Çocuk Alerji ve İmmünoloji Uzmanı Dr. Murat Çapanoğlu, son dönemlerde çocuklarda artan alerjik hastalıklarla ilgili açıklama yaptı. Alerjik astım, alerjik rinit, ürtiker, atopik dermatit, besin alerjileri gibi alerji çeşitlerini önlemek için öncelikle çevresel faktörlere dikkat edilmesi gerektiğini belirten Uzm. Dr. Çapanoğlu, ‘bahar nezlesi’ olarak da bilinen rinit ile ilgili bilgiler verdi.
“ÇOCUKLARIN YÜZDE 2 ILE 25’INDE ALERJIK RINIT GÖZLENEBILIYOR”
Çapanoğlu, “Rinit, burun akıntısı, burun kaşıntısı, burun tıkanıklığı ve hapşırık ile seyreden burun iltihabı durumudur. Rinit, şikayetlerinin başlaması bir tetikleyici ile olabilir. Bu tetikleyici eğer bir alerjen ise buna alerjik rinit denir. Bu, yıl boyu veya mevsimsel olabilir. Diğer rinit sebepleri ise alerjik olmayan durumlardır. Bunlar tıbbi ismi ile vazomotor, ilaç ilişkili, hormonal bozukluklara bağlı, nonalerjik rinit eozinofilik sendrom dediğimiz alerjik olmayan rinit, enfeksiyona bağlı, sebebi belli olmayan (idiopatik) rinit olarak sınıflanmaktadır” dedi. Alerjik rinitin, alerjene maruziyet sonrası alerjik hücrelerin tetiklenmesi ve alerjik şikayetlerin başlamasına neden olan maddeleri salması ile başladığını dile getiren Çapanoğlu, “Çalışmalarda çocukların yüzde 2-25’inde, erişkinlerin ise yüzde 1-40’ında gözlenmektedir. Hastalığın kliniğinde hapşırık, burun kaşıntısı, burun akıntısı, burun tıkanıklığı gözlenmekte, hatta kaşıntı, kızarıklık, yaşarma gibi göz şikayetleri eşlik edebilmektedir. Bu hastalarda astım, sinüzit, göz nezlesi, burunda et ve kulak iltihabı da görülebilmektedir” diye konuştu.
“UZUN SÜRELI BURUN VE GÖZ ŞIKAYETI OLANLAR ALERJI HEKIMINE BAŞVURMALI”
Uzun süreli ve özellikle mevsim dönemlerinde burun ve göz şikayeti olan hastaların bir alerji hekimine başvurarak tanısal açıdan değerlendirilmesi, doğru tanının konulması ve ona göre yaklaşım yapılması gerektiğini vurgulayan Çapanoğlu, “Alerjik rinit tanısında özellikle hastadan alınan şikayetleri ile ilgili öykü, ailesel alerjik hastalık öyküsü, alerjik nezlenin yaşam kalitesine etkisi, ilaç kullanımı, eşlik eden diğer hastalıklar ile ilgili öykü; tanının ilk basamağını oluşturmaktadır. Fizik muayenede burun içi ödem solukluğun ve burun tıkanıklığın tespit edilmesi, boğaz temizleme hareketi, burun üzerinde alerjik çizgi olması, göz çevresinde kızarıklık (alerjik parıltı belirtisi), hışıltı veya anormal solunum sesleri varlığı gibi bulgular yakalanabilmektedir. Sorumlu olduğu düşünülen alerjen varsa alerji testleri, kan testi ve deri testleri (prick test) ile alerjenin araştırılması planlanabilmektedir” ifadelerini kullandı.
BOL SU İLE DUŞ ALIN
Alerjenlerin tespit edilmesinde kullanılan deri prick testinin, polen, ev tozu, hayvan epiteli, küf mantarları gibi alerjenlerle tetiklenen alerjik nezleli hastalarda alerjeni tespit etmek için basit ve etkili bir yöntem olduğunu belirten Uzm. Dr. Çapanoğlu, 15-20 dakika içinde şişlik ve kızarıklık çaplarının ölçümü ile belirlenebileceğini ve hızlı sonuç alınarak testin yüzde 95 oranında doğruluk oranına sahip olduğunu söyledi. Alerjenlerden korunmak için evlerin sık sık havalandırılması gerektiğinin altını çizen Çapanoğlu, buhar makineleri ve yünlü yatak takımlarından, polenlerden uzak durulması, bol su ile duş alınması uyarısında bulundu.