Haber Merkezi
Mersin Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (MESİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Engin, kent konseylerinin daha aktif olması gerektiğini söyleyerek, kent konseylerinden sahaya inmelerini istedi. Kent Konseylerinin kentimizin ve vatandaşların sorunlarını belediyelere iletmede köprü görevi görmesi gerektiğini belirten Engin, “Kent konseyleri serbest ve özgür bırakılmalıdır; belediyelerin alt birimleri olarak görülmemelidir” ifadelerini kullandı.
“KENT KONSEYLERİ ORTAK YAPILARDIR”
Kent konseylerinin tarihi ve misyonu hakkında bilgi veren Başkan Engin, “Yerel Gündem 21’den hareketle 1992 yılında Rio De Janerio’da yapılan ve “Yeryüzü Zirvesi” olarak adlandırılan Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Konferansı’ndan sonra temelleri atılan kent konseyleri Avrupa’da 4 binden fazla belediyede, dünyada 135 ülkede uygulanmaktadır. Kent Konseyleri 5393 sayılı Belediye Kanunu ve 26313 sayılı Kent Konseyi Yönetmeliği’ne dayanarak kurulmuş yapılardır. Kent Konseyleri; merkezi yönetimin, yerel yönetimin, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının ve sivil toplumun ortaklık anlayışıyla, hemşehrilik hukuku çerçevesinde buluştuğu; kentin kalkınma önceliklerinin, sorunlarının, vizyonlarının sürdürülebilir kalkınma ilkeleri temelinde belirlendiği, tartışıldığı, çözümlerin geliştirildiği ortak aklın ve uzlaşmanın esas olduğu demokratik yapılar ile yönetişim mekanizmalarını ifade eder. Sürdürülebilir kalkınma içinde çeşitli toplum kesimlerinin kent yönetimine katkıda bulunmalarını, kaliteli ve yaşanabilir bir kentin yönetiminde aktif rol almalarını hedefleyen ve gönüllülük esasında oluşmuş ortak yapılardır” dedi.
“KENT KONSEYLERİ SESSİZ KALMAMALIDIR”
Kent konseylerinden kent yönetimlerine dahil olmalarını isteyen Başkan Engin, “Kentimizde birçok defa kent konseylerinin yönetimleri değiştiği halde, kent konseyleri belediye başkanlarının aldığı kararları onaylamakla yetindiler. Aykırı gördükleri durumlara karşı sessiz kalmayı ve önerilerinin olduğu yerde cılız sesler çıkarmayı tercih ettiler. Kentin önündeki engellerin aşılması için kentin dinamikleri ile güç birliği yapması gereken kent konseyleri, belediye başkanları ve belediye yönetimlerinin aldıkları kararlara karşın; kendi fikir ve görüşlerini iletmekte zayıf kalmaktadır. Saydamlık, hesap verebilirlilik, katılım, çalışma uyumu, yerindenlik ve etkinlik gibi kriterlere dayanan, çok aktörlü ve toplumsal ortaklıklara dayalı yönetim anlayışının ürünü olması gereken kent konseyleri, çalışma prensiplerini ve vizyonlarını gözden geçirmelidir” şeklinde konuştu.
“ALTERNATİF ÖNERİLER GETİRİLMELİDİR”
“Yerel düzeyde demokratik katılımın yaygınlaştırılması ve ortak yaşam bilincinin geliştirilmesi için çok ortaklı yönetim anlayışı benimsenmelidir” diyen Başkan Engin açıklamalarını şekilde sürdürdü: “Belediye Başkanlarının aldıkları kararlar sorgulanmalı ve alternatif öneriler getirmelidirler. Yerel yönetimlerin daha geniş perspektifte sağlanması için oluşturulan kent konseyleri, toplantılarından çıkan fikir ve önerilerini daha nitelikli bir şekilde yerel yönetimlere iletmeli ve takipçisi olmalıdır. Prosedürde belirtilen aralıklarla toplanmak yerine daha sık ve geniş katılımla toplanacak kent konseyleri, daha çok fikir ortaya koyacaktır. Demokratik unsurların önemli aktörleri olması planlanan kent konseylerinde başkan adaylarını belediye başkanları belirlememeli ve seçim sürecine dahil olmamalıdır. Birçok kez belediye başkanlarının isteği üzerine konsey başkanları istifa etmiştir. Oysaki kent konseyleri başkanları konsey üyelerinin talebi üzerine istifa etmelidir. Belediyelere tavsiye niteliğinde fikir üreten konseyler belediyeler ile aynı görüşte olmak zorunda değildir. Fikir ayrılıklarının olduğu yerde belediye başkanları kent konseylerine karşı daha ılımlı ve onları dinler nitelikte olmalıdır. Yönetmelik gereği kent konseylerine bütçelerinde ödenek ayırmak suretiyle ayni ve nakdi yardım yaparak destek sağlayan belediyeler, kent konseylerini bu sebeple himayelerinde tutmaya çalışmamalıdır. Kent konseyleri serbest ve özgür bırakılmalıdır; belediyelerin alt birimleri olarak görülmemelidir. Kentimizde meydana gelen birçok olay ve sosyal hareketlilik için fikirlerini beklediğimiz kent konseyleri son zamanlarda iyice sessizliğe gömülmüşlerdir. Mersin Kent Konseyi ve İlçe Konseyleri mahalle ve sokaklarda vatandaşların talep, öneri ve şikayetlerini dinleyip, kent estetiği, yatırımlar, hizmetler, çevre ve kentsel dönüşüm gibi önemli konularda köprü görevi görmelidir. Ülkemizde birçok kent konseyinin yaptığı gibi; vatandaşın ilettiği hususlar konsey meclislerinde görüşülerek, belediyelere yüksek sesle iletilmelidir. Kent konseyleri tam anlamı ile halkın gözü, kulağı ve sesi olmalıdır.”