Bakanlıklardan adalet istiyoruz!


Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, CHP tarafından Adana’da düzenlenen ‘14 Büyükşehir Belediyesi İtfaiye ve Afet İşleri Daire Başkanlıkları Koordinasyon Toplantısı’na katıldı. Toplantıda Mersin’in haritada deprem bölgesinin dışında göründüğünün, ancak depremden dolaylı etkilenen bir bölge hüviyetinde olduğunun altını çizen Seçer, “Benim kentim, 6 Şubat depremlerinde herhangi bir yıkımla karşılaşmadı, ancak 11 ilde yaşanan yıkımın ortaya çıkardığı sonucun direkt etkilediği kentlerin başında geliyor. Biz devletin kurumlarından, bakanlıklarından adalet istiyoruz. Bir ayrıcalık istemiyoruz” dedi.

 

Tarih : 10 Temmuz 2024 Çarşamba 16:33

Haber Merkezi

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) tarafından Adana Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde düzenlenen ‘Orman Yangınları ve Çevre Felaketleri’ konulu ‘14 Büyükşehir Belediyesi İtfaiye ve Afet İşleri Daire Başkanlıkları Koordinasyon Toplantısı’nda konuşan Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, orman alanlarının yoğun olduğu Akdeniz sahil kentlerini kapsayan bir bölgede olmasının son derece isabetli olduğunun altını çizerek, bölgedeki kentlerin sel, tsunami, taşkın gibi birçok felaketle de karşı karşıya kalabilecek bir hinterlant olduğunu kaydetti. Başkan Seçer, Mersin başta olmak üzere Akdeniz sahil kentlerinin birçok sektörü bir arada barındırdığını belirtirken, Mersin’de faaliyet gösteren bazı sektörlerin tehlike arz ettiğini de örneklerle aktardı. Seçer, “Mersin’in şöyle bir özelliği var: Türkiye’de sanki turizm ve ticaret kenti gibi görünse de son zamanlarda bir enerji koridoru haline gelen bir kent. Orada bulunan akaryakıt tankları oldum olası kentimiz için çok büyük bir tehlike arz ediyor.  Biliyorsunuz birçok firmaya ait akaryakıt dolum tesisleri Mersin sınırları içerisinde. Yine devam eden nükleer enerji santrali; bu da önümüzdeki süreçte nükleer sızıntılarla beraber büyük çevre felaketlerinin yaşanabileceği tehlikesini gözümüzün önüne getiriyor. Mersin haritada deprem bölgesinin dışında görünüyor ama depremden dolaylı etkilenen bir bölge hüviyetinde. Örneğin benim kentim, 6 Şubat depremlerinde herhangi bir yıkımla karşılaşmadı. Ancak 11 ilde yaşanan yıkımın ortaya çıkardığı sonucun direkt etkilediği kentlerin başında geliyor” dedi.

“MANEVRA KABİLİYETİ EN YÜKSEK KURUMUN BELEDİYELER OLDUĞU DEPREMDE GÖRÜLDÜ”

Depremi yaşayan kentlerdeki nüfusun başka bölgelere göç etmesinin de bir nevi afet olduğu sözlerine ekleyen Başkan Seçer, 6 Şubat depreminden sonra Mersin’in 400 bin depremzedeyi ağırladığını ifade etti. Başkan Seçer, “Tüm bunlar bize; afetin şekli, şemali, şiddeti ne olursa olsun bu konuda hazırlıklı olmamız gerektiğini gösteriyor. Biz devletin bir kurumuyuz ama bir başımıza bütün bu felaketlerle uğraşacak kabiliyete sahip değiliz. Aslında görev, yetki ve sorumluluklarımız da buna kifayet etmiyor. Beş yıldır belediye başkanlığı yapıyorum, şunu gördüm; özellikle son yirmi yıldır kamuda yapılan değişiklikler sonrası kurumların içinin boşaltılması neticesinde hem insan kaynağı açısından hem alet ekipman araç açısından en güçlü, manevra kabiliyeti en yüksek; olaylara en etkin, efektif ve zamanında müdahale eden yegane kurum belediyeler. Bunu, belediyelerin önemini depremde gördük” diye belirtti. Deprem bölgesinde farklı partilere mensup belediyelerin de çalışmalar yaptığını ancak CHP’li belediyelerin herhangi bir yerden talimat beklemeden kendi inisiyatifi ile önemli çalışmalar yaptığını sözlerine ekleyen Başkan Seçer, “AK Partili, MHP’li belediyeler de oradaydı ama Cumhuriyet Halk Partili belediyeler olarak kendi inisiyatifimizle bir yerden emir, talimat beklemeden anında bölgeye intikal ederek imkanlarımızı seferber ettik. Aramızdaki fark o; anlayış farkı, yönetim farkı, görüş farkı” ifadelerine yer verdi. Başkan Seçer, özellikle yeni seçilen CHP’li belediye başkanlarına bu toplantıları önemsemelerini tavsiye ederek, “Mutlaka bir işi en iyi yapan belediyeden bu desteği alsınlar. Sadece bu toplantıları beklemelerine de gerek yok. Biz bütün belediyelerle iş birliğine açık olduğumuzu buradan ilan etmek istiyoruz. Biz her şeyin en kalitelisini, en güzelini, en etkilisini, en sonuç alınabilenini yapmaya gayret ettiğimiz için bu talebimiz de son derece normal ve değerlidir diye düşünüyorum” diye konuştu.

