandığı bir ülkede, 500 TL tutarındaki emekliliğe yansıtılmayan ilave seyyanen ödenek dâhil ortalama kamu emekçisi maaşının yoksulluk sınırının yarısına indiği bir ülkede, ortalama kamu emekçisi emeklisi maaşının çoktan açlık sınırının altında kaldığı bir ülkede biz emekten- halktan yana bir bütçe istiyoruz” ifadelerini kullandı.
“BÜTÇE HAKKI ÖNÜNDEKİ ENGELLER KALDIRILSIN”
Bunun için; öncelikle bütçe hakkının önündeki engellerin kaldırılmasını talep eden Özbay, taleplerini şöyle sıraladı; “Halkın, emekçilerin bütçe süreçlerine etkin katılımının sağlanmasını istiyoruz. Kamu hizmetlerine ve yatırımlarına bütçeden ayrılan payın artırılmasını, piyasalaştırılmasına, tasfiyesine ve özelleştirme soygununa son verilmesini istiyoruz. Toplumsal cinsiyete duyarlı bir bütçenin hayata geçirilmesini, kadınların güvenceli istihdamının arttırılmasını, kadınları şiddetten koruyacak kamusal hizmetlerin genişletilmesini istiyoruz. Vergide ve ücretlerde adalet istiyoruz. Bunun için; tükettiğimiz her şeyden alınan KDV, ÖTV gibi tüm dolaylı vergilerin düşürülmesini, gelir vergisi birinci dilim oranının yüzde 15 ten yüzde 10’a düşürülerek, yoksulluk sınırına kadar olan maaşların-ücretlerin birinci vergi diliminde sabitlenmesini, kar, faiz ve servet gelirlerine tanınan ayrıcalıkların kaldırılmasını, belli bir servet düzeyinin üzerindeki zenginlerden servet vergisi alınmasını, vergilerimizden oluşan bütçeden alıp Kamu Özel İş birliği (KÖİ) projelerine, Kur Korumalı Mevduat (KKM) sistemine aktarılan Hazine garantilerine son verilmesini, vergilerimizin, ülkenin kaynaklarının güvenlikçi politikalara, silahlanmaya değil; istihdamın, üretimi arttırılması, yoksulluğun ve işsizliğin önlenmesi, adaletin, barışın ve demokrasinin tesis edilmesi için kullanılmasını istiyoruz. Maaşlarımızdaki kayıpların karşılanmasını; en düşük kamu emekçisi maaşının kira, aile, yakacak yardımları ile yoksulluk sınırının üzerine çıkarılmasını istiyoruz. Sözleşmeli, taşeron, ücretli, vekil gibi hür türlü güvencesiz istihdama son verilmesini, tüm kamu emekçilerinin güvenceli-kadrolu istihdam edilmesini istiyoruz.”
“KAYYUM DARBESİNİ KABUL ETMİYORUZ”
Kayyum darbesini kabul etmediklerini de ifade eden Özbay, “Anti demokratik uygulamalarla haklarımızın gasp edilmesine alışmayacağız. Duymak istemeyen kulaklara, görmek istemeyen gözlere inat bir kez daha çağrıda bulunuyoruz; halk iradesine vurulan bu darbeden derhal vazgeçilmelidir. Hukuk dışı yollarla baskı ve zor yöntemleriyle halkın iradesinin gasp edilmesine son verilmelidir. Seçilmiş Belediye Başkanlarının ve milletvekillerinin derhal görevlerine iade edilmesini istiyoruz. Bunun için KESK olarak “Geçinemiyoruz! Yoksulluğa ve Adaletsizliğe Karşı Mücadelede Birleşiyoruz!“ şiarı ile üç haftadır tüm yurtta işyerlerinde, kent meydanlarında bir kampanya örgütlemeye çalışıyoruz. Kamu emekçisinden işçisine, asgari ücretlisinden emeklisine, çiftçisinden kadınlarına, gençlerine kadar halkın ezici çoğunluğunun haklarına yönelik saldırı dalgasına karşı birleşik ve ortak bir mücadeleyi örmek için çaba sarf etmeye devam edeceğiz. “Bu düzene, yoksulluğa, sefalete itirazım var” diyen tüm emekçilere, vatandaşlara bir kez daha sesleniyoruz. Emeğimizi hedef alan saldırıların dalga kıranı bizleriz. Emeği, alın teri ile geçinenler, ezilenler olarak dünyanın en büyük çok sesli korosu bizleriz. Tarihin sayfaları omuz omuza verdiğimizde karşımızdakileri kumdan kalelere dönüştürdüğümüz örneklerle doludur. Gelin; insanca yaşamaya yetecek bir ücret, adil bir vergi sistemi, halk için emek için bütçe, güvenceli iş, güvenli gelecek için omuz omuza verelim. 30 Kasım 2024 Cumartesi günü Ankara’da gerçekleştireceğimiz Merkezi Mitingimizde emeğin kürsüsünü birlikte kuralım” diye konuştu.