Türkiye’de siyaset tekrar dizayn ediliyor


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Özgür Özel görüşmesini değerlendiren CHP’li Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, “Türkiye’de siyaset tekrar dizayn ediliyor. Şimdi bu süreci yaşıyoruz. Sayın Özel ve Sayın Cumhurbaşkanı görüşmesi tabi ki doğaldır ve olması gereken bir süreçtir. Siyasiler arası diyalog çok önemli ve bir araya gelinmesi doğal fakat Türkiye’nin içinde bulunduğu sorunların da dile getirilmesi gerekir. 22 yıllık yanlışlıkları ‘hadi müzakere edelim, bunları görmemezlikten gelelim, 22 yılda sünger çekelim, sorunları unutalım’ diye bir şey yok” dedi.

 

Tarih : 12 Haziran 2024 Çarşamba 15:37

Necdet TAŞ

Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Halk TV’de Gazeteci İsmail Küçükkaya’nın sunduğu ‘İsmail Küçükkaya ile Yeni Bir Sabah’ programının konuğu oldu. Başkan Seçer programda; ülke siyasetinden Mersin siyasetine ve Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin hayata geçirdiği ve yapmayı planladığı hizmetlere kadar pek çok başlık hakkında değerlendirmelerde bulundu. Küçükkaya’nın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Özgür Özel görüşmesini nasıl yorumladığı üzerine soru yöneltmesinin ardından konuşmasını sürdüren Başkan Seçer, ortaya çıkan tabloyu yorumlayarak “Tablo güzel. Zaten demokrasi dengesi böyle bir şey; iktidar ve muhalefet. İktidar yapacak, muhalefet denetleyecek, eleştirecek, doğru yolu gösterecek, diyalogları zaman zaman sertleşecek, zaman zaman yumuşayacak. Eğer mesele dış meseleler ise siyaset üstü bir tavır ortaya koyacak, ortaklaşacak ve ülke menfaatlerini öne alacak” dedi.

“TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN DİZAYN EDİLİYOR”

Ortaya çıkan tablonun mutluluk verici olduğunu sözlerine ekleyen Başkan Seçer, 2002 yılı sonrasında AK Parti’nin iktidara geliş sürecinin ardından yaşanan gelişmelerden söz ederek, bunlardan deneyimlenerek bugünkü siyaseti kurgulamanın gerektiğini ifade ederek, “Biz bunu seçim öncesi de gördük. Dedik ki; ‘Bu seçim farklı bir netice verir.  Türkiye’de siyaset tekrar dizayn edilir.’ Şimdi bu süreci yaşıyoruz. Türkiye’de bir şeyler oluyor. Güzel bir şeyler mi, kötü bir şeyler mi oluyor tabi ki bunu sürece bırakmak lazım. Sayın Özel ve Sayın Cumhurbaşkanı görüşmesi tabi ki doğaldır ve olması gereken bir süreçtir. Bana sorarsanız bir 5 yıllık deneyimden sonra sert siyasetin; iletişim olmadan, birbirimizi dinlemeden, dışarıdan duyduklarımızla yapılan siyasetin yanlış olduğunu gördük. Hepimize zarar verdi. Sadece biz muhalefete mensup belediye başkanları değil, aslında hükümet de bu sert iklimden çok zarar gördü. Siyasiler arası diyalog çok önemli. Bir araya gelinmesi doğal fakat Türkiye’nin içinde bulunduğu sorunların da dile getirilmesi gerekir. Türkiye’nin şu anda boğuştuğu sorunlar var. Bu sorunları diyalogla dile getiriyoruz ama miting meydanlarında da dile getirmek gerekiyor. Netice alamadığımız zaman Meclis kürsüsünde milletvekilleri bangır bangır bunu ortaya koyması, denetlemesi, önergeleri ile nelerin olduğunu araştırması, milletin huzuruna getirilmesi, milleti aydınlatması, sert muhalefet yapması gerekiyor. 22 yıllık yanlışlıkları ‘hadi müzakere edelim, bunları görmemezlikten gelelim, 22 yılda sünger çekelim, sorunları unutalım’ diye bir şey yok. Milli Eğitim müfredatındaki değişikliğin yanlış olduğunu düşünüyoruz. Yanlış olduğunu düşündüğümüz uygulamalarla ilgili her zaman muhalefet edeceğiz. Müzakere var ayıp olur aman müzakere başladı, gittik geldik bunları pek dokunmayalım. Kırarız, dökeriz’ değil. O iş ayrı. Benim görevim muhalefettir. Ben muhalefetimi çıkarım yaparım ama bu demek değildir ki sürekli kavga edip toplumu gerelim. Bundan uzak kalma peşinde Sayın Genel Başkan ve doğru yapıyor. Olması gereken de bu. Ama diğer taraftan da en keskin muhalefetini yapacak. Bizim Sayın Genel Başkanımızın da yabancı olduğu bir konu değil. Yıllarca partinin Grup Başkanvekilliğimizi yaptı. Sert diliyle, sert söylemleri ile bilinen bir siyasetçi. Doğal olarak yeri zamanı geldiği zaman bunları yapacak yetenekte ve birikimde bir genel başkandır” dedi.

