Necdet TAŞ
Mecliste bütçe maratonu sona erdi. Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) her yıl olduğu gibi bu sene de yoğun bir bütçe maratonuna sahne oldu. İktidarın 2025 yılı için verdiği bütçe teklifi ülkenin ekonomik öncelikleri ve kamu harcamalarının nasıl şekilleneceği konusunda hararetli tartışmalara sahne oldu. Görüşmeler boyunca hükümet ve muhalefet partileri arasında özellikle enflasyon, büyüme hedefleri ve sosyal harcamalar gibi kritik başlıklar üzerinden çekişmeler yaşandı. 8 Aralık'ta başlayan süreç cuma gecesi TBMM Genel Kurulu’nda 317 milletvekilinin 'kabul' oyu vermesiyle sona erdi ve bütçe teklifi yasalaştı. 249 milletvekili ise teklife 'ret' oyu verdi.
“BU BÜTÇEYE ZULÜM BÜTÇESİ DİYORUZ”
Bütçe maratonunu değerlendiren İYİ Parti Mersin Milletvekili Burhanettin Kocamaz, “1 Ocak itibari ile de yürürlüğe girecek. Öncelikle 2025 yıl bütçesi Ülkemize ve Milletimize hayırlı olsun. Ancak daha önce de söylediğim gibi, bu bütçe mevcut hiç bir sorunu çözebilecek kapasitede bir bütçe değil. Bir bütçenin Ülkemizin ve Milletimizin sorunlarına çare olabilmesi ve arkasında bütçe kararlarını, başta bir israf etmeyerek, itibardan taviz verilmez demeyen, bütçeyi samimi ve tavizsiz bir şekilde uygulayabilecek sağlam bir irade gerekir. Ancak Türkiye bugün o sağlam iradeyi gösterebilecek idareden maalesef yoksun durumda. Bunu neden böylesine kesin bir şekilde söyleyebiliyorum. Zira mevcut iktidarın 22 yıldır ortaya koyduğu davranışları ve uygulamaları ortada. Bir defa İktidar, daha bütçe yürürlüğe girmeden, 1 Ocak gelmeden ve Bismillah demeden 2 trilyon açık vereceğini kabul ederek hazırlanmış. Size daha önce söylediğim gibi, İktidar yıl ortası gelmeden meclise, ilave bütçe talebiyle gelecek. Bu bütçe vatandaşların, özellikle de dar gelirli olanların, işçinin çiftçinin emeklinin, küçük esnafın derdine çare olmayacak. Vergiler arttıkça artarken, vatandaş enflasyon ve hayat pahalılığı altında ezilirken, açıklanan maaş zamları vatandaşın derdine derman olmayacak. Olamayacak. Biz tüm bunları şimdiden görüyor ve bu bütçeye zulüm bütçesi diyoruz. “İnşallah bizler yanlış düşünmüş oluruz da, İktidar söylediklerinde haklı çıkar. Ama ne yazık ki bu iktidarın bütçe konusundaki geçmiş karnesi kırık notlarla dolu. Bizler yine de bu bütçenin Ülkemiz için hayırlı ve bereketli olmasını temenni ediyoruz. Aslında TBMM’nin bir teamül olarak, yoğun geçen bütçe maratonundan sonra 15 gün tatile girmesi gerekiyordu. Ancak, bu hafta Meclis tatile girmeden çalışmalarına devam edecek. Bütçe yürürlüğe girmezden önce, 2025 yılı bütçesine bağlı olarak yeniden düzenlenmesi gerekli bazı kanunları içeren, ağırlıklı olarakta Anayasa Mahkemesinin, Anayasa’ya aykırılık nedeniyle iptal ettiği, Cumhurbaşkanının imzası ile çıkarılmış bazı Kanun Hükmünde Kararnamelerin görüşülmesi üzerine çalışacak. Ve ardından bir haftalık tatile girecek. Aslında yeni bir torba yasa ve oldubittiyle karşı karşıyayız” ifadelerini kullandı.
“ANAYASA MAHKEMESİ’NİN İPTAL ETTİĞİ TAM 14 KHK VAR”
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne tepki gösteren Kocamaz, “Bilindiği gibi Ülkemiz, 2018’den itibaren Cumhurbaşkanlığı yönetim şekli denilen ve Dünyada benzeri olmayan, ucube bir sistemle yönetiliyor. O günden bu yana da, maalesef Meclis eski hükmünü kaybettiği için, hızlı karar alma bahanesiyle, tek kişinin karar ve imzasıyla çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) yönetiliyor. Bazen, Meclisten uzun mesailer harcanarak çıkarılmış yasalar bir kenara bırakılıp, tek başına Cumhurbaşkanının imzasıyla çıkarılmış KHK’ler yasaların önüne geçirilebiliyor. Çoğu kez de aceleyle çıkarılan “KHK’lar Anayasa’ya aykırı olduğu ya da KHK’lar yerine kanun çıkarılarak uygulanması gerekir denilerek!” Anayasa Mahkemesi tarafından iptal ediliyor. Bu torba yasada da Anayasa Mahkemesi’nin iptal ettiği tam 14 Kanun Hükmünde Kararname var. Bizler, boş yere tek adam sistemine ucube sistem demiyoruz. Bizler, boş yere İyileştirilmiş ve Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem için ısrar etmiyoruz. Ancak, Vatandaşlarımızın büyük bir kısmı hala bu işin farkına varmış değil. Oysa bugün yaşanan ekonomik sıkıntılarında enflasyonun ve hayat pahalılığının da ana sebebi bu ucube sistem. Devletin yönetimi bir tek kişiye bırakılmaz. Devlet yönetimi istişaresiz olmaz. Olursa da işte bugün yaşadıklarımız gibi her şey altüst olur. Her şeyde denge bozulur. Kantarın topu kaçar, sıkıntıları en tepede oturan ve itibardan tasarruf olmaz diyerek Ülkeyi yönetenler değil, tabandaki gariban halk çeker. Bizden söylemesi. Biz Halkımıza gerekli uyarıları yapmakla yükümlüyüz. En son kararı verecek olan yine halktır. Atalarımızın ibret dolu bir sözü var; kendi düşen ağlamaz!” dedi.