DEVA Partisi’nin genç yüzü, Halkla İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ali Rıza Babaoğlan, hayatını anlattı. Sosyal medya üzerinden yayın yapan “Bi İnsan” isimli kanalın kısa belgesel programına konuk olan Babaoğlan, küçük yaşta babası tarafından alınan bir bilgisayarın hayatını nasıl şekillendirdiğini, eğitim sürecini, yaşadığı zorlukları, başarılarını, ailesini ve siyasi hayata başlangıcını vatandaşlarla paylaştı.

 “DEVA PARTİSİ’NİN KURUCULARI ARASINDA YER ALDIM”

Hayatını anlatan Genel Başkan Yardımcısı Babaoğlan, “7 Ağustos 1986’da Diyarbakır’da doğdum. Aslen Osmaniye, dedem ve dedemin büyükler ama babam ve bizler Mersinli’yiz. İlkokul eğitimini Diyarbakır’da Diken İlköğretim okulunda aldım. 2. sınıfta Mersin’e dönerek Çocuk İlköğretim okulunda eğitimime devam ettim. 1997 yılına kadar. 1997 yılından sonra da Yusuf Kalkavan Anadolu Lisesi’ne geldim. Sonrasında da 7 yıl Yusuf Kalkavan Anadolu Lisesi’nde okudum ve 2004 yılında Yusuf Kalkavan Anadolu Lisesi’nden mezun oldum. Ankara’da Bilgisayar Mühendisliği eğitimi aldım. 2004 yılında Ankara’ya gittim ve 2011 yılına kadar Ankara’da bulundum. Farklı sektörlerde, özel sektörde, farklı şirketlerde çalışma imkânım oldu. 2011’de İrlanda’nın Dublin kentine gittim ve orada Linkedin isimli dünyanın en büyük sosyal ağlarından bir tanesinin Türkiye Pazarından Sorumlu Yönetici olarak başladım ilk önce. Sonrasında da tüm Türkiye Pazarından Sorumlu kişi haline geldim ve 2015 yılına kadar yurt dışında bulundum. 2015 yılında Türkiye’ye geldikten sonra kendi şirketimi kurdum. Tamamen teknoloji ve yazılım üzerine projeleri, fikirleri ve bu alanda girişimlere yeni girişimcilere destek sunun bir şirket. 9 Mart 2020 itibariyle de kurulan Demokrasi ve Atılım, DEVA Partisi’nin kurucuları arasında yer aldım. Bir bilgisayar mühendisi olarak, teknoloji sektöründe yetişmiş birisi olarak, Dünya’da farklı işler yapmış birisi olarak artık Türkiye’nin içerisinde bulunduğu konum nedeniyle ve Dünya’da teknolojinin önemi nedeniyle böyle bir sosyal taraflı bir çalışmaya girme ihtiyacı hissettim ve o günden bugüne Demokrasi ve Atalım Partisi’nin Genel Başkan Yardımcısı olarak görevine devam ediyorum” dedi.

“OLAYLAR NEDENİYLE ÇOK UZUN SÜRE OKULA GİDEMEDİM”

 Diyarbakır’da birinci sınıfa başladığı dönemde terör olayları nedeniyle çok uzun süre birinci sınıfa gidemeyen, Mersin’e geldiğinde ise ameliyatı yüzünden okuldan uzak kalan Babaoğlan, üçüncü sınıfa başladığında okuma yazma bilmediğini, aslında okul hayatının Mersin’de üçüncü sınıfla başladığını belirtti. İlkokul öğretmeni Hürmüz Meşe’nin okulda kalarak kendisine bir iki saat fazladan okuma yazma dersi verdiğini ifade eden Babaoğlan o günleri anlatırken duygu dolu anlar yaşadı. Babaoğlan, “Okuma yarışlarına genelde beni sokmazdı çünkü birçok insan genelde bir dakikada 80 – 90 kelime okurken ben bir kelimeyi bile okuyamıyordum. Dolayısıyla, üçüncü sınıfta okumayı öğrendim, dördüncü sınıfta matematiği, feni, fiziği diğer dersleri öğrendim. Çocukken insanlar çok acımasız olabiliyor. Hem okul arkadaşlarınız hem diğer insanlar size okuma bilmediğiniz için, okumakta zorlandığınız için sizinle dalga geçebiliyorlar. Yani öğrencilik ve gençlik dönemindeki şeyler çok farklı” ifadelerini kullandı.

