Üroloji Uzmanı Op. Dr. Münir Ali Bilgehan, özellikle yazın sıcak havalarda vücudun su dengesini korumanın, tüm metabolizmanın yanı sıra böbreklerin düzgün çalışması için de kritik bir rol oynadığını dile getirdi. Böbreklerin vücudun atık maddelerden arındırılmasında ve su-elektrolit dengesinin korunmasında kilit rol oynadığını belirten Dr. Bilgehan, “Her biri yaklaşık bir yumruk büyüklüğünde olan böbrekler, kanı süzerek atık ürünleri ve fazla sıvıyı idrar yoluyla dışarı atar. Aynı zamanda, kan basıncının düzenlenmesi, kırmızı kan hücrelerinin üretimi ve kemik sağlığının korunması gibi hayati işlevleri vardır. Böbrekler, vücudun asit-baz dengesini koruyarak, pH seviyesini düzenler. Ayrıca, elektrolit dengesini sağlar; sodyum, potasyum, kalsiyum gibi minerallerin seviyesini ayarlar. Bu minerallerin dengesi, sinir iletimi, kas fonksiyonları ve kalp ritmi gibi pek çok hayati süreç için kritiktir. Böbrekler işlevini düzgün bir şekilde yerine getirememesi böbrek yetmezliğine uzanan, sonrasında da diyaliz veya böbrek nakli gibi ciddi sonuçları olan sorunlara yol açabilir” şeklinde konuştu.
“BULANTI, BAŞ AĞRISI VE KRAMPLARA YOL AÇABİLİR”
Sıcaklık artışı ve terleme yoluyla yazın daha fazla su kaybedildiğini ve bunun da böbrek taşı oluşumu riskini artıran önemli bir faktör olduğunu belirten Dr. Bilgehan, “Yetersiz su tüketimi, idrarın yoğunlaşmasına ve minerallerin kristalleşerek böbrek taşlarına dönüşmesine neden olabilir. Bunun yanı sıra vücudun toksinlerden arındırılması sürecini de olumsuz etkiler. Ayrıca, sıcak havalarda yapılan yoğun fiziksel aktiviteler de su kaybını artırarak böbrek fonksiyonlarını zorlayabilir. Yetersiz sıvı alımı ‘hiponatremi' yani düşük sodyum seviyesi gibi elektrolit dengesizliklerine, bu da bulantı, baş ağrısı ve kas krampları gibi belirtilerle kendini gösterip ciddi vakalara yol açabilir” ifadelerini kullandı.
“GÜNDE EN AZ 2-3 LİTRE SU İÇİN”
Böbrek sağlığı için yaz aylarında alkol ve kafein tüketimini azaltmanın önemine işaret eden Dr. Bilgehan, konuşmasının devamında şunları söyledi: “Bu maddeler, idrar söktürücü etkileri nedeniyle vücudun su kaybını artırıp susuz kalma riskini yükseltebilir. Bu nedenle, alkol ve kafein yerine bol su içmek gerekir. Günlük su ihtiyacımız yaş, cinsiyet, fiziksel aktivite düzeyi ve çevresel şartlara bağlı olarak değişse de yetişkin bir birey günde en az 2-3 litre su içmelidir. Yeterli su alımı böbreklerin kanı etkili bir şekilde filtreleyip atık maddeleri idrar yoluyla atmasını sağlar. Su, aynı zamanda idrar yollarının temizlenmesi ve enfeksiyon riskinin azalmasına, idrarın seyreltilmesi ve böbrek taşı oluşumunu önlemeye yardımcı olur.”
“ÇALIŞIRKEN SU MOLALARI VERİN”
Su tüketimini teşvik etmek nedeniyle birkaç ipucu da veren Dr. Bilgehan, “Su içmeyi unutmamak için yanınızda sürekli bir su şişesi bulundurun. Telefonunuzda su içmeyi hatırlatan uygulamalar kullanarak su tüketiminizi takip edin. Su dışında, doğal maden suyu, bitki çayları ve taze meyve suları gibi sağlıklı sıvı alternatifleri tüketin. Günlük rutininizde su içmeyi bir alışkanlık haline getirin. Örneğin, her sabah kalktığınızda ve gece yatmadan önce bir bardak su için. Her yemekten önce bir bardak su içmek hem su alımını arttırır, hem de tokluk hissi vererek daha az yemek yemeyi sağlar. Ofia ortamında çalışanlara da belirli aralıklarla su molaları vererek su içmelerini tavsiye ediyorum. Yeterli su alımı böbreklerin işlevlerini düzgün bir şekilde yerine getirmesine yardımcı olurken, susuz kalma ve böbrek taşı oluşumu gibi risklerin önüne geçer. Düzenli su tüketimi sadece yaz aylarında değil, yılın her döneminde gereklidir” diye konuştu. (iha)