SEÇER, İTFAİYE ERLERİNİN MEMUR OLMALARI SAĞLANMALI

İtfaiye teşkilatında personel sorunu yaşadıklarından söz ederek, mevzuattan kaynaklı olarak belediyelerin itfaiye teşkilatlarında çalışan personelin statüsünün yasal olarak o personeli çalıştırmalarına imkan vermediğinden söz eden Seçer, yangılara müdahale edecek itfaiye erlerinin memur olmalarının sağlanması gerektiğini ifade etti. Göreve gelir gelmez hemen bir değişim yapıp, revizyona gitmek istedikleri süreci anlatan Seçer, “ ‘Hem daha genç, daha yetenekli, hem fiziken hem ruhen bu işe uygun hem de memur statüsünde elemanlar alalım’ dedik. 282 kadro talebinde bulunduk. Şu ana kadar bir kez 100, bir kez 50 kadro alma imkânım oldu. Emin olun şu konuları bile bizzat Sayın Bakan’dan rica etme ihtiyacı duydum. Oysa böyle olmaması lazım. İlgili belediye ya da daire isteğini yazar, gönderir, onaylanır, uygunsa bakılır; ki uygun” diye konuştu. Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin itfaiye teşkilatının 2.6 milyon nüfusa hizmet ettiğini aktaran Seçer, “Bizim resmi nüfusumuzun yüzde 30’u üzerinde nüfusumuz var. Mersin’de en az 200 bin depremzede yaşıyor ama ikametleri Mersin’de değil. Hakları ölmesin diye ikametlerini oraya aldırmıyor. Yani fiili nüfus var. Kağıt üzerinde Mersin’in nüfusu 2 milyon. Böyle kalabalık bir nüfusa itfaiye teşkilatı olarak 600 personelle hizmet ediyoruz. Yeni aldığımız 150 memuru da ilçelere dağıttık, daha bilinçli ve eğitimli personellerle yangınlara müdahale ediyoruz” diye belirtti. Çağa uygun ve modern bir itfaiye teşkilatı yaratmak için de eğitimli kadro ve yeterli teknolojik ekipmanın gerekliliğinin önemini aktaran Seçer, “Doğal olarak da bunlar para gerektiriyor. Ekonomik zorlukları anlatmamıza gerek yok. Biz sadece devletin kurumlarından, bakanlıklarından adalet istiyoruz. Bir ayrıcalık istemiyoruz. İller Bankası olarak sen Cumhur İttifakı’na mensup belediyelere bu destekleri veriyorsan, Cumhuriyet Halk Partili belediyelere de adaletli davranmak durumundasın. Onlara destek oluyorsanız, bize de destek olmak durumundasınız. Şu anda İller Bankası’nda uzun aylardır itfaiye teşkilatımızı araç ekipman yönünden güçlendirmek için girişimler yapıyoruz, sonuçlarını bekliyoruz. Şu ana kadar da bir sonuç alamadım” ifadelerine yer verdi.

