Necdet TAŞ
Türkiye’de Küresel Migren ve Ağrı Derneği ev sahipliğinde GPMS (Global Migraine & Pain Summit) kongresi düzenleniyor. Baş ağrılarıyla ilgili tüm güncel bilgilerin konuşulduğu GPMS (Global Migraine & Pain Summit) 2020 e-kongre olarak ücretsiz yayınlanacak. GPMS (Global Migraine & Pain Summit) 2020 (E-Kongre), 28-31 Ekim 2020 tarihlerinde Uluslararası Baş Ağrısı Derneği ana sponsorluğunda, Avrupa Baş Ağrısı Federasyonu ve Avrupa Nöroloji Derneği'nin desteğiyle gerçekleştirilecek. Kongrede güncel başağrısı bilgisi tartışmalı oturumlar, olgu sunumları ve uygulama videoları ile 5 dilde simultane çeviri imkanı ile tüm dünyadan hekimlere konunun duayenleri tarafından aktarılacak. Dünya Başağrısı Dernek Başkanı dahil nitelikli konuşmacılar güncel bilgileri aktaracak izleyicilere ücretsiz anlatacak.
ONLİNE VE ÜCRETSİZ
Kongreyle ilgili bilgi veren Alzheimer Derneği Mersin Şubesi ve Küresel Migren ve Ağrı Derneği Başkanı Prof Dr Aynur Özge, “Global Migraine & Pain Summit Kongresi 2020 (E-Kongre), Uluslararası Baş Ağrısı Derneği ana sponsorluğunda, Avrupa Baş Ağrısı Federasyonu ve Avrupa Nöroloji Derneği'nin desteğiyle gerçekleştirilecek. Bu toplantıda, baş ağrılarıyla ilgili tüm güncel bilgileri en yetkili lehçelerden dinleyebilecek, vaka tartışmaları ve girişimsel videolarla günlük pratik bilgilerinizi zenginleştirebileceksiniz. Türkiye’den tüm dünyaya eğitimlerin verileceği bu kongre hekimlerimizin uluslararası sağlık arenasında tanınması ve ülkemizin ön plana Çıkması açısından önem arz ediyor. Bu yılki E-Kongre'de, 5 dilde eş zamanlı fırsat ve İngilizce altyazı seçeneği ile bu buluşmayı evrensel bir boyuta taşıyoruz. Son günkü bio-psiko-sosyal yaklaşım içeren çalışmalarla, kongremize multi-disipliner bir yaklaşım getiriyoruz. Ücretsiz kayıt imkanı ile sunduğumuz bu toplantıyı tüm meslektaşlarımıza ve hekim dışı sağlık profesyonellerine sunarak; bu alandaki bilgi ve paylaşımı en üst düzeye çıkarmak istiyoruz. Hepinizi, geleceğe yenilikçi bakış açısı ile yaklaşan ve kapsadığı alan itibariyle Dünya'da ilk kez Türkiye'de düzenlenecek olan bu ayrıcalıklı etkinliğe bekliyoruz. Toplantının ilk 3 gününde hekimlere yönelik kurslar, eğitici çalıştaylar ve olgu tartışmaları ile anlatılacak. Son gün ise halka açık fizyoterapist, hemşire, psikolog ve diyetisyenlerin öncülük ettiği başağrısına biyopsikososyal yaklaşım kursuna ayrılacak. Kongrenin 2.günü 29 Ekim Cumhuriyet bayramı nedeni ile Mersinli ünlü kanun virtiözü Ahmet Baran’ın konseri ile taçlanacak” dedi.
DSÖ’NÜN ACİL EYLEM LİSTESİNDE
Başağrısı şikayet ve hastalıklarının Dünya Sağlık Örgütü’nün acil eylem listendeki ilk 6 hastalık içinde yer aldığına dikkat çeken Prof. Dr. Aynur Özge, “Baş ağrısının tıpta 287 nedeni var. Dünya üzerinde insanların yüzde 90’dan fazlasını etkiliyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün acil eylem listendeki ilk 6 hastalık içinde yer alıyor müzmin baş ağrıları. Özellikle üreten çağdaki bireyleri etkiliyor. Ülkemizde örneğin her 5 kadın ve her 10 erkekten biri migren hastası. Bu kişilerde Baş ağrısı yaşam kalitesini düşürüyor. Sağlık kaygısı ile pek çok gereksiz tetkik tedavi uygulanıyor. Baş ağrısı bilimi son 30 yılda büyük evrim geçirdi. Türkiye’de yapılan saha çalışmalarında başağrısının toplumda sık rastlandığı, toplumumuzdaki bireylerin yüzde 44.6’sının tekrarlayan başağrısı şikayetlerinin olduğu ve yüzde 16.4’ünün migren tanısı alan başağrıları olduğu, Yine toplumumuzdaki bireylerin yüzde 5.1’inin Gerilim Tipi Başağrısı (GTB) tanısı aldığı, ilaveten son 1 yılda yaşadıkları ağrılar nedeniyle toplumumuzdaki bireylerin yüzde 12.4’ünün muhtemel migren, yüzde 9.5’inin muhtemel GTB grubuna girdiği, migren’in her iki cinste 35-40 yaş grubunda en sık olduğu, migrenli hastaların üçte ikisi bir hekime başvururken, GTB hastalarının yalnızca üçte birinin hekime başvurduğu, kadınlarda düşük sosyoekonomik düzeye sahip olanlarda migrenin daha sık görüldüğü ve bireylerin yüzde 3.3’ünde ayda 15 güden daha sık kronikleşmiş ve müzminleşmiş başağrısı görüldüğü, toplumumuzdaki bireylerin yüzde 2.1’inde ağrı kesicileri hatalı bir şekilde sık kullanmaya bağlı Ağrı Kesici Başağrısı görüldüğü, başağrılarının topluma sosyoekonomik yükünün çok fazla olduğu, başağrılarının kişilerin günlük yaşam işlevlerini önemli ölçüde aksattığı, öğrencilerimizde ilköğretim döneminde yüzde 49.2, lise döneminde yüzde 79.3 oranında başağrısı görüldüğü, ilköğretimdeki öğrencilerin yüzde 10.4, lise öğrencilerinin yüzde 18.6’sının migren başağrısı yaşadıkları, başağrısı olan çocuk ve ergenlerde ders başarıları ve boş zaman aktivitelerinin ağrıları nedeniyle aksadığı, çocuk ve ergenlerin yüzde 11.2’sinin başağrıları için bilinçsiz şekilde ağrı kesici tükettiği ve maalesef ailelerin yüzde 33.5’inin çocuklarının başağrısından haberdar olmadığı tespit edilmiştir” ifadelerini kullandı.
TOPLUMDA HER 5 KİŞİDEN BİRİNDE MİGREN VAR
Başağrısının başka bir hastalık seyrinde ortaya çıkabileceği gibi, başka bir nedene bağlı olmadan migren gibi tek başına bir hastalığı da temsil edebileceğinin de altını çizen Prof. Dr. Özge, “Migren genetik yatkınlık taşıyan kişilerde çevresel ve iç faktörlerle tetiklenen, çoğunlukla başın bir yarısında hissedilen özgün başağrısı ataklarıdır. Ataklar halinde gelen ağrılar sıklıkla “zonklayıcı” olarak ifade edilir ve hastanın günlük yaşantısını olumsuz etkileyecek denli şiddetlidir. Başağrısının yanı sıra ışık, ses, kokuya aşırı hassasiyet, bulantı, bazen kusma da görülebilmektedir. Ağrı saatler veya günlerce sürebilir. Toplumda yaklaşık her 5 kişiden birinde görülmektedir ve bu özelliği ile toplumda 50 yaş altında en sık karşılaşılan nörolojik hastalıktır. Ataklar ve ağrı en yoğun 35- 45 yaşları arasında ortaya çıkmakta, bu yıllarda kadınlarda erkelerin 3 katı daha fazla migren atağı görülmektedir. İlerleyen yaşlarda ataklar genellikle azalarak kaybolmaktadır. Bununla birlikte hastaların yüzde 10 kadarında 50 yaş sonrasında da migren ağrıları sürmektedir. Migren ataklarını tetiklediği bilinen başlıca durumlar şunlardır; aşırı sıcak ve soğuğa maruz kalma, baş ve boyun zedelenmeleri, parfüm ve sigara kokusu, hava değişikliği, parlak ışık, yüksek rakım ve uçmak ile gürültü… Migren farklı türleri olan, aynı hastada bile yıllar içinde şekli değişebilen bir hastalıktır. Hastalarda başağrısı dışında baş dönmesi, epilepsi nöbetleri, alerjik durumlar, duygu durum değişiklikleri, barsak düzeninde değişiklikler, hareket hassasiyeti, damar sertliğine artan eğilim gibi sorunlar da görüldüğü için migrenin yalnızca başağrısından ibaret olmadığı kabul gören bir görüştür. Erken tanı ve doğru bir tedavi ile hastanın yaşam kalitesi bozulmadan ve ek sorunlara yol açmadan baş edilebilir. Günümüzde “atak tedavisi” adı verilen başağrısı ataklarını geçirmeye yönelik tedaviler, “proflaksi” adı verilen başağrısı ataklarını önlemeye yönelik tedaviler ve ilaç dışı tedavi yaklaşımları uzmanlar tarafından başarıyla uygulanmaktadır. Her hastanın ağrılarını bir günlüğe kaydetmesi ve doktor vizitesine giderken yanında götürmesi tedavinin etkinliğini artıracaktır” dedi.