Zanka Medya Genel Yayın Yönetmeni Ferit Atay’ın hazırlayıp sunduğu ‘Sorguluyorum’ Programının konuğu olan Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Halkla İlişkiler Birimi’nden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ali Rıza Babaoğlan, ülke gündemini değerlendirdi. Partinin teşkilatlanma çalışmalarının sürdüğünü kaydeden Babaoğlan, “İlk il başkanımızı biz 23 Haziran’da atadık. O günden bu yana yaklaşık 1,5 ay geçti ve bu süre zarfında 61 il başkanı ile 122 ilçe başkanı atamış durumdayız. 29 ilimizde de il yönetimini kurmuş durumdayız” diye konuştu. DEVA Partisi’ne ve Ali Babacan’a büyük bir teveccüh olduğunun altını çizen Babaoğlan, “Ali Babacan’ın geçmiş dönemlerde ülkeye yaptığı hizmetler nedeniyle özellikle büyük bir beklenti var. Şuan sahada bize büyük bir ilgi var. Bunu tüm samimiyetimle söylüyorum. İnternet üzerinden DEVA Partisi çatısı altında siyaset yapmak istiyorum diyenlerin sayısı 100 bini aştı. Dolayısıyla DEVA Partisi’ne çok büyük ilgi var. Sadece İstanbul’dan 16 bin başvuru var. Bundan çok memnunuz” ifadelerini kullandı.
“POLEMİKLERE AYIRACAK ZAMANIMIZ YOK”
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ile parti kurmaylarının sakin tavırlarıyla ilgili toplumda memnuniyet duyulduğunu vurgulayan Babaoğlan, “Bir işle meşgulseniz, bir proje üretiyorsanız aslında başka şeylere vaktiniz kalmıyor demektir. Biz parti olarak 24 saati dolu dolu yaşıyoruz ve vatandaşlarımızın bize ilettiği taleplerle uğraşıyoruz. Bizim polemiklere harcayacak zamanımız yok. Eğer bir insan fikir üretemiyorsa ya da yenilikçi bir fikir ortaya koyamıyorsa veya konuşacak bir şeyi yoksa o zaman polemiklere girer. Bizim yapacak çok işimiz ve polemiklere girmek gibi bir gündemimiz yok çünkü siyasetin Türkiye’de yapması gereken doğruları var. Biz bunları yapınca ciddi alıcıları olduğunu görüyoruz. Türkiye’de zaten birbirleriyle her gün polemiklere giren A, B, C ve D partisi zaten var. Biz tüm polemiklerin dışındayız. Türkiye’de bir siyasi parti bir konu atıyor ortaya diğer partiler de bunu tartışıyor. DEVA Partisi bu tartışmaların dışında kalmakta kararlı. Bizim polemik yaratıp görünme gibi bir derdimiz yok. Zaten vatandaşlarımızın bize ciddi bir teveccühü var. Bu teveccühü de kaybetmek istemiyoruz. Bizim gündemimiz polemik değil. Bağırma gibi bir derdimiz yok. Türkiye’de dijital devrim yapmak istiyoruz. İnsanlar artık siyasi polemik ve gerginliklerden bıkmış durumda. Televizyonlarda sürekli aynı kişiler ve aynı gerginlikler. Televizyonlarda hep ayrıştırıcı tartışmalar var hiç bütünleştirici bir konu yok. Kadın cinayetlerini de aynı kişiler tartışıyor, Ayasofya konusunu da aynı kişiler tartışıyor. Bir konun uzmanlığı önemini yitirmiş durumda. Türkiye’de artık bilgi bazlı gündeme geçmemiz gerekiyor” şeklinde konuştu.
