Haber Merkezi
Asgari Ücret Tespit Komisyonu'nun 4'üncü toplantısının ardından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, mevcutta 17 bin 2 TL olan net asgari ücrete yüzde 30'luk zam getirilerek 22 bin 104 TL olarak açıkladı. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Sefa Çakır, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın açıkladığı 2025 yılı asgari ücret rakamını değerlendirdi. Çakır, “Asgari ücret bir yandan gelir dağılımı, toplumsal huzur gibi etki alanlarıyla sosyal yanı olan bir konudur, hem de işveren maliyetleri, uluslararası rekabet, üretime olan etkisi gibi tarafıyla, genel ekonomiyi ilgilendiren bir konudur. Bu anlamda, ülkemizin yaşadığı ekonomik sorunlar, toplumun yaşadığı geçim sıkıntısı gibi konular söz konusu olunca, yapılan zammı gerekli görüyoruz. Ama yeterli olup olmaması 2025 yılında ülkenin göstereceği ekonomik performansa bağlıdır. Öncelikle, kamu maliyesinin etkin yönetimine bağlıdır” ifadelerini kullandı.
“ENFLASYONA NEDEN OLAN ŞEY ASGARİ ÜCRET ARTIŞI DEĞİLDİR”
İş dünyasının, çalışanların emekleri karşılığında aldığı maaşı bir yük olarak görmediğini kaydeden Çakır, değerlendirmelerini şöyle sürdürdü: “Çalışanlarımızla ayrılmaz bir bütünüz. Belli bir raya giren ekonomi politikalarımızın, taviz verilmeden bir disiplin içinde devam etmesini istiyoruz. Ancak bu disiplin sağlanırken külfetin sadece birkaç kesime yüklenmesi doğru değil. İşverenin üstündeki kamusal yükler azaltılmalıdır. Çünkü asıl sorun sık aralıklarla neden asgari ücrete zam yapmak zorunda kalışımızdır. Enflasyona neden olan şey asgari ücret artışı değildir, aksine yüksek enflasyon sürekli asgari ücretin zorunlu olarak artırılmasını gerektirmektedir. Eğer enflasyonu kontrol altına alırsak, faiz sorununu ekonomimizin temel sorunu olmaktan çıkaracak önlemleri alırsak, o zaman alım gücü istikrarı oturan bir ülke olarak böyle zamlar gündemden çıkar. Bu anlamda iş dünyasının beklentisi; ülke ekonomisinin üretim odaklı olmasıdır. Daha çok ve daha verimli ve katma değerli üretim yapmak zorundayız. Arzı artırmak zorundayız. Üretime destek veren bir yapılanmaya daha çok destek verilmelidir. Ekonomide tekeller yaratmadan, rekabetçiliği desteklemeliyiz. Paradan para kazanılan bir ortamdan çıkıp, üreteni ödüllendirmeliyiz. Artık kısa vadeli çözümlerden kurtulup, ülke olarak yenilikçiliğe, girişimciliğe, üretime, yüksek teknolojiye, bilime ve akılcı politikalara dayalı bir başarı hikayesi yazmak zorundayız. Çözüm, asgari ücretin sürekli artmasına gerek kalmayan istikrarlı bir ekonomi tesis etmektir.”