Necdet TAŞ
Mersin’in Anamur İlçesi’nde üretimi devam eden yaklaşık 200 bin ton muzun tehdit altında olduğu iddia edildi. Konu hakkında Tarım ve Orman Bakanlığının kamuoyuna duyuru yaptığının altını çizen Bünyamin Kozak, bu hastalığın, dışarıdan gelen ekip ve ekipmanlarla seralara girdiğini söyledi. Hastalığın tedavisinin bulunmadığını ancak kapı girişine yapılan hilyen havuzları ile girişin engellenebildiğini kaydeden ziraat Yüksek Mühendisi Bünyamin Kozak stajyer öğrencilerini de bu hastalık konusunda uygulamalı olarak bilgilendiriyor” dedi.
HASTALIK DIŞARDAN GELDİ İDDİASI
Bu hastalığın ülkemizde daha önce gözükmediğini ve sonradan geldiğini kaydeden ziraat Yüksek Mühendisi Bünyamin Kozak; “Dünyada Gros Micahael muzunun sonunu getiren bir mantar hastalığı olan Panama hastalığı, Anamur’da maalesef tespit edildi. Bunun için bizim tüm seralarımızda, tüm giriş ve çıkışları kontrol altına almamız gerekiyor. Sera girişlerine dezenfekte havuzları yapmalıyız, giren alet ve ekipmanların staril olmasına özen göstermeliyiz. Bunları yapmadığımız sürece, bütün muz bahçelerimizde çok ciddi hastalıklar artar ve bahçelerimizin sonu gelebilir. Muzunda ülkemizde üretimi sonlanabilir. Grantnayn, Azman, Bodur Azman ve yerli muz dediğimiz Anamur Muzu dediğimiz muzlar bu hastalığa dayanıklı muzlardır. Ancak bu muzlara da aynı etkiyi yapan panama hastalığı TR4 ırkı, özellikle Anamur’da çok yaygın. Bu hastalık toprak kökenli bir mantar hastalığı ve hastalık dışarıdan giren alet ekipman ve fidanlarla giriyor.Bunun için dışarıdan seralara giren her şeyi çok iyi kontrol etmeliyiz ve dezenfekte etmek zorunda olduğunu vurguladı. Projeli seralarda girişte bir dezenfekte havuzunun zorunlu olduğunu sözlerine ekleyen Ziraat Yüksek Mühendisi bünyamin Kozak, seralara girerken iki ayağımızı da ıslatacak şekilde dezenfekte havuzuna basmamız gerektiğini ifade etti. Kozak bunların yapılmaması durumunda ise seranın sökülerek üzerinin açılması gerektiğini ve güneş ışığı ile toprağın solarizasyona tabi tutulması gerektiğini belirtti. Ziraat Yüksek Mühendisi Bünyamin Kozak, bu hastalığın seramıza girmesi durumunda tüm ağaçlar sökülmek dışarıda uygun bir yerde imha edilmesi gerektiğini vurguladı. Toprağın ise derince işlenerek üzerine damlamalar serilip üzerine naylon örtü örtülerek yazın üç ay gibi uzun bir süre toprak solarizasyon yöntemi ile ilaçlanarak dezenfekte edilmek zorunda olduğunun altını çizen Kozak bu işlemin ise ciddi bir maliyete mal olacağını belirtti. Panama hastalığı 44 milyar dolarlık dünya muz sektörünü tehtid eden ve ülkemizde de 500 bin tonluk bir sektörü etkisi altına alan çağımızın ciddi bir hastalığı” ifadelerini kullandı.
GÜMÜŞ: “İDDİALAR ASILSIZ, SPEKÜLASYON VAR”
Anamur Ziraat Odası Başkanı Ahmet Şeref Gümüş ise, Kozak’ın iddialarına tepki göstererek, “Son günlerde basında ve özellikle de sosyal medyada ortaya çıkan ‘Muz’da hastalık’ konulu yayınlar ve paylaşımlar üzerine Anamur Bozyazı Ziraat Odası olarak kamuoyuna açıklama yapma mecburiyeti doğmuştur. Öncelikle bahsi geçen hastalık bir fungus hastalığıdır ve fusarium solgunluğu olarak da halk arasında bilinir. Hastalık öncelikle kök bölgesinde başlayıp, kök içlerini kırmızı kahverengi renge dönüştürür. Hastalığın ileri aşamasında ise önce yaşlı yapraklardan başlamak üzere parlak sarı renk daha sonra ise kahverengi yırtılmalar şeklinde görülür. Bu hastalığın etmeni olan fungus; 4 tipden oluşmaktadır ve 3 tane tipi (tip1,tip2,tip4) hastalık yapmaktadır. Şu günlerde gündemi meşgul eden ise tip 4 çeşididir. Ülkemizde fusarium hastalığını oluşturan bu tip Tarım Bakanlığımızın ilgili birimleri tarafından son derece sınırlı üretim alanlarında tespit edilmiştir. Bu hastalığın (tip4) şiddeti, yetiştiriciliği yapılan iklim ve toprak koşullarına bağlıdır. Hastalık, dünyada tropikal Asya, Afrika ve Amerika'nın birçok bölgelerinde yaygındır. Genel olarak etkili kontrol ve mücadele, sadece dayanıklı çeşitlerle yetiştiricilik yapmaktır.bu hastalık en çok zararı Gross Michel türü üzerinde yapmaktadır. Bu tür Panama hastalığına çok duyarlıdır yani kolayca hastalık etmeni bulaşabilmektedir fakat zaten bu tür de zaten ülkemizde kullanılmamaktadır. Son günlerde bahsi geçen hastalık yıl boyu sabit 24-26°C hava sıcaklığı, yüksek ve devamlı yağışlı-nemli iklim koşullarında ve açıkta yapılan üretim alanlarında daha çok görülmektedir” dedi.
