Haber Merkezi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2018 yılının haziran ayında, seçimlerden kısa süre önce temelini attığı Tarsus-Kazanlı Kıyı Kesimi Turizm Projesi’nde 7 yıldır çivi dahi çakılmadı. Altyapısı tamamlanan bölge için turizm yatırımlarına dönük tahsislere rağmen yıllardır yatırım yapılmaması tepki çekti. Tarsus Kıyı Kesimi Turizm Projesi hakkında bir açıklama yapan Mersin Ticaret Borsası (MTB) Başkanı Abdullah Özdemir, “Mersin ili, Tarsus İlçesi Kulak Mahallesi’nde yer alan 613 parsel; 07.10.1997 tarihli Resmî Gazete’de yayınlanan Karar ile “Mersin Tarsus Kıyı Kesimi Turizm Merkezi” olarak ilan edilmiştir. “Mersin Tarsus Kıyı Kesimi Turizm Merkezi – Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi” olarak planlanan bu alan 2.383 hektardır. Alanın; 1.534 ha’ı (yüzde 65) orman, 246 ha’ı (yüzde 10) hazine arazisi olup, 603 ha (yüzde 25) alan yatırımcılara tahsis edilmiş ve 31.03.2010 tarihinde yer teslimi yapılmıştır. Bahsedilen alan üzerinde yatırımcı firmalara 4 adet 4 yıldızlı otel, 1 adet 5 yıldızlı otel, 2 adet 4 yıldızlı tatil köyü, 3 adet 5 yıldızlı tatil köyü, 1 adet kongre ve sergi merkezi, 1 adet günübirlik tesis ve 2 adet golf tesisi için yer tahsisi yapılmıştır. Yatırımcılara yer teslimi yapılmasının üzerinden 15 yıl geçmesine rağmen, yatırımcılar tarafından bir çivi bile çakılmamıştır. Yatırımcı firmalar yatırım yapmama gerekçelerinin başlıca nedeni olarak bölgenin altyapı, elektrik, arıtma, kanalizasyon, telekomünikasyon ve yol eksikliklerini göstermişlerdir” ifadelerini kullandı.
“VERİLEN SÜRE BU YIL SONA ERİYOR”
Ancak devletin eksikliği hissedilen tüm bu noksanlıkların önemli bir kısmını tamamladığına dikkat çeken Özdemir, “Son olarak ise Çukurova Uluslararası Bölgesel Havalimanı’nın hizmete girmesiyle, gerekçe gösterilen her türlü unsur tamamlanmış ve yatırımcıların bu öne sürdükleri tüm gerekçeler ellerinden alınmıştır. Şu an Mersin üçüncü teşvik bölgesinde olmasına karşın, devletimiz bu bölgeye yapılacak yatırımlara uygulanacak teşvikler için, turizm yatırımlarına verilen en yüksek teşvik oranını uygulamaktadır. Bütün bunlara rağmen yatırım yapmamakta direnen tahsis sahibi firmalar, bölgenin bir turizm destinasyonu olmadığı, bölgeye gelen turist sayısının yetersiz olduğu ve yatırım yapmanın rantabl olmadığı gibi yeni bahaneler ileri sürmüşlerdir. Gelinen son noktada, devletimiz bazı tahsisleri iptal etmiş, bazı tahsis sahibi firmalara da 14 ay içinde yatırımlarının yüzde 15’ini tamamlamaları şartı ile ilave süre vermiştir. Verilen süre bu yıl içinde sona erecektir. Mersinliler olarak bu önemli projenin neden hayata geçirilemediğini bütün yönleriyle değerlendirmemiz gerektiğini düşünüyoruz. Netice olarak, deniz-kum-güneş konseptine dayanan ve golf turizmi ile yüksek gelirli turistleri çekmeyi amaçlayan bu projenin gözden geçirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bizce bu proje tutmamıştır. Bölgenin yüzde 65’nin ormanlık alan olduğunu, çevresinde tarımsal arazilerin ve seraların yer aldığını, doğu sınırından Seyhan nehrinin denize döküldüğünü, çok sayıda kuş türüne ev sahipliği yapan Dipsiz Lagün ile biraz yukarısında yer alan Tuzla ve Akyatan Lagünlerinin bulunduğunu göz önüne alarak, yepyeni bir bakış açısına ve projeye ihtiyacımız olduğuna inanıyoruz” diye konuştu.
YENİ TURİZM YATIRIMLARI: HERKES İÇİN ERİŞİLEBİLİR TATİL İMKANLARI
Mersin’de plaj ve kumsallardan faydalanmak isteyen on binlerce kişinin, onlarca kilometre yol kat etmek zorunda kaldığına dikkat çeken Özdemir, “Bu durum hem zaman kaybına yol açıyor hem de maliyetli ve zahmetli oluyor. Bu bölgede yapılacak doğru altyapı yatırımları ile sahile erişimi kısıtlı olan yüzbinlerce insanımız için denize ulaşma ve denizden faydalanma imkanları yaratılabilir. Bu bölge, denize ulaşmakta zorlanan ve yüksek fiyatlar nedeniyle tatil yapamayan geniş bir halk kesimi için, uygun fiyatlarla kullanılabilir alanlar sunarak, herkesin denizden istifade etmesini sağlayabilir. Ayrıca, günübirlik veya konaklamalı tatil yapmak isteyen, yazlık evleri olmayan insanlar için bu bölge cazip bir tatil beldesine dönüşebilir. Uygun fiyatlarla konaklama imkânı sağlayan bungalov tarzı evler, çadır ve karavan alanları, motel ve butik oteller gibi çeşitli tatil seçenekleri, her bütçeye hitap eden tatil imkânı sunarak, bölgenin turizm potansiyelini artırabilir. Bölgeye yapılacak restoranlar, büfeler ve konaklama alanları da ziyaretçilere konforlu bir tatil deneyimi sunabilir. Ayrıca, aquapark, deniz suyu ile doldurulan yüzme havuzları ve çeşitli su sporları, bölgenin cazibesini güçlendirecektir ve bölgeye önemli iş imkanları sunarak istihdama katkı sağlayarak il ekonomisine de katkı sunacaktır. Bize göre, tahsisi iptal edilen alanlar için, merkezi olarak bir çerçeve plan yapılmalıdır. Bu büyük arazi, yapılacak yeni plana uygun olarak küçük parsellere ayrılmalıdır. Bu parseller, yeni plana uygun şekilde yatırım yapmak isteyen yatırımcılara tahsis edilmelidir. Ülkemizin hiçbir yerinde, deniz sahilinde, bu kadar büyük ölçekte, el değmeden kalmış bir arazi bulmak mümkün değildir. Bu arazinin Mersinlilerin faydalanacağı ve kent ekonomisine katkı sağlayan bir sayfiye alanına dönüştürülmesi gerektiğini düşünüyoruz. Mersin’deki bu bölge, uygun fiyatlarla tatil yapmak isteyen geniş bir halk kesimi için büyük bir fırsat sunmaktadır. Altyapı yatırımları ve doğru planlamalarla, denize ulaşmakta zorluk çeken ve tatil yapma imkânı kısıtlı olan vatandaşlar için erişilebilir alanlar yaratılabilir. Mobil, portatif ve modüler konaklama alanları gibi seçenekler, her bütçeye hitap ederek, herkesin tatil deneyimi yaşamasına olanak tanıyacaktır. Böylece, bölge sadece turizm açısından değil, sosyal ve ekonomik açıdan da Mersinlilere büyük fayda sağlayacaktır” dedi.