Rakamlar yalan, yoksulluk gerçek!


KESK Mersin Şubeler Platformu üyeleri TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarına tepki gösterdi. Platform adına açıklama yapan adına açıklama yapan Eğitim-Sen Mersin Şube Başkanı Mahmut Sümbül, “TÜİK şaşırtmadı. Bir kez daha milyonların hakkını gasp etmeye yol açacak enflasyon verilerini açıkladı. TÜİK eliyle alın terimize, emeğimize göz koyuyorlar. Açıklanan rakamlar yalan, yoksulluk gerçek” dedi.

 

Tarih : 4 Temmuz 2024 Perşembe 17:57

Necdet TAŞ

TÜİK’in açıkladığı enflasyon oranından sonra memur, memur emeklileri ile SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin alacağı zam oranı belli oldu. Ancak TÜİK’in açıkladığı rakamların gerçeği yansıtmadığın savunan emekliler tepkili. Kamu Emekçileri Sendikası Konfederasyonu (KESK) Şubeler Platformu birçok ilde ortak açıklama yaparak TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarını eleştirdi. Mersin’de de Özgür Çocuk Parkı’ndan bir araya gelen KESK üyeleri, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı rakamlara tepki gösterdi. KESK Mersin Şubeler Platformu adına açıklama yapan Eğitim-Sen Mersin Şube Başkanı Mahmut Sümbül, “TÜİK yaşadığımız hayat pahalılığını en az yarı yarıya düşük göstererek maaş artışlarımızı kara delik gibi yutmaya devam ediyor. TÜİK şaşırtmadı. Bir kez daha milyonların hakkını gasp etmeye yol açacak enflasyon verilerini açıkladı. TÜİK’e göre Haziran enflasyonu aylık yüzde 1,64 ve yıllık enflasyon ise yüzde 71,6 !  Milyonlarca kamu emekçisinin ve emeklinin maaş artışında önemli bir faktör olan altı aylık enflasyon ise yüzde 24,73… TÜİK’ten bir saat önce açıklama yapan Bağımsız iktisatçılardan oluşan Enflasyon Araştırma Grubuna (ENAG) göre ise enflasyon Haziranda aylık yüzde 4,27 altı aylık yüzde 41,16 ve yıllık yüzde 113,08 artmıştır” ifadelerini kullandı.

“RAKAMLAR SANAL”

Yaşanılan gerçek hayat pahalılığı ile ilgisi olmayan sanal rakamların özellikle maaş zammının belirleneceği dönemlerde daha da aşağı çekildiğine dikkat çeken Sümbül, “Biliyoruz ki, TÜİK yalan söylüyor. Biliyoruz ki, TÜİK rakamlara takla attırarak gerçek enflasyonu gizliyor. Biliyoruz ki, TÜİK, iktidarın talimatlarıyla, masa başı hesaplamalarla iktidarın daha baştan belirlediği rakamları açıklıyor. Biliyoruz ki, TÜİK gerçekler ortaya çıkmasın diye kesinleşmiş mahkeme kararına rağmen enflasyon hesaplamasının temelini oluşturan madde fiyat listesini açıklamıyor. Biliyoruz ki, yandaş konfederasyonla yaptığı satış sözleşmeleri yetmiyormuş gibi TÜİK eliyle de alın terimize, emeğimize göz koyuyor. İktidarın ekonomi bürokratları dünya ekonomi tarihine geçecek şekilde kurnazlıklara, hilelere, gerçekleri ters yüz etmeye devam ediyorlar. İktidarın son hilesi TÜFE sepetinde azımsanmayacak bir ağırlığa sahip olan elektriğe yapılan zam oldu.  İktidar elektriğe asıl etkisini kış aylarında hissedeceğimiz şekilde yüzde 38’lik zam yaptı. Yapılan zam açıklandığı Haziran ayında değil 1 Temmuz’dan itibaren yürürlüğe girecek şekilde yapıldı. Böylece yapılan zam Haziran ayı enflasyon hesaplamasında dikkate alınmadı. Bu şekilde emekliler ve kamu emekçilerinin altı aylık maaş artışında yaklaşık 1 puanını gasp ettiler. Bununla da yetinmediler başta akaryakıt olmak üzere iğneden ipliğe yapacakları zamları TÜİK’in altı aylık enflasyon hesaplamasının sonrasına bıraktılar. Bugün ve sonrasında zam yağmuru altında kalacağımızı geçmiş Temmuz aylarından da biliyoruz. Bu şekilde bırakalım maaşlarımıza yapılacak enflasyon oranındaki artışı alım gücü itibariyle var olanı da elimizden, cebimizden alıyorlar. İşin özü kamu emekçileri, emeklileri olarak yıllardır ne bütçeden hakkımızı ne de refahtan payımızı almadığımız gibi TÜİK eliyle her gün biraz daha yoksulluğa, sefalete terk ediliyoruz. Yaşadığımız gerçek enflasyon, hayat pahalılığı altında kamu emekçileri, emeklileri ezim ezim eziliyor” şeklinde konuştu.

