Necdet TAŞ
Doğu Akdeniz'in bereketli kıyı şeridinde, Mersin, Adana ve Hatay bölgelerinde yaşanan beklenmedik ve şiddetli don olayı, narenciye üreticileri için adeta bir felakete dönüştü. Bölgeden gelen ilk bilgilere göre, dondurucu soğuklar nedeniyle narenciye ağaçları büyük zarar görürken, bazı üreticiler ağaçlarının tamamen yandığını ifade ediyor. Bölge çiftçileri, uzun yıllardır görülmemiş bir soğuk hava dalgasıyla karşı karşıya kaldıklarını belirtirken, özellikle hassas olan limon, portakal ve mandalina gibi narenciye türlerinin bu durumdan ağır şekilde etkilendiği öğrenildi.
BÖLGE EKONOMİSİNİ DE OLUMSUZ ETKİLEYECEK
Yaprakları ve dalları donan ağaçların, gelecek sezon ürün verme ihtimalinin de oldukça düşük olduğu tahmin ediliyor. Mersin, Adana ve Hatay, Türkiye'nin önemli narenciye üretim merkezleri arasında yer alıyor. Bu bölgelerde yaşanan bu büyük kayıp, sadece üreticileri değil, aynı zamanda bölge ekonomisini de olumsuz etkileyecek gibi görünüyor. Don felaketinin boyutlarının netleşmesiyle birlikte, Tarım ve Orman Bakanlığı'nın ve ilgili kurumların bölgeye yönelik destek çalışmaları başlatması bekleniyor. Üreticiler ise yaşadıkları şok ve üzüntüyü dile getirirken, yetkililerden acil yardım ve destek beklediklerini ifade ediyorlar. Birçok üretici, bu felaketle birlikte geçim kaynaklarının tamamen yok olduğunu ve gelecekleri konusunda büyük bir belirsizlik yaşadıklarını belirtiyor. Don olayının ardından bölgedeki hasar tespit çalışmalarının ivedilikle yapılması ve üreticilere yönelik maddi destek, kredi ertelemesi gibi konularda adımlar atılması, bölge ekonomisinin yeniden canlanması açısından kritik önem taşıyor. Doğu Akdeniz'deki narenciye üreticilerinin bu zorlu süreçte nasıl bir destek göreceği ise merakla bekleniyor.
KOCAMAZ; “AĞAÇLAR KURUMA TEHLİKESİYLE KARŞI KARŞIYA”
Konuyla ilgili sosyal medya hesabından bir açıklama yapan İYİ Parti Mersin Milletvekili Burhanettin Kocamaz, “Daha önce Çukurova’yı, özelliklede narenciye ürünlerini etkileyen don olayı, Çukurova’yı 2. kez vururken, hemen hemen tüm Türkiye’yi vurdu. Çukurova’da ayrıca toprağa yeni indirilen karpuz ve kavun dahil tüm sebzeleri de yaktı kavurdu. Türkiye’nin bütün bölgelerini etkileyen don, bahar aylarının ortasında ağaçlar çiçek açmışken, Akdeniz, Ege, Güneydoğu, İç Anadolu ve Karadeniz Bölgelerindeki tüm ağaçları vurdu. Dolayısıyla bu bölgelerde bu yıl ya hiç üretim olmayacak ya da olursa da rekolte geçen yılların çok çok altında kalacak. Üreticilerimizin büyük çoğunluğu TARSİM sigortası yaptırmasına rağmen TARSİM azda olsa dolu afetine yönelik zararları karşılasa da, don konusunda zararları karşılamamaktadır. Bu konuda Afyonkarahisar Milletvekillimiz ve Genel Başkan Yardımcımız Sayın Hakan Şeref Olgun dün Parlamentoda bir basın toplantısı düzenleyerek Hükümeti, vatandaşların mağduriyetlerinin giderilmesi hususunda göreve davet etmiştir. Maalesef tüm bölgelerde ağaçlar, bırakın seneye meyve vermeyi, topyekün kuruma tehlikesi ile karşı karşıya. Allah’tan gelene elbette boynumuz kıldan ince. Devletimiz, tam da bugünler için, vatandaşların zararlarını karşılamak, onlara sahip çıkmak için var. Devleti Yönetenler, üreticilerin yaşadıkları maddi ve manevi zararları karşılamaz ise, yarınlarda üretecek insan bulamaz isek topluca açlığa mahkum kalabiliriz. Zira gençlerimiz tarım ve üretim konusuna sıcak bakmıyor ve süratle üretimden kaçıyor. Toprak ve tarımla iştigal eden insanlarımızın yaş ortalaması 58’e dayanmış durumda. Ülkeyi yönetenlerinde artık şapkasını önüne koyup Anayasa’da belirtildiği gibi bütçeden üreticileri desteklemek amacıyla ayrılan ve üreticilere mutlaka ödenmesi gereken yüzde birlik payları, hiçbir bahane öne sürmeden aktarması gerekiyor. Kaldı ki, bu pay üreticilerimizin kanuni hakkıdır. Ve hiç kimse üreticilere ödenmesi gereken bu bedelleri sanki ulufe veriyormuşcasına bir anlayışa kapılmamalıdır” ifadelerini kullandı.
“BÖLGE DOĞAL AFET BÖLGESİ İLAN EDİLMELİ”
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde de limonla ilgili izlenen ihracat politikası ve üreticilerin yaşadıkları sorunlara ilişkin gündem dışı söz alan Kocamaz, “Bu kapsamda, afet yaşanan iller derhâl doğal afet bölgesi ilan edilmelidir. Yaşanan zarar devlet tarafından karşılanmalı, Ziraat Bankası ve Tarım Kredi borçları faizsiz ertelenmeli, uzun vadeli, sıfır faizli yeni krediler açılmalıdır; ihtiyaç duyulan yerlerde tohum, mazot, gübre, fide ve fidan desteği sağlanmalıdır. Değerli milletvekilleri, geçmişte kendi kendine yeten 7 ülkeden biri konumundaki ülkemiz, ne yazık ki, bu Hükûmet döneminde her konuda dışa bağımlı hâle gelmiştir. Bunca yanlışa rağmen, Hükûmet, hiçbir uyarıya kulak asmadan tarım ve hayvancılık konusunda izlediği yanlış politikaları ısrarla ve inatla sürdürmeye devam ediyor. Buradan iktidara sormak istiyorum: Nedir bu üreticilere olan kastınız? Nedir bu insanlara karşı olan husumetiniz? Bu insanlar size ne yaptı ki bu kadar acımasız davranıyorsunuz? Değerli milletvekilleri, Çukurova'yı vuran don felaketinde narenciye ağaçları, özellikle de erkenci limon ağaçları dondan büyük zararlar görmüş, dondan zarar gören limon ağaçlarının büyük bir kısmı kuruduğu için sökülmüş, geriye kalanların da toparlanması için en az üç, beş yıl gerekecektir. Hükûmet tarafından dondan mağdur olan üreticilere talep edilmesine rağmen herhangi bir destek sağlanmazken limon ihracatına getirilen yasak kararı her ne kadar gelen tepkiler üzerine Bakanlık tarafından daha sonra yeniden değerlendirilmek üzere şimdilik kaldırılmış olsa da yasak kararı özellikle limonun başkenti Mersin'de büyük bir infiale yol açmıştır” ifadelerini kullandı.
“PİYASALAR ALTÜST OLDU”
İki günde alınan 2 ayrı kararla piyasaların altüst edildiğini ifade eden Kocamaz, “Sormak gerek siz milletle dalga mı geçiyorsunuz? Ertelemek yetmez, ihracatta yasak kararı tamamen iptal edilmeli ve bir daha da böyle acemice kararlar alınmamalıdır. Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Mersin Ticaret ve Sanayi Odası üreticilerle ve sektörün önde gelen temsilcileriyle bir araya gelerek yasak kararını değerlendirmiş ve bu tür kararların üreticiyi bitireceği görüşünde birleşmiştir. Toplantıda imza altına alınan ve yetkililere iletilen bu kararları bir de ben buradan görmeyen gözlere, duymayan kulaklara yani sayın iktidar mensuplarına duyurmak istiyorum. Şu anda mevcut stoklarda en az 450 bin ton limon bulunmaktadır, Türkiye'nin aylık en fazla 20 bin ton limon tüketimi vardır, Eylül 2025 tarihine kadar Türkiye'de toplam limon tüketimi de en fazla 120 bin ton civarında olacaktır; bu stoklar tüketimin çok çok üstünde kalacak ve çürümeye terk edilecektir. Depolardaki limonların yüzde 70'i üreticiye aittir. Türkiye'de limon tüketimi ihracat rakamları dâhil hiçbir zaman üretimin üstünde olmamıştır. Bu yasaklama kararından en çok limonun başkenti Erdemli olmak üzere Mersin, Tarsus ve Çukurova'daki küçük çiftçi ve üreticiler zarar görecektir. Zaten girdi maliyetlerinin fazlalığından dolayı ekonomik anlamda zor günler geçiren üreticiler için bu karar, limon üretiminden vazgeçmelerine veya iflaslarına neden olacaktır. 2020 yılında pandemi nedeniyle alınan benzer bir kararla üreticilerimize çok büyük zararlar verilmiş, o dönemde de satılamayan limon çürümeye terk edilmiş, millî bir servet kaybına neden olmuştur. Eğer bu yasak kaldırılmazsa aynı durum tekrar yaşanacak ve ülkemiz hem güçlü olduğu pazarları bir kez daha kaybedecek hem de ciddi bir döviz kaybı yaşayacaktır. Narenciye üretimi istihdam odaklı bir sektördür. İstihdam edilen insanların çoğunluğu kadınlar ve vasıfsız insan gücünden oluşmaktadır. Sektörün sorun yaşaması aynı zamanda ciddi bir toplumsal soruna dönüşecektir. Yukarıda belirtilen nedenlerden dolayı Ticaret Bakanlığı tarafından alınan limonun ihracatına yönelik geçici durdurma kararı tamamen gündemden çıkarılmalıdır” dedi.
MHP’Lİ UYSAL; “ZARAR 7 MİLYAR TL”
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı önderliğinde düzenlenen ‘Zirai Don Etkileri Bilgilendirme Toplantısı’na katılan MHP Mersin Milletvekili Levent Uysal, Mersin'in afet bölgesi ilan edilmesi talebini yineleyerek, “Mersin'imizde haftalardır süren soğuk hava dalgası, tarım arazilerimizi fazlasıyla etkiledi. 12 bin çiftçimiz doğrudan etkilendi. Tarsus, Akdeniz, Toroslar, Mezitli, Gülnar, Anamur başta olmak üzere kent genelinde çiftçilerimiz devletimizin şefkatli elini uzatmasını bekliyor, üretimlerini sekteye uğratmadan yapmak istiyor. 220 bin dönüm tarım arazimizde 1,5 milyon ton üründe zarar oldu. Bunun ekonomik zararı ise 7 milyar TL'ye tekabül ediyor. Sayın Tarım ve Orman Bakanımızdan Mersin’in afet bölgesi ilan edilmesini, çiftçilerimizin borçlarının ertelenmesini ve hibe ve kredi desteği sağlanmasının sözünü aldık. Verimli topraklara sahip Mersin'imizde yaşanan bu zirai afetin hasarlarını el birliğiyle saracağız” şeklinde konuştu. Öte yandan Uysal, geçtiğimiz günlerde Gülnar'da da etkili olan zirai donun 14 bin dönüm badem bahçesinde yüzde yüz zarara neden olduğunu ve burada da zararın 1 milyar TL seviyesine ulaştığının altını çizdi.