İmarı bırakın dönüşüme geçin!


Mersin’in 4 merkez ilçenin mevcut imar planları, nüfus bilgileri, yapı stoku ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Şehir Plancıları Odası Mersin İl Temsilcisi Uğur İnce, Mersin’de yatırım maliyeti bahanesi ile kentleri imar ederken verimli tarım arazilerinin imara açılmak suretiyle yok edildiğinin altını çizerek, “Şehir plancıları odası Mersin il temsilciliği olarak bundan sonraki süreçte kentimizin riskli bölgelerinde yenileme ve dönüşüm çalışmaları önerilmektedir. 4 merkez ilçede tamamlanan nazım imar planlarına göre yaklaşık 320 bin kişinin yerleşebileceği bu da 2035 yılına kadar yeni imarlı alan gereksinimi yerine kent merkezinde dönüşüm ve yenileme çalışmaları tamamlanmalıdır” uyarısında bulundu.

 

Tarih : 9 Nisan 2023 Pazar 13:02

Necdet TAŞ

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Mersin İl Koordinasyon Kurulu (İKK) tarafından hazırlanan "Mersin Deprem Raporu" bilgilendirme toplantısı yapıldı. Mimarlar Odası Konferans salonun yapılan toplantıda raporu kamuoyuna açıklayan TMMOB Mersin İl Koordinasyon Sekreteri ve Makine Mühendisleri Odası Mersin Şube Başkanı İbrahim Yücesoy, bölgesel depremlerin genel değerlendirmesi ve Mersin’in Akdeniz-Toroslar-Yenişehir ve Mezitli ilçelerine olan etkilerini içeren değerlendirme raporunun detaylarını paylaştı. Yücesoy, raporun amacı Cumhuriyetimizin 100. Yılı ile birlikte geçmiş denemde kentlerin kentleşme süreçlerinde yaşadığı problemlerin bir kez daha yaşanmaması, kentlerin her türlü doğal afetlere hazırlıklı, sağlıklı ve güvenilir yaşam alanlarının oluşturulması amacıyla; hem merkezi yönetimin hem de yerel yönetimlerin bundan sonraki süreçte yapacağı çalışmaların, projelerin rasyonel ve bilimsel veriler ışığında hazırlanması gerektiği amaçlanmış ve bu doğrultuda raporda yapılması gereken çalışmalar önerilmiştir” dedi.

“YATIRIM BAHANESİYLE TARIM ALANLARI YOK EDİLDİ”

Mersin’in 4 merkez ilçenin mevcut imar planları, nüfus bilgileri, yapı stoku ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Şehir Plancıları Odası Mersin İl Temsilcisi Uğur İnce, “Mersin kent merkezi 1850’li yılların sonrasında oluşmaya başlamış özellikle kentin jeopolitik önemi ve mersin limanının gelişmesi ile birlikte kent formları ortaya çıkmıştır. Cumhuriyet döneminde ise;  mersin limanının gelişmesiyle kent merkezinin nüfusu artmaya başlamış ve kent formları ortaya çıkmıştır. 1950 yılı dönemine kadar şu anki Akdeniz Belediyesi sınırları içerisinde yerleşik kent formları oluşmuş, çeperlerde yer alan köy ve kasabalarla da ilk kentsel yerleşimler başlamış akabinde çeperlerde bulunan köy ve kasabalar ilçe olarak birleşmesiyle de mersin 4 merkez ilçe oluşmuştur. 1970’li yıllara gelindiğinde kent merkezi lineer olarak Erdemli istikametinde gelişmeye başlamış yer seçimi olarak ise Silifke Asfaltı şu anki Gazi Mustafa Kemal Bulvarının güney kısmı tercih edilmiştir. Maalesef ki o dönemin yöneticileri yatırım maliyeti bahanesi ile kentleri imar ederken verimli tarım arazilerini ise kaybedilmiştir. Örnek verecek olursak Türkiye Cumhuriyetinin ilk kadın belediye başkanlarından Müfide İlhan döneminde hazırlatılan imar planlarında Silifke Asfaltının güneyi tamamen rekreasyon, sahil ve günübirlik turizm amaçlı düşünülmüş ise de o plan hiçbir zaman uygulanmamış ve yerine iller bankası tarafından hazırlanan ve sahil şeridini konut alanına çeviren imar planları ile kent günümüze kadar gelmiştir” ifadelerini kullandı.  Kentin sahil şeridi bu şekli ile gelişirken özellikle Cumhuriyetin ilk dönemlerinde Jansen tarafından hazırlanan imar planları ile planlı bir şekilde gelişen kent merkezinin özellikle doğal olmayan göçler sonucunda maalesef plansız yapılaşma ile tanıştığını hatırlatan İnce, “Akdeniz ve Toroslar ilçesinde dışardan kente gelen insanların konut ihtiyacını karşılamak amacıyla gecekondu bölgeleri oluşmuştur. O dönem göç eden insanların barınma problemlerini sağlayamayan yönetimler maalesef bu geleneği imar barışı adı altında da günümüzde devam ettirmesi doğal afetlerde can ve mal kaybı yaşanmasına neden olmaktadır.2023 yılının mersininde bir taraftan sahil bandında mühendislik hizmeti alınmış ancak yerleşime uygun olmayan zeminler üzerine inşa edilmiş 40-50 yıllık yapı stokları yer alırken diğer tarafta kuzey kesimde mühendislik hizmetleri alınmadan üstüne birde imar barışı ile yasallık kazandırılmaya çalışılan yapı stoklarının yer alması kentimizin gelecekte sağlıklı ve güvenilir yaşam alanları oluşturmasının aslında bu bölgelerin yenileme ve dönüşümü ile mümkün olacağını bizlere göstermektedir” dedi.

“EN TEHLİKELİ İLÇE AKDENİZ”

4 merkez ilçenin konut stoklarının yıllara göre dağılımına göre; konut alanları yıllara oranlandığında; 2005-2023 yılları arasında yapılan konut miktarı toplam konut miktarının yüzde 45’ini, 1985-2005 yılları arasında yapılan konut miktarı toplam konut miktarının yüzde 42’sini, 1985 ve öncesinde yapılan konut miktarı toplam konut miktarının yüzde 13’ünü oluşturduğuna dikkat çeken İnce, “Akdeniz ilçesinin 1985-2023 yılları arasındaki makro formu incelendiğinde; ilçenin konut stokunun büyük kısmı 1985 yılı ve öncesinde yapılmıştır. Bu yapılar maalesef ki özellikle Tarihi kent merkezinin kuzey kısmında yer alan mahalleler doğal olmayan göçler kapsamında kente gelen ve mühendislik hizmeti alınmadan inşa edilen yapılar olup her ne kadar zemin anlamında tehlike arz etmese de özellikle imar barışı ile birlikte yapılar gelecekte olabilecek afetlere karşı kontrol edilerek yapı stoklarının çıkartılması ve sağlıklı güvenilir yaşam alanları oluşturulması amacıyla da kentsel yenileme projelerine dahil edilmesi gerekmektedir. Akdeniz ilçesinin özellikle Gazi Mustafa Kemal Bulvarının güneyinde kalan mahalleleri 1985 yılı öncesi inşa edilmiş mühendislik hizmetleri alınmış yapılardan oluşmakta olup söz konusu bu yapıların bir an evvel yapı stokları çıkartılması gerekmektedir. Güney kısımlarda özellikle zemin açısından sakıncalı bölgelerinde ise ağır sanayi tesisleri, petrol dolum tesisleri, depolama alanları bulunmakta olup bu yapılar olası bir doğal afete hazırlık süreçleri hazırlanmalıdır. Bilindiği üzere İskenderun Limanı deprem sürecinden sonra bir de yangın sürecinde ciddi hasarlar almış olup özellikle sıvılaşma riski bulunan alanlarda yer alan bu yapıların gelecekte kentimizde tehlike arz etmemesi için önlemler alınmalıdır” şeklinde konuştu.  

“MEZİTLİ VE YENİŞEHİR’İN YAPI STOKU GÖZDEN GEÇİRİLMELİ”

