Mersin Büyükşehir Belediye Meclisi’nin 2021 yılı Haziran Ayı Olağan Toplantısının 1. Birleşimi, Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer başkanlığında Kongre ve Sergi Sarayı’nda gerçekleştirildi. Meclis’te konuşulan önemli konuları Mersin’e kurulması planlanan balık çiftlikleri, Mersin limanının genişletilmesi, kentsel dönüşüm ve Marmara Denizi’nde görülen kirlilik oluşturdu. Meclis’te idareden gelen 2, komisyonlardan gelen 3 olmak üzere toplam 5 madde görüşüldü. Başkan Seçer, gündem maddelerine geçmeden önce Meclis üyelerinin dilek ve temenniler bölümündeki öneri ve soruları üzerine değerlendirmeler yaptı. Bazı muhtarlıklarda vefat ve görevden alınma nedeniyle yeniden seçimler yapıldığının bilgisini veren Başkan Seçer, “Ölen muhtarlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Yeni seçilen muhtarlarımıza başarılar diliyorum. Hizmet kervanında hep beraber bugüne kadar yürüdüğümüz gibi yeni muhtarlarımızı da kervanımıza dahil ederek yürüyüşümüzü devam ettireceğiz” dedi.
HAYDİ BAŞKA KAPIYA
CHP'li Meclis üyesi Abdurrahman Yıldız'ın Mersin’de kurulması düşünülen 67 balık çiftliği ile ilgili yaptığı değerlendirme üzerine konuşan Başkan Seçer, “Bizim belediyemizin açtığı 25 ayrı dava var. Bazı çevre örgütleri, odalarla beraber müdahil olduğumuz, açtığımız. Tam hangisinde müdahiliz, hangisinde açtığımız konusunda net bilgi yok. Kabaca söyleyeyim. Burada Mersin İdare Mahkemesi kararı aleyhimize sonuçlanmıştı ancak Danıştay lehimize bozdu, Mersin halkı lehine bozdu. Bir anlamda onlar adına biz bu davayı açmıştık. Yeniden yargılanma olacak. Tabii ki bunların takipçisi olacağız” diye konuştu. Balık çiftliklerinin Bodrum’da kurulması söz konusu olduğunda halkın direndiğini ifade eden Başkan Seçer, konunun Mersin’in de ortak sorunu olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi: “Bodrum’dan kaçtılar buraya çöreklendiler ama bunun Cumhur İttifakı, Millet İttifakı, A partisi, B partisi meselesi yok. Bu hepimizin ortak sorunu. Doğa hepimizin. Balık çiftlikleri Aydıncık, Bozyazı, Silifke, Erdemli, Anamur açıklarına kuruluyor. O ilçe halkının ortak sorunu. Oranın kıyıları, oranın denizi kirlenecek. ‘Ben falanca partinin üyesiyim, benim dönemimde buna müsaade edilmiş’ deyip görmemezlikten gelemeyiz. Haydi başka kapıya. Mersin’den başka kapı mı yok? Bakın başka yerden buraya geldiler çünkü oranın halkı direndi. ‘Hayır kardeşim, ben buna müsaade etmiyorum’ dedi. Siyasilerini uyardı; ‘Sakın ola böyle bir şey yapmayın’. Hep süslü laflar; efendim bilimsel olarak bunlar müsaitmiş, işte denizin altındaki debi miktarı, efendim oşinografik veriler, deniz verileri, incelemeler, burada denizde çiftlik kurulmasına müsaitmiş. ‘Efendim, bizim üretim yapmamız lazım, hayvansal protein lazım’. Yani her şeyi bitirdik, şimdi denizde balığı üretip hayvansal protein açığımızı ondan karşılayacağız. Bunun yapma yöntemleri var ama bu kadar teknikten, bilimden uzak değil. Denizler bir daha gelmez. Sermayenin böyle bir derdi yok. Kaç koydum, kaç alırım? Tamam, çalışalım, istihdam yaratalım, vergi gelsin hiçbir lafımız yok ama her şeyi görmemezlikten gelemeyiz. ‘Para gelsin de nasıl gelirse gelsin’ ben bunu reddediyorum.”
