Hüseyin KIRKGÖZ
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan Kanal 33 TV’de Fatih Alkar’ın hazırlayıp sunduğu Gündemin Nabzı Programı’nın canlı yayın konuğu oldu. Programda dünyada yaşanan enerji krizine değinen Kızıltan, “Kimse ileriye yönelik olarak ne olacağını kestiremiyor ama şöyle de bir gerçek var. Çok çalkantılı günlerden geçtik. Evet 2001 krizi, 2004 krizi oldu ama onları çabuk atlatmıştık. O zaman dünyada global bir kriz yoktu. Türkiye’de birkaç siyasi söylemden doğan bazı spekülatif hareketlerden doğan krizlerdi. Ben başkan olduğum dönemde günyüzü görmedim. Başkan olduğumdan bu yana bir dizi fırtınalarla karşılaştım. Son 4 senedir Türkiye’de büyük çalkantılar oldu. Her şeye karşı Türkiye güçlü bir ülke. Açlık, sefalet içinde olan çok insanımız var. Burada Türk insanının dayanışma hasletinin devreye girmesi lazım. Kimsenin servetinde gözümüz yok. Devlet de vatandaşlarından tasarruf isteyip kemer sıktırırken kendisinin de kemerini sıkması lazım. Acı ilacı halka içiriyorsa kendisi de içecek. Bizler zaten tasarruftayız çünkü alım gücümüz düştü. Devlet de oturup envanterini yapacak. Mutlaka devletin tüm birimleriyle tasarrufa geçmesi lazım” dedi.
“GÜNLÜK KARARLARLA YOL ALINAMAZ”
Gıdada yaşanan fiyat artışının dar gelirli vatandaşları zor durumda bıraktığının altını çizen Kızıltan, “Gıdada, tarım ürünlerinde fiyatlar yükseliyor. Tek sebebi ne? Girdi fiyatları. Girdi fiyatları aşırı yükselince tarım ürünlerinin fiyatlarının yükselmesi de kaçınılmaz. Bakıyoruz girdi olarak ne var? Gübre, ilaç, tohum. Bunlar hep yurtdışından geliyor. Yetiştirmek için yurtdışına bağlıyız. Hayvancılıkta yem fiyatları aşırı arttı. İthal ediyoruz. İthal ettiğimiz ürünleri biz Türkiye’de üretiyor olsaydık. Bunlar zamanında planlanıp öngörülebilseydi bugün bu sorunlar yaşanmazdı. Bu sektör içinde olanlar hep bağırdı, biz üretelim dediler ama o zaman biz ithal bağımlısı değiliz, işleyip tekrar satıyoruz savunması yapıldı. Türkiye kendi kendisine yetiyor dendi. Keşke ithal ettiğimiz ürünü de biz üretsek. Türk insanı üretmeye istekli. Düzenlediğimiz etkinlikten benim aklımda kalan sorunlar; Tarımda plansızlık, ulusal tarım politikalarından vazgeçmek, saha ile diyalogun yetersiz olması. Uygulamaya konan her yönetmelik, kararname sonucunda hep bir itirazlar oluyor bu diyalog eksiği nedeniyle. Önemli bir nokta daha tarımda mutlak hakimiyet kurmak isteyen uluslararası sermayenin dayatmaları ve etkili lobisi. Gelip bizim ülkede lobi yapıyor. Kimlerle yapıyor? Ben tarımla ilgili birçok konferansa katılıyorum konuşanlar hep Türk ama yurtdışındaki büyük firmaların temsilcisi. Onlar bizi yönlendiriyor ama belki de yanlış yönlendiriyorlar. Yerli bilim insanları ve akademisyenlerin söyledikleri dikkate alınmalı. Bizim çok değerli ziraat mühendislerimiz, üniversitelerimiz bilim insanlarımız var niye onların söyledikleri dikkate alınmıyor. Günlük kararlarla yol alınması. İnsanlar işi gücü bırakıp bakanların bürokratların peşinden koşup derdini anlatmaya çalışıyor. Böyle olmamalı. Bizim gibi, borsa gibi ilgili merciye bilgi verilir orada gereği yapılır. Ben sorunu yazdım diyorum yazmayla olur mu 15-20 kişi gidip bakanla görüşürsen daha etkili olur deniyor. Neden böyle olsun? Derdimizi anlatamayınca televizyonda, gazetede, sosyal medyada derdimizi anlatıyoruz ki bizi duyup ilgilensinler diye. O zaman da bak siyaset yapıyor deniyor. Siyaset yapıyor diyeceğine bir çağır anlat bakalım bunu niye söyledin de. Bu mantıkla hareket edersek sorunlara çözüm bulabiliriz. Benim aklımda kalanlar bunlar” şeklinde konuştu.
“MERSİNLİLER KÜÇÜK ESNAFA SAHİP ÇIKMALI”
Mahalle bakkallarının ve diğer küçük esnafın zor günler geçirdiğini kaydeden Kızıltan, “Esnaf seninle. Halkımız bilsin ki esnaf halkın yanında. Mahallelerde bakkal sayısı çok azaldı. Eski mahallemdeki bakkala uğramıştım nasıl durum diye sordum. İyi değil dedi. Kimse alışverişe gelmiyor diyor. Parası varken kredi kartı limiti doluyken büyük marketlere gidip alışveriş yapıyor. Parası olmayınca bana geliyor veresiye istiyor diyor. Bu da şunu gösteriyor demek ki esnaf halkın yanında. Esnaf olmazsa kredi kartı limiti dolan, maaşını tüketen aile belki o gün ekmeğini, yumurtasını alamayacak. Halkın yanında olan esnafı korumamız lazım. Sermayenin bu kadar hızlı ilerlemesi sonunda yakında esnaf kalmayacak çünkü o kadar dengesiz sermaye birikimi var ki o sermaye karşısında esnafın durması mümkün değil. Bu gidişle mahallemizde veresiye alışveriş yapabileceğimiz esnafımız, bakkalımız kalmayacak. Bu nedenle Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanımız Kardeşim Talat Dinçer bu konuda o kadar çok emek sarf etti ki biz de ona çok destek verdik. Bu işi yapabilecekleri firmalarla görüştürdük. Yaklaşık 4 aydır planladık ve ESOB Başkanı Talat Dinçer çok mücadele etti ve sonunda Esnaf Seninle ismiyle bir dijital alışveriş platformu ortaya çıktı. Bakkaldan su tesisatçısına kadar içinde yer alıyor. İstersen giriyorsun sisteme bu mahallede yakındaki bir bakkaldan sipariş verebiliyorsun. Bakkal kültürünü, esnaf kültürünü öldürmemek için de şöyle bir seçenek de var. İsterseniz eve sipariş getirtiyorsunuz isterseniz hazırla ben geliyorum diyerek gidip alıyorsunuz. Mersin’deki bakkalından, temizlik ürünü satanından, konfeksiyon satanına herkesin kaydı girilmeye başlandı. Şu anda son istatistiği almadım ama güzel gidiyor ve bu, esnafı yaşatacak sistem. Büyükşehir Belediyesinin de büyük desteği olduğunu söylemeliyim. Zaten Büyükşehir Belediyesi böyle projelerde yer almazsa zor yürür. Buna ilçe belediye başkanlıklarımız da dahil olup ilçelerini de kapsayan bir platform olacak. Mersin’de ne kadar esnafımız, işletmemiz varsa dahil olacak. Belki bir süre sonra büyük şirketler de dahil olmak durumunda kalacak. NE olacak? Mersinli gidip belki de İstanbul’dan sipariş vermeyecek ve Mersin’den alacak. para Mersin’de kalacak. Yakında startını vereceğiz ve lansmanını yapacağız. Yaklaşık bir hafta içinde yapmak istiyoruz. Üzerinde çalışıyoruz. Bir yararı da kurumlar arası diyalogu geliştirecek. Bakın MTSO, MESOB, bir tarafta belediye bir tarafta bir şirket. Kullanımı da çok kolay olacak. Büyük alışveriş platformlarındaki gibi yüzde 15-20 gibi komisyonlar da olmayacak. Tüketici de bir malın fiyatı 15 lira ise 15 liraya alacak. Komisyon ödemeyecek. Ana caddede zincir market belli aralıklarla açabilir. Şehrin nüfusu ve büyüklüğü ile bağlantılı değişebilir rakamlar. Mersin halkının Esnaf Seninle platformuna sahip çıkmasını bekliyorum. Şu anda pilot çalışmalar başladı. Vade farkı ödenmeyecek, para Mersin’de kalacak belki yeni istihdamlar oluşacak” ifadelerini kullandı.
“HER ŞEY PLANLANMALI”
Mersin’deki Suriyeliler konusuna da değinen Kızıltan, “Ben bu konuyu defalarca gündeme getirdim. Zor bir konu. Savaştan kaçmış, evi barkı yıkılmış insanları barındırmak. Şimdi Ukrayna’da aynı durum oluyor. Burada en önemli konu demografik yapının bozulması. İnsan bazen kendisini alamıyor, bu işin bir komplo olması düşüncesinden kendimi sıyıramıyorum. Biz Hatay’ı nasıl almıştık? Referandum ile. Biz karşı değiliz çok şirketimiz de var. Daha geçen haftasonu çok büyük bir Suriyeli grubun cafe açılışını yaptık ama üretimleri de var. Orada ürettikleri Suriye tarzı şekerlemeler, pastalar satan cafe açmışlar. Tabii ki başımızın tacı ama buraya belli bir amaç için insanlar getirilmişse onları da ayıklamak lazım. Yıllarca biz baktık Suriye haritasında Hatay hep kendi sınırlarında gösterildi. Buyurun Antakya Belediye Başkanı bu konuya dikkat çekiyor. Ayırt etmek lazım. Bunun da planlaması yok. Bunun sonunun ne olacağı da düşünülmüyor. Sadece AB bize para versin demeyle olmuyor. Suriyelilerin uyum sürecine katkı sağlamak için AB’nin Türkiye’de temsilciliği var onlar ziyaretimize geldi. Ben dedim ki size para veriyoruz. Peki dedim biz size para verelim siz alın. Oradan gelmek isteyenlere neden sınırlarda eziyet ediyorsunuz, silah bile sıkıyorsunuz. Gelin desteği şöyle yapın dedim. Suriye’deki karışıklık aşağı yukarı bitti. Avrupa da destek olsun bu karışıklık bitsin ve ülkesine dönene şu kadar para verecek AB diyerek Türkiye’yi de o insanları da kurtarın. Her şey planlanmalı” dedi.
“YATIRIMCININ ÖNÜNÜ AÇIN”
Belediye başkanlarının yatırımcının önünü açması gerektiğini ifade eden Kızıltan, “Belediye başkanlarının performansıyla ilgili değil de artık tüm Belediye Başkanlarının oturup Mersin’i masaya yatırıp hepsinin birlikte kenti planlaması gerektiğini düşünüyorum. Bunu daha önce de söyledim. Akdeniz’de yapılan bir iş Yenişehir’i de Toroslar’ı da ilgilendiriyor. Mezitli’de yapılan diğer ilçeleri de etkiliyor. Hepsi oturup birlikte planlama yapacak. Akdeniz’de bir şey yapacaksa hepsi birlikte karar verecek. Belki orada yapılması planlanan yatırımın başka ilçede yapılması gerekiyor. Bir araya gelip ortak paydada buluşurlarsa ben performans değerlendirebilirim. Hepsi yatırımcıları ayakta karşılarım diyor. Yatırımcının önü açılmalı. Bazı yatırım yapmak isteyen, turizm yatırımı, okul yatırımı yapmak isteyen yatırımcılar var. Bunların önü açılsın. İmar sorunları çözülsün. Destek olunsun ki yatırımlar devam etsin. Yatırımcı bürokratların peşinde koşmayacak. Somut bir proje ortaya konmuşsa destek verilecek. Bu konuda bize çok şikayet geliyor ben de kamuoyu ile paylaşmak istedim” şeklinde konuştu.