Haber Merkezi
Mersin Sultaşa Otel’de pandemi tedbirlerine uygun olarak düzenlenen “Tarımın Akıl Teri İle Çözümü Endüstri 4.0’dan Tarım 4.0’a” seminerinde TÜOİSB Yönetim Kurulu Başkanı Gül Akyürek Balta, Mersin’in yeni nesil iş insanlarını Alman teknoloji devi Siemens’te 30 yıl üst düzey yöneticilik yapan, Endüstri 4.0 ile Tarım 4.0’ın duayen ismi ION Academy Kurucusu Ali Rıza Ersoy ile buluşturdu. Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, Meclis Başkanı Hamit İzol, Mersin Sanayici ve İş Adamları Derneği (MESİAD) Başkanı Hasan Engin başta olmak üzere sektöre yönelik yatırımcılar, Ali Rıza Ersoy’un sürdürülebilir tarımsal üretimde yenilenebilir enerji kaynaklarından nasıl yararlanılacağına ilişkin çalışmalarını ilgiyle dinledi.
‘GELECEĞİN DÜNYASINDA HAK ETTİĞİMİZ YERİ ALMAK İSTİYORUZ’
Seminerin açılışında konuşan TÜİOSB Yönetim Kurulu Başkanı Gül Akyürek Balta, Covid-19 salgınında sürdürülebilir tarımsal üretimin ülkeler için milli güvenlik meselesi olduğu gerçeğinin daha iyi anlaşıldığını belirtip, “Tarıma teknoloji katarak elde ettiğimiz verileri bilgiye dönüştürerek geleceğin dünyasında hak ettiğimiz yeri almak istiyoruz. Ali Rıza bey, tarımsal üretimin bu alandaki potansiyeli nasıl harekete geçirebileceğimizi, bunu yapamaz isek bizleri neyin beklediğini anlatacak. Teknolojinin imkânları ile oluşturulan verilerin nasıl bilgiye dönüştürüldüğünü ve bu bilginin işlerimizi nasıl kolaylaştıracağını, bizleri küresel rekabette nasıl öne çıkartacağını anlatacaklar. 'Tarım 4.0' üzerine dünyadaki ve Türkiye’deki gelişmeleri ve görüşlerini kendisinden dinleyeceğiz." dedi.
‘DİJİTAL TEKNOLOJİLERİ PERMAKÜLTÜRLE YOĞURMALIYIZ’
ION Academy Kurucusu Ali Rıza Ersoy, 150 yıl önce başlayan sanayileşme devriminin günümüzde endüstrilerin dijitalleşmesiyle devam ettiğini anlatıp, 7,5 milyarlık dünya nüfusunun 30 yıl sonra 9,8 milyara ulaşmasının beklendiğini ve insanlığı beslemek için geleceğin en stratejik sektörünün tarım olduğunu vurguladı. Tarım 4.0’ı anlamak için Endüstri 4.0’ın tarihsel süreçte sağladığı kazanımların bilinmesi gerektiğinin altını çizen Ali Rıza Ersoy, günümüzde siber fiziksel sistemler, bulut teknolojileri, büyük veri ve analizi, artırılmış gerçekçilik gibi teknolojilerin fabrikalarda kullanıldığı gibi toprak altı ve toprak üstü tarımda da kullanıma imkân verdiğini dile getirdi. Uzun yıllar teknoloji şirketinde çalıştıktan sonra toprak ve tarıma dönüş yaptığını anlatan Ersoy, “Yerleşke olarak Urla’nın Barbaros Köyü’nün ovasını seçtik. Burada bir üzüm bağı kurduk. Bağı permakültür prensiplerine göre oluşturduk. Permakültür nedir diye baktığımızda ‘Ormana bak, orman ne yaparsa yap, ormanın yapmadığını yapma’ şeklinde özetlenebilecek bir akım. Dolayısıyla da modern tarımın bize dikte ettiği birçok yanlışı yapmayarak, burada başarılı bir şekilde tarım yapmaya başladık. Modern tarımın yap dediği hiçbir şeyi yapmadık. Gübre dahi kullanmadık ve sonuçların harika olduğunu gördük.” dedi.
‘EN BÜYÜK HAYALİM TÜRKİYE’NİN İLK EKSİ KARBON ÇİFTLİĞİNİ KURMAK’
Endüstriyel üretimin beraberinde dünya genelinde kirlilik yarattığını, bunun ağır bedellerini yeryüzündeki tüm canlıların ödediğini kaydeden Ersoy, en büyük hayalinin Türkiye’nin en büyük eksi karbon çiftliğini kurmak olduğunu, bu yönde çalışmalar yaptığını belirtti. Ersoy, “Karbon ayak izi, birim karbondioksit cinsinden ölçülen, üretilen sera gazı miktarı açısından insan faaliyetlerinin çevreye verdiği zararın ölçüsüdür. Eksi karbon ise yeni bir kavram. ‘Sıfır emisyon yetmez, geçmişteki hatalarımızı da temizlememiz gerek’ anlayışı… Bizim de buradaki en büyük hayalimiz, beş teknolojiyi kullanarak, 60 yıl boyunca gereksiz yere kullandığımız uçaklar, seyahatler, arabalar, giyim, kuşam gibi karbon ayak izini temizlemek yolunda ilerlemektir. Yaptığımız hesaplara göre bunu 15-17 yıl içinde temizleyebileceğiz. Daha sonra eksi karbona geçeceğiz. Bu gezegenden ayrılırken dönüp ‘Sana bile borcum yok’ diyebilmeyi istiyoruz” diye konuştu. Eksi karbon çiftliğinde kullanacağı teknolojilerle ilgili ipuçları veren Ersoy, şunları söyledi, “Karbon ayak izlerini silmenin yolu güneşin fotovoltaik yani ışık enerjisinden, rüzgâr, su ve biyogazdan elde edeceğimiz yenilenebilir enerjiden geçiyor. Toprağın iki metre altında, yaz, kış 18 derece olan ısıyı konutlarımıza, işletmelerimize getirmeliyiz. Beş teknolojiyi kullanarak elde ettiğimiz elektrik enerjisini şebekemize bastığımızda fosil kaynaklara daha az ihtiyaç duyacağız. Böylece geçmişin hatalarını temizlemeye başlayacağız. Bu sayede geçmişteki hatalarımızı temizleyip eksi karbon moduna geçebilmeyi hedefliyoruz.” Geçmişin doğrularını bugünün teknolojileri ile kucaklaştıracak çalışmaların bir başka parçasının PermAgro 4.0 olduğunun altını çizen Ersoy, bu alanda Ziraat Mühendisi Esra Karagöl ile birlikte bir manifesto yazdıklarını, geçmişin saygın permakültür öğretisini çağın teknolojileri ile harmanladıklarını sözlerine ekledi.