“ASGARİ ÜCRETLİLER İNİM İNİM İNLİYOR”

Ortalama kira bedelinin en az 15 bin TL olduğu günümüzde 17 bin liraya mahkûm edilen asgari ücretlilerin inim inim inlediğini ifade eden Sümbül, “Buna rağmen İngiltere’de özel şirketlere danışmanlık yaparken Saray’dan çağrılarak gelen Hazine ve Maliye Bakanı “Gelişmekte olan ülkelerde en yüksek asgari ücret bizde” diyerek gözümüzün içine baka baka yalan söylüyor! Asgari ücret Almanya’da 1.997, Hollanda’da 1.995, Belçika’da 1.955, İrlanda’da 1.910, ve Fransa’da 1.747 avrodur. İspanya 1.260 avro aylık asgari ücrete sahipken, ABD 1.156, Yunanistan 910, Portekiz 887, Malta 835, Polonya 811 ve Romanya 604 avro asgari ücrete sahiptir. Türkiye’de ise yaklaşık 485 euro’ya denk gelmektedir. Türkiye’de asgari ücret Avrupa ülkelerine göre dipte seyrederken böylesi açıklamalar yapmalarına “bu kadarına da pes” diyoruz. Sadece kamu emekçileri ve emekliler değil ülke olarak AKP iktidarının saldırısı altındayız. Dört bir yandan elimizde avucumuzda ne varsa almak, hakkımız olanını gasp etmek istiyorlar. “Kamuda Verimlilik ve Tasarruf” adlı paket bu saldırıların son örneğidir. Ülkenin kaynaklarını, kurumlarını, ormanını, arazisini özelleştirdiler, beton ekonomisine gömdüler. Kentlerimizi yağmaladılar, doğayı talan ettiler, bütçenin önemli kısmını silahlanmaya ayırdılar.  Sermayeden, patronlardan, zenginlerden alınması gereken vergileri; “muafiyetlerle”, “indirimlerle”, “istisnalarla”, “aflarla” bir kalemde sildiler. Sayıştay raporlarına da yansıdığı gibi Kamu Özel İşbirliği Projesi adı altında, yandaş müteahhitlere şehir hastaneleri, havalimanları, yol ve köprüler üzerinden milyonlarca dolar aktardılar. Halen bunların hiç birinden vazgeçmiyorlar. Özel uçaklarla gezmeye, Hac’a gitmeye, lüks makam arabaları kullanmaya, yazlık-kışlık saraylarında tatil yapmaya, Diyanet Başkanlığı’na birkaç bakanlığın toplam bütçesinden daha fazla para aktarmaya devam ediyorlar. Eşlerini, dostlarını, hısım akrabalarını, mülakatla, torpille kamu kadrolarına doldurmaktan üç, dört yerden maaş bağlamaktan vazgeçmiyorlar. Şimdi dönüp bize “Ekonomiyi batırdık, kamu kaynaklarını tükettik, faturasını size kestik” diyorlar” diye konuştu.

“GÜVENLİ BİR GELECEK, GÜVENCELİ BİR İŞ İSTİYORUZ”

“Orta Vadeli Program, Kamuda Verimlilik ve Tasarruf Paketi,  yeni vergileri içeren yasa hazırlıkları, sınır ötesi operasyon hazırlığı, 1 Mayıs Taksim yasağı ve tutuklamaları, yeniden başlayan kayyum politikası bunların hepsi bir bütündür ve saldırıların devam edeceği açıktır. Bir yoksullaştırma programı ile karşı karşıyayız. Çünkü AKP-MHP bloku bir avuç sermayedar dışında kalan milyonları için büyük bir yıkım anlamına gelen ekonomi politikalarını hayata geçirmek için baskı ve zorbalığın dozunu artırmayı tercih ediyor.  Çünkü gideceklerini biliyorlar ve iktidarda kalma ömürlerini uzatmak istiyorlar. Çünkü lüks, şatafattan, gemiciklerden, Saraylardan, vazgeçmek istemiyorlar. Çünkü sermaye sevdalısı, halk ve emekçi düşmanıdırlar” şeklinde konuşan Sümbül, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Bugün sesimizi duyurmak, hakkımız olanı istemek, artık yeter insanca yaşayacak ücret istiyoruz demek için ülke genelinde yine alanlardayız. İnsanca yaşamaya yetecek bir ücret istiyoruz demek için alanlardayız. Yeni vergi yasası değil gelir vergisi birinci dilim oranının yüzde 15 ten yüzde 10’a düşürülmesini,  yoksulluk sınırına kadar olan maaşların-ücretlerin birinci vergi diliminde sabitlenmesini istiyoruz. Güvenli bir gelecek, güvenceli bir iş istiyoruz. En düşük kamu emekçisi maaşının temmuz ayı itibari ile eş ve çocuk yardımı, kira yardımı, ulaşım ve yakacak yardımı gibi sosyal yardım kalemleri ile yoksulluk sınırının üzerine çıkarılmasını istiyoruz. Bu rakamın üç ayda bir yoksulluk sınırında yaşanan artışa göre güncellenmesini, üzerine her çeyrekte yaşanan büyüme rakamlarının refah payı olarak eklenmesini istiyoruz. Sözü verilen kira yardımının yapılmasını, mülakatın kaldırılmasını istiyoruz. Servislerin kaldırılması kararından, kazanılmış haklarımıza göz dikilmesinden vazgeçilmesini istiyoruz. Kamu emekçilerinin söz ve karar sahibi olacağı demokratik bir çalışma yaşamı istiyoruz. Yandaş konfederasyonlarla yapılan ve yoksulluğumuzu derinleştiren toplu satış sözleşmesi değil, grevli özgür ve gerçek toplu sözleşme istiyoruz. Buradan bir çağrımız da sendikalı sendikasız tüm kamu emekçilerinedir; TÜİK verilerine göre artışlar devam ettikçe, adaletsiz gelir vergisi dilimleri sürdükçe yeni vergi yasaları, Kamuda tasarruf adı altında yeni saldırı paketleri geldikçe, TL döviz karşında değer yitirmeye devam ettikçe bugünleri de arayacak günleri yaşayacağız.  Gelin artık gına gelen bu oyuna dur diyelim. Gelin yıllardır hepimize kaybettiren yoksulluk ve sefalet düzenine karşı insanca yaşayacak ücret, güvenceli iş, güvenli gelecek mücadelesinde alanlarda, işyerlerinde birleşelim. Gelin aydınlık yarınlar için bu karanlığı dağıtacak fiili ve meşru mücadeleyi yükseltelim.”

EMEKLİLER; “AKLIMIZLA OYNUYORLAR”

TÜİK’e ve açıklanan maaş zamlarına bir tepki de emeklilerden geldi. Özgür Çocuk Parkında bir araya gelen emekliler, afiş ve pankartlar açıp, basın açıklaması yaparak iktidara seslendiler. Basın açıklamasını okuyan Mersin Şube Başkanı Oktay Canpolat, “2024 yılının ilk 6 aylık enflasyonu TÜİK tarafından açıklandı! TÜİK'in enflasyon hesabının güvenilir olduğuna dair kamuoyunda hiçbir emare görünmüyor. Buna rağmen siyasi iktidar, şaibeli enflasyon hesabını baz alarak maaşları dizayn etmek istiyor. Bu hesaplar yıllardır gerçekliliğini yitirmiş, emeklileri ölüm sınırında yaşamaya mahkum etmiş, rasyonellikten uzak hesaplardır. Bakanların açıklamalarına bakılırsa Temmuz ayında yapılacak maaşlardaki' kayıpların telafisi' düzenlemesi kök maaşlar üzerinden yapılacaktır. Bu durumda işçi ve Bağ Kur emeklilerinin çok büyük bir kısmının, ele geçen maaşlarında değişiklik olmayacaktır. Geri kalan emeklilerin bir bölümünde ise yüzde sıfır ile yüzde 25 aralığında değişik oranlarda, bir kısım kayıpların telafisi olacaktır. Memur emeklilerinin maaşlarında ise; açıklamalara bakılırsa yüzde 20 dolayındaki artış, kayıpların telafisini karşılamaktan çok uzaktır. Özetle; hali hazırda iktidarın maaş artışı dediği şey, zam veya maaş artışı değil, eriyen maaşların 2024 Ocak'ta ki, yani 6 ay önceki alım gücüne erişmesi düzenlemesidir. Bu düzmece artış ile o bile mümkün gözükmüyor. Emeklilerin kayıpları ilk 6 aylık TÜİK enflasyon hesabı ile karşılanamayacağı gibi, gelecek 6 ay kayıplarımız daha da fazla olacaktır. Şimdiden iktidar birçok kaleme zam yapmaya başladı. Enerjiye en çok ihtiyaç duyulan bu mevsimde, elektriğe yüzde 38 zam yapıldı bile. 1 Temmuz'dan geçerli denerek, ilk 6 ay için düşük enflasyon hesabı oyununu, göz göre göre kurnazca sergilemekten çekinmediler. Aklımızla oyun oynuyorlar. Emeklileri, asgari ücretle çalışanları, yani emeğiyle, alın teriyle çalışanları aç bırakarak tasarruf yapılamaz. Bizler bırakın tasarruf yapmayı, açlıktan ölmemek için direniyoruz. Tasarruf yapılacaksa bu ülkenin kaynaklarına çökenlerin muslukları kesilsin. Bedel ödenecekse, ülkeyi bu duruma getirenler bedel ödesin. Emeklilerin, emekçilerin yaşam boyu ödedikleri bedel yetti de, arttı da... Neresinden bakılırsa bakılsın, emeklilere, asgari ücretle çalışanlara yaşam hakkı tanımayan bu anlayışı, bu köle düzenini, bu sadaka sistemini asla kabul etmiyoruz. Yıllardır emeklilere ulusal büyümeden pay verilmiyor. Bu bile emeklilerin maaşlarında toplamda çok büyük oranda düşüşe neden olmuştur. Memurlara verilen seyyanen artışı, memurlar fazlasıyla hak etmiştir. Bu artışın yasa gereği memur emeklilerine de verilmesi gerekirken, yasa arkadan dolanarak bu artış memur emeklilerine verilmemiştir. Aynı hak emekliler içinde hayatidir. Seyyanen artışın emeklilere de yapılması zorunludur. Acil olarak bütün emeklilerin maaşlarına 15 000 liralık seyyanen artış yapılmalıdır” dedi.

