Dün bir gazetede ilginç bir haber dikkatimi çekti..
”Kayıp balıkçılardan acı haber” başlığı altında bir haber yayınlandı.
Bir başka gazetede “Balıkçı Halil’in cesedi bulundu”
İnternet sitesinde ise “Balıkçı Muharrem’in cesedi aranıyor” yazıyordu.
Olay Samsun Çarşamba ilçesinde meydana gelmiş.
Tekneyle balık avına çıkan iki arkadaş teknelerinin alabora olması sonucu denizde kaybolmuşlar. Daha sonra 45 yaşındaki balıkçı Halil Kayışın cesedi bulunmuş. 52 yaşındaki Muharrem Sevgili’ye halen ulaşılamamış.
Haberi okuyunca hemen aklıma Tarsus’ta 2010 yılında yaşanan balıkçı olayı geldi.
Hatırlarsanız 2010 yılında Tarsus’ta meydana gelen ve iki balıkçının kaybolduğu bir olay yaşanmıştı. İşte gazete haberi de bu olayı aklıma getirdi.
xx
O zamanda Tarsus Baharlı köyü mevkiinde iki balıkçı kaybolmuştu. Tekneyle denize açılan Tarsuslu iki balıkçı esrarengiz bir biçimde ortadan kaybolmuştu. .
Aydın Öztürk ve Nedim Balkış adlı balıkçılar aradan geçen 14-15 yıldır bulunamadı.
Jandarma ekipleri olsun, özel arama ekipleri olsun, denizi didik didik etti..
Ama Tarsuslu iki balıkçı bulanamadı. Aradan aylar geçti, İzmir sahillerinde bir balıkçının cesedi bulundu. Bu ceset Tarsuslu iki alıkçıdan birine ait midir diye merak ettik. Yine olumlu sonuç çıkmadı.
Yine birkaç ay sonra KKTC sahillerine vuran bir cesedin yüzünü alıklar yemişti. Kimlik tesbiti yapıldı, Tarsus’lu iki balıkçıdan birine ait olabilir mi diye soruldu?
Yanıt olumsuz kaldı.
xx
Yani Tarsuslu balıkçılar Aydın ve Nedim’in ne ölüsü ne dirisi bulunamadı.
Bu yaşananlar, yani Samsun’daki iki balıkçının teknelerinin batışı ve ölümü bana Tarsus’taki olayı hatırlattı.
Şimdiki yeni nesil bunu bilmez. Yaşı 30 olanlar bile o zaman çocuktu. 25 -26 yaşındakiler olayı bile duymamıştır.
Ama balıkçı olayı bizim memlekette olunca ve balıkçılardan birini de çok iyi tanıdığımız için bu acı olayı unutamıyoruz.
xx
2010 yılının 30 Ocak tarihinde yaşanan talihsiz olaydan sonra köprünün altından çok sular aktı elbet..
Kaybolan balıkçılardan Aydın’ın ailesinin büyükleri birer birer vefat ettiler.
Hatta o tarihlerde birer çocuk olan evlatlar bile acıyı kalplerine göndüler. Yaşama tutunmaya çalıştılar. Çocuklar büyüdü, evlenenler oldu.. Yeni dünyaya gelenler, dedelerinin akıbetini hiçbir zaman öğrenemediler.
Sadece fotoğraflarda kaldı anılar!!!
xx
Aradan 15 yılda geçse, 30 yılda geçse, bazı olayların tekrarları yaşandıkça insan olarak bizlerin akıllarına geçmiş tekrar geliyor.
Bu nedenle soruyorum.. Sahi bizim balıkçılara ne oldu?
Birileri unutsa da tarih unutmuyor.. Bizde Tarihe not düşen gazeteciler olarak bu olayı unutmuyoruz ve tekrar soruyoruz.
Aydın ve Nedim’e ne oldu?