“AMERİKA UÇAN TAKSİLERİ KONUŞURKEN, BİZ SOSYAL MEDYA KISITLAMASINI TARTIŞIYORUZ”
Türkiye’nin ekonomik anlamda en zor dönemini yaşadığına dikkat çeken DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Babaoğlan, “İşsizlik artmış durumda. Böyle bir ortamda dış sermaye sadece bilişim anlamında teknoloji üreten firmalara yatırım yapıyor. Bu aslında teknolojide önümüzün açık olduğunu gösteriyor. Yenilikçilik peşinde koşan gençlerimizin parlak fikirlere sahip olduğunu gösteriyor. Bu gençlere hiçbir zaman söz verilmiyor. Türkiye’nin çok ciddi anlamda yetişmiş bir genç potansiyeli var. Beton yerine teknolojiye yatırım yapmamız lazım. Türkiye’nin gerçek gündemi olan ekonomiye dönmesi gerekiyor. Gündem genç işsizlik olmalı. Bunları çözmeye odaklanmamız lazım. Ülke olarak bizim bir doğalgaz ya da petrolümüz yok. Tamamen alın terimizle üretiyoruz. Dolayısıyla gençlerin üretime teşvik edilmesi lazım. Günümüz dünyasında bilginin artık akış yönü değişti. Eskiden dedelerden toruna bilgi akışı gelirken, artık teknolojiyle birlikte torundan dedeye bir bilgi akışı var. Google şuan dünyadaki en büyük ansiklopedi konumunda. Ülke menfaatine bunu kullanmak varken, bunu neden yasaklıyor ya da kısıtlamaya gidiyoruz. Bunu anlayabilmiş değilim. DEVA Partisi olarak yasaklama zihniyetine karşıyız. Amerika uçan taksileri konuşurken, biz sosyal medya kısıtlamasını tartışıyoruz. Elimizden geldiğince internetin nimetlerinden faydalanmaya çalışıyoruz. İnternet kısıtlama kararının biraz da DEVA Partisi’nin önünün kesilmesi için yapıldığı kanısındayım” dedi.
YERLİ YATIRIMCI DA ÜLKEDEN KAÇIYOR
Türkiye’nin en büyük sorununun adalet ve işsizlik olduğuna dikkat çeken Babaoğlan, “Bunların çözümü de kısa sürede mümkün. Genel Başkanımız Sayın Ali Babacan, iktidara geldiğimizde adalet sorununu çok kısa sürede çözebileceğini defalarca dile getirdi. Bir savcı ya da hakime, ‘Artık size telefon gelmeyecek karar verme merciinde özgürsünüz’ dediğimiz de onlar da artık özgür iradeleriyle karar verip sistem kendiliğinden rayına oturup aşağılara doğru sirayet edecektir. Ekonomiyle ilgili çok ciddi bir ekibimiz var. Yine ekonomide Türkiye’ye deva olacak projelerimiz var. DEVA Partisi yarın iktidara geldiğin de hangi konuda ne yapabileceğini bilen ve ona göre program ve projeleri olan bir parti. DEVA Partisi olarak ‘Merkez’ partiyiz. Türkiye’nin her anlamda ayrıştırılıp kutuplaştırıldığını düşünüyoruz. Bunların dünya politikasında çok yerinin olmadığını görüyoruz. Biz ayrıştırmak değil bütünleştirmek istiyoruz. İnsanların kavga ve polemik değil, vizyon dinlemeye ihtiyacı var. İnsanlar artık farklı şeyler duyup farklı şeyler düşünmeli” dedi. Dünyada Türkiye’ye karşı bir güven sorunu olduğunu ifade eden Babaoğlan, “Türkiye ekonomisiyle ilgili konuların çözümü aslında o kadar zor değil. Hükümet ekonomik sorunu ekonomiyle çözmeye çalışıyor. Biraz daha size kredi vereyim, biraz daha dövizle oynayayım gibi politikalar üretiliyor. Sorunu doğru anlamadıkları için çözümü de doğru yerde aramıyorlar. Ekonomideki ana sorun adaletsizlik ve Türkiye’ye olan güvensizlik. Sözü ve özü bir olan yeni bir yönetimle Türkiye’ye olan güven sorunu ortadan kaldırılabilir. Bir söylediği diğer söylediğiyle çelişmeyen bir yönetim olursa bu sorun kısa sürede çözülür. Sadece dış sermaye değil, Türkiye’nin yerli insanında da sermaye var ancak yatırım yapmaya korkuyor. Adalete güven olmadığı için insanlar önünü göremiyor.Bırakın dış sermayeyi ülkeye getirmeyi, kendi yatırımcımız ülkeden kaçıyor. Yabancı yatırımcıyı ülkeye getirmek zaten adaletle olur. Türkiye’nin ekonomide AB ülkeleri ve dünya ile entegre bir ekonomi politikası gütmesi gerekiyor” diye konuştu.