Akciğer kanseri dünya çapında önemli sayıda ölüme neden olan önemli bir halk sağlığı sorunu olarak biliniyor. Dünya çapında yılda 1.76 milyon kişinin akciğer kanseri tanısı aldığını söyleyen Medicana International İstanbul Hastanesi Göğüs Hastalıkları uzmanlarından Doç. Dr. Pervin Korkmaz, “Akciğer kanseri, akciğer dokusundaki anormal hücrelerin hızlı şekilde çoğalması sonucu oluşmaktadır. Dünyada ölüme neden olan kanserler arasında, kadın ve erkeklerde de ilk sırada yer almaktadır. Yılda yaklaşık iki milyon kişi akciğer kanseri tanısı alırken, 1.76 milyon kişi bu hastalık nedeniyle ölmektedir” dedi.
EN SIK EGE VE MARMARA’DA GÖRÜLÜYOR
Türkiye’nin Akciğer Kanseri Haritası Projesi verilerine göre akciğer kanseri sıklığı erkelerde 100 binde 75, kadınlarda 100 binde 10 olduğunu ifade eden Doç. Dr. Korkmaz, “Rakamlara göre yıllık beklenen yeni hasta sayısı yaklaşık 30 bin olarak açıklanmıştır. Bu verilere göre akciğer kanseri kadın ve erkeklerde en sık Ege ve Marmara'da, en az ise Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu'da görüldü. Türkiye'de yaklaşık her 10 kişiden 3'ü sigara içmektedir. Sigara da akciğer kanserinin en önemli sebeplerinden biri, kanserin yüzde 90 sebebidir. Yine istatistiksel verilere göre akciğer kanserlerinin yüzde 90 nedeni sigara içmektir. Bu nedenle sigara tüketimi durdurulmalıdır” şeklinde konuştu.
SİGARA İÇMEYENLERDE DE GÖRÜLEBİLİR
Sigara tüketiminin yanında akciğer kanseri sebeplerini de sıralayan Doç. Dr. Pervin Korkmaz, şöyle devam etti: “Akciğer kanserinde diğer risk faktörleri arasında asbest liflerinin solunması, radon gazı, petrol ürünleri, hava kirliliği ve aile öyküsünün olması yer almaktadır. Günlük tüketilen sigara miktarı, sigaraya başlama yaşı, ne kadar süre kullanıldığı kanser gelişimiyle ilişkilidir. Pasif içici olmanın da akciğer kanserine yol açtığı bilinmektedir. Çok az bir oranda da olsa sigara içmeyenlerde de akciğer kanseri gelişebilmektedir.” Akciğer kanserine bağlı yakınmalar ve bulguların genelde altta yatan yandaş hastalıklar veya sigara ile ilişkilendirildiğine değinen Doç. Dr. Pervin Korkmaz, “Bu nedenle de genelde akciğer kanseri ileri evrede tanı almaktadır. Evre ilerledikçe de prognoz kötü seyretmektedir. Yakınma ve bulgular kanserin nereyi tuttuğu ve yaygınlığıyla ilgili olmaktadır. En sık yakınmalar öksürük, öksürükle ağızdan kan gelmesi, nefes darlığı, göğüs ağrısıdır. Bunun dışında bulantı, kusma, baş ağrısı, iştahsızlık, kilo kaybı gibi belirtiler de olabilmektedir” şeklinde konuştu.
EN ÖNEMLİSİ KORUNMAK
Belirtilerle hekime başvuran hastalara fiziki muayene ve görüntüleme tetkiklerinin uygulandığına değinen Doç. Dr. Korkmaz, “Akciğer kanserinden şüphelenildiği takdirde ileri incelemeler yapılmaktadır. Bunlar arasında vücut taraması ve patolojik inceleme yer almaktadır. Uygulanacak olan tedavi; patolojik olarak saptanan hücre tipine ve hastalığın evresine, hatta hastanın yandaş hastalıklarının varlığı ve bunların durumuna göre belirlenmektedir. Ne yazık ki nadiren erken evrede tanı konulan olgulara cerrahi tedavi uygulanabilmektedir. Diğer durumlarda kemoterapi, radyoterapi veya bunların kombinasyonları uygulanabilmektedir. Yaşam süresini belirleyecek olan yine kanserin hücre tipi ve evresidir. Kötü prognozu olan bu hastalıktan korunmak en önemli noktadır. Bunun için sigara ve tütün ürünlerinden uzak durmak, gereksiz radyasyon almamak, meslek riski olanlarda da uygun koruyucu maskelerin kullanılması gerekmektedir. Yukarıda bahsedilen yakınmaları olanların da kendilerini ihmal etmeden hekimlerine başvurmaları önemlidir” şeklinde görüş verdi. (iha)