Adem GÜNEŞ
Çağ Üniversitesi öğrencisi Özgecan Aslan, 6 yıl önce Tarsus’taki okulundan evine dönmek üzere bindiği minibüste vahşice katledildi. Kızlarının Mersin’deki eve dönmemesi üzerine polise başvuran Aslan ailesi, iki gün sonra aldıkları haberle yıkıldı. Özgecan’ın cesedi, 13 Şubat 2015 tarihinde Tarsus-Ankara karayolu Çamalan köyündeki Cin Deresinde yanmış halde bulundu. Özgecan, 14 Şubat 2015’te, Mersin ve farklı illerden gelen binlerce kişinin katılımıyla son yolculuğuna uğurlandı. Bindiği minibüste tecavüze direnirken hunharca katledilen 19 yaşındaki Özgecan’ın davası, sadece Türkiye’ye değil tüm dünyaya mal oldu. Kadına şiddetin simgesi haline gelen Özgecan, tüm kadın örgütlerini harekete geçirirken, katilleri olan 3 sanığa verilen indirimsiz ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla da benzer davalarda emsal oldu. Sanıklar Suphi Altındöken, babası Necmettin Altındöken ve Fatih Gökçe hakkında, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilirken, ayrıca tecavüz ve diğer suçlardan da minibüs şoförü Ahmet Suphi Altındöken’e 27, arkadaşı Fatih Gökçe’ye 24 yıl hapis cezası verildi. Ahmet Suphi Altındöken, Adana F Tipi Kapalı Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumunda bir mahkum tarafından 11 Nisan 2016'da öldürüldü.
“YILLARIMIZ ACILAR İÇİNDE GEÇİYOR”
Her anlarının acıyla geçtiğini belirten Acılı Anne Songül Aslan, "Yıllarımız acılar içinde geçiyor. Her dakika her saniye Özge’m içimizde. Ölene kadar da bu böyle olacak. Özge'm çok saftı, temizdi, iyi niyetliydi, merhametliydi, okumayı çok severdi. Bizi hiç kırmadı, bir kere bile. Devlet büyüklerimizden idamın, yasanın gelmesini istiyorum, kızlarımız, kadınlarımız katledilmesin. Suçsuz, günahsız yavrularımız, kadınlarımız katlediliyor. Buna bir ‘dur’ denilsin. Herkes taşın altına elini koysun. Kadın cinayetlerini duydukça çok üzülüyorum, izlemek bile istemiyorum. Televizyonu açıp gördükçe acılarımız aklımıza geliyor. Zaten biz ilaçlarla ayaktayız, psikiyatri, psikolog tedavisi görüyoruz ailece. Çok kötü bir durum. Allah kimsenin başına vermesin. Bütün milletvekillerimize, bakanlarımıza sesleniyorum, taşın altına ellerini koysunlar, artık ‘dur’ desinler bu olaya. İdam gelsin, güzel bir yasa gelsin. Hiçbir cana kıyılmasın” dedi.
BABA ASLAN: “TÜRK KADINI BU ZULMÜ HAK ETMİYOR”
Baba Mehmet Aslan ise, “Tabi bu süre içerisinde kadın şiddetinde herhangi bir azalma olmadı maalesef. Ama eşi tarafından, ama arkadaşı, ama sevgilisi tarafından öldürülen katledilen bir sürü kız çocukları, bir sürü kadınlar oldu. Türk kadını bu zulmü hak etmiyor. Türk kadını çok asil ve çok seciyesi yüksek bir kadındır. Bunları hak etmiyor. Bunun yanında Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, bu konuyla ilgili çok sert tedbirlerin olduğu cezaların olduğu uygulamalar yapılmasını sağladı. Devletimiz, yasal düzenlemeler yaptı. Fakat maalesef bunun önüne geçmek mümkün olmuyor” diye konuştu. Aslan, “Allah Cumhurbaşkanımıza, devletimize, devletimizi yönetenlere yardımcı olsun. Gönlümüz hiçbir kadın ölmesin istiyor ama kendisini bir gün ya da bir ay sonra eşini öldüren biri olarak kim düşünebilir? Ya da bir genç kızı öldüreceğine rüyasında görse bile inanmaz. Allah kadınlarımızın kızlarımızın milletimizin devletimizin yardımcısı olsun. Allah devletimize milletimize zarar vermesin” dedi.
“DUALARIMIZ KIZIMIZLA”
Dualarının her zaman kızları Özgecan ile olacağını belirten acılı baba Aslan, “Kızımız bizim için ölmedi. Uzak bir yere gitti de gelecek gibi düşünüyoruz. Hiçbir an bile aklımızdan çıkmıyor. Onu düşünmediğimiz bir an bir saatimiz bile yok. Yeri geliyor biraz neşelendiğimiz zaman bile biz bunu kendimize çok görüyoruz. Buna hakkımız yok gibi düşünüyoruz. Keşke kızım da yaşasaydı da şu anda mutlu mesut bir şekilde birlikte yaşasaydık. Kızım güzel bir evde oturamadı. Doğru dürüst kızıma harçlık veremedim. Hep maddi sıkıntılar içinde yaşadık. Çok merhametli bir çocuktu. Kanserli kız çocuklarına yardım etmek isterdi. Çeyrek altını vardı. Onlardan bir tanesini ‘Babaanne önümüzdeki ay bunu LÖSEV'e bağışlayacağım' diyordu. Özge'nin bu dileği bize görev gibi. Biz de LÖSEV'e katkı amaçlı bazı etkinlik ve programlarımızda onları ön plana çıkarıyoruz. İçimizi rahatlatıyoruz. 11 Şubat'ta kızımın kabrinin başında anma etkinliğimiz olacak. Duamızı edeceğiz” diye konuştu.