Haber Merkezi
Bağırsak sisteminin nasıl bozulduğunu açıklayan Diyetisyen Tuğçe Çevik, “Normalde besinlerin parçalanması yani sindirim işlemi ağızda başlayıp asıl midede gerçekleşir ama sindirim işlemi burada son bulmaz yani bağırsaklarda hala parçalanma işlemi devam eder ve daha sonra emilip kana geçer. Emilimi gerçekleştiren bağırsak doku hücreleri sağlıklı bireylerde sıkı bir şekilde birbirine bağlanır. Bu sıkı dizilim bağırsaklardan kana sadece sindirilmiş besinlerin , sıvıların, vitamin ve mineral gibi küçük ve zararsız besinlerin geçişine izin verir. Büyük ve zararlı maddelerin geçişine izin verilmez. Bağırsak harabiyeti olan bireylerde ise bağ dokuları bu kadar birbirine bağlı değildir ve bu yüzden bağlar arası boşluk artmakta ve kanımıza besin öğeleri dışında toksin maddeler ,sindirilemeyen besin parçacıkları ve birçok mikroorganizma geçer. Geçen bu maddeler ilerleyen zamanlarda vücudun belirli noktalarında birikmeler yaparak pek çok hastalığa neden olmaktadır” sözlerini kullandı.
“BAĞIRSAK İKİNCİ BEYNİMİZDİR”
Bağırsak sendromu belirtileri hakkında bilgiler veren Diyetisyen Çevik, “Besin alerjileri, yemek sonrası oluşan şişkinlikler, hazımsızlıklar, Egzema, sedef, deri döküntüleri, geçemeyen sivilceler gibi deri hastalıklarının varlığı, otizm ,hiperaktivite, demans gibi nörolojik hastalıklar, tip 1 diyabet, haşimato,romotoid artrid, çölyak gibi otoimmün hastalıklar, geçmeyen eklem ağrıları, sürekli devam eden yorgunluklar, stress, anksiyete, depresyon sürecinin uzaması geçirgen bağırsak sorunlarının başında gelmektedir” dedi. Vücutta yer alan bu şikayetlerin düzelmesi için vücuttan bazı besinleri elimine ettiklerini söyleyen Çevik, “Diyetteki amacımız; zayıflayan bağışıklık sistemini güçlendirmek, vücuttan toksinleri atmak, bağırsak onarımını sağlamak, hastalığın semptomlarını azaltma, enerji dengesini sağlamak” dedi. “Bu beslenme programını ortalama 4-6 hafta arasında kişinin şikayetlerine göre düzenliyoruz” diyen Çevik, “Vücutta toksin madde oluşturacak tüm paketli gıdaları, gdo içerikli besinleri, trans yağ içerikli besinleri,,işlenmiş tüm ürünleri, soya ve soyalı tüm ürünler, kabuklu deniz ürünleri ,gluten, kazein içerikli besinler beslenme programından çıkarılır .Tabi bu besinlerin hepsini aynı anda çıkarmayabiliriz. Yani kişinin hastalığına ve şikayetlerine göre elimine ettiğimiz besinler değişmektedir. Bununla beraber bağırsak epitelini koruyucu et-kemik suları, fermente sebzeler, zencefil çayları, zerdeçal gibi birçok besinlerin tüketimini artırırız. Takip sürecine başlarız ve ilk 3 hafta sonra eğer şikayetlerde düzelme var ise yavaş yavaş elimine ettiğimiz besinleri sırasıyla beslenmemizde tekrar yer almaya başlar eğer şikayetlerde düzelme yok ise bu sürecimizi biraz daha uzatabiliriz. Beslenme düzenine tam uyulduğu taktirde etkisini mutlaka gösterecektir ve kişi de bunu zaten fark ediyor. Yeme alışkanlıklarını değiştirdiği bu süreçte kabızlık, şişkinlik, hazımsızlık şikayetlerinde azalma daha çabuk sürede etkisini gösteriyor. Lütfen yaşamış olduğunuz bağırsak şikayetlerinizi önemseyin çünkü bağırsak bizim ikinci beynimiz gibidir. Bağırsağı mutlu etmezsek bizde mutlu olmayız ilerleyen süreçte şikayetleriniz artar.” diye konuştu.