Mersin Ticaret Borsası Başkanı Abdullah Özdemir, Türkiye'nin " Meyve-Sebze İhracatından Elde Edilen Gelirin Artırılabileceğine" yönelik değerlendirmelerde bulundu. Türkiye'nin tarım ekonomisi açısından sebze ve meyve sektörünün önemi çok büyük öneme sahip olduğunu kaydeden Özdemir, "FAO (2019) verilerine göre Türkiye dünya sebze üretiminde dördüncü, meyvede altıncı sırada yer alıyor. İhracatta ise ülkemiz miktar olarak meyvede sekizinci, sebzede dokuzuncudur. Kayısı, incir ve ayvanın hem üretiminde hem de ihracatında lider pozisyondayız. Ayrıca Türkiye İstatistik Kurumu rakamlarına göre ülkemiz tarımsal ihracatının yüzde 30’u (5,8 milyar dolar) yaş sebze ve meyve, sebze-meyve mamulleri ile kuru meyve ve mamullerinden oluşuyor" ifadelerini kullandı.
DAHA UCUZA SATIYORUZ
Sebze ve meyve ihracatının artmasının Türkiye açısından önemli ancak ihraç edilen ürünlerin değerine satılmasının da oldukça önem taşıdığına dikkat çeken Özdemir, "Ülkemiz ise ihracat yapabilmek ve mevcut pazarlarını koruyabilmek için rekabet içerisinde olduğu ülkelere kıyasla daha ucuza sebze ve meyve satıyor. Örneğin ülkemizin ihracatta lider olduğu incirden ton başına 3.304 dolar kazanıyoruz. İkinci sırada bulunan Afganistan ise 7.091 dolar kazanıyor. Benzer şekilde yaş kayısıdan ton başına gelirimiz 860 dolar. Oysa İtalya 2.086, İspanya 1.732, İtalya 1.329 ve Özbekistan 1.160 dolar gelir elde ediyor. Tarımsal ihracatımızda bir diğer önemli ürün olan domatesi ton başına 567 dolara ihraç ediyoruz. Fakat Hollanda 1.777, İspanya 1.345, Fas 1.215 ve Meksika 1.164 dolara ihraç ediyor. Diğer yandan her sektörde olduğu gibi sebze ve meyve sektöründe kg başına katma değeri yüksek kılmak büyük önem taşıyor. Örneğin sofralık portakaldan dünya genelinde ton başına ortalama 619 dolar kazanç sağlanırken, portakal suyu ihracatında bu rakam yüzde 63 artarak 1.010 dolara yükselmektedir. Elma sadece meyve olarak ihraç edildiğinde dünya genelinde ton başına ortalama 834 dolar gelir oluşurken, kurutulmuş olarak ihracında bu rakam yaklaşık üç kat artarak 2.314 dolara çıkmaktadır" dedi.
EYLEM PLANLARI DIRAYETLE UYGULANMALI
Sonuç olarak Türkiye'nin önümüzdeki süreçte sebze ve meyve sektöründe miktar olarak sahip olduğu güçlü pozisyona değer olarak da ulaşabileceğinin altını çizen Özdemir, değerlendirmelerini şöyle sürdürdü: "Bu bağlamda sektörümüze daha da güçlü bir ihracat perspektifi kazandırarak, ülke ekonomisine katkısının artmasına odaklanmamız gerektiğini düşünüyorum. 3. Tarım Şurası Sonuç Bildirgesi, Ekonomi Reform Paketi, Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı ve 11. Kalkınma Programında markalaşma, katma değerli üretim, yeni pazarlara açılma, ihracatın tabana yayılması ve ihracatta rekabet gücünün artırılması ile ilgili oldukça doğru belirlenmiş hedefler var. Bu hedeflere yönelik eylem planları takvimine uygun, istikrarlı ve dirayetli bir şekilde uygulandığı takdirde sebze ve meyve sektöründe arzu ettiğimiz dönüşümü gerçekleştirebileceğimiz kanısındayım."