Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Mersin Kadın Girişimciler Kurulu tarafından düzenlenen Kadın Kooperatifleri Buluşması’nda kooperatiflerin sorunları ve çözüm yolları masaya yatırıldı. Mersin’deki kadın kooperatiflerinin yer aldığı buluşmaya Mersinden Kadın Kooperatifi Başkanı Meral Seçer de katıldı. Buluşmada Mersinden Kadın Kooperatifi Başkanı Meral Seçer’in yanı sıra MTSO Başkanı Ayhan Kızıltan, Mersin İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürü Arif Abalı, Mersin Ticaret İl Müdürlüğü Kooperatifçilik Servis Şefi Mehmet Emin Şafak, Hayat Ağacı Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi Başkanı Zeynep Kaya, Akdeniz Renkli Eller Kadın Üretimi İşletimi Kooperatifi Başkanı Zehra Yılmaz, Mersinden Kadın Kooperatifi Başkanı Meral Seçer, Mut Kadın Girişimciler Üretimi ve İşletimi Kooperatif Başkanı Gülsüm Kevser Mut, Mezitli Üretici Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi adına Yüksel Kapıkıran, Anamur Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi Başkanı Neslihan Doğan da katıldı. Buluşmada, her kooperatifin tanıtım videoları gösterildi.
“BU TÜR TOPLANTILAR GÜÇLENMEMİZİ SAĞLIYOR”
Moderatörlüğünü, TOBB Mersin Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı Ayla Harp ile MTSO Meclis Üyesi Ahmet Akın’ın yürüttüğü buluşmada, Mersin Barosu’ndan avukat Tevfik İçel ve Mersin Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü’nden Prof. Dr. Erkan Aktaş da konuk olarak yer aldı. Buluşmada; kadın kooperatifleri temsilcileri çalışmalarını anlatarak karşılaştıkları sorunları dile getirdiler. Mersinden Kadın Kooperatifi Başkanı Meral Seçer, emeği geçenlere teşekkür ederek, “Bu tür toplantılar hem bizi bir araya getiriyor hem de yeni fikirler edinmemizi, güçlenmemizi sağlıyor” dedi. Mersinden Kadın Kooperatifi’nin nasıl kurulduğu hakkında bilgi veren Seçer, “Ben bir gönüllüyüm. Mersin Büyükşehir Belediyesi Kadın ve Aile Hizmetleri Dairesi’nin Gönüllülük Birimi’nde gönüllü olarak 13 ilçeyi dolaştık. Buradaki kadınlarımız neler yapıyor, ne üretiyorlar, yaşantıları nasıl geçiyor, sosyal hayatlarından memnunlar mı diye baktığımızda, kadınlarımızın ürettiklerini satmak istediklerini ve bunun için bir araya gelmek istediklerini tespit ettik ve kooperatif kurmaya karar verdik” diye konuştu. Panelde kooperatiflerin sorunları ve bunların çözümü üzerinde konuştuklarını dile getiren Seçer, “2018’den itibaren kadın kooperatiflerinin kuruluş sayısında çokça artış oldu. Türkiye'de kooperatifler hızlı artış gösterip ve düşüşe geçmiş durumda. 2020 yılından sonra kadın kooperatiflerinde kapanma noktasının bayağı dik bir ivme ile olduğunu gördüm. İşte buradaki en önemli nokta şu, tüm konuşmalarda tekrar kendimce ve bu inandığım bir konuydu; kooperatifleri kurmak çok kolay, bu kooperatiflerin sürdürülebilir olmasını sağlamak ise o kadar kolay bir konu değil. Kooperatiflerin sürdürülebilir olması için daha kurumsal olması gerekiyor. Çok sayıda kooperatif kurulmasını çok marifet olarak görmüyorum. Çünkü bu kooperatiflerin sürdürülebilir olması için onların kurumsallaşmasında yapılması gereken; çünkü Atatürk'ün 1936 yılında kurmuş olduğu kooperatif mantığı, o ruh devam ediyor ama teknoloji değişti, çağımız değişti. Sosyal medyasından bunun diğer tüm kurumsallaşma çalışmasına kadar bir profesyonellik gerekiyor” ifadelerini kullandı. Kadın kooperatiflerinin bir umutla ve birliktelikle bir araya geldiklerinin vurgusunu yapan Seçer, “Çünkü onlar sosyalleşmek istiyorlar, ama en önemlisi de kendi ekonomilerine bir katkı sağlamak, bir ek gelir elde etmek istiyorlar. Bunu yapabilmek için tabi bir araya gelip, sonrasında neler olabileceğini de pek tahmin edemiyorlar; benim izlenimim. Bu hem bizim kooperatifin deneyimlerinde hem de görüştüğümüz kooperatiflerle, fuarlarla, bu tür toplantılarda kadınlarımızın kendilerini ilerletecek, bu kurumsallaşma konusuna çok ihtiyaçları olduğunu görüyorum. Bu konuda yapılacak desteklerin de kooperatiflerin sürdürülebilir olabilmesi için çok önemli olduğuna kesin inanıyorum” dedi.
“KOOPERATİF MANTIĞI O KADAR GÜZEL BİR ŞEY Kİ”
Kooperatiflerin kurulmasında kurumsallaşma olmamasının bir dezavantaj olduğundan da söz eden Seçer, “Biz bunu kendi kooperatifimizde gördük ve kurumsallaşma üzerine çalışmalarımızı başlattık. Burada kooperatif ortaklarının öngörüleri çok önemli ama bu öngörüyü her zaman bulamayabilirler. Bunun için profesyonel destek denilen; bunun bir sosyal medyacısı, satış ve pazarlamacısı, maaşlı personeli de olması gerekebiliyor. Tabi ki bunu sigortasıyla birlikte kooperatiflerin karşılamasının imkanı yok. Dolayısıyla devletten gelecek desteklerin bu yönde de verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Kooperatif mantığı o kadar güzel bir şey ki, kooperatifleşmede insanlar bir araya geliyorlar, fikirlerini birleştiriyorlar, emeklerini, sermayelerini birleştiriyorlar. Yani burada hem amatör ruhlar oluyor, profesyonellikleri oluyor hem de en önemlisi gönüllülükleri oluyor. Buralar sadece ticari faaliyet yapılan bir yer değil, bir sosyalleşmenin olduğu, ayriyeten gönüllülükle götürülmesi gereken yerler” diye konuştu. Mersinden Kadın Kooperatifi olarak kurumsallaşma üzerinde çalışmalarını yaptıklarını ve sürdürülebilirlik için ne olması gerektiği konusunda da bir üretim planlaması yapmaları gerektiğini düşündüklerini aktaran Seçer, “Paydaş olan yerel yönetimler, ticaret odası, kurum ve kuruluşlar, bu tür paydaşlar her zaman için olması gerekiyor ama sizin ayakta kalabilmeniz için her zaman bu desteğin olduğunu düşünmek de doğru değil diye düşünüyorum. Bunların sadece bir can suyu olarak, bir veri olması gerektiğini ve diğer gelişmeleri tamamen kendi irademizle, kendi yeteneklerimizle götürebileceğimizi düşünüyorum. O konuda Mersin’de kadın kooperatifleriyle toplantılar yaptık. Sahada gördüğümüz eksikliklerde kitabi bilgileri söylemek çok kolay, ama üretime geçtiğimizde bir kooperatifin güçlenmesi açısından bunun üretimden satışa kadar olan bölümde pek çok eksik eğitimler olduğunu gördük. Mersin Büyükşehir'in Tarım Dairesi'nin Kooperatifçilik Şubesi var. Biz bunları talep ettik ve Mersin'deki kooperatiflerimize bu eğitimler verildi ve her istediklerinde de verileceği bize söylendi” ifadelerine yer verdi. Kurumlar Vergisi‘nin kooperatifler için ciddi bir yük olduğunun da altını çizen Seçer, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bunun düzenlenmesi lazım. Aslında bu tür talepleri bir arkadaşınız da söylemişti, hepsi iletildi. Bunlar artık bizden çıktı. Biz sorunlarımızı ilettik. Çözüm ne oldu? Çok az şeylerde değişiklik oldu. Bu durumda kendimiz ne yapmalıyız diye düşünmemiz gerekiyor. Mesela üretimde kadınlarımız üretiyor, hepsi de birbirinden güzel ürünler üretiyor ama bu ürünlerini nerede satıyorlar? Kendi küçük yerlerinde satıyorlar, pazarda satıyorlar, Büyükşehir Kadın Üretici Pazarları kuruyor, Mezitli'de Kadın Üretici Pazarı var, işte bunlar değişik yerlerde kuruluyor, ancak bir kooperatifin ilerleyebilmesi için bunların sadece pazarda satılması yeterli değil. Bunun için kadınların üretim atölyeleri gerekiyor, çok çok ihtiyaçları oluyor. Aslında kooperatifler kurulmadan önce bu kooperatifler nasıl işleyecek diye düşünüp, altyapılarını kurduktan sonra kooperatiflerin kurulmasına destek verilmesi gerekiyor.”
“BİZİM KOOPERATİFİN BİR SLOGANI VAR; ‘BİRLİKTE ÜRETİP, BİRLİKTE ÇOĞALACAĞIZ’”
Mersinden Kadın Kooperatifi olarak bazı projelere paydaş olduklarını da anlatan Seçer, “Mesela Kurutma Tesisi’nde ürettiğimiz ürünleri biz Metro Mağazası’na verdik. Bu kurutma tesisi Mersin Büyükşehir Belediyesi ve Göç Örgütü’nün birlikte bir projesiydi. Biz de kooperatif olarak paydaştık. Biz buranın koşullarını kooperatifin ve Büyükşehir'in büyük desteği ile düzenledik. Şu anda bizim ürünler Metro Mağazası’nda satılıyor. Normalde Metro veya diğer zincir marketler bu kadar stokla sizin ürünlerinizi almaz. Çünkü sattığı ürünün stoklu olması gerekiyor. Üretim koşullarının uygun olması başta şart oluyor. Bizim ürünlerimizi aldı. Neden aldı? Sosyal sorumluluk projesi dağarcığında aldı. Koşulu, istediği üretim koşullarına uygun olması gerekiyordu. Çünkü bu ürünler gıda ürünü ve satışa sunuluyor. Bundan dolayı sadece yerel veya kamu kurum kuruluşları değil, diğer firmalar, diğer zincir marketleri ile görüşme yaparak bu tür sosyal sorumluluk projelerine dahil olabilecek üretimlerin de bizlerin yolunu açacağını düşünüyorum ve kesinlikle inanıyorum. O size bir can suyu oluyor ve sizin gelişmenize çok faydası oluyor. 3 yıllık kooperatifçilik sürecinde bu döngülerin bizi geliştirdiğini ve bize başka ufuklar açtığını gördüm. Hep sorun sorun olarak konuşmayalım, hepinizin gerçekten çok güzel şeyler yapacağınıza inanıyorum. Çünkü inançla ve gönüllülükle çalışıyorsunuz. Her konuda hepimiz birlikte hareket etmeye hazırız. Bizim kooperatifin bir sloganı var; ‘Birlikte Üretip, Birlikte Çoğalacağız’ diyorum” dedi.
MUT: “EN BÜYÜK PROBLEM LOJİSTİK”
Toplantıya katılan Mut Kadın Girişimciler Üretim ve İşletme Kooperatifi Başkanı Gülsüm Kevser Mut yaptığı açıklamada, “Belki trilyonlar kazanamamış olabiliriz, ama ayağa kalkmanın verdiği özgüven, kadınlara verilen özgüven, bir farkındalık, kadın kooperatifinin kurulmuş olması, kadınların kendilerini ifade edebilmesi de büyük bir başarıdır. Kooperatiflerin amacı üreticiyle tüketici arasında hiç emek vermeden para kazanan kitleyi ortadan kaldırıp, direkt üreticiden tüketiciye ulaştırmaktır. Araçlarla taşınan tarım işçileri var. Hiçbir belgesi olmayan araçlarla sigortasız, sosyal güvencesiz bir şekilde bahçelere taşınıyorlar. Bir takım çavuşların ellerinde, yevmiyelerinden belli bir miktar kesilerek hem emekleri sömürülüyor hem de sosyal haklarına kavuşmayan özellikle kadın işçiler var. Mesela Mut Hali’ndeki ardiyelerde çalışan yüzlerce kadın arkadaşımız sosyal güvencesiz bir şekilde çalışıyorlar. Sorunlarımız belli. Bizim şu an en büyük problemimiz lojistik, kargo ücretleri ve ambalaj sorunu” dedi.
KAYA: “BU BİR İHTİYAÇ”
Hayat Ağacı Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi Başkanı Zeynep Kaya ise “Kadın kooperatifleri çoğaldıkça mutlu olmaya devam ettik. Çünkü bu bir ihtiyaç. Az önce arkadaşlar anlattı. Kendi ilkelerine göre raporları var, izlenimleri var, ama Türkiye gerçeğine göre biz kadınların yaşadığı sorunlar tamamen farklı. Bizler rakip değiliz, rekabet duygusu içerisinde hareket edemeyiz. Yıllarca bu yöntemden dolayı ayrı yerlerde kaldık, güç birliği sağlayamadık” dedi. Kuruluş aşamasında birçok sorun yaşadıklarını da vurgulayan Kaya, “Açılış bütçesi, damga vergileri, ortaklık pay belgelerinin hazırlanması, muhasebe kayıtları, kooperatifler için kira yerleri ve daha kazanmadan ödemek zorunda olduğumuz vergiler, harçlar, KDV belgeleri. Buna yönelik biz çalıştayda raporlar hazırladık. Sorunlarımızın hepsini yazdık ve ilgili kurumlara gönderdik. Ama tabandan tavana baktığımızda, tavandaki arkadaşlar aslında kadınları görmek istemiyor, sorunlarını duymak istemiyorlar. En son medyada duyduğumuz hakaretler de bunun bir örneği. Bunun tabi ki ekonomik alanda örgütlenmek isteyen biz kadınlara da yansıması oluyor. Çünkü yoksulluğu en çok çeken biziz, bizden sonra çocuklar. Kooperatifçilik anlayışı çok eski sürece dayanıyor. O dönemdeki işleyişle şu andaki işleyiş arasında uçurumlar var. Biz dayanışmayı öğrendik, biz demokrasiyi, paylaşmayı, hoşgörüyü, birbirimize dokunmayı öğrendik” dedi. Mersinden Kadın Kooperatifi ile gerçekleştirdikleri proje sayesinde Melemezli kadınların ürettikleri ekmekleri daha fazla satabilme imkânı bulduğunu ifade eden Akdeniz Renkli Eller Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi Başkanı ve İhsaniye Mahalle Muhtarı Zehra Yılmaz, “Melemezli kadınlarımız; Akdeniz Belediyesi’nin katkılarıyla yapılan fırınlarımızda yeteri kadar ekmek satamıyordu. Meral Hanımla beraber Mersinden Kadın Kooperatifi bir proje yaptık. Büyükşehir Belediye Başkanımıza gittik, konuştuk. Bizim şu anda Melemezli kadınların ayda en az 3-5 bin lira kazandıkları bir proje gerçekleşmiş oldu. Meral Hanımla birlikte yapmış olduğumuz o reklamla, duyuruyla haftada ancak 60-70 tane ekmek yapılıyordu. O sayı şu anda binlere kadar ulaştı. Buradan kendisine gerçekten çok teşekkür ediyorum” dedi.