Neşet TORUN
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Şahin Balcıoğlu ile birlikte, Bloomberg HT’de Zeliha Saraç’ın sunduğu 60 Dakika Programı’nın canlı yayın konuğu oldu. Enflasyon, enerji darboğazı nedeniyle Avrupa’daki şirketlerin faaliyetlerini durdurması, firmaların finansmana erişim sorunu, ihracat, istihdam gibi gündeme ilişkin konularla ilgili değerlendirmelerde bulunan Kızıltan, ekonomideki belirsizliğin iş dünyasını karamsarlığa düşürdüğünü söyledi.
“TEKSTİL SEKTÖRÜ PAZARINI AFRİKA’YA KAYBEDEBİLİR”
Mersin başta olmak üzere Türkiye’deki hazır giyim ve tekstil sektörünün pazarını Afrika ülkelerine kaybetmek üzere olduğunu kaydeden Kızıltan, “Rusya’ya yaptırımlar en çok Avrupalı şirketleri vuruyor. Türk şirketleri büyük avantaj elde ediyor çünkü mamul bulamayan Avrupalı firmalar gözlerini en yakın bölgelerdeki üretim üssü ülkelere çeviriyor. Bölgemizde de Avrupa’ya en yakın coğrafyada tek üretim üssü var o da Türkiye. Bundan dolayı Türkiye çok avantajlı. İhracatımız patlıyor neredeyse. Hemen herkes, her üreten ihracat yapma peşinde. Mersin’in ihracatı geçtiğimiz yıllarda 2,5 milyar dolar seviyesinde duruyordu. Biz 2022 sonunda 5 milyar dolar olacağını öngörüyoruz. O kadar hızlı bir ihracat artışı var. Bunun yanında liman kentiyiz dedik. Pandemi sürecinde çok fazla artan navlun fiyatları dünyadaki ticaret daralması nedeniyle şu anda çokça düştü. Bundan dolayı lojistik maliyeti de azaldığından Türkiye Avrupa için çok cazip duruma geldi. Pandemide belirgin şekilde gördük ki Avrupa yakınlarındaki bildikleri, daha kolay kontrol edebilecekleri ülkelerde üretim yapmayı ya da tedariklerini yakın bölgeden sağlamak istiyorlar. Bu konuda planlama yapan Avrupalı firmalar gördük. Şimdi bu firmalar Türkiye’ye daha da sıcak bakıyor. Türkiye’de enerji krizi yok. Son derece elverişli koşullarda üretim yapılıyor. Bu nedenle Türkiye şu anda Avrupa’nın en sağlıklı üretim yapılan, en sağlıklı tedarik yapılan ülkesi durumunda. Bu avantajımızı iyi kullanmamız gerekiyor. İyi planlamalar yapmalıyız. Tabii ki Maraş tekstil ve üretim merkezlerinden birisi. Mersin’de de yoğun tekstil üretimi var. Avrupalı firmalara fason çalışan çok firmamız var. Tabi istihdam da bu sektörde çok yüksek. Emek yoğun çalışan tekstil sektörü gibi sektörlerde şöyle endişe var: Avrupalı firmalar artık Türkiye’deki üretim maliyetlerinin yüksek olması sonucunda Kuzey Afrika ülkelerine yönelmeye başladılar. Bunun çalışmalarını yapıyorlar. Bizim tekstil üreticisi arkadaşlarımla görüştüğümde bizim 8 Euro’ya verdiğimiz bir ürünü Kuzey Afrika ülkeleri 4.5 Euro’ya teklif ediyor ki bu da emek yoğun sektörler için tehlike görünüyor. Bu sektörlerdeki arkadaşlar yeni Pazar arayışına girdi. Özellikle Amerika ile temasa girdiler” dedi.
“EN BÜYÜK SIKINTI NAKİT”
İş dünyasının en büyük sıkıntısının nakit para olduğunu vurgulayan Kızıltan, “Herkesin nakit ihtiyacı var. Halkın, iş dünyasının, bankaların nakde ihtiyacı var. Devletin nakde ihtiyacı var. Bunu nereden sağlayacağız? Faizlerde bir düşüş var. Özel bankaların faizlerinde de düşüş var. Ben her gün sahadayım. Seçim sürecimiz de başladı. Daha çok sahada dolaşıyoruz. Diyorlar ki faizler düştü ama gel gelelim yine para alamıyoruz. Kredi çekemiyoruz. Böyle bir sıkıntı var. Bankalarla görüşüyoruz diyorlar ki o kadar çok kredi talebi var ki, kaynaklar yeterli olmuyor. Bir orantısızlık bir yanlışlık var bunu çözmeliyiz. Faizler düşüyor ama para yok. Para olup kredi talepleri karşılansa bu kez acaba enflasyon çok mu yükselecek. Acaba hükümet sıkı para politikası mı izliyor. Hem faizleri düşürüyor ama bunun karşılığında iş dünyası düşen faizden yararlanamıyor. Yaşanan dengesizlik bizi düşündürüyor. Bugün çelik sektöründe görüşmeler yaptım. Şimdi demir çelikte de bir sıkıntı bekliyorlar. Türkiye hurda temininde güçlük çekiyor. Çin yüksek fiyatlarla hurda demir çelik ithal ediyor. 420 dolardan tonu ithalat yapıyor. Türkiye 380 dolardan almaya çalışıyor. Dolayısıyla Türkiye’ye hurda demir çelik gelmiyor ve bu alanda da sıkıntı olacak diye arkadaşlar uyarıyor. Bunların hepsini bir araya getirip nasıl bir sistem oturtacağız bakmalıyız. Dünyada da müthiş bir dengesizlik var. Oturup hem piyasayı hem teoriyi çok iyi bilen uzmanlarla oturup tartışıp bir yol bulmalı” şeklinde konuştu.
DIŞ TİCARET AÇIĞI ÇOK FAZLA
Dış ticaret açığı çok fazla olduğuna dikkat çeken ve ihracatta zor koşulların ortadan kalması için önerilerini sıralayan Kızıltan, “Mersin ihracatı sürekli artarak gidiyor. İhracatçının en büyük sıkıntıları şunlar: Dolar-Euro arası parite nedeniyle yaşanan kayıplar. Dolar alıp Euro satışından kaynaklı sıkıntılar. Finansman sıkıntısı büyük. Enerji maliyetlerinin yüksekliği. Doğalgazda dışa bağımlıyız. Elektrik enerji fiyatları da yüksek. İşçilik maliyetleri çok yüksek. Herkes tabi ki iyi geçineceği maaşlarla çalışması gerekiyor. Asgari ücretin yılbaşında ne olabileceği de iş dünyasında da çalışan dünyasında da beklenen bir ortam. Tabii ki iş dünyası çalışanlarının huzurunu refahını en iyi şekilde sağlamak zorunda çünkü iş dünyası sadece işveren ya da çalışandan ibaret değil. İki tarafın da mutlu olması lazım ki üretim sürekli olsun. En büyük endişe de ileriyi görememek. Ama ihracatta Avrupa’ya avantajlıyız. Eximbank’ta krediler açılmaya başladı diye arkadaşlardan görüş aldık. Ama tabi yine yeterli değil. Kaynaklar çok artırılmalı. Tabi hükümetin elindeki kaynaklar nedir? Nereden kaynak sağlanacak, belki enerjiye yapılan zamlarla kasalar mı acaba doldurulmaya çalışılıyor diye de bir endişe var. Artık dışarıdan sıcak para yerine yatırım yapacak sermaye girişimi sağlamalıyız: Mersin olarak yabancı yatırımcı gruplarıyla temaslarımız oluyor. Önümüzdeki günlerde yine Avrupalı yabancı yatırımcılarla görüşeceğiz. Mersin’in önünü açıp Türkiye’yi dünyada avantajlı kılacak yatırımlar için yatırımcıları ya kendi içimizden oluşturup ya da dışarıdan bulacağız. Biz bu yolda ilerlemeye başladık. Türkiye’deki tüm ticaret ve sanayi odalarının böyle çalışıp bölgelerini kendilerinin planlaması gerektiğine inanıyorum. Bunu da buradan belirtmek isterim” dedi.