“HALK SANDIKTA HESAP SORDU”

Birinci hizmet dönemlerinde Meclis toplantılarında çok sert tartışmalar ve engellemeler olduğundan söz ederek, özellikle hizmetlere yönelik yapılan engellemelerden söz eden Seçer, “Halk bunları yazıyor. ‘Bunların hesabını size sorar!’ demiştik ve sordu. Sandıktan notunu kırdı. Aslında hükümet bu iklimden kendilerinin de zarar gördüğünün farkında. Cumhur İttifakı’nın 2 büyük partisi; AK Parti ve Milliyetçi Hareket Partisi birbirine tutunarak geldi ama bugünlerde diyaloglar farklı boyutlara gitti. Bence birbirlerinden yoruldular. AK Parti mi daha fazla yoruldu, MHP mi daha fazla yoruldu bilemem” ifadelerine yer verdi. Mersin ölçeğinden örnek vererek konuşmasına devam eden Seçer, “Mersin küçük Türkiye. 8 partinin milletvekilinin olduğu bir kentten söz ediyoruz. Mersin siyasal anlamda bir laboratuvar. Bunun incelenmesi lazım. Biliyorsunuz 2014’te Milliyetçi Hareket Partili bir büyükşehir belediye başkanı seçimi kazandı. Mersin milliyetçi tandansı bir kent. Bunun yanında sol, sosyalist ve muhafazakar gruplar var. AKP de orada güçlüdür ve hep Cumhuriyet Halk Partisi ile yarışır” dedi. Gazeteci Küçükkaya’nın 31 Mart yerel seçimlerinde alınan sonucun temellerinin bir önceki yerel seçimden atıldığını ifade etmesi üzerine Seçer de bürokrasinin bu seçimden sonra daha farklı bir tavır içerisine girdiğini kaydetti. Seçer, “Cumhuriyet Halk Partisi başarılı bir sonuç aldı. Mutlaka birçok faktör bir araya geldi. Sadece belediye başkanlarının başarısı ya da ekonomik kriz ile sınırlandırılamaz ancak başat aktör burada 2019 seçimleri ile beraber nüfusun önemli bir kısmının, yüzde 45’inin yaşadığı ve 3’te 2 ekonomik hacmi olan 11 büyükşehir belediye başkanlığının kazanılması oldu. Başta İstanbul, Ankara olmak üzere Adana, Mersin, Antalya yeni kazanılan belediyeler içerisindeydi” ifadelerine yer verdi. İlk 5 yılki hizmet sürelerinde pandemi, deprem, afet, orman yangınları, ekonomik krizler ve hayat pahalılığı gibi konularda hep belediyelerin konuşulduğunu kaydeden Seçer, “5 yıl boyunca gündemi belediyeler, belediyelerin sosyal yardımları, sosyal politikalar, deprem bölgesindeki yaptıkları, afet bölgelerindeki mücadeleye sağladıkları katkı konuşuldu ve gündemde tuttu. Cumhuriyet Halk Partisi’ni gündemde tuttu ve vatandaşın kafasına şu imaj yerleşti; ‘CHP belediyeciliği başarılı bir belediyeciliktir.’ Yani Tekirdağ’da, Muğla’da, şu anda mevcut başkanlar değişti ya da Hatay’da, diğer Eskişehir’de; değişen bütün belediye başkanları da dâhil aslında hepsi, her biri başarılı belediye başkanlarıydı. Geçtiğimiz dönemden 11 büyükşehirden 6 belediye başkanı şu anda görevimize devam ediyoruz ve tekrar seçimleri kazanarak başarılı olduk. Mersin’de 14,5 puan oyumuzu artırarak geçtiğimiz seçime göre tekrar seçimi kazandıysak 14,5 puanın anlamı vardır. Bunun tamamı sağ seçmendir. Mersin Büyükşehir Belediyesi’ne yapılmaya çalışılan siyasi baskılar ve siyasi kara propaganda tutmadı. Yüzde 60 civarında oy alıyorsunuz ve Mersin’in kozmopolitik yapısını düşünün. Türk ve Kürt milliyetçileri, Araplar, muhafazakarlar, Aleviler var; herkes var. Vatandaş Türk milliyetçilerinin yoğun olarak farklı partilere oy kullandığı yerde Cumhuriyet Halk Partisi’ne oy kullandı. Niçin kullandılar? Çünkü bunlara inanmadı ve hizmetini gördü. ‘Bunları yapmayın’ dedi. Bunlar hukuken de insanen de vicdanen de insafen de uygun değildir ve halk dersini sandıkta verdi. Kara propagandayla, dezenformasyonla siyaset bir yere kadar gider ama gerçekler orada kalır. Onu yok edemezsiniz, mutlaka ortaya çıkar. Gerçekler ortaya çıktı. Derler ya; ‘Uluslararası ilişkilerde illa nihai dostluk da olmaz düşmanlık da olmaz’ Siyasal iletişimde de olmaz. Düne kadar bugün terörle suçladıkları siyasi parti ile AK Parti yan yana yürüdü. Ben yıllarca parlamentodaydım. MHP ile CHP genelde çok konuda, özellikle kanun görüşmelerinde ittifak oluşturdu. Daha sonra iklim değişti farklı bir boyuta gitti, birliktelikler de değişti. Şimdi tekrar değişime doğru evriliyor” dedi. Mersin’in sorunlarının çözümüne yönelik Cumhurbaşkanı ile görüşme yaptığını hatırlatan Seçer, “Ben kentimin menfaatleri için tabi ki Sayın Cumhurbaşkanı ile görüşeceğim. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı ile görüşmekten daha doğal ne olabilir. Biz siyasi olarak rekabet edebiliriz ama hepimizin ortak menfaati Türkiye Cumhuriyeti’nin ortak menfaatidir. Doğal olarak biz farklı bir açıdan bakarız, diğer parti başka bir açıdan bakar, onun aklı başka bir yerdedir, bizim aklımız başka yerdedir. O ayrı bir şey. Ama tabi ki kentimizin, ülkemizin menfaatleri doğrultusunda birleşmek gayet doğaldır” diye konuştu.

“KAYYUM UYGULAMASI HUKUK DEVLETİNE YAKIŞMIYOR”

DEM Partili belediyelere kayyum atanmasına da tepki gösteren Başkan Seçer, “İktidarın 2016’da çıkardığı bazı Kanun Hükmünde Kararlar (KHK) ile belediyelere kayyum atanmasının önü açıldı. O KHK’lar anayasanın seçme ve seçilme ilkesine aykırı. Bir belediye başkanı suç işlemişse, suçu sabit hükme bağlamışsa, yargı sonuca ulaşmışsa bir sorun yok. Ama siz keyfe keder bir karar veriyorsunuz, hakkında herhangi bir yargı kararı yok, bir belediye başkanını görevden alıyorsunuz. Terörle ve teröristle mücadele olur. Ama bunu hukuk kuralları içinde yürütmek zorundasınız. Yoksa bir tarafı yapayım derken bir tarafı yıkarsınız. Demokrasiye zarar getirirsiniz. Hukuk devleti anlayışına zarar getirirsiniz. Belediye meclisini de lağvediyor. Sıkıntı burada. Sayın Cumhurbaşkanı 1998’de siyasi yasak geldiğinde yerine Ali Müfit Gürtuna seçildi. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçildi. Kim seçti onu? İstanbul Büyükşehir Meclisi seçti. Hatta o dönemde Refah Partisi’ydi sanıyorum Refah Partisi’nin Meclis Üyesi sayısı da yetmiyordu. Diğer partilerden destekle Ali Müfit Gürtuna seçildi. Aslında kanun hükmünde kararname ile değişikliğe uğrayan yasaların sonucu bu. 2016’dan sonraki ortaya çıkan değişiklikler, yasal düzenlemeler bu şekilde sonuçlar veriyor. Orada vesayet makamına bütün yetkiyi veriyor. Vali’ye, İçişleri Bakanlığı’na veriyor. Yargıyı burada devre dışı bırakıyor maalesef” diye konuştu.

“UYUTMAYA KARŞIYIM”

Sokak köpeklerinin uyutma adı altında öldürülmesine ilişkin yasa hazırlıklarını da değerlendiren Başkan Seçer, “Bu sorunu tam olarak çözmüş değiliz ama çözmek için gayret sarf ediyoruz. Bizim gayretimizin yanında yasal düzenlemelerin olması da gerekiyor. Geçtiğimiz iki yıl önce yine bir düzenleme yapıldı. 75 binin üzerinde nüfusu olan ilçelerde hayvan barınakları oluştursun dediler ve 2022’nin sonuna kadar da süre verildi ama birçok ilçe belediyesi bunu gerçekleştirmedi. 2024 yılı sonuna kadar da nüfusu 75 binin altındaki ilçe belediyeleri de bunu yapmak zorunda. Ancak ne kadarı gerçekleştirecek ne kadarı gerçekleştirmeyecek bilmiyoruz. Yani bir başına büyükşehir belediyelerinin altından kalkacağı bir sorun değil. Hayvanların uyutulmasına karşıyım. Çözüm noktasında en önemli yöntemlerin başında kısırlaştırma geliyor. Bu süreçte gönüllüler ve STK’larla da iş birliği yapmak istiyoruz. Mümkünse hayvanların sahiplenilmesi için teşvikte bulunacağız. Satın almak yerine sahiplenilmesi için. Bu konuda da biz Patifest yapıyoruz. Bizim hayvan barınaklarımız var. Gayet modern şartlarda hayvanların bakımı, tedavisi, küpelenmesi, kayıt altına alınması, kısırlaştırmaları ve ameliyat işlemleri yapılıyor. Veterinerler Odası’nı, gönüllü kuruluşları, hayvan severleri yani ilgili STK’ları işin içine dahil edip bölgedeki veterinerlerle bir anlaşma yaparak kısırlaştırma ile popülasyonu belli bir sınırda tutmanın çalışmalarını yapıyoruz” dedi.

