Necdet TAŞ

Mersin’in Silifke ilçesindeki Türkiye Denizcilik İşletmeleri AŞ’ye ait Taşucu Limanı, 40 yıllığına 684 milyon TL teklif ile Ceynak Lojistik ile Ceyport Terminal Lojistik’ten oluşan Cey Grubu Ortak Girişimi tarafından kiralanmıştı. İhalede ayrıca liman geri sahasında bulunan sanayi imarlı 714 bin 200 metrekarelik SEKA arazisinin mülkiyeti de Cey Grubu Ortak Girişimine geçmişti. Cey Grup; Taşucu Limanı’nın 395 bin 995 metrekarelik liman sahası, 329 bin 556 metrekarelik lojistik tesisi ve geri sahasında yer alan 714 bin 200 metrekarelik yüzölçümlü sanayi tesis alanı ile toplamda 1 milyon 439 bin 751 metrekarelik alan üzerinde bulunan tüm yapı ve tesisleri de bünyesine katmıştı.  Ceynak Lojistik ile Ceyport Terminal Lojistik’ten oluşan Cey Grubu Ortak Girişimi, 684 milyon TL teklif vererek Taşucu Limanı’nı 40 yıllığına devraldı. Liman geri sahasındaki SEKA arazisi de gruba geçti. Cey Grup, Taşucu’nda Mersin’in 2’nci serbest bölgesini kurma çalışmalarına başladı.

“SAHİLLER TÜM HALKINDIR”

CEY Grup bu kapsamda Zeus Otelin hemen yanında eski SEKA bahçesi ile birlikte denize kadar uzanan bölgede duvar ördü. Duruma tepki gösteren çevreciler, “Zeus Otelin hemen yanında eski Seka bahçesi ile birlikte denize kadar uzanan duvarın yapılma nedeni nedir? Bu bölge SEKA malı iken bile sahile duvar örülmezken, şimdi buraya duvar örmenin mantığını nedir?” diye sordu. Çalışmaların yapıldığı alanda bir grup çevreci ile birlikte basın açıklaması yapan Avukat Harika Levent, “Silifke İlçesi Taşucu mahallesindeki SEKA, Cey Holdinge kiraya verilmiştir. SEKA’yı kiracı olarak kullanan Cey Holding sahilini de kendi kullanımı için betonla çevirmiştir. Oysa ki; bu alanda dahil olmak üzere Taşucu’ndan Atakent'e kadar 65-70 km civarında doğal plajdır. Doğaya ve çevreye imar ve rant için yapılan müdahaleler sonucu ne yazık ki hepimiz zarar görmekteyiz. Bu topraklar bizim, bu doğa bizim, bu sahil bizim, bu kıyılar bizlerin vatandaşın, halkın, tüm insanların. Kıyılar devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Deniz, göl, akarsu kıyılarıyla, deniz ve göllerin kıyılarını çevreleyen sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir. Anayasanın 43.maddesine göre kıyılar devletin hüküm ve tasarrufunda olduğu için bu nitelikleri gereği özel mülkiyete konu olmaları mümkün değildir. Anayasa ve yasalara göre sahiller vatandaşındır, tüm halkındır” dedi.

“SAHİLDE KAZI YAPMAK YASAL DEĞİL”

“Sahil şeridinde çit, duvar, tel örgü gibi engeller oluşturulması yasağı; kıyı kanunuyla uygulama imar planı bulunan yerlerde çit, duvar, tel örgü gibi engeller oluşturulması ve kirletici ve çevreyi bozucu etkisi olan atık ve artıkların dökülmesi ve kazı yapılması yasaklanmıştır” şeklinde konuşan Levent, “Anayasamızın 56.maddesine göre "Herkesin sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahip olması gerekir." Sahil şeritlerinin dengeli bir çevre ile yakın ilişkisi tartışmasızdır. Sahil şeritleri ve kıyılar kişilerin yararlanacağı doğal çevreyi oluşturur. Herkes bu çevrede sağlıklı ve dengeli bir yaşam hakkına sahiptir. Çevre koşullarına ve kamu yararı esasına göre saptanmamış sahil şeridi uygulaması kişileri bu Anayasal haktan yoksun kılar. Belirttiğimiz yasalar ve ilkeler doğrultusunda Taşucu Mahallesi sakinleri olarak iş bu konunun takipçisi olacağımızı kamuoyuna duyururuz” ifadelerini kullandı.