Belediyeden yapılan açıklamaya göre, nohut üretiminin azaldığı ilçede, yerel nohut çeşitlerinin yerinde üretilmesi, korunması ve üretiminin sürdürülmesi için Tarımsal ve Veteriner Hizmetleri Dairesi, Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü ile ortak proje başlattı.
“ÜRETICILERIN TOHUM GIRDILERI VE ZIRAI ILAÇ GIRDILERINI BIZ KARŞILAYACAĞIZ”
Bu kapsamda Gülnar’ın Bereket, Dayıcık ve Şeyhömer mahallelerinde toplam 34 üreticiye 170 dekar alan için 2 bin 40 kilo tohum desteği sağlandı. Bu rakam, 5 dekar alana 60 kilo tohum olarak yansıyor. Büyükşehir Belediyesi, gerekli görülmesi durumunda üreticilere gübre ve zirai ilaç desteği de verecek. Nohutlarını alan üreticiler önce toprağı ekime hazır hale getirdi, ardından tohumları toprağa serpti. Proje ile yerel tohum üretimine teşvik edilen üreticilerin elde ettikleri ürünler, Toprak Mahsulleri Ofisi’nin belirlemiş olduğu fiyatın yüzde 25 fazlasına alım garantili olacak. Tarımsal ve Veteriner Hizmetleri Dairesi’nde görevli ziraat teknikeri Ali Karakış, projenin detaylarını anlatırken, “Projemizle birlikte Gülnar’da belirlemiş olduğumuz 3 mahallemiz var. 3 mahalleden 34 üreticimiz bu projeden faydalanacak. Proje kapsamında üreticilerin tohum girdileri ve zirai ilaç girdilerini Mersin Büyükşehir Belediyesi olarak biz karşılayacağız. Bu sayede üreticilerimiz ekonomik anlamda kazanç sağlamış olacaklar. Aynı zamanda Gülnar’da yok olmaya yüz tutmuş atalık nohut çeşitlerinin ticari anlamda, üretim alanları daha fazla yayılmış olacak” dedi.
“ENSTITÜMÜZDE YAPTIĞIMIZ ÇALIŞMADA YEREL NOHUT OLANLARI BELIRLEDIK”
Yerel atalık nohut çeşitlerinin kendine has özelliklerinden bahseden Karakış, “Yerel atalık nohut çeşitlerini diğer nohutlardan ayıran en büyük özelliklerinden birisi genetiği değiştirilmediği için kendine has bir aromasının olmasıdır. Tescilli bir ürün taneleri iri, albenisi iyi gibi gözükebilir. Lakin yerel atalık nohut çeşidimizin kendine has aroması vardır ve genetiği değiştirilmediği için sağlıklıdır. Aynı zamanda erken pişmesinden dolayı dünya çapında bir marka değeri görmektedir” diye konuştu. Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsünde ziraat yüksek mühendisi olarak görev yapan Murat Küçükçangar ise projeye sundukları katkıdan bahsederek, “Enstitü olarak yeni tohumlar ıslah ettiğimiz gibi eski atalık tohumların yerinde korunmasıyla ilgili çalışmalar da yürütüyoruz. Bu çalışmaların birini de Gülnar’da nohut üzerine yapıyoruz. Daha önce Büyükşehir Belediyesindeki arkadaşlarla birlikte bölgedeki nohutları topladık. Enstitümüzde yaptığımız çalışmada yerel nohut olanları belirledik” ifadelerini kullandı. Yerel nohutların her birinin bir gen kaynağı olduğunu vurgulayan Küçükçangar, “Bunun bir şekilde yerinde de devam etmesi gerekiyor. Tarım ve Orman Bakanlığı olarak Ankara ve İzmir’deki gen bankalarında bunlar saklanıyor. Elimizde mevcut ama üretimin de devam etmesini istiyoruz” şeklinde konuştu.
“NOHUTTA DA BENZER ÇALIŞMAYI YÜRÜTECEĞIZ”
Projeyle birlikte üreticilere eğitimler verdiklerini, ekimden sonra da tarlada eğitimlerin süreceğini belirten Küçükçangar, geçen yıl bu projenin bir benzerini Silifke’nin Balandız Mahallesi’nde yürüttüklerini belirtti. Geçen yıl atalık sarı buğdayların ilk hasadını yaptıklarını belirten Küçükçangar, “Bu, ikinci yılı. Çiftçilerimiz de memnun oldu. Bunun tanıtımını yapıyoruz. Aynı zamanda bundan sonra sarı buğdayın tescil edilmesiyle ilgili çalışmalar yürütüyoruz. O aşamaya geldik. Nohutta da benzer çalışmayı yürüteceğiz” dedi.