Aylardır, Belediyelerin eğlence ve toplu etkinliklere son vermeleri gerektiğini yazıp duruyoruz.
Özellikle son haftalarda artan salgınla, bugünkü kısıtlamaların geleceği belliydi.
En son da geçtiğimiz hafta “Pandemi Süreci de Bir Savaş Halidir” başlıklı son yazımda, konuyu daha çok vurgulamıştım.
Bir ülke savaş halindeyken insanlar işlerinden olurlar; yaralanırlar, ölürler. İşyerleri kapanır; ekonomik durum sarsılır, seyahatler kısıtlanır.
Pandemi sürecindeki sosyo-psikolojik tahribatları da düşünürsek, yaşanılanı bir sınırlı savaş hâline benzettim ve özellikle belediyelerimizin, koruma tedbirlerine dikkat şartıyla da olsa, konser, konferans, kutlama ve açılış gibi toplanmalara yol açan programlardan sakınmalarını önermiştim; bu konuda kaç yazı yazdığımı ben de unuttum…
Kısmen dikkate alınsa da, bu konuda bir vurdum duymazlık açıkça görülüyordu.
Konserler, sergiler, kapalı yerlerde basın toplantıları, toplu etkinlikler, açılışlar ve kutlamalar sorumsuzca sürdü!
Hem kurallara yeterince uyulmadı, hem de yeterli ölçüde caydırıcı denetimler yapılmadı.
* * *
Yaz başında azalmakta olan salgın, kentimizde özellikle AVM’lerin açılması, başka illerden (özellikle Gaziantep’ten) gelmeleri ve halkımızın da maske ve sosyal mesafe kurallarına uymamaları üzerine artışa geçti.
Bir de buna Belediyelerin hızla toplu etkinliklere yönelmeleri olumsuz sonuçların patlamasına yol açtı.
Sonuç: Pandemiye ilişkin istatistiklerde ,en baştakinden bile kötü duruma düştük ve korkulan tedbirler yine geldi.
Emeği geçen, bu sonucu hazırlayan, onca uyarılara rağmen arsızca bildiğini okuyanlara aferinler olsun!
Demek ki uyarılarla, yazılarla olmuyormuş ki, işte sonuçta hastalık ve ölümlere ilişkin sayılar karşısında nihayet, ama aylar sonra… Büyükşehir Belediyemiz tüm eğlence ve toplu etkinlikleri durdurdu.
Elbette, ne yazık ki çok geç kalındı; ama yine de olumlu bir gelişmedir.
Umarım, dilerim İlçe belediyelerimiz de çok daha dikkatsizce ve yaygın olarak sürdürülen toplanmalara, açılış ve kutlamalara, yemekli buluşmalara bir son verirler.
* * *
Şimdi yeni kısıtlamalar, yasaklar ve kapanan işyerleri nedeniyle birçok hemşerimiz işsiz kalacak ve ekonomik sıkıntıya düşecektir.
Bu dönemde en başta yapılacak işlem, bu zor günlerinde çaresiz hemşerilere, özellikle de gün kazanıp gün harcayan, şimdilerde sofrasına ekmek taşımada zorlanan çalışanlara ekonomik açıdan yardımcı olunmasıdır.
Bir gün bu salgın bittiğinde, bu dönemde Belediyelerin yaptıkları anlamsız, gereksiz eğlence ve etkinliklerin hiçbiri hatırlanmayacaktır!
Ama meselâ, şimdilerde Büyükşehir Belediyemizce 28 noktada gerçekleştirilen, halkın bir nebze olsun derdine çare olan çorba dağıtımı takdirle hatırlanacak, unutulmayacaktır.
Maalesef toplu etkinliklere ve eğlence organizasyonlarına Belediyelerce büyük paralar harcandı.
Keşke bu para ihtiyaçlı olan halkın zorunlu ihtiyaçları için kullanılsaydı.
Şimdi hızla bu amaçla çalışmalar yapılmalıdır.
Zaman geçirilmeden, gıda kolileri hazırlanıp ihtiyaç sahiplerine dağıtmakla başlanabilir.
Belediyelerimiz, savaş döneminden farklı olmayan bu ağır süreçte halkın ihtiyaçlarına dönük projelerle ve aldıkları önlemlerle anılacaktır. Yerel yönetim hizmetlerindeki özel ve özgün yapı bunu gerektirir; siyaset kurumu başta olmak üzere, bizim geleneğimizde olan sosyal dayanışma kültürü tam da şimdilerde hayatımızı iyileştirmekle öne çıkmalıdır.
Reklama dönük çalışmalar, politik fayda amaçlı programlar gereksiz harcamalar nedeniyle israftır; ama asıl olarak devletimiz başta olmak üzere tüm sorumlu kişi ve kurumların, sağlık çalışanlarımızın, milyonlarca dikkatli, kurallı yaşayan insanımızın emeğine karşı günahtır, vebaldir.
Tek tek hemşerilerimiz de böylesi dikkatsiz, arsız, sorumsuz toplanmalardan uzak durmalıdırlar; bu, kendimize, sevdiklerimize, topluma karşı bir vatan savunması görevidir.
HARUN ARSLAN...