ANAMUR’DA YETİŞEN TÜRLER HASTALIĞA DAYANIKLI
Türkiye’de ise muz yetiştiriciliğinin hem subtropik iklim koşullarında örtü altında yapıldığını hem de sıcaklık isteği çok yüksek olan ve yüksek bitki boyu nedeniyle örtü altı yetiştiriciliğe uygun olmayan Gross Michel türü tercih edilmediğini ifade eden Gümüş, “Ülkemizde yaygın olarak kullanılan çeşitler hastalığa dayanıklıdır. Bu nedenle ülkemizde Panama hastalığı tropik bölgelerde olduğu gibi muz üretim alanlarını yok edecek düzeyde etkili olma ihtimali yoktur. Medyada yer aldığı gibi hastalığın ülkemizdeki bütün muz alanlarını yok etmesi gibi bir durum söz konusu değildir. Bunun nedeni; Hastalığın, Bakanlığımızca belirlenmiş mücadele yönteminin ve kullanılabilecek ruhsatlı bitki koruma ürünlerinin olması. Ülkemizde bu hastalığa karşı Tarım Ve Orman Bakanlığımız tarafından ruhsatlı 4 adet aktif madde bulunmaktadır. Ülkemizde muz yetiştiriciliğinde hastalığa duyarlı Gross Michel türü değil, dayanıklı olan Cavendish türü ve bunun mutantları tercih edilmesi, Ülkemizde muz yetiştiricilik kuşağının tropik değil subtropik iklim koşullarında bulunması ve yetiştiriciliğin hemen hemen tamamının örtü altında yapılmasıdır. Sonuç olarak; son günlerde ortaya atılan ve tarafımızca kasıtlı olduğunu düşündüğümüz spekülasyonlara üreticilerimizin itibar etmemesini istiyoruz. Hastalık var ise bakanlığımızca alınan tedbiri, ruhsatlı ilaçları ve devam eden çalışmaları da vardır. Bu spekülasyonlar ve yaratılmak istenen kaos ortamı; en az üretici kadar tüketici tarafını da etkilemektedir. Tüketici muz alırken tereddüte düşecektir ve piyasa bu spekülasyonlardan olumsuz etkilenecektir. Ülkemizin üreticisi bu sosyal medya soytarılarından artık sıkılmıştır” şeklinde konuştu.
“ŞARLATANLIK YAPIYORLAR”
“Üreticiler; çok kısa süre önce pırasada daha öncesinde hıyar, çilek ve domates de bunun bedelini ödemiştir ve halen o kötü algıyı yıkmaya çalışarak bedel ödemeye devam etmektedir.Yerli ve milli üretim yapan Muz üreticilerimizin ve ülkemizin böyle bir bedel ödemesini istemiyoruz.Sosyal medyada bu dedikoduları yayanların amaçları ve hedefleri tarafımızca çok net bilinmektedir” diyen Gümüş, değerlendirmelerini şöyle sürdürdü: “Ziraat Odası olarak şunun altını önemle çizmek isteriz ki; ülkemiz tarımı ve gelişen muz üretimi; sizin 3-5 fazla fide satma, 3-5 fazla ilaç satma, uçuk danışmanlık bedelleri alma, sahte muz uzmanlığı çabalarınızdan daha büyüktür. Unutulmamalıdır ki; sosyal medya ve basın yoluyla üretici ve tüketicinin aklını bulandırmaya çalışan ve bundan menfaat elde etmeye çalışan herkes’in karşısındayız. Sosyal medya spekülatörleri bu şarlatanlıklarına devam ederse; tüm üretici örgütleri ile idari ve adli makamlara gerekli başvurular yapılarak üretici ve tüketicilerimizin hakları sonuna kadar korunacaktır. Bizim için Tarım Bakanlığımız Üniversitelerimiz Araştırma Enstitülerimiz hocalarımız bilim adamlarımız sahada çalışan ziraat mühendislerimiz bir değerdir. Hepsine Türk tarımına katkılarından dolayı teşekkür ediyoruz. Ancak rant için çıkar için her gün 16 saat gecesini gündüzüne katarak çalışan üreticilerimizin ekmeğine kan doğrayan rant vampirlerine müsaade etmeyeceğiz.”