İşte ey hayat-ı dünyeviyenin zevkine mübtela ve endişe-i istikbal ile istikbalini ve hayatını temin için çabalayan bîçareler! Dünyanın lezzetini, zevkini, saadetini, rahatını isterseniz; meşru dairedeki keyfe iktifa ediniz. O, keyfinize kâfidir. (R.N.K’ dan)
‘’Meşru keyfler’’ kavramını düşündüm ve biraz da araştırdım…Gerek Batı gerekse İslâm kültüründeki yaygın anlamıyla meşrû “dinin, yasanın veya kamu vicdanının doğru bulduğu şey” demektir. (1)
Meşru keyfe razı olmayan gayrı meşru işler yapmış olur, meşru hedef haline gelir. Allah bizleri bu duruma meşru hedef haline gelmekten muhafaza etsin.
Çift tırnaklı hayvanlara ait etleri yemek helaldir de domuz etini yemek meşru değildir yani helal değildir mesela.
Mesela enva-i çeşit (türlü türlü, çeşit çeşit) içecekleri içmek meşrudur da portakal suyu, greyfurt, mandalina, limonu yiyebilir sularını sıkıp içebilirsiniz narı, inciri, kaysıyı, şeftaliyi, fındığı, fıstığı, bademi, leblebiyi vs. yiyebilirsiniz de ama üzümü, inciri mayalayıp şarap haline sarhoş edici hale getirip içemeyiz veya içmemeliyiz. Çünkü nice hikmetlere binaen temelde dinimiz buna izin vermez.
Bunun sebeplerini buraya ayrıntılı yazıp meseleyi bazılarımız için öğretici bir metin veya kültür ve ahlak bilgisi haline getirmek değil amacım.
Arkadaşımla sohbet ederken açıldı mesele, eniştesinden, eniştesinin kız kardeşine yaptıklarından ve çocuklarının bu durumdan nasıl etkilendiğinden bahsetti. Ev GAYYA KUYULARINDAN BİR KUYU olma yolunda.
Meselenin özünde de içki ve kadın (aldatma) meselesi. Bir ailenin daha temelleri kökten sarsılmış maalesef. İçkinin sebep olduğu şiddet ve aldatmanın sebep olduğu güven bunalımı el ele verip bir aileye daha hücum etmişler.
Yavrularımız, annemiz, kız kardeşimiz için reva görmediğimiz şeyleri başkalarına özellikle de kendilerini çok ama çok sevdiğimizi söylediklerimize özellikle de eşimize sıkıntı vermek veya onları sıkıntıya sokmak bizi düşünmeye sevk etse ne olur yani.
Bu konuları konuşmadığımız gündem etmeyip yazmadığımız zaman kendiliğinden kaybolmuyor ki, görmezden geldiğimizde sıkıntılar bitmiyor ki. Keşke kulaklarımızı tıkayıp, gözlerimizi kapatmak veya umursamadan çekip gitmek yeterli olsaydı.
Tamam da sayın yazar, yazdın şimdi buraya da ne oldu. Düzeldi mi veya düzelecek mi bir şeyler, sadece yaralarımızın kabuğunu kaldırdın, dediğinizi duyuyorum. Evet efendim, şimdilik düzelmediğinin farkındayım sayın okuyucu fakat ümidimi kaybetmiyorum.
“Söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil” … asrının en büyük şairlerinden biri olan Fuzuli.
Benim yaptığım da bir nevi hasbihal ve iç dökmek, paylaşmak nevinden olsun. Belki bir gün birilerinin gönül teline dokunmuş oluruz. Belki bir yaraya merhem olur düşüncesi hepsi bu.
Kelebek etkisi kavramını duymuşsunuzdur. Kelebek etkisi Wikipedia’ya göre bir sistemin başlangıç verilerindeki küçük değişikliklerin büyük ve öngörülemez sonuçlar doğurabilmesine verilen addır. (1)
Bu teoriye göre, bir kelebeğin çırptığı kanatların yarattığı türbülansın (girdabın) binlerce kilometre uzakta kasırgaya neden olabilmesine verilen isim. (1)
Madem öyle ben de bir kanat çırpayım, ne olacak, kime ne zararım var ki. Belki bir okurun hayatına dokunur yazılanlar, biri bir gün Allah razı olsun der bizim için. Bu Allah razı olsun sözü yeter de artar bana.
Belki yazdıklarım birinin gönlündeki esintiye diğerininkinde kasırgaya dönüşür. Kimsenin kılını kıpırdatamazsam, kimseye etkisi olmazsa yazılanların kendimle sohbet etmiş olurum. Yeter ki sen canını sıkma sevgili okuyucu. Hoşuna gideni al, gitmeyeni satırlarda bırak.
Bunca yaşanan sıkıntıların sebebini söyledin şimdi de ilacını da ver bakalım diyenlere: Dünya ve âhirette ebedî ve daimî süruru isteyen, iman dairesindeki terbiye-i Muhammediyye’yi (A.S.M.) kendine rehber etmek gerektir. (R.N.K’dan)
GAZZE YETMEZMİŞ GİBİ ŞİMDİ DE KEŞMİR
“Dostuna Yardım Etmekte Duyarsız Olan, Geç Kalan, Mutlaka Düşmanın Darbesiyle Uyanır.”
~Hz Ali (r.a) ait olduğu rivayet edilen bu mübarek sözlerin hakkaniyetini görmek isteyenlerin tarihi gözden geçirmesini tavsiye ederim.
Bu hikmetli söz, şahıslar nezdinde geçerli olduğu gibi devletler nezdinde de geçerlidir.
GAZZE ölüyor, GAZZE ile beraber insanlık ve insanı insan yapan değerlerin tamamı katlediliyor.
Yetmezmiş gibi bir de kardeş ülke Pakistan ve KEŞMİR. Öldürülen 26 turistin bizimle alakası yok denmesine rağmen, iğrenç emellerine ulaşmak isteyenler mikserlerini çalıştırdılar. Ortalığı karıştırdıktan sonra bulanık sularda emellerini arayacaklar. O bulanık sularda boğulmalarını temenni ediyoruz.
Yine yeni bir yazıda beraber olmak dileğiyle hoşçakalın, mutlu kalın, huzurla ve sağlıcakla kalın.
Faruk RİFAİOĞLU
- Wikipedia.