"DENİZİ KORUMALIYIZ"
Meclis üyelerinin çevre konusundaki değerlendirmeleri üzerine bir açıklama yapan Başkan Seçer, çevre sorunlarının yıllar öncesinden süregeldiğini ifade ederken, balık çiftliklerinin de bir çevre sorunu olduğunu sözlerine ekledi. Marmara Denizi’nde yaşanan kirlilik ve diğer çevre sorunlarını anımsatan Seçer, “Bunlar dün akşamdan bugün sabaha kadar olmadı. Yani bu yıllara sari. Çevre Günü’ydü bunları konuştuk, küresel ısınmayı konuştuk. Küresel ısınmaya sebebiyet veren faktörleri ortaya koyduk. Çevre kirliliği, deniz kirliliği hepsini konuşuyoruz. Çevre haftasının önemi bu. Konular konuşulsun, tartışılsın, farkındalık yaratılsın” dedi. Vatandaşlara çevreyi kirletmemeleri konusunda sık sık uyarılarda bulunan Başkan Seçer, aynı uyarıyı yeniden yapmak istediğini söyledi. Seçer, “Lütfen ama lütfen çevremizi, ormanlarımızı, sokaklarımızı, denizimizi, akarsularımızı temiz tutalım. Hepimiz sorumluyuz. Trafik ışıklarında bekleyen araçtan camı açıp oraya sigara küllerini, izmaritlerini fırlatan vatandaşa karşı hepiniz sorumlusunuz. Ben de sorumluyum, ben zaten sorumluyum. Bir de onu temizlemekle sorumluyum. Yani o duyarsız, bilgisiz vatandaşın ortaya çıkardığı olumsuzluğu ortadan kaldırmakla sorumluyum ama tartışmasız bu evden başlıyor, okuldan değil. Çocuklara akılları erdiği yaştan itibaren bu özeni, bu bilinci aşılamalıyız. Bu bilinci, bu özeni aşılamıyorsak sokağı kirleten bir yurttaşımın, trafik ışıklarında refüjlere pet şişe, poşet bırakan ya da sigara tablasını döken vatandaşımın da evi ondan farklı değildir. Bu bilinç evden başlıyor” ifadelerine yer verdi. Bir Meclis üyesinin Yalınayak Mahallesi çevresinde bulunan granül plastik fabrikalarının şehir dışına alınması ile ilgili önerisini de değerlendiren Başkan Seçer, “Bu da herhalde Akdeniz planlarıyla çözmeye gayret etmemiz gereken bir konu. Bir araya toparlamak lazım. Onlar da haklı, biz de haklıyız ama vatandaş da göz göre göre böyle çevre kirliliğine sebebiyet veren tesislerle iç içe yaşıyor. Ama insanlarda yatırım yapmış zamanında. Bir anlamda yanlışlar geriden geliyor, bugüne sari değil bunlar. Bunları temizlemek de bir günde olmuyor. 30 yıllık birikimleri 1 günde, 3 günde ben temizleyemem. Sayın Gültak da temizleyemez, Sayın Tarhan, Sayın Özyiğit, diğer Belediye Başkanlarımız da, Meclis üyelerimizin kararları da bir anda bitiremez bunları ama samimi bir irade ortaya koyarak biz bunları yapma zorunluluğunu taşıyoruz” dedi.