“BİRKAÇ ÖDÜL ALARAK KARİYERİME BAŞLAMA ŞANSI ELDE ETTİM”

 Yusuf Kalkavan Anadolu Lisesi’nde çok kaliteli bir eğitim aldığını belirterek birçok dersi İngilizce aldıklarını vurgulayan Babaoğlan, Yusuf Kalkavan Anadolu Lisesi’nin hala Mersin’in en önemli okullarından birisi olduğunu söyledi. Tam burslu kazandığı üniversite eğitiminde masraflarını karşılamak için ek işler yaptığını belirten Babaoğlan, “Yarı zamanlı ve tam zamanlı çalışma deneyimlerim oldu. Üniversitenin ortalarında Microsoft’a yarı zamanlı çalışan, öğrenci çalışan derdi onlar, yarı zamanlı çalışan olarak dahil oldum. Bu süreç çok başarılı ilerledi, ‘En İyi Çalışan Öğrenci’ olarak bu sürecin sonunda beni ödüllendirdiler. Sonrasında İBM’den aldığım proje ödülü nedeniyle yurt dışına davet edildim.  Son olarak da JSI isimli Junior Chamber İnternational, yani dünya genç odaklayan Amerika merkezli bir dernek tarafından 2009 yılında Türkiye en başarılı 10 genci arasından beni de gösterdi. Dolayısıyla genç yaşta hem Microsoft’tan hem İBM’den hem JSİ’dan birkaç ödül alarak kariyerime başlama şansı elde ettim” diye konuştu.

“OYUN OYNAMAK BENİM HAYATIMIN İÇERİSİNDE”

 Diyarbakır’da bulunduğu dönemde, sokaklarda olayların meydana gelmesi nedeniyle babasının sokağa çıkmaması için aldığı siyah beyaz ekranlı bilgisayarla hayatının değiştiğini belirten Babaoğlan, “Hem iş yoğunluğu hem de siyasi hayattaki parti ve diğer çalışma yoğunlukları nedeniyle çok az boş zamanım oluyor. O boş zamanı da genelde zihin dinlendirici aktiviteler ile geçirmeye çalışıyorum. Hala çok ciddi bir şekilde oyun oynarım. Playstation, bilgisayar, cep telefonu oyunları bile. Hani cep telefonumda birçok oyun kuruludur. Bu dünyayı da takip edebilmek için mesleğimizin gereği. Çünkü biz bu tarz yeni oyunlara, yeni fikirlere yeni uygulamalara yatırım yapan bir şirketiz. Yeni fikirler yeni uygulamalar ortaya çıksın diye çalışıyoruz. Diyarbakır’da babamın 1992’de aldığı o bilgisayardan bu yana hep oyun oynayan birisiyim. Oyun oynamak hep hayatımın içerisinde. Eşim de bazen bana, ‘çok az bir boş zamanın var, onda da oyun oynayarak geçiriyorsun nasıl yapıyorsun’ der. Ben de ona hep bunun benim zihnimi dinlendirdiğini anlatmaya çalışırım. Çünkü gerçekten hem iş hem de sosyal hayat nedeniyle çok yoğun kararlar vermemiz gereken günlerden geçiyoruz. Ev işlerine çok yardım edemiyorum, onu kabul etmem gerekir. Orada biraz eşim sağ olsun tüm konuları dört dörtlük yapıyor. Ben yine iş sonrasındaki boş zamanlarda oyun oynamıyorsam eğer yine işle ilgili kurgular yapıyorum” şeklinde konuştu.

“ŞANS, ÇOK ÇALIŞMAKLA, HAZIR OLMANIN KESİŞTİĞİ KÖŞE BAŞIDIR”

  Eşinin hayatını düzene sokmakta çok yardımcı olduğuna vurgu yapan Babaoğlan, hayatının dönüm noktalarından bahsederken şu şekilde konuştu: “Eşimin hayatı benden daha zor, benim bu yoğunluğumu stresimi, bunları yönetmeye çalışıyor aslında. Benim bu sürecimi anlayarak destek oluyor bana birçok konuda. Herhalde eşime de sorsanız ilk söyleyeceği şey, ‘anlayışlıdır’ der diye tahmin ediyorum. Herhangi bir konuda hatada çok hızlı tepki vermem. Ben hep şuna inanırım çünkü, bir şey bir kere yapılıyorsa hatadır, iki kere yapılıyorsa bir sorun olabilir ama üç kere yapılıyorsa bu bir karardır artık. Hayatımın birçok dönem noktası olduğunu düşünüyorum. Anadolu’nun bir şehrinden, Diyarbakır’da doğup, zor şartlarla eğitim alıp, okula bile gidemeyip birinci sınıf, ikinci sınıftaki problemler nedeniyle, kaza vesaire gibi nedenlerle eğitim almakta bile zorlanıp sonrasında 35 yıl gibi bir dönemde bu noktaya gelebilmemin, ‘ben yaptım, ben programladım’ demenin doğru olduğunu düşünmüyorum. Ben hep şuna inanıyorum, ‘Şans, çok çalışmakla, hazır olmanın kesiştiği köşe başıdır’ diye bir söz var. Yani çok çalışacaksınız ve şansınız yaver gidecek.”

https://youtube.com/channel/UC6vcE0oMRXMb2eJHIkm2iYw