Haber Merkezi
Avrupa Birliği tarafından finanse edilen Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 7, 8, 9, 11, 12 ve 29 No’lu Meslek Komiteleri ve Mersin AB Bilgi Merkezi işbirliğinde düzenlenen ‘Perakende Sektöründe Yeni Trendler’ konulu Mersin Perakende Zirvesi gerçekleştirildi. Zirve sektörün önemli aktörlerini ağırlarken, gün boyu devam edecek Zirvede Trendyol İcra Kurulu Üyesi Ozan Acar Türkiye ve Dünyada Perakende Sektörünü, LC Waikiki Uluslararası Mağazacılık Genel Müdür Yardımcısı Özgür İnanç Sezginer Modern Perakendecilikte AB Uygulamaları ve Arçelik A.Ş Pazarlama Direktörü Murat Karaca ise Gelenekselden Yeni Nesil Perakendeciliğe konulu sunumları ve tecrübe paylaşımlarıyla sektörün geleceğine ışık tuttu. Birçok panelden oluşan Zirvenin ‘Dijital Perakendecilikte İyi Uygulamalar’ konulu bölümünde QNB Finansbank Dijital Köprü Direktörü Demet Yaman ile Pazarama Satış ve Kategori Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Ünal Çapkan söz alacak. Panel aralarında katılımcılar stant ziyaretleri gerçekleştirerek kurumsal iş birliğini artırma fırsatı yakaladı. ‘Dijital Pazar Yerleri ve Başarı Örnekleri’ isimli panelde Mersin’de kendi alanında başarı gösteren, PANDY Tekstil’den Abdullah Keleş, Mersin Serin Teknik’ten Sercan İngilok ile Makiteks Tekstil’den Aykut Toker A Gauche Shop Firma Sahibi Işık Yeniçıkan deneyimlerini paylaşacak. Yine ‘Müşteri Odaklı Perakendecilikte Bölgesel Örnekler’ konulu panelde ise Merit Pazarlamadan Melis Yıldız, Rota Klima’dan Veysel Umut Çinici, Kitapsan’dan Hasan Söyümez, H Consept Mobilya’dan İbrahim Eşkara, Ekobaymar’dan Şemsettin Bayar ile Dağ Tekstilden Mehmet Dağ bölgesel örnekler olarak sunum gerçekleştirdi.
ÇAKIR: “GELECEĞİ ISKALAMAMAK GEREKİR”
Zirvenin açılışında konuşan MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Sefa Çakır konuşmasına sektörün sorunlarına değinerek başladı. Zincir marketlerle AVM’lerin oluşturduğu acımasız rekabet, plansızlık, artan maliyetler, eğitimli personel bulamama, eksik mevzuat ve halen çıkmayan Perakende Yasası gibi reel sorunlar bulunduğuna dikkat çeken Çakır, bunların yanında sektörün kendi eksiğinden kaynaklı sıkıntılar yaşadığını da hatırlattı. “Bu noktada kendimizle de yüzleşmeliyiz” diyen Çakır, kurumsallaşma ve markalaşma zaaflarının, yönetimsel eksiklerin getirdiği sıkıntıları aktardı. Her değişimin insanın kendisinde başlaması gerektiğini kaydeden Çakır, “İşte bu noktada bugün öğreneceğimiz yeni dünyanın yeni perakende trendleri ve dinleyeceğimiz başarı hikayeleri, inanıyorum ki bizlerde yeni bakış açıları yaratacaktır. Sorunlarımıza farklı açılardan bakmamızı sağlayacaktır. Var olan sorunlara odaklanırken geleceği ıskalamamak gerekir. Unutmayalım ki gelecek aslında bugündür. Yeterince verimli miyiz? Ortaklık kültürüne yakın mıyız? Kümelenerek güç yaratabiliyor muyuz? Yoksa küçük olsun, benim olsun mu diyoruz. İnsan kaynakları yönetimine önem veriyor muyuz? Yalın üretim gibi, verimliliğin yolu olan ve israfları önleyen yalın yönetimden haberdar mıyız? Teknolojiden ve yeni trendlerden sürekli şikayet mi ediyoruz, yoksa bunları bir çözüm ortağı olarak görmek için bir çaba gösteriyor muyuz? Derisini değiştirmeyen yılanın ölür. Değişime direnmek sonuç getirmez. Yeni nesil mağazacılık trendlerini, yeni nesil perakendeciliği, yeni neslin ve yeni çağın tüketim alışkanlıklarını, personel anlamında ise yeni neslin çalışma alışkanlıklarını anlamak gerekir. Firmalarda artık teknolojileri yöneten insan kaynağı bulunması bir zorunluluğa dönüştü. Ben bu önemli ve değerli zirvenin bu yeni vizyonu oluşturacağına, Mersin ve bölge perakende dünyasında büyük bir yenilikçi atılımı başlatacağına yürekten inanıyorum” ifadelerini kullandı.
KİPER: “ÖRNEK BİR İŞBİRLİĞİ MODELİ OLUŞTURDUK”
MTSO Mobilya Halı ve Ev Eşyası Meslek Grubu Meclis Üyesi Dr. Osman Kiper ise sözlerine örnek bir işbirliği modeliyle marka bir etkinlik düzenlediklerini söyleyerek başladı. Bu yıl ilkini organize ettikleri Perakende Zirvesi hakkında bilgi paylaşan Kiper şöyle konuştu: “Geleneksel ve marka bir etkinlik olmasını arzu ettiğimiz bu organizasyon Mersin perakende ticareti açısından büyük önem taşımaktadır. Perakende sektöründeki yerel, ulusal ve uluslararası iyi uygulamalar ve başarı örneklerinin sizlerle buluşacağı bu proje, hem geleneksel perakendecilikte işimizi nasıl çağımızın gereklerine uygun ve iyi yapabileceğimizi hem de dijital perakendeciliğin bize sunduğu fırsatları anlamamız açısından değerli ve önemlidir. MTSO bünyesinde ilk kez 6 Meslek Komitemizin özverili bir birliktelikle çalışarak planladığı bu organizasyon AB’nin finansal ve Mersin Perakendeci İş İnsanları Derneği’nin ise sivil toplum kuruluşu olarak desteğini alarak örnek bir işbirliği modeli oluşturmaktadır” dedi. Mersin Perakende İş İnsanları Derneği (MEPİAD) Başkanı Özcan Demir ise açılış konuşmasına birlik ve beraberlik vurgusuyla başladı. Birlik ve beraber hareket ederek önemli bir organizasyona imza attıklarını kaydeden Demir, ardından perakende sektörüne dair kısa bir değerlendirme yaptı. Sektörün zor bir süreçten geçtiğini dile getiren Demir, “Perakendeciler olarak zor durumdayız. Cadde mağazaları önemli sıkıntılar yaşıyor. Oysa bu mağazalar kapanırsa hayat durur. Elbette AVM’ler önemli ama her şey demek değil. İnternet satışlarını da küçümsemiyoruz, o mecralarda olmalıyız ama bunun da yasal düzenlemeleri olmalı. Kısaca bugün bu sıkıntıları ve neler yapılması gerektiğini birlikte dinleyeceğiz. Hepiniz hoş geldiniz” diye konuştu.
SEZGİNER: “YEŞİL MUTABAKATA BUGÜNDEN UYUM SAĞLAMALIYIZ”
LC Waikiki Uluslararası Mağazacılık Genel Müdür Yardımcısı Özgür İnanç Sezginer oldu. Modern Perakendecilikte AB Uygulamalarını anlatan Sezginer, bu pazarın fırsatlarını tehditlerini dile getirip, sektör temsilcilerine nelere dikkat etmeleri gerektiği konusunda ipuçları verdi. LC Waikiki’nin kuruluş süreci hakkında verdiği bilgi sonrasında bugün dünya üzerinde 1300’ün üzerinde mağazaya ulaştıklarını belirten Sezginer, gelirlerinin yaklaşık yarısının ise yurtdışından geldiğini ifade etti. Firmanın tecrübelerini paylaşıp yurtdışı pazarlara girerken nelere dikkat ettiklerini aktaran Sezginer, “Öncelikle o pazarın gayri safi milli hasılasına ya da bölgenin gayri safi milli hasılaya katkısına bakıyoruz. Organize perakendede henüz çok gelişmemiş ülkeler bizim yatırım kararımız için çok daha önemli. Bu sayede o bölgede perakende sektörü geliştiğinde biz de pazar lideri konumuna ulaşıyoruz. Büyük dünya markaları büyüyen bu pazara girmek istediğinde ise rekabet gücümüz artmış oluyor. Bu sayede 23 ülkede Pazar lideri olduk” dedi. İş modellerine uygun mağaza lokasyonlarını tespit ettiklerini ve bu konuda aceleci davranmadıklarını ifade eden Sezginer, bir mağazanın yerini tespit etmenin 1,5 – 2 yıl alabildiğini vurguladı. Yurtdışında mağazalarının bulunmasının çeşitli avantajlar getirdiğine de dikkat çeken Sezginer bu avantajları ise şöyle açıkladı: “Bir kez Türkiye’de bir kriz yaşanırsa Avrupa ile sübvanse edebiliyoruz ya da tam tersi durumlar yaşanabiliyor. Bu durum ülkeler arası bilgi transferine olanak tanıyor. Koleksiyonlarınızı sürekli yenilemek durumunda kalıyorsunuz ve bu bize çeşitli fırsatlar sunuyor. AB bölgesindeki serbest dolaşım ve ürün sevklerinde gümrük vergisinden muafiyet avantajlarından yararlanabiliyoruz. Ürün yönetiminde esneklikler sağlıyor. Benzer kültürlerde tecrübe transferi yapabiliyoruz.”
“RİSK DE ÇOK, TEMKİNLİ OLMAK GEREK”
Bu kadar büyük pazarların büyük riskleri beraberinde getirdiğine de işaret eden Özgür İnanç Sezginer, “AB uygulamaları nedeniyle yaşadığımız sıkıntılar da yok değil. Örneğin fiyat regülasyonları. İstediğiniz zaman indirim yapamıyorsunuz. Bunun belli periyodları oluyor. Uzakdoğu menşeli ürünlere yapılan ek vergilendirmeler de sıkıntı. Operasyonel maliyetler yüksek oluyor. Çapraz kurun getirdiği negatif maliyetler ve istihdam sorunu bu noktada karşımıza çıkıyor. Schengen girişlerinde yaşanan sorunlar ve mağaza açma sürelerinin diğer ülkelere göre ortalama 70 gün fazla sürmesi de bunlara eklenebilir. Ancak firmaları bekleyen en büyük riskin Yeşil Mutabakat. AB 2030 yılına kadar karbon salınımını yüzde 55’e çekmeyi 2050’de ise dünyanın ilk karbon nötr kıtası olmayı hedefliyor. Su kaynaklarının korunmasından temiz enerjiye kadar birçok kriter var. Eğer çalışmalarımızı Avrupa’da sürdürmek istiyor ve ileride ciddi sorunlarla karşılaşmak istemiyorsanız bugünden o kriterlere uymanız gerek. Riskleri çok iyi analiz etmeli ve bu risklere karşı çok temkinli olmalıyız. Gelişmelere hemen adapte olup çevik ve esnek olmalıyız. Böyle olunca Avrupa’da büyüme fırsatlarını çok daha rahat yakalarız” dedi.
YAMAN: “PERAKENDE SEKTÖRU TEKNOLOJİK DÖNÜŞÜMÜN ER MEYDANI OLDU”
Panelin ikinci bölümünde ise QNB Finansbank Dijital Köprü Direktörü Demet Yaman ile Pazarama Satış ve Kategori Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Ünal Çapkan oldu. Yaman ve Çapkan katılımcılara dijital dönüşüm fırsatları hakkında bilgiler sundu. Bakkal olan babasının dijital dönüşüm hikayesini anlatarak konuşmasına başlayan QNB Finansbank Dijital Köprü Direktörü Demet Yaman, “Bugün artık hem teknolojide yaşanan gelişmeler hem tüketicinin alışveriş alışkanlıklarındaki değişmeler hem rekabetin kızışması, hem de yasal düzenlemeler perakende sektörünü dönüştürmeye mecbur bırakıyor” dedi. Tüketicilerin değişen alışkanlıklarını vurgulayan Yaman, “Bugün tüketiciler tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar bilgi ve kontrol sahibi. Alışveriş yapmadan önce çok uzun bir araştırma sürecinden geçiyor, karılaştırmalar yapıyor. Kullanıcı yorumları aşırı revaçta. Sadece marka ve fiyata göre alışveriş kararı alınmıyor etik koşullarda üretilip üretilmediği, kalitesi, sürdürülebilirliği gibi birçok etken kararı etkiler oldu” diyerek tüketici perspektifi çizdi. Firmaların artık kişiselleştirilmiş ürünler, hızlı teslimat, sundukları ödeme esneklikleri, sosyal medyadaki güçleri gibi kriterlerle rekabette öne geçebildiğini belirten Yaman, QNB Finansbank Dijital Köprü’nün de firmalara bu noktada destek vermek adına yola çıktığını söyledi. Perakende sektörünü teknolojik dönüşümün er meydanı olarak tanımlayan Yaman şunları söyledi: “Bu alanda rekabet şartları değişti. İnfluencerlarla pazarlama yapılıyor, kişiselleştirilmiş ürünler artırılmış gerçekliklerle tanıtılıyor, yapay zeka sisteme dahil oldu, bulut tabanlı stok yönetimleri geldi, büyük verinin kullanımı sektörde uçtan uca bir rekabet oluşturuyor. Buna ayak uydurmalıyız.” Fiziksel mağazaların da sistem değişikliğine giderek deneyim mağazalarına dönüşmeye başladığını belirten Yaman, müşterilere ürün deneyimi yaşatıp satışı festivale dönüştürecek sistemlerin ön plana çıkmaya başladığını söyledi. Bu noktada sektörde dijitalleşmeye erken başlayıp yol alan firmaların bir adım öne çıktığını kaydeden Yaman, KOBİ’lerin de bu sürece dahil olması gerekliliğine dikkat çekerek, “KOBİ’lerin dijitalleşmeye doğru iş ortağını bularak başlaması gerekir. Çünkü dijitalleşme, maliyetli ve sürekliliği olan, bir kez yaptım bitti diyebileceğiniz bir yatırım değil. Yanlış başlangıçlar motivasyonu düşürebilir. Maddi kayıplara neden olabilir. Bugün bir firma dijitalleşmeye karar verdiğinde önce neye ihtiyacı olduğunu belirlemeli. Ardından sektördeki çözümleri araştırmalı. Seçtiği çözümü mevcut sisteme entegre etmesi çok önemli. Bu çözümün güvenlik zafiyeti olmamalı. En önemlisi de çözüm ortağına istenen zamanda anında ulaşılabiliyor olmalı. Bu nedenle dijital dönüşümde kurumsal firmalardan destek almak önemli. Dijital Köprüyü işe nereden başlayacağını bilemeyen KOBİ’ler için kurduk. Burada hem bankacılık çözümleri var hem de dijitalleşme çözümleri” şeklinde konuştu.
ÇAPKAN: “BÜYÜK BİR EKOSİSTEMİMİZ VAR”
Pazarama Satış ve Kategori Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı Ünal Çapkan da sözlerine Pazarama’nın kuruluş sürecini anlatarak başladı. Pazarama’nın 129 iş kolu ve 10 bin çalışanı bulunduğunu kaydeden Çapkan, “Bir tüketicinin yolu Pazarama ile mutlaka kesişsin istiyoruz çünkü farklı deneyimler yaşatıyoruz” dedi. Türkiye’de farklı uygulamalar gerçekleştirdiklerini kaydeden Çapkan ilk kez bir banka şubesinin içinde AVM kurulduğunu söyledi. Banka şubesi içinde bir deneyim mağazası açarak müşterilerine burada ürünlerini tüketicileri ile buluşturma imkanı sunduklarını dile getiren Çapkan, “Arzu eden müşterimiz yeni çıkan ürünlerini bu deneyim mağazasında tanıtıp ardından ister oradan ister kendi online sayfasından satabiliyor” dedi. Yakın zamanda Pazarama Cüzdan uygulamasını başlattıklarını bildiren Çapkan, “Bu açık kod bir uygulama. Birçok mağazada müşteriler bunu kullanabilir. Müşterilere sağlayacağımız finansal kolaylıkları Pazarama Cüzdan ile sağlamayı düşünüyoruz. Cüzdandaki parası doğrultusunda anında kredi gibi uygulamalar da dahil edeceğiz” dedi. Kurdukları Pazarama Kargo ile çalıştıkları firmalara önümüzdeki süreçte kargo hizmeti vermeyi düşündüklerini de aktaran Çapkan bu uygulamayı İstanbul’da başlattıklarını söyledi. Yine 2024’te ek finansman, ek kredi imkanları sunarak müşterilerinin finansa ulaşımını kolaylaştıracaklarına da değinen Çapkan, “Burası bir ekosistem. Aynı platform üzerinden birçok kolaylık sağlamak mümkün. Araç kiralama ve otel rezervasyonları da gerçekleştirilebiliyor. Bu nedenle önümüzdeki süreçte Pazarama tatil bölümünü de büyütmek istiyoruz” dedi. 2024 yılında odaklanacakları 3 konu bulunduğunu dile getiren Çapkan, “Üçü de e - ticaret ile ilgili. Pazarama adına söylüyorum. Perakendecilere çok ihtiyacımız var. Size farklı şeyler sunup hayatınızı kolaylaştırabiliriz. Yeteneklerimiz buna müsait” dedi.