CHP'Lİ ADAYA SEÇİM KAYBETTİRDİ
Açılışı yapılan Millet Bahçesi ile ilgili de değerlendirmelerde bulunan Başkan Seçer, şunları söyledi: “Hayırlı uğurlu olsun. Şu anda oranın bakımı da, tabii ki geniş bir alan, bildiğim kadarıyla daha netleşmiş bir durum yok. Mutlaka bir belediyemiz oranın da bakımını yapacaktır. Tam olarak ne kadar para harcandı bilmiyorum ama basında takip ettiğim kadarıyla 100 milyon liranın üzerinde. Umut ederim bir gecikme olmaz. Oradaki o güzelim bitkiler, fidanlar zarar görmez. Burası çok önemli. Bundan sonraki süreci ben de Büyükşehir Belediye Başkanı olarak takip edeceğim. Bana düşen bir görev varsa bunu da harfiyen yerine getiririz. Çünkü kentimize yapılan yatırım bu yerel yönetimler, ilçe belediyeleri ya da merkezi yönetim ya da falanca bakanlık hiç fark etmiyor. Bir para harcanmış, böyle bir değer katılmış kentimize. Eyvallah hiçbir sözümüz lafımız yok. Biz de o harcanan emeğin zayi olmaması için sorumluluk alırız. Yalnız burası yapılana kadar buranın bir macerası var. Kaynak israfı, kaynak israfı.” Millet Bahçesi’nin yapıldığı alana 2013 yılında CHP’li Belediye Başkanı Macit Özcan döneminde bir deniz parkı yapıldığını anımsatan Başkan Seçer; “O dönemin 35 milyon lirası. Bakın Türkiye’deki sıkıntıların başında hep israf, israf, israf diyoruz ya… Bu paralar nereye gider 45 dönüm alanda? Sonra buraya bir dava açılıyor, bir şekilde mahkeme bunu iptal ediyor. Diyor ki; ‘kanuna aykırılıktan.’ Mahkeme kararıdır. Sayın Macit Özcan Büyükşehir Başkanlığı döneminde itiraz ediyor davaya, Danıştay’a ve Danıştay onu da reddediyor. Çok açık bir şey ifade edeyim o dönemde bunun şimdi yargı olduğu için de tabii ki benim dikkatli konuşmam lazım ama üzerinde çok şaibelerinin olduğu bir süreçtir bu. Ben bu kadarını söyleyeyim. Macit Özcan seçim kaybetmiştir ama seçim kaybetmeye giden yollar kilometre taşları döşenmeye başlanmıştır. İşte bir tanesi de buydu” diye konuştu. 2017 yılında dönemin belediye başkanının Deniz Park içindeki tüm tesisleri ve olimpik havuz da dâhil tüm havuzları yıktığını anımsatan Başkan Seçer, şu ifadeleri kullandı: “Haydi kaçak bina yapmış vatandaş yık, yıkmamıştı. Atatürk Parkı içinde var, kafe var, restoran var haydi yık, yıkmamışsın. Bana kaldı fatura şimdi. Haydi yık! Niye o zaman yıkmadın? Yani yık. Onun gibi bir sürü bina var işte gidelim Akdeniz’e hepsi de yıkım kararı gelmiş. Gidelim Toroslar’a, gidelim Tarsus’a, Anamur’a tesislere bakalım hepsinde mutlaka bir sorun vardır. Burası devletin. 35 milyon lira bir belediye harcamış, gözünün yaşına bakmadan yıkılmış. Geçtiğimiz açılışın gazete haberlerinden okudum. Sanıyorum son dakikada bu açılış planlandı çünkü bana bilgi geldiğinde cuma akşamı saat 10 civarıydı. Sayın Bakan bir açıklama yaptı. Bu notu kim verdi kendisine bilmiyorum ama; ‘molozlar içerisinde olan bir yeri dönüştürdük. Yani terkedilmiş kimse ilgilenmiyor gibi bir yerdi burası, bir mezbelelikti burası biz el attık.’ Eline sağlık, hiçbir lafım yok yani orada güzel bir şey yapılmış ama hikâye yanlış. Ben orayı gördüğümde içlerim acıdı. Doğrudur, dediler ki; ‘burada nahoş işler, gece hava karanlığı bastı mı kriminal olaylar oluyor.’ Hemen müdahale ettik ve Macit Özcan burayı 2013 yılında yaptırmışsa buranın devri kimdedir? Bu projeye Bakanlık izin verirken belediyededir. Bir tartışma vardı belediye dolgu alanları kanununda açık; ‘Büyükşehir Belediyeleri’ne devredilir.’ Burası belediye dolgu alanı mıdır, değil midir 50 yıldır gelen bir tartışma. Ama sürenin tahsisi var. Tahsis süresi bitmiş, yenileme için müracaatı var bizden önceki dönemin. Gittik, geldik kimse bir şey yapmadı. Başlamış belediye oraları bir şeyler yapıyor, yarım bırakmış. O son dönemlerde siyasetin ya da seçimlerin verdiği yoğunluk orayı unutturmuş. Biz geldik hemen el attık. Orayı durdurmamız için bir cumartesi günü Valilik’ten bir tebligat geldi. Biz oranın yapımını durdurduk. Biz orada çalışıyorduk. Öyle moloz yığınları vardı, şöyleydi, böyleydi… Bu yanlış bilgi gitmiş. Yani Lütfi Bey’in böyle bir kasti, orayı dramatize edeceğini düşünmüyorum. Bunu da kamuoyu ile paylaşmak istedim sadece. Sonuç itibariyle 2013’te CHP’li belediye yapıyor. 2017’de MHP’li belediye son sürat, jet hızıyla yıkıyor. 2021’de TOKİ yapıyor. Semeri ile seksene patlıyor. Kamuoyu ile paylaşmak istedim sadece, hayırlı uğurlu olsun.”
“LIMANI BÜYÜTMEYELIM, IKINCI LIMAN YAPALIM, YAZIK ETMEYELIM BU KENTE”
Mevcut limanın genişletilmesiyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Başkan Seçer, şunları söyledi: “Limanı büyütmeyelim de ikinci liman yapalım. Biliyorsunuz yürütme durdurma kararı çıktı. Yazık etmeyelim bu kente. Polipropilen konusunda bana gelen bilgiler; bakanlık geri adım attı. Yanlışa yanlışla gitmeyelim. İnatlaşmayalım. Biz buradayız arkadaşlar. Bu kararı veren Ankara’da olanlar, burada uygulayan bürokratlar yarın burada olmayacak. Rica ediyorum, biz yüz yüze bakacağız. Biz yatırım olmasın demiyoruz. Bakın ikinci liman yerimiz var diyoruz. Daha doğrusu ana konteyner limanı. Bunu yapmayalım. Millet Bahçesi yaptınız, ne güzel. Atatürk Parkı’nın tahsisini bekliyoruz. Biz orada betonu kaldıracağız. Sadece halka açık, yemyeşil yerler olsun. Yazık etmeyelim, günah etmeyelim. Sermaye doymaz. Bunu bir iş adamı söylüyor. Senin ülken, Mersin’in, doğan sermayenin umurunda değil. Adam Avustralya’da, adam Singapurlu ne umurunda? 1 koyacak, 5 alacak. Adam bunu düşünecek. Lütfen yapmayın. Bakın siz istemeyin, bu olmaz. Gücünüzün farkında olun. Cumhur İttifakı’na mensup Meclis üyeleri istemesin bu olmaz. Eğer olursa bir günahı varsa bu sizindir, eğer olmazsa bir başarı varsa en büyük başarı da sizindir. Bakın başarı da sizindir. Sevabın tamamı da benim hakkım da sizin olsun ama bunu yapmayalım. Efendim Kalkınma Planı’nda var. Gelin ikinci ana konteyner limanı yapalım. Burada kapasite artacak. 1 milyon TEU, orada yapacağız 6 milyon TEU. 5 milyon, 3 milyon… Mevcut kapasitenin çok üstünde yapılacak. Hiç fark etmiyor benim için ama burayı yapmayalım. Hem rekabet ortamı hem monopol olmaz hem yer olarak otoban bağlantısı vesaire.” Bir Meclis üyesinin Roman köyü kurularak konut ve iş yeri yapılması ilgili öneri ve değerlendirmelerine ilişkin Başkan Seçer, toplulukları kategorize etmeye karşı olduğunu söyledi. Seçer, Romanların çok sayıda sorunları bulunduğunu, onlara destek sağlanması gerektiğini belirterek, “Biz onlara gerekli desteği göstermek zorundayız başta ekonomik olarak” dedi. Seçer, tüm dezavantajlı grupların kültürlerini yaşamak istediğini, kendi kültürlerine göre eğitim almak istediklerini belirterek, Büyükşehir’in kurduğu ve mesleki eğitimlerin verileceği Sosyal Uyum Merkezi’nin açılışının yapılacağını duyurdu.
CUMHUR İTTİFAKI BORU HATTINDA ISRAR ETMEDİ
Başkan Seçer, Mersin ili, Akdeniz İlçesi Karaduvar Mahallesi ve Kazanlı Mahallesi, AVES-ATAŞ arası Boru Hattı İşaretlenmesine ilişkin 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı değişikliği ile ilgili Büyükşehir Belediye Meclisi’nin 24 Mayıs 2021 tarihli ve 216 sayılı kararını yeniden görüşülmesi için veto ederek, Meclis’e iade etmişti. Toplantıda söz konusu kararla ilgili olarak Başkan Seçer, ısrar kararı aradı. Seçer, oylama öncesinde yaptığı konuşmada, veto hakkını kullandığını, söz konusu işin baştan sona yanlış olduğunu söyledi. Seçer, “Yani hukuken bir kere doğru bir zemine oturmamış olması ve yanlış iliklenen bir düğmenin yanlış olarak devam etmesi. Bunu özellikle söylüyorum ve bu yanlıştan dönmek lazım. Bu yanlıştan dönmemiz gerektiği inancıyla bu veto hakkımı kullandım ve tekrar Meclis’in huzuruna getirdim” dedi. Başkan Seçer, konuyla ilgili söylenenin farklı, uygulamanın farklı olduğunu ifade ederek, “Akdeniz Meclisi’nde reddedilen bir konunun, sonra Büyükşehir’e taşınması, yani bir anlamda bir sorunun bizim kucağımıza atılması… Ama burada garip olan orada bir protokol var; şirketle Akdeniz Belediyesi’nin yaptığı. Aynı Akdeniz Belediyesi, idare; doğal olarak Sayın Başkan’ın tabi ki talimatları doğrultusunda bunlar yapılıyor. Oy birliğiyle yaptıkları protokole ters düşecek bir karar alıyor. Burada şimdi isim zikrederek söylemek istemiyorum. Söylenenle uygulama farklı. Değerlendirmeler yapılıyor bu konuyla ilgili ama farklı oylar kullanıyor. Bu da bizim açımızdan doğru bir çalışma yöntemi değil. Açık söylüyorum. Bu teklif aynı şekilde Büyükşehir’e gelse bundan sonra, bunun da altını çizeyim, burada hukuksal bir tartışmaya da aslında meydan var. Benim bunu reddetmem gerekiyordu. Yani bunu komisyona sevk etmemem gerekiyordu normal koşullarda. Bunu da daha sonra tespit ettim. Çünkü bizden 1/1000’lik plan değişikliği istiyor. Bu benim görevim değil. Önce ilçe belediyesinin. Sen benden önce 1/ 5000’liği iste. Bunları yapmıyorsun. Protokol yapıyorsun. 3 yıllık encümen kararıyla bir bedel alıyorsun. 450 bin lira gibi bir bedel. Aynı Belediye, Meclisi’nden kararı oy birliği ile reddediyor. Adama diyorsun ki, ‘Gel yap.’ Bedelini alıyorsun. Sonra adamı reddediyorsun. Geliyor benim kucağıma. Şimdi kötü adam Büyükşehir Başkanı. Kötü adam Büyükşehir Başkanı değil. Büyükşehir Başkanı doğrunun peşinde, hukukun peşinde, hakkın peşinde. Bu yanlış. Doğru olan bir şeyse zaten ben ses çıkarmayacağım. Ama bu gidişat, bu yöntem yanlış olduğu için ben de veto ettim. Şimdi ısrar kararını oylarınıza sunacağım. Bildiğiniz gibi ısrar kararında üye tam sayısının salt çoğunluğuna ihtiyaç var. Bu da 40 üyemizin ısrar kararında ya da daha önce aldıkları kararda, kabul kararında ısrarcı olmaları gerekiyor. Bunu da belirteyim.”
Söz konusu madde ile ilgili olarak karar ısrarı için yapılan oylamada salt çoğunluk sağlanamadığı için ısrar kararı oluşmadı. Bu nedenle bir önceki Meclis’te alınan karar geçersiz oldu.