Yakın yıllar, Mersin’in gelişimi açısından dramatik engellemelerle doludur.
Farklı kesimler, oluşumlar ya da kişiler, bazen kirli politik hesaplara alet olarak, bazen de kişisel ekonomik faydalarını öne alarak Mersin ekonomisine büyük katkı verecek, istihdam sağlayacak, refah seviyesini arttıracak hatta ülke ekonomisine büyük katkı verecek dev proje ve yatırımları hep engelledi ya da geciktirdiler.
Hükümet karşıtı muhalif yapı, Greenpeace gibi çevreci(?) örgütler, ülke kalkınmasını istemeyen Alman Vakıflar, siyasi rant düşünenler ve saf çevreci duygularla karşı çıkanlar Mersin’in gelişmesinin ve sahip olduğu zenginliklerden faydalanmasının önünde durdular.
Hangi birini hatırlayalım?
*Balık çiftlikleri 10 yıl ertelendi.
*Çok büyük bir yatırım olan Tersane 15 yıl geciktirildi.
*Nükleer Santral konusu ise ilk 1985 yılında Mersin gündeminde idi.
Limanın genişlemesi, Lojistik Merkez, yeni organize sanayi bölgeleri vs. saymakla bitmez.
Yatırımlar ne kadar geciktirilse de, sonunda bir gün yapılıyor ama gecikmeler ve boşa harcanan toplumsal enerji nedeniyle tüm Mersin ve ülke zarar görüyor.
*Yine yakın geçmişte, bir başka dramatik olay hakkında iki yazı yazmıştım ve çok hayırlı bir yatırımın gizli eller tarafından güya çevreci nedenlerle engellenme girişimine karşı uyarmıştım. Onu da hatırlayalım:
Yakın bir süre önce, Mezitli Belediyesi’nin yapacağı muhteşem projeli bir Kültür Merkezi’ne birkaç semt sakini öne sürülerek karşı çıkıldı, engellendi… Bu ibretlik engelleme nedeniyle, Mezitli çevresi için çok önemli bir ihtiyaç olan Kültür Merkezi şimdi hizmette idi. Kıytırık bir iki çam dışında saha tümüyle uygun idi; trafik, ulaşım ve otopark sorunu sıfırdı. Ama hemen tüm hizmetlerinde ÇEVRECİ hassasiyeti öne çıkan, yıllar yılı işgal altındaki yeşil alanları kamuya kazandıran bir Başkan, güya çevreci üç beş çığırkan yüzünden hizmetten alıkonuldu; bu engelleme olmasa şimdi çoktan tamamlanmış ve kullanımda olacak Kültür Merkezi, Mezitli Belediyesi tarafından şehir dışında, çok daha uzak, hatta ulaşım açısından sapa bir yere projelendirildi…
Ayrıca geçmişi hatırladığımızda başta Baro, Tabip Odası ve Mimarlar Odası’nın bir çok yatırıma karşı çıktığını ve yasal yolara başvurduğunu, bunda da başarılı(!) olduklarını biliyoruz.Artık bir mahalle baskısına dönüşen ve sağduyulu kamuoyu nezdinde saygınlığı azalan çevreci çığırtkanlık, samimi çevreci hemşeriler tarafından da sorgulanıyor; ama toplumsal bilinçaltımızda bu güya çevreci kısıtlama ve hizmeti engelleme eğilimi zaman zaman etkili olabiliyor.
Bu bağlamda bir meseleyi konuşmak istiyorum.
* * *
Bir dönem Askeri Kışla’nın olduğu yere Sheraton Oteli yapılacağı bilgisini almıştık. Ben de bunun neredeyse ölüme terk edilen ve göz göre göre çöküşünü izleyerek üzüldüğüm, doğduğum semt Çamlıbel için tek kurtuluş olacağını düşünmüş ve bu fikri desteklemiştim.
O zaman ki duyumlarımda Mimarlar Odası’nın yasal yollara başvurduğunu ve bunu iptal ettirdiği bilgisini almıştım.
Mimarlar Odası’nın, Çamlıbelin hazin çöküşüne karşı bir önerisi olduğunu işitmedim; ama işte, bir kurtuluş ve yeniden kuruluş öyküsü olabilecek bir projeye karşı İSTEMEZÜK ! çığlıkları, Mersin’in üzerini bir kara bulut gibi örtmiştü!
Hayat ve tarih elbette bu günleri yeniden gözden geçirecektir…
Gelelim işin bu günkü safahatına:
Geçtiğimiz hafta Akdeniz Belediye Başkanı, düzenlediği basın toplantısında, söz konusu otel projesini, aslında kendisinin iptal ettirdiğini söyledi.
Buna şaşırdım ve çok üzüldüm.
Yıllar yılı çevreci şiddet ve mahalle baskısına karşı sistemli bir mücadele veren bir siyasal çizgiye mensup kıymetli bir Belediye Başkanımız, Mersin ve özellikle Çamlıbelin çöküşüne karşı kesin bir derman olacak harika bir projeye bizzat engel olduğunu beyan ediyor!
Meselenin, Çamlıbelin yeniden ayağa kalkmasıyla ilgili doğrudan katkısı dışında, bütün Mersin’i ilgilendiren bir başka kritik boyutu var: Mersin’in kent içinde bu düzeyde otellere ihtiyacı var!
Akdeniz Oyunlarında Mersin İl Spor Müdürü olan ve daha sonra başarılı çalışmalarından dolayı İstanbul Spor İl Müdürlüğüne atanan İbrahim Koç sürekli bir eksiği vurgulayarak adeta isyan ediyordu: Mersin’de yapılan dev spor tesisleri, ancak büyük oteller ve yeterli yatak sayısı olursa uluslararası müsabakalara açılabilecekti! Yıl içinde büyük ölçüde bomboş duran Dev Spor Tesislerimiz, gelecek sporcular açısından kolay ulaşılabilir yatak kapasitesi yokuluğundan ölü yatırma dönüşmüştür…
Şimdi, engellenen Shereton Oteli bağlamında nelere yol açıldığın, daha doğrusu hangi yolların tıkandığını bir daha düşünelim.
Siyaset niye yapılır? Kamusal örgütler, sivil kuruluşlar niye vardır? Bir kent, kör politik hesaplara, mahalle baskısına dönüşmüş çevreci şiddete nasıl teslim edilir? Hiç farkında olmadan, kente dönük bir hizmet, bir semtin çöküşüne derman olacak bir yatırım, iyi niyetinden zerre şüphemiz olmayan deneyimli bir politikacı olan bir Başkan tarafından niye engellenir? Toplumsal bilinçaltımızdaki mahalle baskısı derken işaret ettiğim şey tam da budur.
Değerli okurlar, hemşerilerim;
Şimdi, bu bölgeye yapılmakta olan Millet Bahçesini düşünülelim.
Çevre Bakanı’nın bulunduğu, yatırıma karar verildiği toplantıda ben de bulundum.
Aquaparkın yerinin de buraya dahil edilmesini önerdik; böylece uçsuz bucaksız, adeta halkın dolduramayacağı büyüklükte bir yeşil alan meydana geliyor.
(İlginçtir; 10 yıldır sürüncemede olan Çukurova Havalimanı dururken, kent ekonomisine bir katkısının olmayacağı Millet Bahçesi inşaatı hızla sürüyor.Bu hizmetin değerini ve önemini elbette tartışmıyorum; sadece Mersin için hizmetlerdeki öncelikler konusuna vurgu yapıyorum)
Bunun yanında yıllarca atıl vaziyette boş duracak yalnızca bir kaç bin metre kare alana yapılacak, ve tüm kentin ekonomisine katkı verecek ve Mersin için kıymetli bir kent hafızası olan bir bölgeyi kurtaracak otel projesi niçin engellenir?
* * *
Akdeniz bölgesinde başarılı hizmetlerini takdirle gözlediğimiz Akdeniz Belediye Başkanımızın, konulara ve siyasete hâkim eski İl Başkanı ve eski Milletvekili kimlikleriyle de bu konuyu yeniden düşünmesini bekliyorum.
Bütünüyle kent ekonomisine ve planlamasına, sosyo-ekonomik gelişimine katkı amaçlı bu iyi niyetli eleştirimize, çalışma arkadaşlarıyla bir müzakere şansı vereceğine inanıyorum.
Yalnızca bu otel projesi gerçekleşirse bile, bu hizmet, basın toplantısında yapılan ve yapılacak tüm projelerin önüne geçecek ve hem bir semtin hem de Mersin’in kurtuluşu olacaktır.
Merkezî hükümetle ve siyasi iradeyle olan irtibatı nedeniyle, Mersin’e çok daha ileri hizmetleri olacağına inandığım Sayın Başkan’ın, kendilerinde izlemeye alışık olduğumuz siyaset değil ama hizmet öncelikli bir vicdanla, kendi politik çizgileriyle de uyumlu bir çözümü istişare edeceğine inanıyorum.
HARUN ARSLAN...