Necdet TAŞ
İktidarın dini siyasete alet ederek dine çok büyük zararlar verdiğini ifade eden İYİ Parti Mersin Milletvekili Burhanettin Kocamaz, “Dünya globalleştikçe, insanlar değişik nedenlerle farklı toplumlarla iletişim kurdukça özünü kaybediyor, örf ve adetlerinden, gelenek ve göreneklerinden o kadar çok uzaklaşıyor ve başkalaşıyor ki, ortaya bambaşka ve adeta arabesk bir toplum çıkıyor. Özellikle yeni nesillerin atalarından öğrenebileceği hiç bir örf, hiç bir gelenek kalmamış. Gençlerin büyük bir kısmı başka toplumların yaşantılarına özenerek bambaşka bir yerlere savrulmuş durumda. Eskiden büyüklerimiz bizlere doğruluğu, dürüstlüğü, büyüklerini saymayı, küçüklerini sevmeyi haramı, helali, kul hakkına ilişmemeyi, Vatana ve Millete hayırlı evlat olmayı, Bayrağa sahip çıkmayı, Allah’tan korkmayı, kimseyi incitmemeyi, dinimizi, diyanetimizi öğretir, kısaca iyi insan olmayı belletirdi. Şimdi devir değişti. Yeterince bu tavsiyeleri yapanlarda, tavsiyelere uyanlarda azaldı” ifadelerini kullandı.
“ADALET VE LİYAKATİN YERİNİ NEPOTİZM ALDI”
“Yerine de maalesef harama helale bakmadan kısa yoldan köşe dönme anlayışı geldi. Vatan Millet Bayrak bilinci ve aidiyet duygusu yok olmaya yüz tuttu. İnançlar yara aldı. İslam anlayışı azaldı. Ateizmi ve Deizmi tercih edenler çoğaldı. Doğruluk ve dürüstlük ortadan kalktı. Dolayısı ile saygı ve sevgi kavramlarının yerini başka kavramlar aldı. Hasılı her şey değişip, altüst oldu. Neticede ağaca kurt girdi, özümüzü kaybettik. Ve bambaşka bir toplum olduk. Peki, bu başkalaşım gerçekleşirken bizler neler yaptık? Ne gibi tedbirler aldık?” diye soran Kocamaz, “Doğrusunu söylemek gerekirse hiç bir şey yapmadık, sadece seyrettik. Toplum bu duruma gelirken, başta aileler olmak üzere herkesin özellikle de 22 yıldır Ülkeyi yöneten siyasi iktidarın vebali çok büyük. Aileler, örfünü, adetini, töresini, dinini ve diyanetini bilmiyor ki evladına öğretsin. Ülkeyi yönetenlerin de zaten böyle bir kaygısı hiç olmadı. O’nlar, sırf iktidarda kalabilmek için Diyanet Kurumunu kullandılar. Dinimizi araç olarak kullanan cemaatlere alan açtılar, bazılarının devleti işgal etmesine hatta ele geçirmesine göz yumdular. Bazı cemaatler Ülkemizin başına çorap örecek kadar ileri gitti. Ülkeye ihanet etti. Bu Millet 15 Temmuz gibi dersler çıkarılması gereken olumsuz hadiseleri yaşadı. Şehit ve gaziler verdi. İktidarsa, okulları İmam Hatip okullarına çevirmeyi, her yere gösterişli ancak cemaati olmayan içi boş camiler yaptırmayı İslam’a hizmet zannetti. Hükümet cami hocalarının ücretini diğer memurlardan daha iyi konuma getirdi, Diyanet’te buna karşılık Siyasi İktidara yalakalık yapma adına, İslam’a mugayyir fetvalar vermeye başladı. Üstelikte Cami Hocalarına siyaset yaptırdı. İş öyle bir noktaya geldi ki, insanlar haftada bir gün camiye Cuma Namazını kılmaya gidiyordu. Hocaların bu tutumu yüzünden Camileri ve Cuma Namazlarını terk etti ve hepsinden acısı da hak hukuk adalet ve liyakat ortadan kalktı. Yerini nepotizm (akraba ve yandaş kayırma) anlayışı aldı” dedi.
“HARAMDAN, İSRAFTAN, KUL HAKKINDAN ELİNİZİ ÇEKİN”
İnsanlar bu tür haksız uygulamalar yüzünden, “Bunlar Müslümansa ben Müslüman değilim” demeye başladığını öne süren Kocamaz, değerlendirmelerini şöyle sürdürdü; “Ey Yönetimde kalabilmek için her yolu deneyen ve her türlü kanunsuzluğu mübah gören İktidar. Bu vebalden kurtulamazsınız. Üç günlük yalan dünyada iktidarda kalabilmek için tüm değerlerimizi askıya aldığınızı, bizi biz yapan değerlerimizi ortadan kaldırdığınızı, tüm birikimlerimizi yok ettiğinizi, dDevletin bütün sigortalarını attırdığınızı dünya alem biliyor. Peki, iktidarda kalabilmeniz için, tüm bu değerlerimizi yok etmeye değer miydi? Kul hakkına giriyorsunuz. Beşli çeteye tanıdığınız imtiyazlar, ayyuka çıkan yolsuzluklar ve Millet kesesinden “itibardan tasarruf olmaz!” diyerek sürdürdüğünüz o şatafatlı hayat, aldığı ve sizin layık gördüğünüz üç kuruşla ayın ilk haftasını dahi getiremeyen insanları çileden çıkarıyor. Millet şu enflasyon ortamında aldığı üç kuruş ücretle ne yapacağını şaşırmış durumdayken, Milletin ahını aldığınızın farkında mısınız? Elbette değilsiniz. Buradan söylüyorum; alınmaca, gücenmece, darılmaca yok. Dost acı söyler, ancak doğruyu söyler. Bu yaptıklarınızla cehennemdeki zebânilerin işini kolaylaştırıyor, zebanilere hizmet ediyor, ateşinizi harlandıracak odununuzu buradan götürüyorsunuz. Rabbim taksiratlarınızı affetsin diyeceğim ama Yüce Yaradan’da “Kul hakkı ile huzuruma gelmeyin!” buyuruyor. Tez elden, doğruyu bulun ki, daha büyük günahlara ve bataklıklara gömülmeyin. Tez elden pişman olup, yürüdüğünüz bu yanlış yoldan dönün ki, zebanileri sevindirmeyin. Tez elden haramdan, israftan, kul hakkından elinizi çekin ki, Milletin ahından kurtulun.”