Necdet TAŞ
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan, Bloomberg HT’de ‘Tedarikte Çözüm’ programında Reyhan Baysan’ın sorularını yanıtladı. Sanayi ve sanayicilerin durumu, tedarik sürecinde yaşanan sorunlarla çözüm önerileri, Mersin’in lojistik açıdan öneminin ele alındığı programda Mersin’in ilk 6 aylık ekonomik verilerini değerlendiren Kızıltan, “Mersin için ilk altı ayın iyi geçtiğini söyleyebilirim. Dış ticaret, ihracat anlamında. İhracatımız yüzde 33 artarak 2.2 milyar dolara ulaştı ilk altı aylık ihracat. Bu rakam birkaç sene öncesinin yaklaşık 4 aylık ihracatından fazla. Tabi ithalatımızda da artış olmuş. Yüzde 48 artmış ve ithalat rakamımız 2.5 milyar dolar olmuş. Genelde Mersin’de dış ticaret açığı vermezdik ama bu dönemde dış ticaret açığı verdik. Bu da şundan kaynaklanıyor. İhracatımızda ithalata bağlı ürünler ya da hammaddeler ağırlıklı olduğu için bu durumda olduğumuzu söylüyoruz” ifadelerini kullandı.
“LOJİSTİK SEKTÖRÜ ZOR DURUMDA”
Deprem sonrasında Mersin Limanı’ndaki yoğunluğun devam ettiğine dikkat çeken Kızıltan, “Tedarik konusu Mersin, Doğu Akdeniz’de geniş bir hinterlanda hitap ediyor. Burada Mersin’den İskenderun’a kadar irili ufaklı 11 liman daha var. Bu limanların en büyüğü Mersin Limanı tabi. İskenderun’daki liman ikinci büyüklükte. Deprem nedeniyle bu limanın zarar görmesi Mersin Limanı’nın yoğunluğunu o kadar artırdı ki neredeyse tıkanma noktasına geldi. Deprem sonrası Mersin Limanındaki yoğunluk maalesef devam ediyor. Açıkta 30’un üzerinde bekleyen yük gemisi var. Bu da limanın içinde büyük bir yoğunluk olduğunu gösteriyor. Bu durum hem ihracatçımızı hem sanayicimizi, hammadde bekleyen sanayicimizi de zor durumda bırakıyor. Tabii ki lojistikçimiz de zor durumda. Böyle bir durumda Mersin. Türkiye’de ne yazık ki sürdürülebilirlik var ama sıkıntıların sürdürülebilirliği var. Biz dün MTSO’nun 4 tane lojistik sektörü bir araya gelip bir arama konferansı yaptık. Bu konferansta hem kamudan hem özel sektörden lojistikle ilgili akademisyenlerden oluşan büyük bir ekiple bir arama konferansı yaptık. Raporların değerlendirilmesini, ayrıntıları hazırlıyoruz. Tamamen lojistik için Mersin’de nasıl daha iyi imkanlar yaratılabilir? Sıkıntılar nasıl giderilip kapasitemiz artırılabilir? Limanın, Mersin’in hinterlandı nasıl planlanmalı ki lojistik sürdürülebilir olsun. Ekonomik olsun diye bir konferans yaptık ve yakında kamuoyuna sonuçları açıklayacağız.
“PLANLAR BİR TÜRLÜ HAYATA GEÇİRİLMEDİ”
“Planlar, mikro, orta vadeli ve makro olarak planlanmalı diyoruz ama zamanında yapılan planlar bir türlü hayata geçirilmedi. Devletin yapması gereken yatırımlar. Liman kapasitesinin üzerinde çalışıyor ve yetmiyor. Deprem öncesinde de böyleydi ama depremde arttı. Biz yıllar önce fizibilitesi yapılmış bir ana konteyner limanı projesi var. Bir türlü devlet hayata geçirmiyor” değerlendirmelerinde bulunan Kızıltan, “Mersin Limanı kapasitesi 2 milyon 600 bin TEU. Zorlayarak 3 milyona kadar çıkabiliyor: Yeni aktarma limanı yapılabilirse onun kapasitesi 12 milyon TEU olacak. Bu yatırım yapılırsa Doğu Akdeniz’deki yük trafiğinin yüzde 60-70’i bölgemizde elleçlenebilecek. Bunu defalarca kamuoyunda dile getirdik, Bakanlar aktardık, ulusal kanallardan ilettik. Tüm Mersin bu yatırımı bekliyor. Tamamlanırsa Mersin dünyanın önemli konteyner dağıtım merkezlerinden biri haline gelecek. Neden biran önce bu liman yapılmalı şöyle anlatayım? Mersin tüm hinterlandına hizmet ediyor ve çevresinde Konya, Antep, Karaman gibi sanayi kentleri bulunuyor. Geçen günlerde Konya Sanayi Odası ile görüşüyoruz. Başkanı biz bunun bilincine vardık. Mersin bize de hizmet ediyor. Bu yatırımların arkasında biz de olmalıyız ki yatırım bitsin dedi. Biz üretiyoruz ama sizin üzerinizden ilgili yerlere gönderiyoruz. Yatırımın biz de takipçisi olacağız diyorlar. Hızlı tren yatırımı, otoyol yatırımının takipçisi olacağız diyorlar. Biz oturup karar verdik. Hinterlandımızdaki tüm kentler bir araya gelip yatırımların bitirilmesini talep edeceğiz. Çünkü Mersin’deki lojistik imkanları yurtiçi ve dışında geniş bir hinterlanda hitap etmektedir. Afrika’ya, Avrupa’ya, Ortadoğu, Balkanlara her gün binlerce TIR Mersin üzerinden taşıma yapıyor. Bu nedenle biz bu lojistikteki yükü, sıkışıklığı gidermeliyiz ki hinterlandımızdaki kentlerin sanayicisi daha ekonomik ve hızlı taşıma yapsın” dedi.
“EKONOMİDE DURUM KARIŞIK”
Merkez Bankası’nın faiz artışını da değerlendiren Kızıltan, “Yeni faiz oranı açıklandı asgari ücret arttı çok hesap yapılıyor gündem ekonomide biraz karışık. Ben tahmin ettim bir anda çok yüksek faiz olamayacağını. Yüzde 15 civarında olacağını. Bence makul bir artış oldu. Biraz görerek dengeli gitmek gerekiyor. İnşallah başarılı olur kadrolar. Hükümetin başarılı olması demek Türkiye’nin başarılı olması demektir. Biz doğru yapılan her şeyin destekçisiyiz. Para yok. Krediler açıklanmadı. Açıklanan faiz oranları ile reeldeki faiz oranları çok farklı. Ne zaman açıklanan faizlerle reel faizler çakışacak o zamanı bekliyoruz. Bankalardan halen para almak mümkün değil. Asgari ücret arttı hemen arkasından fiyatlar arttı. Ne oldu asgari ücret artışı bir işe yaramadı. Ama bu ücret artışı özel sektörde istihdam sağlayan özel sektöre büyük yük getirdi. Özel sektör kara kara düşünüyor bu masrafın altından nasıl kalkacağız diye. İş dünyası sadece çalışan ya da işverenden ibaret değil. İki tarafı da mutlu etmeliyiz ki barış içinde huzur içinde verimli bir üretim olsun. Biz öyle bir politika izliyoruz ki hep zamlarla enflasyon yükseldi maaşa, ürüne zam yap. Zaman geliyor fiyatlar öyle arttı ki almaktan vazgeçiliyor. Bu ekonomiyi bizim normalleştirmemiz lazım. Nasıl kurmamız gerekiyorsa bilimsel olarak, kapsayıcı ve tabana yayılmış bizim gibi örgütlerin de içinde olacağı grupların çalışmalarıyla sistem oluşturulmalı. Sadece faiz politikası da bu işi çözmeyecek. Bir süre öyle devam edecek sonra yine enflasyon yükselecek, fiyatlar artacak. Kurlar yükselecek. Biz gelirimizi artıramıyoruz. İhracatımız bu kadar oldu diye övünüyoruz ama ithalatımız da bu kadar olmuş demiyoruz. Bu dengeyi sağlayamadığımız için ihracatımızı ithalatımızdan yukarı çıkaramadığımız için istediğimiz kadar para politikaları yapalım bir türlü ekonomiyi rayına oturtamıyoruz. Bizim yüksek teknolojili ürünleri ihraç etmemiz gerekiyor. Biz bu işle de çok ilgileniyoruz. Mersin’de bir yüksek teknoloji yani Mersin Hi-Tech OSB kurulması için çalışmaya başladık. Sadece yüksek teknoloji üretim yapan firmaları burada konuşlandıracağız. Böylece Mersin’i yüksek teknoloji üreten bir kent haline getireceğiz. Kentimizde sanayi arazisi üretmek o kadar zor ki… Bunun karşılığında konut arazisi üretmek çok kolay. Bu nedenle zor ürettiğimiz arazilerde yüksek teknoloji verimi yüksek üretim yapmalıyız” ifadelerini kullandı.