“SOSYAL POLİTİKALAR PAHADA HAFİF, TARTIDA AĞIRDIR”

Yapılan yerel seçimlerde yüksek rekor oy alarak ikinci kez Büyükşehir Belediye Başkanı seçildiğini hatırlatan Seçer,  “Ben şunu gördüm beş yılda bu kadar destek nasıl sağlandı ve bu oylar havadan gelmedi. Aileye gireceksiniz. Tarsus’ta ilçelerde yaşayan kadınlar merkeze geldiklerinde vakit geçirebilecekleri ve dinlenebileceği bir Hanım Evi hayata geçirdik. Tarsus Hanım evi bu da önemli. Kırsal bölgelerden ve mahallelerden, köylerden kadınlar ilçe merkezlerine geliyor. Hava sıcak hava soğuk. Eşi alışverişe gittiğinde kadın nerede oturacak, kahve köşesinde oturamaz. Oraya geliyor, özel ihtiyaçlarını görüyor, köyüne gitme zamanı geldiğinde köy dolmuşuna gidiyor. Bunlar çok küçük ayrıntılar gibi görünse de sonuç itibariyle büyük dokunuşlar. Vatandaşlara değen hizmetlerin yansımaları ve geri dönüşleri oldukça fazla ve kıymetlidir. Sosyal politikalar böyle bir şeydir; pahada hafif sosyal politikalar ama tartıda çok ağırdır. Yansımaları çok fazladır. Vatandaşla çarşıda pazarda karşılaştığınız zaman belediye başkanı olarak size teşekkür eder. Yol için eder, yaptığınız bir hizmet için eder ama asıl onun acısını dindirmişseniz, açlığını gidermişseniz, çocuğuna katkı yapmışsanız, yaşlı annesine babasına bakmışsanız ailesi için bir teşekkür eder, dualarla teşekkür eder. Sosyal politikalarla hayatın her alanında insanlara destek sunmamız gerekir. Sosyal politikalar sadece vatandaşa yardım etmek anlamına gelmez. Sosyal politikalar insanların hayata tutunmasını, ayakta kalmasını sağlayacak politikalar olmalı. Elbette bunu sağlayana kadar direkt yardımlar yapabilirsiniz ancak asıl olan onun ileride bir meslek sahibi olmasını sağlamalı ya da meslek edindirme kurslarına alıp onları bir meslek sahibi yapmak durumundasınız. Köyde yaşayan bir kadına üretim yapmak için iş öğretmek, atölye kurmak gibi sosyal destekler sağlamalısınız. Sosyal politikalara baktığınız zaman çok klasik olacak ama mesele balığı direkt sunmak değil o balığın tutulmasının nasıl olduğunu öğretmektir” diye konuştu.

“İSRAF VARSA TASARRUF GEREKTİRİR”

Başkan Seçer, Tarımsal destekler kapsamında vatandaşın her talebine cevap verdiklerini, Büyükşehir olarak herkese ulaştıklarını belirterek, tasarruf tedbirleri hakkında, “Önemli olan size sağlanan kaynakları en akılcı şekilde hangi bölgeye ne şekilde dağıtacağınızın kararını doğru verme vermek. Türkiye’nin toplumu çürüten en büyük bela israf. Çok büyük israf var. İsraf varsa tasarruf gerektirir. İsrafın olmadığı yerde tasarruf kavramının bir anlamı olmaz. Seçim oldu, belediyeler el değiştirdi. Cumhur İttifakı’na mensup belediyelerin nasıl saltanat içerisinde yaşadıklarını hep beraber gördük” ifadelerine yer verdi. Küçükkaya’nın; ‘5 yılınız var. Neler yapacaksınız?’ sorusu üzerine Seçer, “5 yılda çok şey yapacağız. Mevcut projeleri daha da tahkim edeceğiz. Sosyal politikalar, tarım destekleri, kentin yapısal sorunları, altyapı ve üstyapı sorunları ile ilgili hizmetlerimiz devam edecek. Kente hakim bir belediye var, kentin sorunlarını bilen bir belediye yönetimi var. Tabi ki artık yeni dönemde daha büyük bütçeli, daha kalıcı, tarihe geçecek yatırımların peşinde koşuyoruz” dedi. Genel siyasette yaşanan ve ‘normalleşme’ olarak adlandırılan son gelişmelerden umutlu olduğunu kaydeden Başkan Seçer, “Ben umutluyum. Türkiye daha huzurlu bir ortama evrilsin, daha demokratik bir ortam olsun, adalet tahkim olsun arzu ediyoruz” diye konuştu.

“İKTİDARIN ANAHTARI ELİMİZDE”

Küçükkaya’nın; ‘Tanıdığınız, Meclis’te çalıştığınız Özgür Özel nasıl biriydi?’ sorusuna da Başkan Seçer,  “Zeki ve çalışkan, mücadeleci bir insan. Siyaseti hırs sahibi insanlar yapar. Hırslı ama hırs ayarını da iyi yapabilen bir siyasetçi. Ben başarılı olacağını düşünüyorum. Gayret ediyor. Herkes de bunu arzu ediyor. Neticede biz bir takımız ve büyük aileyiz, Cumhuriyet Halk Partisi ailesiyiz. Her birimize düşen görev neyse bunu yerine getireceğiz” ifadelerini kullandı. Başarının sadece CHP Genel Başkanı Özgür Özel’den beklenmemesi gerektiğini belediye başkanlarının da başarıya giden yolda önemli rolü olduğunun altını çizen Seçer, “Mesele sadece Sayın Genel Başkan meselesi değil. Sayın Genel Başkanın başarılı olabilmesi için bizlerin de olumlu destek vermesi gerekiyor. Kendisi de defaatle bunu söyledi zaten. Genel iktidarın kapısının anahtarı belediye başkanlarının ellerinde. Az önce sosyal politikalar başta olmak üzere birçok konuyu konuştuk. Bana sürekli; ‘bu yüzde 60 oy oranı ve başarı nereden geldi?’ diye soruyorsunuz. Hizmet yapıyorsunuz. Yerel iktidarın kapısını açtınız, kilidi açtınız. Genel iktidar için anahtar; hizmet. Bizim en baştaki görevimiz yereldeki hizmet başarımızı alıp genel iktidara taşımak. Genel politikayı Sayın Genel Başkan kurmaylarıyla en iyi şekilde yapacaktır ama tabanda halkın saygısını, sevgisini, güvenini kazanacak çalışmaları, çabaları da bizim yapmamız gerekiyor” diye konuştu. Seçer, Küçükkaya’nın belediyelerin yerel medyaya sahip çıkması çağrısı üzerine ise, “Parlamento kadar hükümeti denetleyecek mekanizma basındır. Basının diri olması lazım basının tarafsız olması lazım ama kimseye muhtaç olmaması lazım. İhtiyaç duymaması için eğer destek olmazsanız tarafsız, bağımsız bir medyadan, bir basından söz edemezsiniz. Basın bir başına emekleriyle ayakta kalabilmeli” dedi. Seçer, son olarak, “İnşallah Türkiye’de iktidarda buluşacağız. Yine geleceğiz burada yayın yapacağız. Ülkeyi yönetmek istiyoruz. Kentlerimizi güzel yönetiyoruz. İnsanlar bize güveniyor, bize inanıyor. Biz insanımızı, ülkemizi ve milletimize seviyoruz. Onun için çok daha fazla çaba sarf edeceğiz ve bu seçimlerde bizim çıkardığımız Cumhurbaşkanı adayını seçtireceğiz” şeklinde konuştu.

 

Paylaş :
Etiketler :  

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!





 
  Akdeniz Gazetesi




 
  FLAŞ HABER
 

  BASIN İLAN KURUMU İLANLAR

 
  EN ÇOK OKUNANLAR
  • Bu Ay
  • Bu Hafta
  • Dün
  • Bugün


  SOSYAL MEDYA
 
 

 


  

 
 
ANASAYFA BİK İLANLAR İLETİŞİM KÜNYE GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
akdenizgazetesi.net © Copyright 2019-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA