Haber Merkezi
CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın avukatlarının kendisine dava açmaları konusunda yazılı bir açıklama yaptı. Adaletin ölmemesi için her türlü mücadeleyi vereceğinin altını çizen Başarır, “Cumhurbaşkanı avukatları olarak tanınan Ahmet Özel ve Mustafa Doğan İnal, 29 Aralık 2020 tarihinde TBMM’de yapmış olduğum basın açıklamasının kamuoyunda ses getirmesinden sonra sırasıyla tarafıma; 500 bin ve 100 bin TL’lik dava açmışlardır. Ne yazık ki biri, hukuka aykırı şekilde vekâlet ücreti kazandığını belgelerle ortaya koymamı hazmedemediği için bir diğeri de yargıdaki nüfusunu kullanarak bir İstinaf Mahkemesi başkanının odasındaki konuşma tapeleri ile yargıya müdahale etmeye çalıştığını dile getirdiğim için dava açma yoluna gitmişlerdir. Bu davalar beni korkutmamış, sevindirmiştir. Zira her tazminat davasında davacının ve davalının sosyal ekonomik durumu araştırılmak zorundadır. Dolayısıyla TBMM’den talep ettiğim bu araştırmayı yargı eliyle yaptırma fırsatı sunduklar için kendilerine teşekkür ederim” ifadelerini kullandı.
“TÜRK YARGISINA İNANIYORUM”
‘‘Hukukta bu işin hesabı sorulacak’’ diyen Ahmet Özel’in, karara çıkmış bir dosyaya sonradan vekâlet sunmak sureti ile haksız şekilde hükmedilen vekâlet ücretine tenezzül ederek, meslek ilke ve kurallarını çiğnediğini kaydeden Başarır, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Dava dosyasına vekâletname sunmadan ve duruşmaya girmeksizin dava vekâlet ücreti almaya çalışan bu avukatın usulsüzlüğünü ortaya çıkarttığımda ise, Sayın Ahmet Özel, halktan özür dilemesi gerekir iken, açmış olduğu 500 bin TL’lik dava ile halkın milletvekilini susturabileceğini sanmıştır. Cumhurbaşkanının Avukatı sıfatı ile ön plana çıkan Ahmet Özel hakkında ortaya çıkarttığımız hukuka aykırılıklar ile ilgili olarak kayıtlı olduğu İstanbul 2 Nolu Barosuna da gerekli şikâyeti yapacağım. Kuruluş aşamasında iktidara yakınlığı ile ön plana çıkan bu genç baronun Avukatlık Meslek kurallarına göre karar verip veremeyeceğini hep birlikte tecrübe edeceğiz. Beklentimiz, meslek kuralları ve yerleşik içtihatlar nezdinde karar verecekleri yönündedir. Cumhurbaşkanının avukatlığını yapmış bir diğer isim Mustafa Doğan İnal ise basına ve yargıya yansımış olan bir görüşmesinde yargı nezdinde nüfuzunu kullanmasına ilişkin bir görüşmesini dile getirdiğim için çok üzülmüş, manevi olarak yıpranmış ve bu üzüntüsünü giderebilmek için 100 bin TL bedelli bir diğer davaya ihtiyaç duymuştur. Bu davaların ortak özelliği hukuku çiğnemelerine karşı sessiz kalmamızı sağlamaktır. Bilinmesini isterim ki bir hukukçu olarak haksızlık karşısında hiçbir zaman susmadım, susmayacağım. Yapılan usulsüzlüklere, liyakatsizliklere boyun eğmeyeceğim; vatandaşın cebinden çıkan tek bir kuruşun dahi hesabını sormaya devam edeceğim. İktidar vesayeti altında kaldığından bahisle toplumun her kesiminden olumsuz eleştiriler alan Yüce Türk Yargısı’nın halen ayakta olduğunu ve gerçekten de tarafsız ve bağımsız olduğunu, herkese er ya da geç göstereceğine inanıyorum. Fatih Sultan Mehmet’in dediği gibi; “Aklı öldürürsen, ahlak da ölür, akıl ve ahlak öldüğünde millet bölünür, kadıyı satın aldığın gün adalet ölür, adaleti öldürdüğün gün devlet de ölür.”