Ekmen; “AKP’nin ruhu 2002’de kaldı”


AK Parti iktidarı döneminde diyanet başka olmak üzere bazı kurumlara güvenin azaldığını iddia eden DEVA Partisi Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen, “Türk tipi başkanlık sistemiyle birlikte yasamanın bütün özellikleri yok edildi. Birçok araştırmaya göre Diyanet İşleri Başkanlığına duyulan güven niçin yüzde 30’larda? Bu kadar yerlilik, millîlik, dinî ve millî unsurlar üzerine siyaset üreten bir iktidarın döneminde, bu kadar çok yerli ve millî retorik üreten bir iktidarın döneminde gençlerin bu kadar değerlerden uzaklaşması… Zaten yetkinlik eğitimini verememişiz, hiç olmazsa değerler eğitimi vermesi beklenir, o da verilememiş. Ruhunuz da önemli ölçüde 2002’de kaldı” dedi.

 

Tarih : 11 Temmuz 2024 Perşembe 13:49

Necdet TAŞ

TBMM’de söz alan DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Mersin Milletvekili Mehmet Emin Ekmen, iktidara bakanlıklar üzerinden yüklendi. Türk tipi başkanlık sistemiyle birlikte yasamanın bütün özelliklerinin yok edildiğini öne süren Ekmen, “Yok edilen en önemli özelliklerinden biri denetimdi, bugün yürütme üzerinde yasama hiçbir denetim faaliyetini kullanamıyor ancak formel olarak olmasa da ben burada AK Partili arkadaşları bu yasa nedeniyle AK Parti'nin yirmi iki yıllık millî eğitim serencamı üzerinde bir muhasebeye davet ediyorum. Hoş, muhasebe de yasaklanacak değil ya. Bir hikâyeye göre Kızılderili grup, atlarını sürerken öncüleri durur “Çok hızlı gittik, ruhlarımız geride kaldı.” der. Bu kadar hızlı bir şekilde iş yapmanın her şeye zararı var arkadaşlar, çok hızlı gidiyor” ifadelerini kullandı.

“RUHUNUZ ÖNEMLİ ÖLÇÜDE 2002'DE KALDI”

“Gerçekten yasama ve birçok alanda Türk tipi başkanlık sistemi ama siz hem hızlı gittiniz hem de iktidarı sürdürebilmeyi bizatihi bir amaca dönüştürdünüz ve ruhlarınız geride kaldı; bugün size ruhlarınızı hatırlatmaya çalışacağım. Ruhunuz da önemli ölçüde 2002'de kaldı; artık bugün AK Parti'nin kurucu iradesinden ve kurucu ruhundan bahsedemiyoruz ve sizi kendi ölçütlerinizle. Sayın Bakanım, sizi de yerinize davet edelim ki oradaki grup dağılmış olsun. En çok da bana düşer Beyefendi, niye bana düşmezmiş? Öyle laf olsun diye konuşuyorsunuz, ayıp yani. Burada hatibim, dinlemeyecekseniz dışarı çıkacaksınız; zaten dışarıdaydınız, niye girdiniz içeriye? Allah Allah! Şimdi, arkadaşlar, lütfen, gerçekten yani cinsiyetçi bir dil kullanmak istemiyorum ama orada bir grup kadın arkadaş, konuşacaksanız çıkın dışarıya, burayı kaynatmaya hakkınız yok” şeklinde konuşan Ekmen, “Şimdi, arkadaşlar, yirmi iki yılın sonunda biz AK Parti’yi eğitimde başarılı kabul edebilir miyiz? Elbette oradan başarılı olduğunuzu iddia edeceksiniz. Ben birkaç soru sormak istiyorum. Mesela, çocuğunuzu Millî Eğitime bilakayduşart ve bir dış destek vermeden teslim edebilir misiniz? Ben 3 çocuğumu da Millî Eğitimde okutmuş bir veli olarak bu soruyu soruyorum. Mesela değerler eğitiminde başarılı mısınız? Mesela yetkinlik eğitiminde AK Parti’yi başarılı kabul edebiliyor muyuz yirmi iki yılın sonunda? Kültür ve diyanet politikalarında başarılı kabul edebiliyor muyuz? Yetkinlik eğitimi açısından Türk millî eğitim sisteminden mezun olan bir öğrenciye bir yabancı dil öğretebiliyor muyuz? Balıkesir Milletvekilimiz Haydar Bey’in hatırlatmasıyla Türk millî eğitim sisteminden mezun olan bir öğrenciye çarpım tablosunu hatasız olarak bilme seviyesinde matematik öğretebiliyor muyuz? Sanayimize ara eleman yetiştirebiliyor muyuz? Peki, sporcu yetiştirebiliyor muyuz? Almanya'da, o bizi kıskanan Almanya'da adamlar her yıl 4 milyon Türk’ten üç beş dünya starı çıkartıyor, biz 85 milyon vatan evladından on yılda bir dünya starı çıkartamıyoruz; bunun üzerine hiç kafa yoruyor musunuz niçin Almanya bu pırıl pırıl gençlerden bu starları çıkartıyor da biz çıkartamıyoruz diye?” dedi.