“KAYIPLARIMIZI TELAFİE EDİN”

“Kısa vadede emeklilerin maaşlarına Temmuz'da kayıplarımızın telafisi ve gelecek 6 aylık hissedilen enflasyon oranı ve refah payına ilaveten 15 000 liralık seyyanen artış yapılmalıdır. Uzun vadede ise 2008'de uygulamaya sokulan yasa kaldırılmalı, maaş güncelleme katsayısı ve maaş bağlama oranı yeniden düzenlenmelidir. Bu düzenlemede en düşük emekli maaşı, en düşük memur maaşına eşitlenerek yapılandırılmalıdır” şeklinde konuşan Canpolat, “Acil olarak sağlığa erişim kolaylaştırılmalı ve sağlıkta ücret ödemeleri kaldırılmalıdır. Bugün kimi ameliyatlarının yapılması için yüz binlerce lira ödeme istendiği bir ortam korkutucudur. Sendikalaşmamız engellenmektedir. Kurduğumuz sendikalar iktidarın siyasi kararlarıyla kapatılmaktadır. Artık keyfiyete son verilmelidir. Demokratik bir hak olan sendika kurma özgürlüğümüz tanınmalıdır. Bu konuda TBMM'Nİ göreve çağırıyoruz. Uluslararası sözleşmelere uyun iç hukukta gerekli düzenleme yapılmalıdır. İktidar, Temmuz’da asgari ücreti arttırmayacağını söylüyor. Umuyoruz bu çılgınlıktan vazgeçilir. Yoksulluk sınırının beşte biri kadar bir ücretle insan çalıştırılamaz. İktidarın Mehmet Şimşek eliyle hayata geçirmeye çalıştığı vahşi kapitalizm yeni bir köleci düzendir. Çalışanların da bunu kabul etmemesi gerekir. Zira bu düşük maaşlar, emekli olunduğunda halihazırda 10 bin lira maaş alan emeklilerin kaderine ortak olmaktır. İktidarı uyarıyoruz! 22 yıldır sömürdüğünüz, yandaş derneklere, cemaatlere, tarikatlara, yandaş şirket ve müteahhitlere aktardığınız ülke kaynaklarının bedelini biz emeklilere, asgari ücretlilere, emekçilere yüklemenize bütün gücümüzle itiraz edeceğiz. Krizi yaratanlar bedelini ödesin. İnsanca yaşam için demokratik mücadelemizi sürdüreceğiz. Demokrasilerin seçimden seçime rüşvet aracı olmadığını, demokrasilerin bir yaşam biçimi olduğunun dersini vereceğiz” ifadelerini kullandı.

 

Paylaş :
Etiketler :  

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!





 
  Akdeniz Gazetesi




 
  FLAŞ HABER
 

  BASIN İLAN KURUMU İLANLAR

 
  EN ÇOK OKUNANLAR
  • Bu Ay
  • Bu Hafta
  • Dün
  • Bugün


  SOSYAL MEDYA
 
 

 


  

 
 
ANASAYFA BİK İLANLAR İLETİŞİM KÜNYE GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
akdenizgazetesi.net © Copyright 2019-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA