Türkiye, tutuklu gazeteci sayısında dünya ikincisi


Mersin Barosu, Mersin Büyükşehir Belediyesi ve Mersin Karikatürcüler Derneği işbirliğinde, Dünya İnsan Hakları Günü nedeniyle, ‘Türkiye’nin İnsan Hakları Gündemi: Sorunlar, Öneriler ve Medyanın Yaklaşımı” konulu panel düzenlendi. Panelde konuşan Gazeteci Ali Haydar Fırat, “Son dönelerde Türkiye, tarihinin en büyük baskıların ve adaletsizliklerin olduğu bir dönemi yaşıyor. Türkiye tutuklu gazeteci sayısında Çin’den sona dünyada ikinci sırada yer alıyor. Türkiye’de son 17 yılda, 15 bin üzerinde iş cinayetinde insanımızı kaybettik. Son 1 yılda 500’ün üzerinde kadın katledildi. Siz bunları yazmıyorsanız, gazetecilik yapmıyorsunuz, başka bir şey yapıyorsunuz” dedi.

 

Tarih : 13 Aralık 2019 Cuma 12:45

Haber Merkezi

Mersin Barosu, Mersin Büyükşehir Belediyesi ve Mersin Karikatürcüler Derneği işbirliğinde, Dünya İnsan Hakları Günü nedeniyle, ‘Türkiye’nin İnsan Hakları Gündemi: Sorunlar, Öneriler ve Medyanın Yaklaşımı” konulu panel düzenlendi.  Avukatlar, kurum, kuruluş, sivil toplum örgütleri temsilcileri ve vatandaşların katılımıyla Yenişehir Belediyesi Atatürk Kültür Merkezinde, Mersin Barosu Başkanı Av. Bilgin Yeşilboğaz’ın moderatörlüğünde gerçekleşen panele, Gazeteci Deniz Zeyrek ve Gazeteci Ali Haydar Fırat konuşmacı olarak katıldı. Panelin açılış konuşmasını yapan Mersin Barosu Başkanı Av. Bilgin Yeşilboğaz, “21. yüzyılda da olsak hala insan haklarını kutlayamıyoruz. Ancak etkinliklerle sorunlarımızı masaya yatırıyoruz. Batı medeniyetlerindeki demokratik yaşam biçimine dönme çabalarımızın ne aşamaya geldiğini ve neler yapmamız gerektiğini değerlendirmek için bir araya geliyoruz. Düzenlemiş olduğumuz etkinliklerimizin üçüncü ayağında basın var. Basının insan haklarındaki rolü çok önemli. Basın mensuplarını avukatlara benzetiyorum. Gazeteciler ve avukatlar, hak arama mücadelesinde etkin rolü olan iki gruptur. Birçok faili meçhul cinayetin, dünya üzerindeki bütün soykırımların ve birçok suçun ortaya çıkmasında basının rolü küçümsenemez. Bizler basından aldığımız bilgiler doğrultusunda ortaya çıkan sürece müdahale ederiz ve insan haklarının önlenmesi aşamasında hep birlikte mücadele ederiz” diye konuştu.

“TEHLİKE, TÜRKİYEDE’Kİ AVUKATLARA VE GAZETECİLERE ATFEDİLDİ”

Son dönemlerde sermayenin, kapitalizmin, yandaş medyayı öne çıkarması, özellikle kağıt fiyatlarındaki ciddi artışların, halkı aydınlatmaya çalışan, insan hakları mücadelesi veren, gerçek gazetecilik yapmaya çalışan gazetecileri mali anlamda zor duruma getirdiğini vurgulayan Yeşilboğaz,  “Bunu aşmak için de açıkçası halkın desteğine büyük ihtiyaçları vardır. Yasama, yargı, yürütme tek elde toplandı. Gazeteciler de; yandaş medya, havuz medyası yaratılarak, kuvvetler birliği sistemi içerisinde yer aldı. Kuvvetler birliği, medyayı da teslim aldı. Dünyada iki meslek örgütü için iki ayrı gün ilan edilmiştir. Bunlardan bir tanesi Tehlikedeki Avukatlar Günü. Diğeri de Tehlikedeki Gazeteciler Günüdür. Dünyada böyle bir gün var ve bu Türkiye’ye atfediliyor. Siyasi iktidar bağımsız habercilik anlayışını kabul etmeyerek, gerçekleri yansıtan gazeteciler sırf yaptıkları haberden dolayı,  haklarında asılsız fezlekeler düzenlenerek, bir takım suçlar isnat edilerek gözaltına alınıyor, tutuklanıyor, gerçek olmayan suçlarla mahkûm olup yargılanabiliyorlar” ifadesini kullandı.

ZEYREK: “BİZ GAZETECİLER BİR GÜN O HABERİ YAZACAĞIZ, SİZ DE OKUYACAKSINIZ”

Gazeteci Deniz Zeyrek ise sunumunda, “Gazeteciler tarafsız olmalı deniliyor ama gazeteciler, demokrasiden, insan haklarından, emekten yana taraf olmak zorundalar. Yaptığımız mesleğin en kıymetli tarafı, halkın gözü, kulağı, sesi olmamızdır. Türkiye’nin bütün büyük medya kuruluşları, bir şekilde devleti yönetenler tarafından bir yerde toplandı.  Medyanın görevi halkın haber alma hakkını sağlamasını yanında, demokrasinin gelişmesine katkı sağlamak ve yönetimleri demokrasiye doğru yönlendirmektir. Ama Türkiye’de maalesef medya bu görevi yürütmüyor. Medyanın en önemli sorunu dezenformasyon, manipülasyon ve propagandadır. Bundan 10 sene önce hükümet bizden, halkla ilişkiler görevini yürütmemizi bekliyordu. Yani gazetecilik yapmayın, bizi övün diyordu. Şimdi ise propaganda aşamasına geçtiler. Hükümetin propagandasını yapmıyorsanız, onlara göre gazetecilik yapmıyorsunuz. Ama bu gazetelerin okunmadığı da çok açık ortadadır. Hâlbuki gazetecilik, insanların bilmesi gerektiğini söyleme işidir. Gazetecilik, siyasetçileri, ülkeyi yönetenleri, bürokratları vs. rahatsız etmemeye başladıysa, gazetecilik olmaktan çıkıp, propaganda ya da halkla ilişkiler faaliyetine dönüşmüştür” diye konuştu.  Sosyal medyanın hayatımızın bir parçası olduğunu belirten Deniz Zeyrek, “Sosyal medya avantaj mı? dez avantaj mı? Bunu kontrol etmek çok zor. Hükümet doğrudan gazetecilerin itibarını hedef almaya başladı. Bu nedenle sosyal medyayı bir silah gibi kullanmaya başladılar. Sosyal medyanın en büyük avantajı, medyadaki sahiplik düzenine başkaldırabilme ve sokak haberciliğinin gelişmesidir.  İnsanların sosyal medyada kurdukları zincirlerle, olayları bir anda dünyaya duyurma gücü ortaya çıktı. Biz gazeteciler varlığımıza size borçluyuz.  Gazeteciler de, gazetecilik de bitti artık yalanına teslim olmayın. Umut var. Biz gazeteciler bir gün o haberi yazacağız, siz de okuyacaksınız” dedi.

FIRAT: TÜRKİYE, TUTUKLU GAZETECİ SAYISINDA DÜNYA İKİNCİSİ”

Gazeteci Ali Haydar Fırat da konuşmasında, İktidar nasıl daha iyi denetlenebilir konusunda bir takım güçler geliştiğini, bunlardan bir tanesinin de medya gücü olduğunu belirterek, “Çok eski dönemlerden beri devletin gazetecilere hep baskısı olmuştur. Gazeteciler hep sürgün edilmiştir, öldürülmüştür, ya da cezaevlerine atılmıştır. Bu dönemin ayrıt edici özelliği şu: Gazetecilik kimliği altında kendisini konumlandıran insanların dik duruşları ya da sorumluluklarıdır. Son dönelerde Türkiye, tarihinin en büyük baskıların ve adaletsizliklerin olduğu bir dönemi yaşıyor. Türkiye tutuklu gazeteci sayısında Çin’den sona dünyada ikinci sırada yer alıyor. Türkiye’de son 17 yılda, 15 bin üzerinde iş cinayetinde insanımızı kaybettik. Son 1 yılda 500’ün üzerinde kadın katledildi. Siz bunları yazmıyorsanız, gazetecilik yapmıyorsunuz, başka bir şey yapıyorsunuz. İktidarın yıpranmaması için bu ülkenin can yakıcı sorunları gündeme getirilmemek için muazzam bir çaba sarf ediliyor. Ama şöyle bir mesele var. İktidar kendi içine çöküyor. Büyüsü bozulmuş bir dünyada yaşıyoruz ama dünyada yeni bir şekillenişin, yeni bir umudun, yeni bir mücadelenin ve azmin ortaya çıktığını görüyorum. İnsanların işlerini onuruyla yapacağı bir dönemin eşiğindeyiz” şeklinde konuştu.

 

Paylaş :
Etiketler :  

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!





 
  Akdeniz Gazetesi




 
  FLAŞ HABER
 

  BASIN İLAN KURUMU İLANLAR

 
  EN ÇOK OKUNANLAR
  • Bu Ay
  • Bu Hafta
  • Dün
  • Bugün


  SOSYAL MEDYA
 
 

 


  

 
 
ANASAYFA BİK İLANLAR İLETİŞİM KÜNYE GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
akdenizgazetesi.net © Copyright 2019-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA