Neşet TORUN
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, en düşük emekli maaşının 7 bin 500 TL olacağı şeklindeki açıklamasına Tüm Emeklilerin Sendikası Mersin Şubesi’nden tepki geldi. Özgür Çocuk Parkında bir araya gelen emekliler adına konuşan Hüseyin Kurt, yapılan zam ile ilgili “Demokrasilerde olması gereken değil, bir buyruk ve seçim kolisi, yerseniz” diyerek, “Oysa yetki Türküye Büyük Millet Meclisindedir. Ve yapılan maaş zammının hazine yardımı ile değil, tüm emekli kesimlerine yansıması kök aylık, yani taban maaş üzerinden yapılması gerekiyor. 7500 liranın altında maaş alanlara, seyyanen yapılan zam büyük bir aldatmaca, üç ay gibi geçici bir rahatlama ve kandırmacadan başka bir şey değildir” ifadelerini kullandı.
“HAK ARAMAK İNSAN HAKKI”
Maaşta yapılmayan zamların, Temmuz maaş artışında 5 bin 500 liralık maaşlar baz alınacağından en alttakiler Temmuz artışında alacakları maaşın belki de 7 bin 500 liranın altında kalacağını iddia eden Kurt, “Bu emeklilere yapılmış büyük bir aldatmacadır. Yapılması gereken en düşük emekli aylığının asgari ücrete eşitlenmesi ve bütün emekli aylıklarına aynı oranda kök maaş üzerinden zam yapılmasıdır. 7500 liranın üzerinde maaş alan emeklilere 1 lira dahi zam verilmiyor. Yani aslında çalışanları asgari ücret bandına sıkıştırdıkları gibi; emeklilerin maaşlarını da taban aylık düzeyine çekerek yoksullukta eşitlemeye çalışıyorlar. Yıllardır Tüm Emeklilerin Sendikası sokaklarda, parlamento nezdinde emeklilerin geçinemediklerini anlattı durdu. Ülke çapında birçok eylem ve etkinlikler yaptı. Yazılı ve görsel basında emeklilerin taleplerini defalarca açıkladı. İktidar bizi duymazlıktan geldi. Deyim yerindeyse üç maymunu oynadılar. Ucuz bir ekmek alabilmek için saatlerce kuyrukta bekleyen, Pazar artıklarını toplamak için pazarın dağılmasını bekleyen emeklileri görmediler, kent kent, sokak sokak çaresizliği, açlığı haykıran emeklileri duymadılar. Hak arayanları deftere yazmayı biliyorlar, ama hak aramanın bir insan hakkı olduğunu bilmiyorlar. Ama biz milyonlarca emeklinin bir avuç haksız kazanç sahibine tercih edildiğini biliyoruz” şeklinde konuştu.
“HER DEFASINDA KANDIRDILAR”
“Her defasında ‘Emekliye büyük zam’ diye açıklamaların ne kadar hamasi nutuklar olduğunu, gerçeklikten uzak olduğunu bugün kendileri bir kez daha kanıtladılar. Demek ki emeklilere yeterli maaş ödenmemiştir. Emekliler sefalete mahkûm edilmiştir. Sorumluluk bu iktidarındır. Tüm Emeklilerin Sendikası olarak Ocak ayında yapılan maaş artışlarının Mart ayında yeniden güncellenerek arttırılması talebinde bulunmuştuk. Dağ yine fare doğurdu. Sadece en düşük emekli maaşına zam yapılması zaten adaletsizliktir” diye konuşan Kurt, “Doğrusu en düşük emekli maaşının açlık sınırına, hiç değilse asgari ücret düzeyinin üzerine çıkarılması ve aynı oranlı olarak 7500 ve üzeri maaş alanlarda da artışa gidilmelidir. Örnek verecek olursak taban maaşı 5500 lira olan biri, Temmuz’da olası yüzde 30 artışta 7500 lira almaya devam edecektir. Çünkü seyyanen maaşları 7500 liraya yükseltilen emeklilerin temmuz artışlarını 5500 lira üzerinden olacaktır. Bu bir seçim kolisidir. Bir aldatmacadır. Emekçilerin aklıyla alay etmektir. Bayram ikramiyeleri ile ilgili yapılan artış ise komik denecek düzeydedir. İkramiye çalışma yaşamında, işçilerin-emekçilerin mücadelesiyle elde ettikleri bir haktır. Tüm Emeklilerin Sendikası olarak talebimiz bayram ikramiyesi adı altında ödenen ücretin asgari ücret düzeyine çıkarılması ve yılda dört kez ödenmesidir. Taleplerimizin arkasında olarak, mücadelemizi büyüteceğiz” dedi.
“EMEKLİLER OLARAK KANMAYACAĞIZ”
Hükümetim, seçime giderken bir nevi ağza bir parmak bal çalarak emeklileri kandıramayacağını ifade eden Kurt, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Bu saçma zam oyunu iktidarın samimiyetini de ortaya koyuyor. Bugün emeklilerin sefaletinin en büyük müsebbibi 2008 yılında bu iktidarca çıkarılan 5510 sayılı yasadır. Bu yasayla emeklilik bağlama yüzdesi yüzde 70’lerden, yüzde 25’lere düşürülmüştür. Emeklilerin sendikası olarak her düzeyde, her alanda bu haksızlığı gidermenin mücadelesini veriyoruz. Örgütlü kötülüğün hayatimizi daha da çekilmez hale getirmesine seyirci kalmayacağız. Önümüzde seçimler var. Emekliler içi boş seçim hilelerini, ayak oyunlarını boşa çıkaracaktır. Bu yasa derhal iptal edilmelidir. Emeklilerin sorunları seçimlere malzeme edilecek kadar basit değildir. İktidar samimiyse, biz emekli sendikalarını muhatap alıp, emeklilerin sorunlarını birlikte masaya yatıralım ve çözüm üretelim. Saraya değil, emekliye bütçe! Sendika hakkımız engellenemez. Çok zor günler yaşıyoruz. Ülkemiz enkaz altında… Acıların tarifi ve tanımı yok. Günlerce sorumluların ortada görünmediği, akıl almaz durumları öfke ve şaşkınlıkla izledik. Halkın yardım seferberliğinin geleceğimizin tek teminatı olduğunu gördük. İçi boşaltılan kurumların, tek merkezli emir komuta zinciri içinde nasıl inisiyatifsiz kalındığını hep birlikte gördük. Denetimin özelleştirilmesinin, kuralsız ve kurumsuz bir rant düzeninin nasıl felaketler yarattığını çok ağır tecrübeyle yaşadık. Canlarımızı, deprem değil ihmal, oy ve para için imar affının çıkaranlar, denetim mekanizmalarını çalıştırmayanlar, zemin etüdü yaptırmayan müteahhit ve denetlemeyen politikacılar, bilimi reddedip tüm yolsuzlukları kaderle kapatanlar öldürmüştür. Bu ülke, bu coğrafya, çok acılar yaşadı. Nice yıkımlar, nice felaketler gördü. Bu toprakların insanları her defasında ayağa kalkmayı bildi. Bildiğimiz tek şey bu acılar boşa yaşanmamalı, yine birbirimize yaslanacak, birbirimize omuz verecek, yeniden ayağa kalkacağız. Çünkü dayanışma yaşatır. Yine ayağa kalkacağız, yaşatılan açıları unutmayacak ve mutlaka muhasebesini yapacağız.”