“GÜNDEMİNİZDE KÜLTÜR VE TARİH TURİZMİ DİYE BİR ŞEY YOK”

“PISA başta olmak üzere uluslararası endekslerdeki durumumuz nedir, bir bakıyor musunuz? Tabii, AK Parti'nin özellikle son beş yılda veya on yılda diline pelesenk ettiği bir de “yerlilik ve millîlik” kavramı var. Gelin, bu “yerli ve millî” kavramı üzerinden, kendi kriterleriniz üzerinden bu yirmi iki yılı değerlendirelim. Deist, agnostik, inançsız ve ateist gençlerin nüfusa oranla yüzde 10'u bulduğu bir ülkede siz kendi yaklaşımınızla eğitim, kültür ve diyanet politikalarınızı başarılı buluyor musunuz? “Bu gençler niçin deist oluyor, niçin ateist oluyor, niçin agnostik ya da inançsız oluyor?” diye soruyor musunuz? Acaba gördükleri hâlin üzerlerinde hiç etkisi olmuyor mu?” diye soran Ekmen, “Malum, İmam Ebu Hanife’ye bir çocuğu götürürler bal yemesin diye “Kırk gün sonra getirin çünkü ben o gün bal yemiştim -kırk gün boyunca bal yemeyeceğim- sözümün tesir etmesi için ona bal yememeyi tavsiye etmedim.” der. AK Parti en güzel hatiplerle, en güzel liderlerle, en yüksek retorikle bu gençler üzerinde niçin etkili olmadığını düşünüyor mu acaba ve bunda Millî Eğitim ve Kültür bakanlarının sayısıyla ilgili bir bağ kuruyor mu? Mesela, arkadaşlar defalarca kez ifade edildi; Millî Eğitim Bakanı sayısı 9; dört ay, on üç ay, on beş ay bakanlık yapan bakanlarımız var. Aynı şekilde, Kültür Bakanı sayısı da 10; on beş ay bakanlık yapan Kültür Bakanımız var. Kültür politikalarının üzerine hepimizi uzun uzun aydınlatabilecek olan Mahir Ünal gibi bir isim bile dokuz ay Bakanlık yapabilmiş. Şimdi, soru şu: Büyük bütçeli bakanlıklarda, Ulaştırma, Enerji, Sağlık Bakanlıklarında kesintisiz ve uzun süreli bakanlar varken Millî Eğitim Bakanlığında niye bir bakanın toplam bakanlık süresi 2,2 yıl? Kültür Bakanlığında niye bir bakanın toplam bakanlık süresi 2,4 yıl? Birçok araştırmaya göre Diyanet İşleri Başkanlığına duyulan güven niçin yüzde 30’larda? Bu kadar yerlilik, millîlik, dinî ve millî unsurlar üzerine siyaset üreten bir iktidarın döneminde, bu kadar çok yerli ve millî retorik üreten bir iktidarın döneminde gençlerin bu kadar değerlerden uzaklaşması… Zaten yetkinlik eğitimini verememişiz, hiç olmazsa değerler eğitimi vermesi beklenir, o da verilememiş. Bugün tarihte olmadığı kadar kuvvetli bir Kültür Bakanlığı var. TİKA, Vakıflar ve Yurtdışı Türkler Kültür Bakanlığına bağlı ama arkadaşlar, sizin bir Kültür Bakanınız yok, sizin bir Turizm Bakanınız var. Onun gündeminde zaten inanç, kültür ve tarih turizmi diye bir şey yok ve bir Turizm Bakanı olarak plajlardaki şezlong ve otellerdeki yatak sayısının satışı dışında gündemi olmayan bir Turizm Bakanınız var. Şimdi, gelin bir muhasebe yapın, gerçekten AK Parti iktidarında yirmi iki yılın sonunda millî eğitim, kültür ve diyanet politikalarında sadra şifa bir başarıdan söz edilebilir mi?” diye konuştu.  

Paylaş :
Etiketler :  

Yorum Ekle comment Yorumlar (0)

Yapılan yorumlarda IP Bilgileriniz kayıt altına alınmaktadır..!





 
  Akdeniz Gazetesi


 
  FLAŞ HABER
 

  BASIN İLAN KURUMU İLANLAR

 
  EN ÇOK OKUNANLAR
  • Bu Ay
  • Bu Hafta
  • Dün
  • Bugün


  SOSYAL MEDYA
 
 

 


  

 
 
ANASAYFA BİK İLANLAR İLETİŞİM KÜNYE GİZLİLİK İLKELERİ

 
Siteden yararlanırken gizlilik ilkelerini okumanızı tavsiye ederiz.
akdenizgazetesi.net © Copyright 2019-2024 Tüm hakları saklıdır. İzinsiz ve kaynak gösterilemeden yayınlanamaz, kopyalanamaz, kullanılamaz.

URA MEDYA