Necdet TAŞ
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, Sun TV’de Leyla Pak ile Gündem Programının canlı yayın konuğu oldu. Pandeminin ekonomiye etkileri ve Mersin ekonomisinin konuşulduğu programda MTSO Başkanı Ayhan Kızıltan, bir kez daha Mersin için birlik çağrısında bulundu.
"MERSIN’E DANIŞMADAN SIYASI KARARLAR ALINIYOR"
Mersin Limanı'nın kent ekonomisi için büyük bir nimet olduğunu vurgulayan Kızıltan, "Mersin Limanı olmasa belki burası lojistik kent olmayacaktı. Limanımız uluslararası bir liman. Dünyanın birçok yerinden taşınan yüklerin toplanıp dağıtıldığı bir merkez haline geldi Mersin. Dolayısıyla bu kadar çok yükün geldiği limandan dağıtım nasıl olacak? Karayolu ile. Böylece karayolu taşımacılığımız da gelişti. Bugün Mersin İstanbul’dan sonra Türkiye’de en çok araç filosuna sahip kent durumunda. Çok deneyimli lojistik firmalarımız var. Limanda rıhtımın büyütülmesi Atatürk Parkı’na doğru değil ama bir kısmı Atatürk Parkı’na doğru genişleyecek. Bir kısmı da uzunlamasına güneye doğru genişleyecek. Bunlar ortaya çıkınca biz liman yetkilileri ile görüştük. En büyük sorunu neydi Limanın? Artık kapasiteye cevap vermemesi. Gelen yük artıyor ve bekleme süreleri çok yüksek, fiyatlar da çok yüksek. Bir toplantı yapıp projeyi dinledik. Sordum, gemi geldikten kaç gün sonra limanı terk ediyor diye. 11 gün dendi. Bu Avrupa limanlarında kaç gün dediğimde 4 gün yanıtını verildi. Ardından bu rıhtımın genişlemesi sonrasında 11 günlük süre 4 güne düşürecek mi diye sordum. 8-9 güne iner cevabı geldi. Demek bir kapasite artışı olmayacak, sevkiyat süresi düşmeyecek dedim. Bir tane büyük geminin yükünü 11 günde boşaltıyoruz. İki büyük gemi gelince süre daha çok artacak. Mersin Ana Konteyner Liman yatırımı var gündemde. Rıhtımın genişletilmesi o limanın ihtiyacını ortadan kaldırmıyor. Biz öyle bir şey sezinledik ki, bakın biz bu rıhtımı büyüttük o projeye ihtiyaç kalmadı, onu başka yere yapalım deneceğini hissettik. Biz de bunun üzerine dedik ki bu rıhtımın genişlemesi liman kapasitesini artırmayacak. Acilen yeni konteyner liman yatırımının başlatılması gerekiyor. Sorunların temelinde insanların siyasi düşünmesi yatıyor. Mersin’e danışmadan siyasi kararlar alınıyor. Bugün iktidar partisine gönül vermişsem aldığı yatırım kararlarının tümüne doğru diyorum. Muhalefet partiye gönül vermişsem de hiç bakmadan yanlış diyorum. Projeden önce siyasi bir karşı duruş var. Hangi siyasi görüşteysem o görüşün aldığı karara doğru diyorum. Bu tutum doğru değil" şeklinde konuştu.
YATIRIMLARA YEREL DİNAMİKLERİ KATMIYORLAR
Asıl yanlışın Türkiye’de yatırım kararlarının yerel dinamikler işin içine katılmadan alınması olduğuna dikkat çeken Kızıltan, "Yatırımcı siyasilerle konuşmak yerine önce gelip kenti ikna etmeli. Bir yatırım planlanıyorsa çevresiyle planlanmalı. Çukurova Havalimanı yatırımının, nükleer santralin planlandığı dönem çevresi de planlanmalı. Derme çatma çevresinde yatırımlar oluşmamalı. Mühendis odaları bedava danışman. Belediyeler de yeterince yararlanmıyor. Topyekun tüm dinamikler işin içine dahil edilip planlar yapılmalı. Mersin’in bugün her şeyi belli. Neresinde ne maden çıkıyor belli, etrafı ona göre planlansın. O maden işlenip yurtdışına ihracatı sağlanmalı. Örneğin kromu cevher çıkarıp satıyoruz, yurtdışında işlenip bize mamul olarak geliyor. 1 liraya satıp bin liraya geri alıyoruz. Bunların önüne geçecek planlamalar yapılmalı. Bölgesel planlama da yaparak Çukurova’yı düşünürsek burası büyük bir ekonomik havza olur. Tarım teknopark yatırımı başladı. Burada diyelim biber tohumunu İsrail’den getiriyoruz. Ama biz burada Mersin’e özgü, bu toprağı bozmayacak, fazla ilaç kullanılmayacak tohum üreteceğiz. Gelip firma orada ar-ge çalışmasını yapacak, plantasyon bölümünde uygulamasını yapacak. Başka bir firma sulama tekniği geliştirip az enerji ile az su kullanımıyla çalışacak. Kısaca burada hem ar-ge çalışması yapılacak hem uygulamalar gerçekleştirilecek" diye konuştu.
"ALATA KORUMA ALTINA ALINMALI"
Bir kısmı koruma altına alınan ancak buna rağmen sürekli yangınlarla gündeme gelen Alata'nın tamamen koruma alınması çağrısını bir kez daha yineleyen MTSO Başkanı Kızıltan, "Alata’nın tamamı SİT alanı ilan edilip kesin koruma altında alınmalı. Bizim Meclisimizin de bu yönde kararı var. Yıllar önce Alata Ziraat Okulu olarak kurulmuş ve fizibilitesi yapılmış. Çok detaylı güzel bir rapor hazırlanmış. Orası, deniz, kumsal, ardından toprak alan bulunan bir bölge. Doğal bir klima ortamı var. Orada tarım araştırmalarının yapılması çok önemli. Alata narenciyemizin gelişmesinde birçok sebze ve meyvenin gelişiminde çok önemli rol oynamış. Akdeniz sahiline özgü ürünler yetiştirilebilecek bir yerdir. Yıllardır oradan rant elde edilmeye çalışıldı ama Mersin hep karşı durdu" dedi.
"KOSGEB SİYASİ RANTA DÖNDÜ"
KOSGEB'in üretim yapan küçük ve orta ölçekli işletmeleri desteklemek üzere kurulduğunu hatırlatan Kızıltan, "Ama yine buradan siyasi bir rant sağlamak için hizmet sektöründeki birçok esnafa da kredi verir hale gelindi. Biz o zaman dedik ki madem öyleKOSGEB sanayi için kalsın, hizmet sektörü için ayrı bir kurum oluşsun. Hepsi iç içe olmaz. Zaten kısıtlı sayıda yetkin personeli var 100 firma yerine 10 bin firma ile uğraşması gerekti. Bu kez siyasetçiler işin içine girip mutlaka şuna destek çıkarın demeye başladı. Oranın işleyişi de aksıyordu ama şimdi yavaş yavaş bizim dediğimiz konuya geliyor. Sadece üretim yapanları destekleyecek bir kurum olmalı. Yeni bir Perakende Yasası hazırlanıyor. Taslağı inceliyoruz. Onunla ilgili raporumuzu da gerekli mercilere sunacağız. Önemli bir konu. Zincir marketlerde her şeyin satılmaması kararını biz çok uğraşarak aldırdık. Esnaf, yerel işletmeler çok iyi bir dayanışma içine girdi. Kırmadan, dökmeden taleplerimizi hep birlikte dile getirdik. Uygar şekilde taleplerimizi anlattık. Sosyal medya olmasa bugün yaptıklarımızın çoğunu yapamayız. Oradan çok daha yukarılara ulaşabiliyoruz. Yerel medya da Ankara’dan takip ediliyor. Zincir marketler orantısız bir güce sahip oldular. Çünkü bunlar Odaların içindeler, siyasetin içindeler, birçok yerin başkanı. Gerektiğinde Cumhurbaşkanına dahi tek telefonla ulaşabiliyorlar. Yasa taslaklarını önceden görüp fikir sunuyorlar. Siyasi olarak çok etkililer ve parasal olarak çok güçlüler. Biz de bir araya gelip sesimizi ancak öyle duyurabiliyoruz. Zincir marketler güçlü olunca çıkacak yasaları biliyorlar ve bu yasa çıkmadan belli yerlerde ruhsat almaya başladılar. Ruhsat sayıları korkunç arttı. Yasa çıktığında mesafe şartı geldiğinde ruhsatlar çoktan alınmış olacak ve yasadan etkilenmeden yatırım yapabilecekler. Biz diyoruz ki 2021 Ocak ayından itibaren alınan tüm ruhsatlar iptal edilsin ve yasa çıkana kadar da yeni ruhsat verilmesin" dedi.
"MERSİN'İN LOBİYE İHTİYACI VAR"
Kent ulaşımında yaşanan sorunlara da değinen Kızıltan, "Geçmiş dönem yerel yönetimleri ve minibüs kooperatifleri Mersin’de şehir içi ulaşım konusunu yanlış yönlendirmiş. Dünyanın hiçbir yerinde Mersin’deki kadar her sokakta caddede dolmuş yok. Otobüs sayısı artırılmalı. Yeni otobüs alımı için belediye çalışma başlattığını bildirdi. AB’den kredi çıkmış CNG yakıtıyla çalışan otobüs alınacak ama cumhurbaşkanı onayı gerekiyormuş ve henüz imza için cumhurbaşkanının önüne evraklar ulaştırılamamış. Ulaştırma Bakanlığımıza da buradan sesleniyoruz çalışmaların hızlanması adına. Kent olarak kentin çıkarları doğrultusunda biraz daha sıkı işbirliğine ihtiyaç var. Kentin her kesimiyle diyaloga girdik. Partilerle de diyaloga başladık. AK Parti İl Başkanlığı ve yönetimi bizi ziyaret etmişti. Biz de dün iade-i ziyarette bulunduk. İl Başkanı Sayın Cesim Ercik kardeşime de sıcak karışlaması için bir kez daha teşekkür ediyoruz. Hiç siyaset konuşmadık. Mersin gündemini konuştuk. Onlara da söyledim. Siz aslında Mersin’in Ankara’daki en büyük lobi gücü olabilirsiniz diye. Biz de sizinle gelelim açıklamalarımızı takip edin, bizimle diyalog kurun dedik. O diyalogu bu ziyaretlerle başlattık. Şimdi diğer il başkanlıklarını da ziyaret edeceğiz ve şehre böyle bir sinerji yaymak istiyoruz" ifadelerini kullandı.