SEÇER’DEN ATA EĞİTİM MERKEZİ’NE DAVET

Mersin Büyükşehir olarak ATA Eğitim Merkezi’ni kurduklarını da hatırlatan Seçer, “Yeni bir tesis. Orada itfaiye teşkilatımızı eğitiyoruz. Özel sektörden talep olursa da eğitiyoruz. Bu konuda ilgilenen belediyelerimizin, belediye teşkilatlarımızın bize misafir olmalarını isteriz. Her zaman personelini ve ekiplerini gönderebilirler. Orada bizim imkanlarımızdan yararlanabilirler, personelin eğitimine katkı sunabiliriz” diye duyurdu. Orman yangınları konusuna da değinen Seçer, bölgede yaşanan yangınlar hakkında da bilgi vererek, “Mersin’de son 5 yılda, Başkanlık yaptığım dönemde ortalama her yıl 2 civarında büyük orman yangını yaşadık. Ama küçük ölçekte onlarca yaşandı. Her yıl belki de 100-150-200’e denk gelen bazı yıllar minik orman yangınlarıyla yüzleştik. Bu konuda zaten kaynağın yüzde 90 insan olduğunu biliyoruz. Buna ayrı bir başlık açmak gerekiyor. Ancak mevcut koşullarda özellikle orman köylülerini eğitmek, mümkünse Sular İdaresi’yle hidrant tesis etmek için işbirliği yapmanın çok önemli olduğunu gördük ve bu konuda da yaptığımız çalışmalarda bir hayli yol aldığımızı düşünüyorum” dedi. Orman yangınlarının birinci derecede tedbirini almanın, kontrol altına almanın ve söndürme görevinin belediyelerin itfaiye teşkilatlarında olmadığını, ilgili kurumlarda olduğunu dile getiren Seçer, “Ama biz İl Koordinasyon Kurulu’na katkı sunmak, onlara alet, ekipman ya da insan kaynağı sağlamak konusunda her zaman hazır olduk. Zaman zaman genel siyasi gerginlikler maalesef bu tip insani müdahalelere dahi tesir etti. Belki biz kendi bölgemizde yaşamasak da biliyoruz ki birçok bölgede orman yangınlarına müdahalede belediyelerin işin içerisine girmesinin engellendiğini biliyoruz. Bunun da önümüzdeki süreçte yaşanmamasını dilemekten başka elimden bir şey gelmiyor” diye konuştu. Depremin ardından 10 Nisan 2023 tarihinde Afet İşleri Dairesi Başkanlığı’nı ve onun alt birimlerini kurarak, çalışmaları da süratle başlattıklarını anlatan Seçer, şu anki temel hedeflerinin, seçim manifestolarında da yer alan Afet Yönetim ve Lojistik Kampüsü kurmak olduğunu ifade ederek, “Bu zaten Mersin halkına verdiğimiz bir sözdür. Koordinasyon Merkezimizde eğitim birimlerine, lojistik depolama alanlarına kadar herhangi bir afet olduğu zaman herkes alet-ekipman, çadır, çizme ve gıda peşine düşüyor ama hazır olmadığı için zaman alıyor. İnsanoğlu beklemez, çünkü yaşam devam ediyor. Beklettiğiniz zaman onun hayatını tehdit altına almış olursunuz. Bunların hazırlığını yapmak için böyle bir projeksiyon içerisine girdik” dedi. Depremden sonra, şehirlerde bir afet anında nerede, ne şekilde, nasıl ve nereye müdahale edileceğinin bilinmediğini gözlemlediklerini aktaran Seçer, “Şehir yıllardır gelişmiş, hangi kurum hangi çalışmasını, hattını, sistemini nereden geçirmiş, yolun neresinde, yerin altında ne var hiçbir belediye bilmiyor. Teknoloji kullanılmamış, Coğrafi Bilgi Sistemi’ne geçilmemiş, bu konuda çalışmalar yapılmamış ama her şeyin bir başlangıcı var. Geç de olsa bunlara başladık ve süratle devam ediyoruz, devam edeceğiz” dedi.

Paylaş :
Etiketler :  

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!





 
  Akdeniz Gazetesi


 
  FLAŞ HABER
 

  BASIN İLAN KURUMU İLANLAR

 
  EN ÇOK OKUNANLAR
  • Bu Ay
  • Bu Hafta
  • Dün
  • Bugün


  SOSYAL MEDYA
 
 

 


  

 
 
ANASAYFA BİK İLANLAR İLETİŞİM KÜNYE GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
akdenizgazetesi.net © Copyright 2019-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA