Akdeniz İhracatçı Birlikleri’ne (AKİB) bağlı 8 Birlik arasında AKMİB’in ihracat performansıyla liderliğini 2025 yılının ilk çeyreğinde de sürdürdüğünü vurgulayan Başkan Saadettin Çağan, 4,37 milyar dolarlık bölge ihracatında yüzde 29,4 oranında paya sahip olduklarını ifade etti. AKMİB olarak 2025 yılı Ocak-Mart ayları arasında 2 milyon 53 bin ton ürünü uluslararası pazarlarda değerlendiren AKMİB’in sektörel ihracatının yüzde 90,4’ünün mineral yakıtlar ve mineral yağlar, plastikler ve mamulleri ile anorganik kimyasallarda kümelendiğini belirten Başkan Saadettin Çağan, “Yılın ilk çeyreğinde, mineral yakıtlar ve mineral yağlar 930,3 milyon dolar değer ve yüzde 72,3 pay ile birinci, plastikler ve mamulleri 147,1 milyon dolar değer ve yüzde 11,4 pay ile ikinci, anorganik kimyasallar 86,3 milyon dolar değer ve yüzde 6,7 pay ile üçüncü sırada yer aldı.” dedi.

“YUNANİSTAN, ROMANYA, SLOVENYA VE TOGO’DA İHRACAT HACMİMİZİ 3 HANELİ ARTIRDIK”

Yılın ilk çeyreğindeki bölge ihracatını ülkelere göre değerlendiren Başkan Saadettin Çağan, şunları söyledi: “Söz konusu dönemde en fazla ihracat yaptığımız ülkeler listesinde Slovenya, İtalya ve Hollanda ilk üç sırada yer aldı. Slovenya’ya 252,4 milyon dolar, İtalya’ya 164,2 milyon dolar ve Hollanda’ya 117,2 milyon dolar ihracat gerçekleştirdik. 2025 yılı Ocak-Mart ayları arasında ihracat hacminde en güçlü artışları yakaladığımız ülkeleri inceliğimizde Yunanistan, Romanya, Slovenya ve Togo pazarlarındaki performansımız dikkat çekiyor. Bu dönemde Yunanistan’da yüzde 966 artışla 49,7 milyon dolar, Romanya’da yüzde 213 artışla 104,4 milyon dolar, Slovenya’da yüzde 205 artışla 252,4 milyon dolar ve Togo’da yüzde 199 artışla 32,4 milyon dolar değere ulaştık.” İlave gümrük tarifelerindeki artışların küresel ticarete yansımalarını da yorumlayan Başkan Saadettin Çağan, ABD Başkanı Donald Trump’ın birçok ülkeye yüksek gümrük tarifeleri getirmesiyle Türkiye'nin yüzde 10’luk düşük tarife diliminde yer almasının, Türk kimya sektörü için bu ülkede önemli bir rekabet avantajı yaracağını belirtti. Başkan Çağan, “Türkiye’nin bu avantajı, özellikle Çin ve Avrupa Birliği gibi yüksek tarife uygulanan ülkelerle kıyaslandığında daha da belirginleşiyor. Bu fırsatı iyi değerlendirebilmemiz için yüksek teknolojili ve katma değerli ürünlere odaklanmamız gerekiyor. Avrupa Birliği pazarında ürün fazlası oluşması da kısa vadede ithalatta girdi maliyetlerimizi düşürebilecektir. Avronun dolar karşısında değerlenme beklentisi ile birlikte Avrupa Birliği ülkelerine yaptığımız ticarette parite farkı ülkemiz lehine sonuçlar ortaya çıkaracaktır.” diye konuştu.