Mezitli ve Yenişehir İlçelerinin ise 1985-2023 yılları makro formu incelendiğinde; zemin açısından uygun olmayan alanlarda 1985 yılı ve öncesi birçok yapı bulunduğu ayrıca sahil şeridinde 2005 yılından itibaren yeni yapıların yer aldığı gözlemlendiğine dikkat çeken İnce, “Mezitli ve Yenişehir ilçelerinin özellikle sahil şeridinde yer alan Tece, Davultepe, Viranşehir, Dumlupınar, Palmiye, İnönü, Piri Reis, Çiftlik, Deniz gibi ahil şeridinde kalan mahallelerinde bir an evvel yapı stoku çıkartılmalı ve gelecekte dönüşüm ve yenileme projeleri başlatılmalıdır. Ayrıca sahil şeridinde yer alan imarlı alanlar parsel büyüklüğü, kat yükseklikleri açısından incelenerek imar planlarında revizyon çalışması başlatılmalıdır. Söz konusu eski yapı stokunun yenilenmesi amacıyla Emsal, Taks, Kaks hesapları dışında kentsel tasarım rehberleri oluşturularak planlama çalışmaları revize edilmelidir. Toroslar İlçesi incelendiğinde ise özellikle Çavuşlu, Demirtaş ve sağlık Mahallesi gibi mühendislik hizmetleri alınmayarak yapılaşan mahalleler incelenerek yapı stokları çıkartılması gerektiğinin altını çizen İnce, “Ayrıca geçmiş dönemde inşa edilen Akbelen, Halkkent ve Çağdaş Kent Toplu konut alanlarının incelenmesi ve yapı stokunun çıkartılması öngörülmektedir. Deprem Sürecinden sonra kentimizde deprem bölgesinden geçici konaklama amacıyla yoğun bir nüfus artışı yaşanmakta buna bağlı olarak da birçok kişi ve kurum tarafından yeni alanların imara açılması talep edilmektedir. Ancak bu söylemler tamamen rant odaklı olmaktadır. 4 merkez ilçede tamamlanan nazım imar planlarına göre yaklaşık 320 bin kişinin yerleşebileceği bu da 2035 yılına kadar yeni imarlı alan gereksinimi yerine kent merkezinde dönüşüm ve yenileme çalışmaları tamamlanmalıdır. Ayrıca bu hesapta kentimizin diğer ilçeleri ve kırsal alanlarda yer alan imar stokları hesaplanmamış olup bu alanlar ile birlikte Mersin kentinde yaklaşık 700-800 bin kişiye yetecek imarlı alan olduğu bu da 2035 yılı projeksiyonlarına göre kentte yeni imarlı alanlara ihtiyaç olmadığını göstermektedir. Şehir plancıları odası Mersin il temsilciliği olarak bundan sonraki süreçte kentimizin riskli bölgelerinde yenileme ve dönüşüm çalışmaları önerilmektedir. Zemin yapısı iyi durumda olmayan, mühendislik hizmeti almasına rağmen bina ömrünü tamamlamış ve hiç mühendislik hizmeti almadan inşa edilmiş yapılarda yaşayan insan sayısının neredeyse merkez ilçe nüfusunun yaklaşık yüzde 20’lik kısmını oluşturduğu tespit edilmiştir. Şehir plancıları odası mersin il temsilciliği olarak kentlerin planlı bir şekilde yapılaşmasını sağlamak en temel görevimiz olduğu gibi diğer meslek disiplinleriyle beraber kentlerin en sağlıklı ve güvenilir yaşam alanlarına dönüştürmekte en temel görevimizdir” dedi.

“KONUT RANTINA MÜDAHALE EDİLMELİ”

Sağlıklı ve güvenilir kentler oluşturmanın ancak; kamu yararı ilkesini benimseyen, temel şehircilik ilkelerini dikkate alan ve kentsel rantın eşit dağıtımını sağlayan yönetim ve yöneticilerle mümkün olabileceğine vurgu yapan İnce, “Şehir plancıları olarak kentimizin sorunlarına öneri olarak; 400 bin kişinin yaşayabileceği imarlı alanların bir an önce alt ölçek planlama süreçlerinin tamamlanmasını sağlamalıdır. Kentimize gelen depremzede vatandaşlarımız sadece kent merkezlerinde değil koordinasyon sağlanarak ilçe merkezlerin de barınması sağlanmalıdır. Artan nüfus ve inşaat maliyetlerindeki artışlara bağlı olarak kent merkezinde yaşayan alt-orta gelir grubu için yer seçimi kentten bağımsız olmayan, orman, mera ve tarım alanları dışındaki alanlara merkezi yönetimin toplu konut projeleri üreterek kentimizde oluşan konut rantına müdahale edilmelidir. Hem merkezi yönetim hem de yerel yönetimler kentsel dönüşüm ve yenileme projeleri için rezerv kiralık konut alanları üretmelidir. Kentimize bundan sonraki süreçte sosyal ve ekonomik dengeyi sağlamak amacıyla geçici barınma ile gelen mültecilerin başka kentlere gönderilmesi sağlanmalıdır. Yeni imar alanları değil kentsel tasarım rehberi eşliğinde hem merkezi yönetim hem de yerel yönetimlerin halkın katılımı ile beraber kentsel dönüşüm ve yenileme projelerine mersin modeli oluşturulmalıdır. Özel mülkiyetin elinde olan ve adeta arsa amaçlı değil borsa amaçlı değerlendirilen konut arazileri bir an evvel önlemler alınarak planlı yapılaşmayı sağlayacak şekilde değerlendirilmelidir” şeklinde konuştu.

 

Paylaş :
Etiketler :  

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!





 
  Akdeniz Gazetesi


 
  FLAŞ HABER
 

  BASIN İLAN KURUMU İLANLAR

 
  EN ÇOK OKUNANLAR
  • Bu Ay
  • Bu Hafta
  • Dün
  • Bugün


  SOSYAL MEDYA
 
 

 


  

 
 
ANASAYFA BİK İLANLAR İLETİŞİM KÜNYE GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
akdenizgazetesi.net © Copyright 2019-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA