Necdet TAŞ
Mersin Valiliği himayesinde Mersin Olgunlaşma Enstitüsünce Mersin Kültür Merkezi'nin bahçesinde 'Bolkarlar'dan Toroslar'a Desenlerin Sırrı' temalı düzenlenen etkinlikte kıyafet sunumu gerçekleştirildi. Defile öncesi çeşitli tablolar, iğne oyasıyla işlenmiş dokuma örtü, takı, fular ve çantaların yer aldığı sergi, Vali Ali Hamza Pehlivan, eşi Yıldız Pehlivan ve Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü Sosyal ve Kültürel Etkinlikler Daire Başkanı Nazan Suna Alpural'ın katılımıyla gerçekleşti.
OLGUNLAŞMA ENSTİTÜLERİ, KÜLTÜREL HAFIZAYI DİRİ TUTUYOR
Açılışta konuşan Alpural, olgunlaşma enstitülerinin, Türkiye'nin dört bir yanında geleneksel el sanatlarını ve kültürünü koruyarak geleceğe aktarma misyonunu taşıyan, böylelikle kültürel hafızayı diri tutan önemli kurumlar olduğuna dikkat çekerek, “Dokumadan el sanatlarına, nakıştan seramiğe, iğne oyasından ahşap oymaya kadar birçok geleneksel Türk el sanatları olgunlaşma enstitülerinin sayesinde can bulmaya devam ediyor. Ortaya konulan eserler, kadim Anadolu medeniyetinin zarafetini ve estetiğini yansıtarak bizlere, köklerimizi hatırlatıyor. Köklerimizden edindiğimiz kültürel ve sanatsal değerlerin Türk Eğitim Sistemi'nin temel yapı taşlarından biri olduğunu özellikle vurgulamak isterim. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında Türkiye Yüzyılı vizyonu, bu değerleri daha ileriye taşıyacak yeni bir dönemin kapılarını aralamaktadır. Bu vizyonun temel unsurlarından biri olan Türkiye Yüzyılı maarif modeli bireylerin yalnızca meslek sahibi olmalarını değil, aynı zamanda kültür ve medeniyet bilinciyle donatılmalarını amaçlamaktadır” ifadelerini kullandı.
“Kadınlarımız, bu kültürü nesilden nesile aktarmışlardır”
'Bolkarlar'dan Toroslar'a Desenlerin Sırrı' adıyla sunulan programın, yalnızca göz alıcı kıyafetleri değil, Mersin’in, Toroslar'ın, Niğde’nin ve Bolkarlar'ın ruhunu, doğayla iç içe yaşayan Yörüklerin azmini, sabrını ve emekle yoğrulmuş kültürel zenginliğini yansıttığını ifade eden Yıldız Pehlivan ise, “Torosların ve Bolkarların binlerce yıllık geçmişini, derin köklerini, geleneklerimizin ince ince işlenmiş izlerini, kumaşlarda, desenlerde ve motiflerde bir kez daha keşfedeceğimiz göz alıcı bir yolculuğa çıkmak, desenlerin diliyle bu tarihsel serüvene tanıklık etmek için bir araya geldik. Torosların zirvelerinden süzülüp gelen kültürümüzün izlerini taşıyan, bu özel etkinliğin açılışında sizlerle bir arada bulunmaktan büyük bir memnuniyet duyduğumu ifade etmek istiyorum. Bu topraklar, Akdeniz’in derin maviliğinden, dağların heybetli doruklarına kadar her metrekaresiyle tarihimizin, medeniyetimizin, geleneklerimizin bir aynasıdır. Mersin’in bereketli topraklarında kök salan kültürümüz, Torosların zirvelerine kadar yayılan bir nakış gibi yüzyıllar boyunca işlenmiş, yoğrulmuş ve bugüne taşınmıştır. Bolkar Dağları'nın esintisiyle şekillenen desenler, Torosların eteklerinde filizlenen motiflerle buluşup el emeği, göz nuru birer sanat eserine dönüşmüştür. Bugün sergilenecek her bir motif, her bir desen, Selçukludan günümüze uzanan büyük bir tarih yolculuğunun ifadesi, bu coğrafyanın geçmişten gelen sesi, medeniyetimizin bizlere sunduğu eşsiz hazinelerin birer parçadır. Her desen, geçmişin değerlerini bugüne taşıyan ve geleceğe aktaran bir köprü gibidir. Bu eserlerde, yörük obalarımızın sıcaklığı, kilimlerin her ilmeğinde saklı hikâyeler ve medeniyetimizin köklü ruhu gizlidir. “Bolkarlardan Toroslara Desenlerin Sırrı” adıyla sunulan bu program, bize yalnızca göz alıcı kıyafetleri değil, Mersin’in, Torosların, Niğde’nin Bolkarların ruhunu, doğayla iç içe yaşayan Yörüklerin azmini, sabrını ve emekle yoğrulmuş kültürel zenginliğimizi yansıtmaktadır” diye konuştu.
“SERGİDE ANILAR VE KADİM MEDENİYETİMİZİN SİMGELERİ YER ALIR”
Bu desenlerde, çadırların gölgesinde dokunan kilimlerin izleri, akşam vakitlerinde Torosların serin rüzgarı eşliğinde söylenen türkülerin, Yörük obalarının yaktığı ateşin sıcaklığının saklı olduğunu kaydeden Pehlivan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu desenlerde, bizi biz yapan değerler, anılar ve kadim medeniyetimizin simgeleri yer alır. Bir motifte Mersin’in göz kamaştıran deniz mavisini, bir diğerinde dağlarımızın heybetini, bir başkasında ise obalarımızın saf ruhunu görmek mümkündür. Kadınlarımız, bu motifleri işlerken sadece bir zanaatı değil, bir kültürü inşa etmiş ve bu kültürü nesilden nesile aktarmışlardır. Bugün, Selçukludan Osmanlı’ya, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e dek uzanan bu kültürel süreklilik içinde yer almak, hepimiz için gurur vesilesidir. Kıymetli misafirler, Mersin, sadece Akdeniz’in göz alıcı sahilleriyle değil, aynı zamanda tarihi mirası, kültürel zenginliği ve sanata olan tutkusu ile de ülkemizin öncü illerinden biridir. Bu sergideki her eser, işte bu gururun, bu köklü geçmişin, bu zengin kültürün bir yansımasıdır. Mersin Olgunlaşma Enstitüsü, geçmişin değerlerini bugüne ve yarına taşımak adına özveriyle çalışmakta, sanat ve kültürün kapılarını herkese açmaktadır. Olgunlaşma Enstitülerinin çalışma ve faaliyetlerini himaye eden, destekleyen Sayın Cumhurbaşkanımızın eşi Sayın Emine Erdoğan Hanımefendi başta olmak üzere Milli Eğitim Bakanlığımıza, Bakanlığımızın ilgili birimlerine şükranlarımı sunuyorum. Bu etkinliği hazırlayan Mersin Olgunlaşma Enstitüsü bünyesindeki tüm sanatkârlarımıza ve Türk el sanatlarını yaşatarak kültürümüze gönül vermiş her bir kadınımıza teşekkürlerimi sunuyorum. Mersin’in ve Torosların büyüleyici geçmişi, efsaneleri, masalları ve renklerini yansıtan bu sergi ve kıyafet sunumunun burada bulunan herkesin gönlünde derin izler bırakacağına, yürekten inanıyorum.”
Konuşmaların ardından defilede mankenler, geleneksel Türk el sanatlarıyla yapılan motif ve desenler ile Mersin-Niğde yöresinin izlerini taşıyan 20 tasarımı sergiledi.