Adem GÜNEŞ
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, 24 No’lu Lokanta Kafeterya ve Pastaneler Meslek Komitesi’nden Yönetim Kurulu Üyesi Halil Kürek ve Meclis Üyeleri Mehmet Atilla ve Zeyni Ceylan ile birlikte Kanal 33 TV’de Fatih Alkar’ın hazırlayıp sunduğu Gündemin Nabzı Programının canlı yayın konuğu oldu.
"ÇOK SAYIDA KAPANAN İŞYERİ VAR"
Pandeminin yiyecek içecek sektörüne etkilerinin konuşulduğu programda MTSO Başkanı Ayhan Kızıltan, "Valimizi ziyaret ettik. 24 No’lu komitemizin ziyaretiydi ve ben de eşlik ettim. Şöyle enteresan bir durum var Zeyni Kardeşim söyledi. Ben bunu daha önce de dile getirdim. Bu sektörde birçok işletme, işveren de dahil olmak üzere pandemiyle birlikte bir anda işsiz kaldı. Bu çok önemli. Bugün banka müdürleri ile yaptığım görüşmede çok sayıda pos makinesini kapanmalar nedeniyle geri aldıklarını öğrendim. Bu sektörlere artık hibe yapılmalı. Borç yükleri silinmeli ki ayakta kalmaları sağlansın. Ortam düzelince ayağa kalkabilsinler. Sektörde bugüne kadar gelen vergi yüklerinin, SGK yüklerinin silinmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bundan sonra da 2 aylık desteğin uzatılması lazım. 2 ayın bitiminde duruma bakıp uzatmaya gidilmeli. Piyasaların durumuna göre planlama gerekiyor. İlk başlangıçta Mart ayında hatırlıyorum. O zaman tabi yoğun çalışmalar yapılmıştı. Alınan önlemler sürekli şartlara göre değişebilmelidir demiştik. Şimdi de bunu söylüyorum. Bu şartlar sürekli değişebilmelidir. Bugün, bu ay, öbür ay ben şöyle bir destek verdim bitti değil. Önümüzdeki ayların durumuna bakılarak desteklerin yinelenmesi gerekiyor. Bu sektörü mutlaka ayakta tutmamız, yürütmemiz, koşturmamız lazım. Bu nedenle planlama yapılmalı. Türkiye’nin her yerinde aynı sorun var. Her alanda planlama yapılmalı. Kapatın deyip kendi halinizde ne yaparsanız yapın şeklinde bir kapatma olmamalı. Bir firma bilme ki kapatırsam her türlü zararımı devletim karşılayacak diye güven içinde olmalı. Ramazan ayı için Sayın Valimizle de görüşüp neler istendiğine dair bilgi verdik. Paket servislerin sahura kadar açık olması şeklinde önerimiz olmuştu. Sağ olsun hemen konuyu ilgili yerlere iletti. Yayınlanan Ramazan genelgelerinde bu 3 arkadaşımızın büyük emeği, çalışması var. Bankacılık sektörünün karları incelenirse sektörün düşük faizli kredi talebinin yapılamayacak bir şey olmadığı görülecektir. Ortam düzeldiğinde bu sektördeki birçok firma sıfırdan başlamış, yeni bir şirket kurmuş gibi olacak. Bu nedenle arkadaşlarımızın önerip talep ettikleri devlet tarafından çok iyi irdelenip planlanmalı. Zaten Türkiye’nin en önemli sorunu plansızlık. Biz her türlü sorunumuzu tüm ilgili mercilere bildiriyoruz. Katıldığımız video konferanslar ile Cumhurbaşkanımıza dahi bildiriyoruz bildirmeye de devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.
KÜREK: "KISA ÇALIŞMA ÖDENEĞİ SÜRMELİ"
Halil Kürek ise, "İlk kapamada kimsenin öngörüsü yoktu. Kimi kendisi tedbir amaçlı, çalışanlarını korumak adına 3-4 ay kapattı. Hemen atlatılacak bir pandemi gibi görüldü ama bugün 14. aya giriyoruz ve halen devam ediyor, ucu da açık. 12 ay daha mı sürecek. Bitecek mi bilmiyoruz. Ama maalesef, sektörümüz de üyelerimiz de çalışanlarımız da sıkıntıya düştü. Hükümet kısa çalışma ödenekleri sundu. Bu biraz daha devam etmeli çünkü Ramazan’da da kapanacak. Kısa çalışma ödenekleri işverenlere gerçekten yaradı. Ücretsiz izin de yaradı. Bunların pandemi boyunca devam etmesi gerekiyor. Kısa çalışma ödeneği ve ücretsiz izin kalkınca ne olacak? İster istemez işyerinin gideri artacak. Öyle bir çalışan ihtiyacı da olmayınca yüzde 50 işsizlik artacak. Bu nedenle pandemi sonuna kadar desteğe devam edilmeli. Bu sadece çalışana değil işverene de destek olmuş oluyorsunuz. Pandemi bitince insanlar sıkıldı cafeler, restoranlar dolacak ama önümüzü göremiyoruz. İşletmelerimiz kapanmadan sonra açıldı, açıldıktan sonra üyelerimizi ziyaret edip çok dikkat edilmesi gerektiğini söylemiştik. Türkiye’nin kıpkırmızı olması sadece lokantalar, cafeler, pastaneler nedeniyle değil. İşyerlerini açanları ziyaret ettik. Mersin’de çoğunun kurallara uyduğunu gördük. Bu konuyu Sayın Valimizle konuştuk. Hem de polisimizin, zabıtanın yaptığı denetimleri konuştuk. İnsanlar kapalı alanlarda oturmak yerine yiyeceğini alıp sahil bandında açık alanda tüketime başladı. Bu kez orada da bir yoğunluk oldu. Açık alan da olsa yoğunluk arttı. Bu konuları dile getirdik. Sayın Valimiz bize her zaman yardımcı oldu sağ olsun bizi yeni dinledi. Türkiye’de üniversite mezunu çok arttı. Ama bu göreceli bir başarı. Üniversite mezunu arttıkça iş artmıyor aslında. İş kolları da artmıyor. Bu kez hizmet sektöründe garson, komi, barmen gibi çalışanlar 4 yıllık üniversite mezununa dönüştü. Mecburi yapılacak bir işmiş gibi. Oysa tezgahtarlık, garsonluk kalifiye gerektirecek bir iş. Kuracağımız akademide bunların eğitimlerini verecektik. Meslek okullarına ihtiyaç var. İşgücünü meslek okulları pompalasa sektörlere akademi kurmaya da mücadele etmeye de gerek kalmaz. Bir de ilk başta TOBB’un ve Türkiye genelindeki tüm oda ve borsaların katkılarıyla nefes kredileri, can suyu kredileri sunuldu. Ardından KGF’ler sunuldu. Tekrar kamu bankalarından küçük krediler verildi. Ama kredilerle ayakta kalınmıyor çünkü bu bir hibe değil. Alabilen bu kredileri aldı, alamayan alamadı çünkü almak da zordu. Bugüne gelebilen de kredilerle geldi ve şimdi nasıl ödeyeceğim çabasında. İnşallah hükümetimizin programında kredilerle teşvik olmaz da SGK, kısa çalışma ödeneği gibi teşvikler olursa daha faydalı olur" şeklinde konuştu.
ATİLLA: "ÖNÜMÜZÜ GÖREMİYORUZ"
Pandemiden en çok etkilenen sektörün kendi sektörleri olduğunun altını çizen Mehmet Atilla da, "En küçük bir kapatma kararında bizim üyelerimizin işyerleri kapatıldı. Kapanan işyerlerinin yeniden açılması için neler yapabileceğimize dair toplantılar yaptık. 12 Ocak’ta kendimiz bu sektörün nasıl açılabileceğine dair maddeler hazırladık ve Başkanımız aracılığıyla TOBB’a ve oradan da ilgili mercilere iletildi. Bundan 2 ay önce ikinci açılma gelince bizim taleplerimiz doğrultusunda açılmalar oldu. Sosyal mesafeydi, HES Kodu, ateş ölçümü gibi birçok talebimiz yerine gelerek mekanlar yine açıldı. Ama maalesef ülkemizin birçok yerinin kırmızıya dönmesiyle yeniden kapandı. Kapanma Ramazan süresince devam edecek. Ümit ediyoruz Ramazan’dan sonra tüm şehirler sarıya maviye boyanmış olur ve herkes kendi sektöründe yeniden ekmeğini kazanmaya devam eder. 12 Ocak’taki taleplerimizden birisi de en çok bu sektör sıkıntıya girdiği için çalışanlarla birlikte işverenler üzerindeki SGK ve gelir vergisi yükünün kaldırılmasını istemiştik. Cumhurbaşkanımızın genelgesinde 2 aylık bir SGK ve gelir vergisi yükünün alınmayacağı yazılı. 13 aydır kapalı bir sektör iki ayda toparlanamaz uzatılmasını talep edeceğiz. Açıldıktan sonra da belli bir dönem işveren arkadaşlar üzerindeki yüklerin alınmasını, kendilerini toparlayabilmelerini isteyeceğiz. Sabit maliyetler hiç bitmedi. İşler düştü ve şans gibi tüm dünyada gıda emtia fiyatları inanılmaz arttı. Bunlarla ilgili taleplerimiz olacak. Biz de önümüzü göremiyoruz. Ramazan bitiminde umarım Bayramı biz de bayram gibi yaşayacağız ve tüm çalışanlar işine kavuşacak. İnsanların konforunun sağlanması için bizim sektörümüz cefa çekiyor. İnsanların en önemli günlerine bakınca, özel günlere bakınca biz sürekli hizmet ediyoruz ve 13 aya bakınca herkesin kapısına kadar kovid demeden, yağmur çamur demeden yiyeceğin sıcaklığını koruyarak ürünleri ulaştırmayı başarıyoruz. Ama bunca çaba bizim meslektaşlarımızın ayakta kalmasına yeterli olmadı çünkü sabit giderler çok yüksek. Sektör pandemi sürecinde cefayı çeken sektör oldu. Bunun üzerine ne geldi? Şanssızlığımız önceliği ayçiçeği yağı çekmekle birlikte hububata inanılmaz zam geldi. İnsanlar dezenfektan nedir henüz bilmezken biz işyerimizde kullanıyorduk. İnsanlar maske nedir bilmezken biz maskesiz üretim yapamıyorduk. Pandemi ile birlikte biz zaruri olan bu ürünleri bulamaz olduk. Çok yüksek maliyetlerle temin edebildik. Ardından işler kırılmaya başladı. Hem iş olmamasından hem de yüksek maliyetlerden sıkıntı yaşadık" dedi.
GELECEK YIL GIDA FIYATLARI DAHA DA ARTACAK
"Bu sene yaşanan kuraklığın ceremesini ise gelecek yıl çekeceğiz çünkü biz şu anda geçen sezonun ürünlerini tüketiyoruz. Gelecek yıl gıda fiyatları daha da artacak. Bu nedenle bir kez daha söylüyorum ki insanların konforlu şekilde hizmet alabilmesi için bu sektörler ayakta kalmalı" ifadelerini kullanan Atilla, değerlendirmelerini şöyle sürdürdü: "Bu sektör yarın pandemi bitince ayağa kalkabilmek için ciddi destek almalı. İstihdamını koruyan işletmelere gerekirse maddi yardım verilmeli. Pandemi bittikten sonra dahi destek bir süre devam etmeli çünkü bugün işletme açılsak bile 13-14 aylık sendelemeyi atlatmakta zorlanacak. Bizim normalde çalışan arkadaşlarımız ilkokul, ortaokul ve lise mezunu ama bu işin okulu yok deyip MTSO önderliğinde bir akademi açalım dedik ve birer ay eğitim verirsek onların istihdamını daha rahat sağlarız diye düşünüyorduk. Kuramadığımız gibi elimizdeki iyi pasta ustasını, aşçıyı, ızgaracıyı tutmak için mücadele vermeye başladık. Ama bizim gücümüz ne ki nereye kadar tutabiliriz. Pandemi sonrasında da sektörümüzün desteklenmesine yönelik taleplerimiz olacak. Umarım bu talepler yerini bulur. Minimum yılsonuna kadar sektörümüzdeki meslektaşlarımızın SGK ve gelir vergisinden muaf tutulması gerekiyor. Bununla birlikte daha önce meslekte herkese açılan KGF limitleri yine açılmalı ama sadece bu meslek gruplarında kullandırılmalı. Çalışan sayısına göre limitler belirlenmeli. Tüm sektörlere limit açılınca maalesef bizim sektörümüzdeki arkadaşlar küçük ölçekli olduğundan yararlanamıyor. Hem düşük faiz hem de 6 ay ödemesiz olmalı. "
"HÜKÜMETTEN DESTEK BEKLİYORUZ"
Zeyni Ceylan ise, "Sektörümüz pandemide çok ciddi yara aldı ve bu yarayı nasıl sararız diye arkadaşlarımızla birlikte üyelerimizi ziyaret ettik. Atilla Bey’in dediği gibi bir gündem hazırladık. Başkanımız sadece bizim sektörle değil tüm sektörlerle ilgilendi sağolsun. İnşallah önümüzdeki süreçte yaralarımız sarılır ve herkes işine döner. Bizim sektörümüz gerçekten de ciddi yaralar aldı. İnşallah kısa sürede Ramazan Bayramı sonrasında herkes işine döner. Hammadde fiyatlarının yükselişi en büyük darbe oldu. Ayağa kalkabilmek için destek bu nedenle önemli. Ayağa kalkacağız ama nasıl kalkacağız? Şu anda mevcut işletmelerin yüzde 70’i kapalı. Ne acı işletmeler ekipmanlarını satmaya başladı. Pos cihazlarını iade etme yanında bir kısmı dolabını satıyor bir kısmı klimasını satmaya başladı. Alınan malzemeler yarı fiyatına satılmaya başladı. Gerçekten de bizim sektör ülkemizin lokomotifidir. Bu lokomotif yürürse tüm işler rahatlar. Yürüyebilmesi için ciddi destekler alınmalı. 2 aylık SGK ile bu sektörü ayağa kaldıramayız. Sektörümüzde müzikle uğraşan sanatçılar da ciddi sıkıntı yaşadı. Onlar da perişan durumdalar. İşletmelerimiz açıldığında ya da kısa çalışma ödenekleri, ücretsiz izinler sona erdiğinde kentin işsizlikle baş başa kalmamasını istiyoruz. Bizim de çok çalışmamız lazım. Tabii ki hükümetten destek bekliyoruz. Biz de var gücümüzle çalışıp sektörümüzü ayağa kaldıracağız" şeklinde konuştu.